Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, 2053 Ulaştırma ve Lojistik Ana Planı’nı açıkladı. 2053’te bölünmüş yol ağının 38 bin 60 kilometreye, demiryolu hat uzunluğunun da 28 bin 590 kilometreye çıkarılacağını bildiren Karaismailoğlu, havalimanı sayısının da 61’e yükseltileceğini duyurdu.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Ulaştırma ve Lojistik Master Planı-Ulaştırma 2053 Vizyonu Lansmanı’nda konuştu. Türkiye’yi “dünyanın ilk 10 ekonomisi” içinde hak ettiği yere kavuşturmak için çalıştıklarını belirten Karaismailoğlu, “Cumhurbaşkanı’mızın liderliğinde, 20 yıldır neyin sözünü verdiysek inşa ettik, neyi hayal ettiysek milletimizin hizmetine sunduk. Cumhurbaşkanı’mızın liderliğinde yürüdüğümüz ‘Büyük ve Güçlü Türkiye’ hedefimizde tek pusulamız ‘milletimiz’ oldu. Bu yolda, bu hedefe başarıyla yürüdük. Devlet aklı ile planladık. ‘Ortak akıl’ ile istişare ettik. Akıl gücü ile inşa ettik ve dev eserlerimizi milletimizin hizmetine gururla sunduk. Bizi yatırımda, üretimde, ihracatta, istihdamda dünyanın en büyükleri arasına yükseltecek dev projelerimizi tamamlayarak hem ecdadımıza saygımızı sunmayı hem de gençlerimize, geleceğimize en güzel armağanları vermeyi başardık. ‘Kamu özel iş birliği kazandırır’ dedik; bu model aracılığıyla ile doğu-batı ayrımını ortadan kaldırdık. Türkiye’mizin dört yanına aynı anda yatırım yapma imkanına kavuştuk” diye konuştu.
MİLLETİMİZİN GÜVENİ VE ÜLKEMİZİN POTANSİYELİ İLE BİZDEKİ TÜRKİYE SEVDASI BİRLEŞTİ
Bu modelle yeniden ele alınan Antalya Havalimanı ile 765 milyon avroluk yatırım, Hazine’ye 8 milyar 550 milyon avroluk da kira bedeli kazandırıldığını kaydeden Karaismailoğlu, bunun 2 milyar 138 milyon avroluk bölümünün Hazine’ye girdiğini söyledi. Tüm ulaşım ve haberleşme modlarında entegre bir anlayışı benimsediklerini aktaran Karaismailoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
“Ülkemizin her bir köşesindeki yatırımlarımız, bu yaklaşıma uygun biçimde ‘ana planımız doğrultusunda inşa edildi. Türkiye’mizi 20 yılda köy köy, kasaba kasaba, il il, bölge bölge birbirine bağladık. Bununla da yetinmedik. ‘Dünyayı Türkiye’ye bağladık’. 20 yılda ne dediyse yapmış, dev hizmetleri milletine sunmuş bir iktidarın gururunu ve özgüvenini taşıyoruz. Bu duygular ve milletimizin teveccühü bizi daha da kamçılıyor. Ülkemizin stratejik coğrafi konumu bize büyük avantajlar sağlıyor. Milletimizin güveni ve ülkemizin potansiyeli ile bizdeki Türkiye sevdası birleşti. Şimdiye kadar nasıl durmadıysak, bundan sonra da bizi kimse durduramaz. Yine devlet aklıyla hazırlanmış, ülkemizin önünü açacak 30 yıllık planlarımız hazır. 2053 Ulaştırma ve Lojistik Ana Planı ile gençlerimizin aydınlık geleceğini, milletimizin refahını bugünden tayin edeceğiz. Bunun için var gücümüzle çalışacağız. Tüm ulaşım modlarını entegre bir yaklaşımla ele alarak, yolcu ulaşımı için en iyi alternatiflerin sunulmasını amaçladığımız 2053 Ulaştırma ve Lojistik Ana Planı ile yük taşımacılığında da rekabetçi bir lojistik sektörün oluşturulması için gerekli adımlar ve stratejiler de ortaya konuldu.”
ULAŞTIRMA VE LOJİSTİK FAALİYETLERİNDE BÜTÜNSELLİĞİ SAĞLAYACAĞIZ
“2053 Ulaştırma ve Lojistik Ana Planımız, odaklandığımız temel konular olan mobilite, lojistik ve dijitalleşme alanlarında vatandaşlarımızın beklentilerini karşılarken, Türkiye’mizin ekonomik gelişimine de üst düzeyde katkıda bulunacak” diyen Ulaştırma Bakanı Karaismailoğlu, Türkiye’nin yeni, hızlı ve konforlu bir altyapıyla daha sürdürülebilir, güvenli, çevreci, erişilebilir, kapsamlı, hızlı ve teknolojik olarak daha yenilikçi bir ulaştırma sektörüne sahip olacağını ifade etti. Bu yenilenme sürecinin, ulaşım ve haberleşme alanlarında bütünsel kalkınma odaklı ve dünyayı Türkiye’ye entegre etmeyi hedefleyen iddialı bir süreç olduğunu vurgulayan Karaismailoğlu, “Ulaştırma ve lojistikte küresel ölçekte öncü, bölgesinde lider bir ülke olmak için ulaştırma ve lojistik faaliyetlerinde bütünselliği sağlayacağız. Ulaşım hizmetlerine adil erişimi artıracak ve altyapı kalitesini en üst seviyeye yükselteceğiz. Ulaştırma ve lojistikte etkinlik ve verimliliği sağlayacak, maliyetleri düşüreceğiz. Bu hedeflerimiz doğrultusunda 2053 Ulaştırma ve Lojistik Ana Planı, kıtalararası kesintisiz bir ulaşım altyapısı tahsis etmemiz için kritik değerdedir” dedi.
ASYA İLE AVRUPA ARASINDAKİ TİCARETTEN ALDIĞIMIZ PAYI ARTIRMAYI HEDEFLİYORUZ
Büyük ve Güçlü Türkiye’nin inşasında pay sahibi olan projelerin, Türkiye’nin yatırım, üretim, ihracat ve istihdam odaklı büyüme stratejisinin hayata geçmesi için gerekli altyapıyı sağladığının altını çizen Karaismailoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bu nedenle dünyanın lider ekonomileri arasına girme mücadelesinde son virajda yer alan ülkemiz için kritik önemdedirler. Bizler, 2053 vizyonumuz doğrultusunda, ülkemizin Asya ile Avrupa arasında 700 milyar doları aşan ticaretten aldığımız payı artırmayı hedefliyoruz. 4 saatlik uçuş mesafesiyle 67 ülkenin ve 30 trilyon dolarlık küresel ticaret hacminin merkezindeyiz. Bütün yatırımlarımızda, bu potansiyelden daha fazla faydalanabilmeyi amaçlıyoruz. 38 trilyon dolar gayrisafi milli hasılaya sahip ve 7 trilyon dolardan fazla ticaret hacmi bulunan bu ülkelerde, 1 milyar 650 milyon insan yaşıyor. Tüm bu hedeflerimiz ve coğrafi konumumuz, ulaşım ve iletişim stratejilerimizi küresel ve bölgesel şartlar ışığında her daim güncel tutma ihtiyacını Türkiye için vazgeçilmez kılıyor. Belirlediğimiz hedefleri, elbette devlet aklının gerektirdiği bir profesyonellikle, dünyanın gideceği güzergahı okuyarak oluşturuyoruz. Küresel ticarette en önemli belirleyiciler arasında yer alan nüfus artışı, lojistik hareketliliğini, dolayısıyla da ticaret hareketliliği direkt etkiliyor. Güncel veriler ışığında ilerlediğimizde Avrupa’nın yıllık ticaret hacmi 8,7 trilyon dolar olurken, Çin’in de yer aldığı Uzak Asya’da bu hacim 6,8 trilyon dolar olarak gerçekleşiyor. Geleceğin yükselen yıldızı Afrika’da ise Orta Doğu ile birlikte toplamda 2,05 trilyon dolarlık bir ticaret hacmi söz konusu. Dünya ticaret hacminin ise yüzde 82’si Avrupa, Uzak Asya ve Kuzey Amerika bölgelerinde gerçekleşiyor. Nüfus hareketliliğine baktığımızda ise, gelecekte ticaret hareketliliğinin nerede artacağına dair fikir sahibi olabiliyoruz. Birleşmiş Milletler, 2010-2025 yılları arasında en kayda değer nüfus artışının Güneydoğu Asya ve Sahra Altı Afrika’da gerçekleşeceğine işaret ediyor. Burada ise ülkemizin merkezinde bulunduğu, yükselen bir Avrupa-Asya-Afrika ticaret üçgeni bizim için en büyük global fırsatlar arasında yer alıyor.”
2050 YILINDA DÜNYA EKONOMİSİNİN YÜZDE 90’INDAN FAZLASI KENTSEL ALANLARDA ÜRETİLECEK
Küresel ticaretteki artış rakamlarına bakıldığında Türkiye’nin ulaştırma ve haberleşme alanındaki ihtiyaçlarına karşı ne kadar isabetli adımlar atıldığını bir kez daha gözler önüne serildiğini kaydeden Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Karaismailoğlu, “2020 yılında 12 milyar ton olarak gerçekleşen tüm dünyadaki ticaret hacminin, 2030 yılında 25 milyar tona, 2050 yılında 95 milyar tona ve 2100 yılında 150 milyar tona ulaşması bekleniyor. Küresel nüfus artışının en çok beklendiği bölgeler ile birlikte küresel ticaret artışındaki rakamları birleştirdiğimizde Türkiye’nin ortaya koyduğu ‘Orta Koridor’da küresel bir lojistik süper güç olma’ iddiasının ne kadar yerinde olduğu ortaya çıkıyor. Küresel nüfus artışının yanı sıra artan kentsel nüfus da hareketliliği ve ulaştırma ile ilgili gerçekleştirilecek yatırımların gidişatını belirliyor. Yine Birleşmiş Milletler rakamlarına baktığımızda, bugün yüzde 50’si kentte yaşayan dünya nüfusu için bu oran, 2050 yılında yüzde 70 olarak değişecektir. Bir başka deyişle dünya ekonomisinin yüzde 90’ından fazlası kentsel alanlarda üretilecektir. Bu artış bize gösteriyor ki dünyada ulaşıma yönelik talep 2050 yılına geldiğimizde iki katına çıkacaktır” diye konuştu.
Bu talebin gelişmiş ya da gelişmekte olan ekonomilerde ulaştırma altyapılarının geleceği için önem arz ettiğini belirten Karaismailoğlu, bu talebi ve ihtiyacı karşılamak için tüm ülkelerin ulaştırma ve altyapı yatırımlarına hız vermesi gerektiğini söyledi. “Amerika Birleşik Devletleri, açıkladığı 2 trilyon dolarlık yeni altyapı planı ile önümüzdeki dönemde ulaştırma yatırımlarına ağırlık verecek” diyen Karaismailoğlu, şunları dedi:
“Çin’e baktığımızda bu rakam 559 milyar dolar olarak gerçekleşirken, komşumuz Yunanistan yine 57 milyar dolarlık bir altyapı yatırımını planlamıştır. Gerek dünyada gerek ülkemiz için öngördüğümüz altyapı yatırımları, bu yatırımlar için ayrılan bütçeler, nüfus ve dolayısıyla lojistik hareketliliğinin yanı sıra, farklı küresel etkenlerce belirlenmektedir. Bu etkenler arasında yer alan Akıllı Ulaşım Sistemleri için önemli adımlar attık. Akıllı Ulaşım Sistemleri’ni yaygınlaştırılarak, trafik güvenliğini artırma, seyahat sürelerini azaltma, mevcut yol kapasitelerinin daha etkin, daha verimli kullanılması ve mobiliteyi artırmayı hedeflediğimizi deklare ettik. Ulaştırmanın dünyadaki geleceğini belirleyen diğer etkenler ise Sürdürülebilirlik, Yeni Nesil Ulaşım ve Şehirleşme olarak özetlememiz mümkündür. Ulaştırma yatırımlarımızı gerçekleştirirken geleceğin ulaşım teknolojilerini ve değişen hareketlilik alışkanlıklarını da göz önünde bulunduruyoruz. Bu bağlamda yeni nesil ulaşım trendlerini yakından takip ederek yatırımlarımızı bunların ışığında şekillendiriyoruz. Elektrikli araçlar, ilk belirleyici trend olarak öne çıkarken, 2035 yılında elektrikli araçların yeni araç satışındaki payının yüzde 35’e ulaşması beklenmektedir. Bizler de ülkemizdeki elektrikli araç altyapısı için çalışmalarımıza devam ediyoruz. Bir diğer trend olan Paylaşımlı Seyahat’e baktığımızda ise 2035 yılında tüm ulaşım modlarında kullanılan araçları paylaşarak seyahat etmek isteyenlerin oranının yüzde 14’e ulaşması öngörülmektedir. Otonom araçların da yine ulaştırmanın geleceği için öne çıkan, etkin bir trenddir. 2025-2030 yılları arasında hayatımızın olağan bir parçası olması beklenen otonom araçlarında 2035 itibariyle yeni araç satışlarındaki payının yüzde 16 olacağı tahminleri yapılmaktadır. Bu alandaki son trend olan bağlantılı araçlar, yani her an internet erişimi olan, birbiriyle ve altyapıyla anbean iletişim içerisinde olan araç sistemlerinin 2035 yılında, toplam araçlar içerisindeki payının yüzde 68’e çıkacağı tahmin edilmektedir. Bizler de şimdiden akıllı otoyollarımızı inşa ederek bu geleceğe hazırlanıyoruz. Yarının stratejisine hazırlanırken yola çıktığımız İnsan-Veri-Yük kavramlarının artık Lojistik-Mobilite-Dijitalleşme ekseninde, yeni ulaşım yaklaşım ve uygulamaları ile ele alınacak.”
ESER VE HİZMET SİYASETİ BİZİM VAZGEÇİLMEZİMİZ OLMUŞTUR
Özellikle 2020 yılında hazırlanılan Ulusal Akıllı Ulaşım Sistemleri Strateji Belgesi ve 2020-2023 Eylem Planı ile geçen yıl 12’ncisini gerçekleştirilen Ulaştırma ve Haberleşme Şûrası, Türkiye’de ulaştırmanın geleceğinin önemli yapı taşları olduğunu dile getiren Karaismailoğlu, “Birileri temel atmama töreni ile, Türkiye’yi ileriye taşıyacak her türlü projeye karşı çıkarken, bizler, dün olduğu gibi bugün ve yarın da Türkiye’nin akıllı geleceğini inşa etmeye odaklanıyoruz. O nedenledir ki eser ve hizmet siyaseti bizim vazgeçilmezimiz olmuştur. AK Parti’nin Türkiye’nin dümenine geçtiği günden bugüne asırlık projeler başta olmak üzere milletimizin, ihracatçımızın, sanayicimizin faydasına binlerce projeyi hayata geçirdik. Marmaray, Avrasya Tüneli, Kuzey Marmara Otoyolu, İzmir-İstanbul Otoyolu, Osmangazi Köprüsü, Ankara-Niğde Otoyolu, İstanbul Havalimanı, Kömürhan Köprüsü, Horasan-Karakurt Yolu, Botan Çayı-Beğendik Köprüsü, Zarova Köprüsü, İstanbul-Ankara Yüksek Hızlı Tren Hattı, Bakü – Tiflis – Kars Demiryolu, Ordu – Giresun Havalimanı, Gayrettepe – İstanbul Havalimanı Metrosu, Çamlıca Kulesi, Filyos Limanı, Tokat Havalimanı, Rize – Artvin Havalimanı, Konya Karaman Hızlı Tren Hattı, Çukurova Havalimanı, İyidere Lojistik Limanı, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Türksat 5A, Türksat 5B ve tabii ki şanlı 18 Mart Zaferi’mizin yıl dönümünde Çanakkale Boğazı’na taktığımız yakut gerdanlık: 1915 Çanakkale Köprüsü ile Malkara-Çanakkale Otoyolu. Bunlar, ülkemize, hatta dünyaya kazandırdığımız eşsiz bir eserlerin hepsi değil ama en önemlilerindendir” ifadelerini kullandı.
HER 9,5 MİLYAR DOLARLIK YATIRIM 1 MİLYON VATANDAŞIMIZA YENİ İŞ İMKANI SAĞLADI
Ulaştırma ve haberleşme altyapılarının, tüm dünya ekonomilerinde olduğu gibi Türkiye ekonomisinin de önünü açtığını, büyümesine çok önemli katkılar sunduğunun altını çizen Karaismailoğlu, 2003 yılından 2021 yılı sonuna kadar 5 sektör üzerinden gerçekleştirilen yatırımların toplamının 172 milyar dolara ulaştığını söyledi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Karaismailoğlu, yapılan yatırımların katkıları hakkında şu bilgileri verdi:
“Bu yatırımlarla; 17,9 milyon insanımızın aş sahibi olmasına yardımcı olduk. Yatırdığımız her 9,5 milyar dolar, 1 milyon vatandaşımıza yeni iş imkanı sağladı. Milli gelirimize 520 milyar dolardan fazla katkı sunduk. Ekonomimizin üretim gücünü desteklemek ise temel önceliklerimiz arasında yer aldı. 2003-2021 yılları arasında gerçekleştirdiğimiz yatırımlar sayesinde Türkiye, 1 trilyon 42 milyar doların üzerinde daha fazla üretti. Bu hacimde; üretime, istihdama, milli gelirimize, ihracata bu derece etki eden projeleri hayata geçirmek tabii ki de tek başına yeterli değildi. Değişen dünya, yeni küresel dinamikler; İnsan, yük ve veri ekseninde bugüne kadar planlanan ve hayata geçirilen ulaştırma ve haberleşme alanlarında, yeni nesil yaklaşımları zorunlu kılmaktaydı. Artık daha mobil, lojistik kabiliyetlerin öne çıktığı, verinin işlenerek dijitalleşmenin bel kemiğini oluşturduğu bu dönem için Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak kayıtsız kalamazdık. 12. Ulaştırma ve Haberleşme Şûrası’nda İstanbul’da, ulaşım ve haberleşmenin dünyadaki ve Türkiye’deki yol haritasını belirledik. Lojistik, mobilite ve dijitalleşme ekseninde güncellediğimiz politika ve vizyonumuz için Ortak Akılla hareket ettik. Bin 500’ü aşkın akademisyen, STK temsilcisi, özel sektör temsilcisi ve kamu kurum ve kuruluşlarındaki arkadaşlarımızın katkıları ile Türkiye Ulaştırma Politikası’nın sürdürülebilir bir yapıda olması için 5 sektörü; yönetişim, insan kıymetleri ve eğitim, kalite ve verimlilik, emniyet ve güvenlik, regülasyon, finans yönetimi, teknoloji, inovasyon ve dijitalleşme enerji verimliliği ile çevresel ve toplumsal sürdürülebilirlik olarak 8 başlık altında topladık. Bu başlıklar doğrultusunda; yüksek katma değerli üretim ve ihracat odaklılığını destekleyecek ulaştırma ve lojistik altyapı yatırımları ile gerekli mevzuat düzenlemelerini gerçekleştirmek, Ulaştırma ve Lojistikte Küresel Ölçekte Öncü, Bölgesinde Lider Bir Ülke Olmak İçin Ulaştırma ve Lojistik Bütünselliği, Ulaştırma ve Lojistik Hizmetlerine Adil Erişimi Sağlamak, Ulaştırma ve Lojistik Altyapı Kalitesini Yükseltmek, Ulaştırma ve Lojistikte Etkinliği ve Verimliliği Sağlamak, Maliyetleri Düşürmek, Ulaştırma ve Lojistikte Akıllı ve Sürdürülebilir Hareketliliği Sağlamak, insan kaynaklarını yetkinliğini artırmak, Ulaştırma ve Lojistikte Çevre Duyarlılığını Sağlamak ve Enerji Verimliliğini Artırmak, Ulaştırma ve Lojistikte Güvenliği Artırmak ve Toplum Refahını Sağlamak şeklinde belirlediğimiz 6 hedef ile Ulaştırma ve Lojistik Ana Planı için çok önemli bir adım attık.”
ARAÇ SAHİPLİĞİ 2053’TE 2019 YILINA GÖRE %242 ARTACAK
Ulaştırma ve Lojistik Ana Planı için de ciddi, veriye dayalı, ortak aklı önemseyen, topluma kulak veren bir anlayış ile ilerlediklerini aktaran Karaismailoğlu, öncelikle güncel sosyo-demografik, arazi kullanımı, ulaştırma sistemleri, altyapı ve turizm verilerini toplayarak, ihtiyacı analiz ettiklerini belirtti.
Ardından ihtiyaca uygun olan, sadece Türkiye’nin değil dünyanın da gidişatını ve tabii ki ulaştırma ile haberleşme alanındaki trendleri de dikkate alarak bir modelleme oluşturduklarını kaydeden Karaismailoğlu, bu modellemede; yolculuk üretimi, yolculuk çekimi, türel ayrım, atama parametrelerini belirlediklerini aktardı. Ardından da Ulaştırma ve Lojistik Ana Planı’nın hazırlanmasına başladıklarını dile getiren Ulaştırma Bakanı Karaismailoğlu, “Vizyon, hedef ve stratejilerimizi belirlerken, alternatif senaryolar üreterek, Türkiye’nin lojistik ve ulaştırma da ne gibi farklı ihtimaller ile karşı karşıya kalabileceğini değerlendirdik. Güncel Verilerin Toplanması, Analizi ve Değerlendirilmesi başlığında 2053 yılına kadar olan tahminler ve beklentileri ışığında hareket ettik. 2053 yılına gelindiğinde Türkiye’deki araç sahipliğinin 2019 yılına göre yüzde 242 artış gösterecek. Gayri Safi Yurt İçi Hasıla içinse 2035 yılında Türkiye 7 trilyon 870 milyar liraya ulaşırken, 2053 yılı için öngörülen ise GSYİH hacminin 11 trilyon 240 milyar liraya ulaşmasıdır. Bir diğer parametre olan nüfus için öngörülen rakamlar 2035 yılı için 98,09 milyon ve 2053 yılı için 112,61 milyondur. 2019 yılında 28 milyon üzerinde olan istihdam rakamlarımızın 2035 yılında 40 milyonun, 2053 yılında ise 63 milyonun üzerine çıkması öngörülmektedir. Artan nüfusun etkilediği bir diğer başlık ise öğrenci sayısı olmuştur. 2035 yılında 9.35 milyon olması beklenen öğrenci sayısı, 2053 yılında 10.84 milyon olması beklenmektedir. Yani Yeni Türkiye; nüfusu artan, çalışan sayısı yükselen, gençleşen, refahı artan, zenginleşen bir ülkeye dönüşecek.”
DEMİRYOLUNUN YÜK TAŞIMACILIĞINDAKİ PAYI 2019’DAN 2053’E KADAR 7 KAT ARTACAK
Yolcu talebinin, özel araçlı yolculuk ve şehirlerarası toplu taşıma yolculuk olarak iki alt başlığa bölündüğünü, şehirlerarası toplu taşıma yolculuk için taleplerin 4 ulaşım moduna göre belirlendiğini vurgulayan Karaismailoğlu, lojistik talepler için de 4 ulaştırma modunun esas alındığını söyledi. “Senaryolar için de belirlediğimiz parametreler; yük ve yolcu taşımacılığından emisyon salınımını azaltma hedefli çevreci, akıllı ulaşım sistemlerinin öne çıktığı dijital, ithalat ve ihracat odağında yük taşımacılığının dikkate alındığı ihracat ve hareketlilik odaklı senaryolar oldu” diyen Karaismailoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
“Her senaryonun en iyi yönlerini hesaplayarak oluşturduğumuz Sürdürülebilir Senaryo ise önümüzdeki dönemin yatırımlarını şekillendirdi. Sürdürülebilir senaryoda ön plana çıkan ise demiryolu yatırımlarımızdır. 2019 yılında yük taşımacılığında demiryolunun oranı yüzde 3,13 ile yaklaşık 33 milyon ton olarak gerçekleşirken, 2023 yılında yüzde 5’i geçen bir oranla demiryolunun toplam payının 55 milyon tona çıkmasını bekliyoruz. Özellikle demiryollarında başlattığımız reform hareketi ile Cumhuriyet’imizin ilk yıllarından sonra ihmal edilen demiryollarını, 2003’ten bugüne hem yeniledik hem de yeni hatlarla zenginleştirdik. Demiryolunun taşımacılıktaki oranının 2029 yılında yüzde 11’in üzerine yükselmesini, 2053’te ise yaklaşık yüzde 22 olarak gerçekleşmesini öngörüyoruz. Böylece demiryolunun yük taşımacılığındaki payı 2019’dan 2053’e kadar 7 kat artacak. Yine Yurt Dışı Yük taşımacılığında da demiryolunun payını 10 kat artırmayı hedefliyoruz. Yolcu taşımacılığında ise yine 2053 Vizyonumuz için hedeflediğimiz, trenin payının 6 katın üzerinde artmasıdır. Böylece karayolunun 2023’te yüzde 71’in üzerine çıkacak yük taşımacılığındaki oranını, 2053’te yaklaşık yüzde 15 düşürmeyi hedefliyoruz. Bu rakamlar aynı zamanda karbon salınımının ciddi anlamda azaltılması anlamına geliyor. Demiryolunun payını hatırı sayılı ölçüde artması için planlarımızı yapıyor, hazırlıklarımızı gerçekleştiriyoruz. Burada özel araç kullanımının sahip olduğu pay net bir biçimde görüyorsunuz. 2023 ila 2053 beklentileri arasında özel araç ile yolcu taşımacılığının payını aynı tutmayı hedefliyoruz. Bu aynı zamanda çevreci yaklaşımımızı güçlendirecek, projelerimizin yakıt, çevre ve zaman tasarruflarını artırarak, projelerimizin millî servetimize olan katkılarını güçlendirecektir. 2023 yılında demiryolu ile taşınan yolcu sayısının yaklaşık 19,5 milyon olmasını öngörüyoruz. Bu rakamı sırasıyla 2035 yılında 145 milyonun, 2053 yılında ise 269 milyonu geçmesini hedefliyoruz.”
2053’TE BÖLÜNMÜŞ YOL AĞINI 38 BİN 60 KİLOMETREYE YÜKSELTECEĞİZ
2023 yılından 2053 yılına kadar geçen sürede yapılacak yatırımlarla Karayolu Hizmet Düzeyini en üst seviyeye çekerek ‘kesintisiz ve konforlu’ bir ulaşım tesis edeceklerini anlatan Karaismailoğlu, 20 yıllık çalışma ve yatırımla bölünmüş yol ağının 6 bin 101 kilometreden 28 bin 647 kilometreye, otoyol ağını ise 1714 kilometreden 3 bin 633 kilometreye çıkarıldığını belirtti. “2053’e geldiğimizde ise bölünmüş yol ağımızı 38 bin 60 kilometreye; otoyol ağımızı ise 8 bin 325 kilometreye yükselteceğiz” diyen Karaismailoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
“2053 yılına kadar Aydın – Denizli Otoyolu, Kuzey Marmara Otoyolu Hadımköy – Başakşehir Otoyolu, Kınalı – Tekirdağ Çanakkale Savaştepe Otoyolu, Çanakkale – Savaştepe otoyolu, Mersin – Erdemli – Silifke – Taşucu Otoyolu (Çeşmeli – Kızkalesi Kesimi) , Ankara – Kırıkkale – Delice Otoyolu, Antalya – Alanya Otoyolu, Sapanca – Afyonkarahisar Otoyolu, Samsun – Mersin Otoyolu, Trabzon – Habur Otoyolu, Afyon – Burdur Otoyolu, Alanya – Silifke Otoyolu, Delice – Samsun Otoyolu, Ankara – İzmir Otoyolu, Bozüyük – Afyonkarahisar Otoyolu, Çeşmeli – Erdemli – Silifke – Taşucu Otoyolu (Kızakalesi – Taşucu Kesimi), Denizli – Burdur – Antalya Otoyolu, Gerede- Merzifon – Bürgulak Otoyolu, Sivrihisar– Bursa Otoyolu, Şanlıurfa – Habur Otoyollarımız (Diyarbakır Bağlantı Yolu Dahil) tamamlanacak.”
DEMİRYOLU HAT UZUNLUĞU 2053’TE 28 BİN 590 KİLOMETREYE ÇIKARILACAK
Yıllarca kaderine terk edilmiş demiryollarının yeniden canlanması için, “Ana yurdu demir ağlarla örme” politikasının daha da ileriye taşınabilmesi için deyim yerindeyse ‘seferberlik’ ilan ettiklerine dikkati çeken Ulaştırma Bakanı Karaismailoğlu, “Bu kapsamda da olumlu etkileri yalnızca ülkemize değil, dünyaya yansıyacak reform niteliğinde çalışmalara imza attık. 2 bin 505 kilometre olan sinyalli demiryolu hat uzunluğunu, rekor oranda yüzde 183 artırarak 7 bin 94 kilometreye ulaştırdık. 2 bin 82 kilometre olan elektrikli demiryolu hat uzunluğumuzu ise yüzde 188 oranında artırarak 5 bin 986 kilometreye yükselttik. Konvansiyonel hat uzunluğumuzu 11 bin 590 kilometreye ulaştırdık. 1.213 kilometrelik YHT hattı, 219 kilometre hızlı tren hattı inşa ettik. Türkiye’mizi, bugün dünyada 8., Avrupa’da da 6. YHT işletmecisi ülke konumuna gururla taşıdık. Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu hattını hizmete sunarak Asya’dan Avrupa’ya kesintisiz demiryolu bağlantısı sağladık. 2003 yılında 10 bin 959 kilometre olan demiryolu hat uzunluğunu, 13 bin 22 kilometreye çıkardık. Bu rakamı 2053’te 28 bin 590 kilometreye taşıyacağız” diye konuştu.
“Karayollarının üzerindeki yükü, demiryollarına aktarıyoruz” diyen Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Türkiye’nin potansiyelinden ve coğrafi üstünlüğünden en etkin biçimde yararlanılması için karayolları üzerindeki yolcu ve yük taşıma payının diğer ulaşım modlarına aktarılmasının önemini bildiklerini dile getirdi. Ulaştırma ve Lojistik Ana Planı’nda, demiryollarına özel bir yer verdiklerine işaret eden Karaismailoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Yolcu ve yük taşımacılığı açısından demiryollarının, ülkemizin ulaşım ağındaki payı artırarak, demiryollarının yolcu taşımacılığındaki payını yüzde 1’den Avrupa ortalamasının üzerine yüzde 6,20’ye çıkaracağız. Bu da bugün 19,5 milyon olan yolcu sayımızın yaklaşık 270 milyona ulaşması demektir. Yolcu ve yük taşımacılığında karayolu payının azaltılmasının ulaşımdan kaynaklı karbon emisyonunun düşürülmesine de ciddi katkılar sağlayacağız. 2023 yılında, tüm ulaşım modları arasında, yük taşımacılığının, 2023 yılında 55 milyon ton ve yüzde 5,08 olması beklenen oran 7 kat artırılarak 440 milyon yükün demiryolu ile taşınması sağlanacak ve yüzde 18 olan Avrupa ortalamasının da üzerine çıkarak yüzde 21,93’e yükselteceğiz. Ulaştırma ve Lojistik Ana Planı’mıza göre; 2053 yılına kadar 6 bin 196 kilometre hızlı tren hattı, 1.474 kilometre konvansiyonel hat, 622 yüksek hızlı tren hattı ve 262 kilometre çok yüksek hızlı tren hattı olmak üzere 8 bin 554 kilometrelik demiryolu hattını tamamlamayı öngörüyoruz. Mevcut yüksek hızlı tren hatlarına ilave olarak 2053 yılına kadar tamamlanacak 622 kilometrelik yüksek hızlı tren hattının 546 kilometresi önümüzdeki yıl tamamlanacak. Ülkemizde yolcu ve yük taşımacılığında demiryollarının payının artırılması adına atılan adımlardan biri olan hızlı tren hatları, 2053 yılına kadar önemli derecede yaygınlaşacak, hızlı trenlerle bağlı il sayımız 8’den 52’ye çıkacak.”
LİMAN TESİS SAYISI 255’E ÇIKARILACAK
Türkiye’deki limanların rolünün ülke çapında taşımacılık modlarının entegre edilmesi, aynı zamanda bölgesel ve uluslararası ulaşım koridorlarını doğudan batıya ve kuzeyden güneye bağlamak için giderek daha da önem kazandığını belirten Karaismailoğlu, 2023 yılında yaklaşık 254 milyon 343 bin ton yük taşıması yapıldığı, 2053 yılı için ise bu rakamın yaklaşık 420 milyon 978 bin ton olmasının planlandığını dile getirdi. Mevcutta liman tesis sayısı 217 olduğunu, bunun 2053 yılında 255’e çıkarılacağını bildiren Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, “Ulaşım Planlama Modelinde 2029 yılı itibariyle yer alan Kanal Projesi ile mevcutta İstanbul Boğazı’nda yaşanan gemi grafiğinin azaltılması ve ülkemizin jeopolitik konumundan kaynaklı gücünün daha da artması hedeflenmektedir” dedi.
HAVALİMANI SAYISI 61’E YÜKSELECEK
Türkiye’nin, Avrupa, Asya’nın Batısı ve Afrika için hem yolcu hem de yük trafiği açısından önemli bir hava ulaştırma merkezi konumunda olduğunun altını çizen Karaismailoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Hızla büyüyen ülke ekonomisi ve turizmini destekleyen 56 havalimanıyla Türkiye yoğun bir havalimanı şebekesine sahiptir. Bu rakam, 2053 yılına kadar 61’e yükselecek. Havalimanı ağımızın geliştirilmesi için yapımı devam eden ve planlanan projeler, Çukurova Havalimanı, Rize-Artvin Havalimanı, Bayburt-Gümüşhane Havalimanı, Yozgat Havalimanı, Antalya Havalimanı Genişletilmesi
Trabzon Havalimanı Genişletilmesi, Esenboğa Havalimanı Genişletilmesi, İstanbul Havalimanı 2.Etabı’dır. Ulaştırma ve Lojistik Altyapı Planı’mızda Lojistik alanı değerli bir yer tutmakta… Bu kapsamda Lojistik Faaliyetlerin ve Ulaştırma Stratejilerinin Geliştirilmesine Yönelik Önerilerimizi bazı ana başlıklar altında topladık. Hareketliliğin Artırılması politikaları, Taşımacılıkta Türlerin Dengelenmesi politikaları, Altyapının Optimum Kullanılması politikaları, Hizmet Kalitesi ve Operasyonel Verimliliğin Artırılması politikaları, Enerji Verimliliği ve Çevresel Duyarlılığın Artırılması politikaları, Emniyet ve Güvenliğin Artırılması politikaları, İnsan Kaynakları Kalitesi ve Verimliliğinin Artırılması politikaları, Teknoloji ve Dijitalleşme Seviyesinin Artırılması politikaları, Yatırım Olanaklarının İyileştirilmesi politikaları, İş Geliştirme Faaliyetlerinin Artırılması politikaları bu başlıklardır. Bugüne kadar 13 adet lojistik merkezi işletmeye açtık. Bu sayı 26’ya yükseltilecek ve ortaya harita gördüğünüz tablo çıkacak.”
HIZLI TREN BAĞLANTISI OLAN İL SAYISI 8’DEN 52’YE YÜKSELTİLECEK
“2053 Vizyonumuzun büyüklüğünü, yatırımlarımızın ve gelecek tasarımımızın kapsayıcılığını rakamla ifade etmek gerekirse; 5’er yıllık planlamalarımız sonunda 2053 yılına geldiğimizde; demiryolu, karayolu, denizyolu, havayolu ve haberleşme için 198 milyar dolar yatırım yapacağız” diyen Ulaştırma Bakanı Karaismailoğlu, “Bu sadece karayolu, demiryolu, denizyolu ve havayolu yatırımlarımızdan elde edilecek tasarruf faydalarımız 59 milyar dolar zamandan, 26 milyar dolar yakıttan, 10 milyar dolar kaza maliyetlerinden, 31 milyar dolar emisyon azalım maliyetlerinden ve 56 milyar dolar dış etkilerden olmak üzere yatırımlarımız toplam 176 milyar dolarlık tasarrufu hazinemize, yani milletimize kazandıracağız” ifadelerini kullandı.
Ulaştırma ve Lojistik Ana Planı çerçevesinde yapılan yoğun çalışmalar sonucunda her bir sektör için hedefleri tek tek belirlediklerini dile getiren Karaismailoğlu, bu yolda 55 ülkeden üst düzey katılımcıların yer aldığı 12. Ulaştırma ve Altyapı Şûra’nın çıktılarının da ışık tuttuğunu söyledi. Karaismailoğlu, “Buna göre demiryollarımızda; yolcu taşımacılığının payı yüzde 0,96’dan yüzde 6,20’ye, yük taşımacılığınınki ise yüzde 5,08’den yüzde 21,93’e çıkartılacak. Hızlı Tren bağlantısı olan il sayısı 8’den 52’ye yükseltilecek. Bunların sonucunda; bir yılda taşıdığımız yolcu sayısını 19,5 milyondan 270 milyona, yükü ise 55 milyon tondan 448 milyon tona ulaştıracağız. Emniyetli, hızlı, verimli ve etkin bir altyapıya sahip olacak Türkiye’mizin demiryollarındaki toplam enerji ihtiyacının yüzde 35’inin yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılanacak. Demiryollarındaki bu dönüşüm karayollarımız üzerindeki yoğunluğu azaltması yönünden de son derece önemli. Bu yöntemle, karayollarımızdaki yıllık yük taşımacılığı payı yüzde 71,39’dan yüzde 57,47’ye düşürülecek. Akıllı ve otonom teknolojiler ile donatılmış, hızlı, emniyetli yol altyapısı ile kazalar azaltılacak. Milletimizin can ve mal güvenliği korunacak. Karayollarında fosil yakıt yerine elektrikli ve alternatif enerji kullanımı artırılacak. Bunun için ‘elektrikli şarj’ gibi elektrikli araçlar için uygun altyapılar oluşturulacak” diye konuştu.
YEŞİL LİMAN UYGULAMALARI YAYGINLAŞTIRILACAK
Mavi Vatanının temeli, uluslararası ticaretin, ulaşımdaki entegrasyonunun kilit noktası denizyollarında ise liman tesisi sayısının 217’den 255’e çıkarılacağını belirten Karaismailoğlu, Yeşil Liman uygulamalarının yaygınlaştırılarak, limanlarda yüksek oranda yenilenebilir enerji kaynakları kullanılmasının sağlanacağını kaydetti. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, “Otonom gemi seferleri geliştirilecek ve limanlarda otonom sistemler ile elleçleme verimliliği artırılacak. Limanların aktarma hizmeti kapasitesi genişletilerek bölge ülkelerine hizmet verebilecek çok modlu ve kısa mesafeli deniz taşıma altyapısı geliştirilecek. Ve tabii yalnızca ülkemizin değil, dünyanın da en önemli ulaşım projelerinden olan Türkiye’nin denizyolu taşımacılığındaki rolünü güçlenecek ve Karadeniz’i, Türk Ticaret Gölü haline dönüşecek Kanal İstanbul ile İstanbul Boğazı’nda seyir emniyeti artırılarak, gemi trafiği azaltılacak” diye konuştu.
LOJİSTİK PERFORMANS ENDEKSİ SIRALAMASINDA İLK 10 ÜLKE ARASINDA YER ALINACAK
“Havacılık sektörü yaklaşımımızı bugüne kadar Cumhurbaşkanı’mızın ifadesiyle ‘Havayolu halkın yolu olacak’ sözüyle özetledik. Buna inandık ve bunu başardık” diyen Karaismailoğlu, İstanbul Havalimanı’nın, bu alandaki başarıların bir sembolüne dönüştüğünü söyledi. “Kimse oradan uçmaz” denilen İstanbul Havalimanı’nın, 2020 yılında Avrupa yolcu trafiği sıralamasında birinci sırada yer aldığının altını çizen Karaismailoğlu, ilk işletme yılında, garanti edilen 233,1 milyon avroluk dış hat yolcu gelirinin aşıldığını, Hazine’ye 22,4 milyon avro tutarında ek ödeme yapıldığını vurguladı. Emisyon izleme, raporlama, doğrulama altyapısının oluşturulacağını ve karbon emisyonlarının stratejik şekilde yönetileceğine dikkati çeken Ulaştırma Bakanı Karaismailoğlu, “Havayolları taşımacılığında çevre dostu bio-yakıt veya sentetik yakıt üretimi yapılacak. Bölgesel havayolu kargo taşımacılığı daha da geliştirilecek. Ticaretimizin dinamosu lojistik sektörümüz için de hedeflerimiz net. 2053 yılına kadar; lojistik merkez sayısı 13’ten 26’ya çıkarılacak. Lojistik Performans Endeksi sıralamasında ilk 10 ülke arasında yer alınacak. Kuru liman sistemi geliştirilecek ve yaygınlaştırılacak. Orta Koridorda lojistik bir üs haline gelinecek. Uluslararası standartlarda etkin işletme yönetiminin benimsendiği lojistik merkez sayısı artırılacak. Dijital dönüşüm desteklenecek ve gümrük kontrol süreçlerinin hızlandırılacak ve etkinliği artırılacak” ifadelerini kullandı.
HEDEFLERİMİZİ DUYAN BAZILARI HEMEN BİR KULP TAKMAYA BAŞLAYACAK
“Bu hedeflerimizi duyan bazılarının hemen bir kulp takmaya, ‘Yapamazlar, edemezler’ demeye başlayacaklarını biliyoruz” diyen Karaismailoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
“Biz onların karalama çabalarını da iftiralarını da yalanlarını da milletimizin vicdanına ve adalete havale ettik. Onlara en güzel cevabımız bugüne dek yaptıklarımızdır. 2003-2021 yılları arasında ulaştırma ve haberleşme alanlarına 172 milyar dolardan fazla yatırım yaptık. Bunun sonucunda da yalnızca 520,1 milyar dolarlık GSYH’ye katkımız bile yatırım miktarının 3 katından fazladır. Ayrıca üretime katkımız 1,079 milyar dolar ve istihdama ise 17,9 milyon kişi katkı sağlandık. 20 yılda ülkemize kazandırdıklarımız ortada. Yatırım ortada, hizmet ortada, ekonomimizin gücüne güç katacak katkılar ortada. Milletimizin refahı için ilmek ilmek işlenen 20 yıl ortada. Bundan sonra da 2022’de başlamak üzere 2053’e kadar, 30 yıl içinde; 198 milyar dolar yatırım yapacak, bu yatırımlarımızın karşılığını da yine misliyle alacağız. 2053 yılına kadar GSYH’ya katkımız 1 trilyon doları bularak, yatırım bedelinin 5 katından fazlasını kazandıracak. Üretime katkımız ise yaklaşık 1,94 trilyon dolar ile yatırım bedelinin yaklaşık 10 katını kazandıracak. İstihdama katkımız ise 2053 yılında 27,7 milyon kişiyi bulacak. AK Parti Hükümetleri olarak, 20 yılda ülkemizin ulaşım ve haberleşme alanlarına 1 trilyon 337 milyar 250 milyona yakın yatırım yaptık. Ülkemizi uluslararası ticaret yollarının kalbi, Yeni İpek Yolu’nun ana güzergahı haline getirme hedefimiz doğrultusunda, başta Çin olmak üzere Uzak Doğu ülkelerini Avrupa kıtasına bağlayan güzergahın, bilinen adıyla Orta Koridor’un önemli bir halkası olduk. Dünya ile ekonomik, ticari ve sosyal bağlarımızı güçlendiren tüm ulaşım ve haberleşme yatırımlarımızla hedefimiz, bütünsel kalkınmamızı desteklemek, insanımızın yaşam kalitesini yükseltmek, milletimizin her bir ferdinin bu zenginleşmeden yararlanmasını sağlamaktır. ‘Hizmet siyaseti’ anlayışının temsilcileri olarak, karayolundan havayoluna, demiryolundan denizyoluna tüm ulaşım modlarını bu anlayışla, planlı şekilde zenginleştirmek için yatırımlarımıza aralıksız devam ediyoruz. AK Parti hükümetleri olarak, hızlı ve etkili çalışarak, yaklaşan yeni çağa uygun yolcu, yük ve veri taşıma altyapısını en kısa sürede tamamlayıp, ‘Gelişmekte olan’ değil, ‘gelişmiş dünyanın’ öncü ülkesi olmaya kararlıyız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2024 yılı ihracat rakamlarının açıklanması programında yaptığı konuşmada, “Yılın tamamında ihracat rakamlarında Cumhuriyet tarihinin rekoruna imza attık. 2024 yılı mal ihracatımız, 2023 yılına göre yüzde 2,5 oranında artarak 262 milyar dolara çıktı” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ticaret Bakanlığı ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) iş birliği ile Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen 2024 yılı ihracat rakamlarının açıklanması programına katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, programdaki konuşmasında, katılımcıları selamlarken iş dünyasının, Türk milletinin, dost ve kardeş halkların yeni yılını tebrik etti.
Katılımcıların 1 Ocak itibarıyla başlayan üç aylarını da tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rabb’im bizleri Ramazan-ı Şerif’e de sağlık ve afiyetle kavuştursun diyorum” ifadesini kullandı.
“GAZZE MEZALİMİ İÇİMİZDE BÜYÜK BİR YARA OLARAK 2024 SENESİ BOYUNCA DA KANAMAYA DEVAM ETTİ”
Gazze ve Lübnan başta olmak üzere Türkiye’nin yakın çevresinde savaşların, katliamların ve çatışmaların eksik olmadığı zorlu bir yılın geride bırakıldığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Tüm dünyanın gözleri önünde 15 aydır devam eden ve 50 bin masumun hayatına mal olan Gazze mezalimi içimizde büyük bir yara olarak 2024 senesi boyunca da kanamaya devam etti. 2024’ün son haftalarında Suriye’ye doğan özgürlük ve adalet güneşinin 2025 senesinde savaş uçaklarının kararttığı Gazze semalarında da sökün etmesini yürekten temenni ediyoruz. Suriye’de 13 yıl boyunca olduğu gibi 7 Ekim 2023’ten beri maruz kaldıkları zulüm karşısında Filistinli kardeşlerimizi de yalnız bırakmadık. Çeşitli kanallardan gönderdiğimiz 100 bin tonluk insani yardımla Gazzeli mazlumların yükünü bir nebze olsun hafifletmeye çalıştık. Filistin devletinin daha fazla ülke tarafından tanınması için diplomatik alanda yürütülen tüm çabalara hem destek verdik hem de öncülük ettik. İsrail’le ticari işlemleri tamamen durduran tek ülke yine Türkiye olmuştur.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ayrıca Filistin Serbest Ticaret Anlaşması’nı genişletme müzakerelerini tamamlayarak hem Filistin halkının alınan karardan zarar görmemesini temin ettiklerini hem de kendilerine ilave katkılarda bulunduklarını kaydetti.
Kış mevsiminin bastırmasıyla insani felaketin ağırlaştığı Gazze’de tek bir masumun daha hayattan kopartılmasına tahammülleri olmadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Bu anlayışla katliamların bir an önce durması ve kalıcı barışa giden yolun önünün açılması için yoğun gayret sarf ediyoruz. İnşallah önümüzdeki dönemde çok yönlü yürüttüğümüz bu çabalarımızın müspet sonuçlarını görmeyi ümit ediyoruz. Filistin halkıyla dayanışma adına hükûmetimizin aldığı bu karara destek veren iş dünyamızın tüm temsilcilerine bir kez daha şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum. İçeriden ve dışarıdan gelen bütün eleştirilere rağmen nasıl Suriye’de haklı çıkan biz olduysak Gazze krizinde de tarih haklılığımızı teyit edecek, Türkiye’nin adaletten, barıştan ve merhametten yana olan tavrının isabetli olduğunu görecektir. Allah’ın izniyle bundan en küçük bir şüphe duymadık ve duymuyoruz.”
“ENFLASYONLA MÜCADELE DÜNYADA GEÇEN YILA DAMGASINI VURDU”
Her yıl, bir önceki yılın dış ticaret rakamlarını değerlendirmenin iktidarlarının âdeta bir geleneği hâline geldiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Karnemizi önümüze koyduğumuz, başarılarımızın ve eksiklerimizin muhasebesini yaptığımız bu toplantılarımıza büyük önem veriyoruz. Bunu, aynı zamanda halka hesap verme prensibimizin asli bir unsuru olarak görüyoruz. Bu gelenek inşallah bundan sonra da devam edecek” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, her yıl artan dış ticaret rakamlarının bir tarafında hükûmetin, diğer tarafında özel sektörün bulunduğunu belirterek fedakârca çalışarak Türk ürünlerini dünyanın dört bir yanına ulaştıran ihracatçıları ve iş dünyasının elçilerini tebrik etti.
“BÖLGEMİZDE YAŞANAN BÜTÜN ZORLUKLARA RAĞMEN TÜRKİYE HEDEFLERİNE DOĞRU EMİN ADIMLARLA İLERLEMEKTEDİR”
2024 yılında Türkiye’nin dış ticaret alanında yakaladığı ivmeyi tüm yönleriyle inceleyeceklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Dış ticaret rakamlarının objektif değerlendirmesini yaparken şu noktanın gözden ırak tutulmaması gerektiği kanaatindeyim. Türkiye olarak özellikle bölgesel gelişmeler bağlamında belirsizliklerle dolu son derece sancılı ve sarsıntılı bir yıl geçirdik. Karadeniz’den komşularımız olan Rusya-Ukrayna arasındaki savaş, kimi zaman çok tehlikeli boyutlara vararak 2024 yılında da devam etti. Koronavirüs sürecinde geçici denilerek devreye alınan korumacı tedbirler maalesef geçen yıl da küresel ticareti olumsuz etkilemeyi sürdürdü. Tüketim, üretim ve enflasyon gibi temel ekonomik göstergelerde salgınla beraber başlayan bozulmanın üstesinden henüz gelinemedi. Jeopolitik gerilimler, siyasi çalkantılar ve henüz tam istenilen seviyelere gelinemeyen enflasyonla mücadele dünyada geçen yıla damgasını vurdu.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2025 senesinde nispeten daha iyi bir yıl beklenildiğini, 2025’te küresel iktisadi faaliyetin toparlanmakla birlikte salgın öncesi ortalamalarının altında seyredeceğinin anlaşıldığını vurgulayarak, OECD’nin tahminlerine göre dünya ekonomisinin 2024 yılını yüzde 3,2’lik büyümeyle kapatacağının, 2025 yılında ise yüzde 3,3’lük bir büyüme oranına ulaşacağının öngörüldüğüne değindi.
ABD ekonomisinin sırasıyla yüzde 2,8 ve yüzde 2,2 oranında, Avro Bölgesi’nin ise yüzde 0,8 ve yüzde 1,2 oranında büyümesinin beklendiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “En büyük ticaret ortağımız olan Almanya’daki olumsuz görünümün bizim açımızdan Avro Bölgesi için önemli bir risk unsuru teşkil etmektedir. Ama kendimize yeni pazarlar, yeni ticaret ortakları bularak inşallah bu riski de minimize etmeye çalışacağız. Genel tabloya baktığımızda, şunu net bir şekilde görebiliyoruz. Küresel mal ve hizmet ticareti 2025 yılı için olumlu sinyaller vermesine karşın çözüme kavuşturulamayan sıcak çatışmalar ve jeopolitik gerilimler sebebiyle daha tedbirli, temkinli hareket etmemizi elzem kılmaktadır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, küresel ekonomide ve bölgede yaşanan bütün bu zorluklara rağmen Türkiye’nin hedeflerine doğru emin adımlarla ilerlediğini belirtti.
“İSTİHDAM SON BİR YILDA 1 MİLYON 31 BİN KİŞİ ARTTI”
Yatırım, istihdam, üretim ve ihracat odaklı büyüme stratejisiyle yeni başarı hikâyeleri yazmaya devam edeceklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu verileri paylaştı: “2024 yılının üçüncü çeyreğinde yüzde 2,1 oranında büyüme kaydeden ekonomimiz tam 17 çeyrektir, kesintisiz büyüyor. Böylece yılın ilk 9 ayında yüzde 3,2 oranında büyüme oranına ulaştık. 2023 yılında 1 trilyon 130 milyar dolar olan ekonomimiz 2024 yılının üçüncü çeyreğinde yıllıklandırılmış olarak 1 trilyon 260 milyar doları buldu. 2023 yılında 13 bin 243 dolar olan kişi başına gelirimizin 2024 yılında 15 bin doları aşmasını, 2025 yılında ise 17 bin dolar seviyesinin üzerine çıkmasını bekliyoruz; nereden nereye. 2025 yılı için net ihracat ve sabit sermaye yatırımlarının da desteğiyle yüzde 4 büyüme oranına ulaşmayı hedefliyoruz. Üretimin güçlü etkilerinin son açıklanan istihdam verilerine de yansıdığını memnuniyetle ifade etmek isterim. İstihdam son bir yılda 1 milyon 31 bin kişi arttı. İstihdam edilenlerin sayısı 2024 yılı ekim ayında 32 milyon 970 bin kişiye ulaşarak tarihin en yüksek seviyesini gördü. Ocak-Ekim 2024 döneminde, işsizlik oranımız ortalama yüzde 8,8 oranıyla son 23 yılın en düşük düzeyine inmiştir. Erkeklerde yüzde 6,6 ile yine işsizlikte tarihimizin en iyi oranını yakaladık.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2023 yılı haziran ayında başlayan ve enflasyonla mücadelede sağlam bir zemin oluşturmayı amaçlayan geçiş sürecinin 2024 yılı haziran ayı itibarıyla sona erdiğini, ikinci aşama olan dezenflasyon sürecinin başladığını dile getirdi.
“2025 YILINDA DA ENFLASYON ORANIMIZ İLAN EDİLEN SEVİYELERDE GERÇEKLEŞECEK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sabah TÜİK tarafından açıklanan 2024 yılına ait enflasyon verilerinin uyguladıkları politikaların doğruluğunu teyit ettiğini belirterek, “Enflasyon aralıkta aylık bazda yüzde 1,03 olurken yıllık bazda yüzde 44,38’e gerilemiştir. Yıllık enflasyon 2023 sonuna göre 20 puan, 2024 Mayıs ayındaki zirve seviyesine göre 31 puan düşmüştür. 2025 yılında da enflasyon oranımız orta vadeli programla ve enflasyon raporunda ilan edilen seviyelerle uyumlu şekilde gerçekleşecektir. Bu umut verici gelişmelerin arkası inşallah gelecek” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, piyasaların hükûmete, politikalara, ekonomi programına ve tüm bunlarla birlikte Türk ekonomisinin güçlü potansiyeline güvendiğini vurguladı.
Bu konuda ihracatçıların desteğinin çok kıymetli olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gerek ihracatımızı hedeflerimizle uyumlu bir şekilde artırmaya gerekse enflasyonu tekrar tek haneli rakamlara düşürmeye katkıda bulunmak için iş dünyamızın tüm paydaşlarından samimi destek bekliyoruz” diye konuştu.
“İHRACATÇILARIMIZIN MESELELERİYLE İLGİLENDİK”
Türkiye’yi çok farklı seviyeye taşıdıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ihracatçılar ve iş insanlarıyla yüzlerce seyahate çıkıp dünyayı adeta karış karış dolaştıklarını dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gittikleri her yerde Türkiye’nin potansiyelini, gücünü ve imkânlarını devlet adamlarına ve iş dünyasının temsilcilerine birlikte anlattıklarını kaydederek, “Büyük-küçük ayrımı yapmadan ihracatçılarımızın meseleleriyle ilgilendik. Gümrük işlemlerinden vize sorunlarına, alacak tahsilatından serbest ticaret anlaşmalarına kadar her alanda çözümler ürettik. Zorluklarla karşılaşsak da hep yeni yollar, yöntemler ve pazarlar bulduk” diye konuştu.
Afrika ve Latin Amerika açılım politikaları sayesinde Türk iş dünyasının bu coğrafyalarda da engelleri aşarak güçlü varlık göstermeye başladığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün hamdolsun dünyanın her köşesinde ihracattayız. İhracat, Türk ekonomisinin amiral gemisi vasfını hâlen koruyor. Nitekim 2024 yılının ihracat rakamlarına baktığımızda bunu net şekilde görebiliyoruz” ifadesini kullandı.
“2024’TE AVRUPA BİRLİĞİ’NE İHRACATIMIZ YÜZDE 4,2 ARTIŞLA 108,7 MİLYAR DOLARA ULAŞMIŞTIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen yıla ait dış ticaret verilerine değinerek şunları paylaştı: “Öncelikle 2024 yılı aralık ayında ihracatımız yüzde 2,2 artışla 23,5 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Böylece aralık ayı aylık ihracat rekorunu kırdık. İthalatımız ise yüzde 11,1’lik artışla 32,3 milyar dolar oldu. Yılın tamamında ihracat rakamlarında Cumhuriyet tarihinin rekoruna imza attık. Biraz evvel ifade ettiğim olumsuzluklara rağmen 2024 yılı mal ihracatımız, 2023’e göre yüzde 2,5 oranında artışla 262 milyar dolara çıktı. Ayrıca son 19 ayın 12’sinde o ayın ihracat rekorunu kırdık. 2024 yılı ocak-aralık döneminde 31 ilimiz 1 milyar doların üzerinde ihracat yaparken, 54 ilimiz de ihracatını artırmıştır. En fazla ihracat yapan 5 ilimiz sırasıyla 56,8 milyar dolarla İstanbul, 32 milyar dolarla Kocaeli, 23,8 milyar dolarla İzmir, 18,2 milyar dolarla Bursa ve 13,2 milyar dolarla Tekirdağ’dır. 2024 yılı genelinde ise ithalatımız yüzde 4,9 düşüşle 344,1 milyar dolara inmiştir.”
Geçen yıl dış ticaret dengesinde olumlu kazanımlar elde ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “2023’te 106,3 milyar dolar olan dış ticaret açığını, 2024’te 82,2 milyar dolara kadar indirdik. Yani 2024’te dış ticaret açığını tam 24 milyar dolar düşürdük. 2024’te ihracatın ithalatı karşılama oranı ise 5,5 puan artışla yüzde 76,1’e yükseldi. Bu oran, göreve geldiğimiz 2002 yılında sadece yüzde 50 civarındaydı. 2024 yılında ihracatımızda kıymet bazında artışta öne çıkan ilk üç ülke ise yüzde 22,2 artışla Birleşik Krallık, yüzde 9,9 artışla Amerika Birleşik Devletleri ve yüzde 52’lik artışla Suudi Arabistan olmuştur. 2024 yılında Avrupa Birliği’ne ihracatımız yüzde 4,2 artışla 108,7 milyar dolara ulaşmıştır. Avrupa Birliği’nin son 12 ayda ithalatının yüzde 7,5 gerilediği bir ortamda, ülkemizin bu pazara ihracatının artması çok mühimdir. Ayrıca İslam İşbirliği Teşkilatı üyelerine ihracatımız yüzde 6,1 artarak 70,1 milyar dolara, Türk Devletleri Teşkilatı ülkelerine yüzde 12,9 artışla 11,1 milyar dolara yükselmiştir.”
“EKONOMİMİZ DAHA DENGELİ BÜYÜME TRENDİNDE İLERLEMEKTEDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İhracatın değer bazında en çok arttığı ilk üç fasılaya şöyle bir baktığımızda motorlu kara taşıtlarında yüzde 5,3 artışla 32,5 milyar doları, demir ve çelikte yüzde 15,1 artışla 10,2 milyar doları, elektrikli makine ve cihazlarda yüzde 6,4 artışla 16,4 milyar doları yakaladığımızı görüyoruz” değerlendirmesini yaptı.
Üretimdeki orta-yüksek ve yüksek teknolojili ürün katkısının altını çizmek istediğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “2024 yılında yüksek teknolojili ürünlerin ihracatı, kıymet bazında tam yüzde 19 oranında artışla 8,8 milyar dolara yükselmiştir. Orta-yüksek teknolojili ürünlerin ihracatı ise yüzde 2,8 artışla 92,4 milyar dolara ulaşmıştır. 2022’de yüzde 36,9 olan orta-yüksek ve yüksek teknolojili ürün ihracatının payı 2023’te yüzde 40,4’e, bu yıl yüzde 41’e çıkmıştır. Bu durum, ürünlerimizdeki nitelik artışının önemli işaretidir. Döviz ihtiyacımız azalırken makroekonomik istikrarımız güçlenmekte, dolayısıyla ekonomimiz daha dengeli büyüme trendinde ilerlemektedir” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ihracat rakamlarının ülke, millet ve ekonomi için hayırlara vesile olmasını temenni ederek, “Bu başarının altında fabrikalarda alın teri döken işçiden ustabaşına, atölyelerde emek veren çıraktan kalfaya, insanımıza istihdam kapısı olan işveren ve yatırımcıdan ürünlerimizi dünyayla buluşturan ihracatçılarımıza kadar herkesin imzası vardır. Tabii bu rekor ihracat rakamlarına, kadınların yüzde 20’nin üzerinde katkı yaptığını memnuniyetle belirtmek isterim. Başta kadınlar olmak üzere bütün ihracatçılarımızı ve emeği geçen herkesi yürekten tebrik ediyorum” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, mal ihracatı gibi hizmet ihracatında da hedeflerini aşmanın bahtiyarlığını yaşadıklarını söyledi.
2024 yılında hizmet ihracatı hedeflerinin 110 milyar dolar olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yılın ilk 10 ayında 97,1 milyar dolar hizmet ihracatına ve 54 milyar dolar hizmet ticareti fazlasına ulaştık. Yıllıklandırılmış olarak bakıldığında, ekim ayı itibarıyla gerçekleştirdiğimiz 112,5 milyar dolar hizmet ihracatı ile hedefimiz olan 110 milyar doların üzerine çıktık” diye konuştu.
Gerek mal ticaretinde gerçekleşen performansın gerekse hizmetlerin güçlü katkısının cari işlemler dengesine olumlu yansıdığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Cari işlemler hesabı 5 yıl sonra ilk kez son 5 aydır aylık bazda fazla vermiştir. 2024 yılı sonunda cari işlemler açığının geçen yılki 40,4 milyar dolardan 10-11 milyar dolar seviyesine kadar gerileyeceği anlaşılıyor. Böylece 2024 yılında cari işlemler açığının millî gelire oranının yüzde 1’in altında kalacağına inanıyoruz. Hep söylediğim gibi bu başarılar yalnızca birer başlangıç noktasıdır. Çok daha büyük başarılara ulaşmak için durmadan, yorulmadan, yandık-bittik diyen felaket tellallarına aldırmadan çalışmaya devam edeceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk ekonomisinin kıvanç kaynağı olan ihracatçıların dün olduğu gibi yarın ve daima yanlarında olacaklarını dile getirerek, “2024 yılında mal ve hizmet ihracatçılarımıza toplam 24,7 milyar lira destek sağladık. İhracat desteklerine tahsis ettiğimiz bütçeyi 2025 yılında 33 milyar liraya çıkartıyoruz” ifadelerini kullandı.
İhracatçıların finansmana erişimini kolaylaştırmak için devletin ilgili tüm kurumlarının ortak çaba harcadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, finansmanda sadece Eximbank’la yetinmediklerini, İhracatı Geliştirme Anonim Şirketiyle önemli bir adım atarken, kefalet sistemiyle de teminat sorununa çözüm getirdiklerini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Merkez Bankamız finansmana erişimi desteklemek amacıyla reeskont kredilerinin günlük limitini 13 kat artışla 4 milyar liraya çıkardı. Merkez Bankası son 1 yılda 573 milyar liralık reeskont kredisi kullandırdı” dedi.
“DESTEK SÜREÇLERİNİ HIZLANDIRMAYI AMAÇLIYORUZ”
Türkiye’yi daha güçlü, rekabetçi ve sürdürülebilir bir ekonomik yapıya kavuşturmak için yoğun çaba içinde olduklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ticaret Bakanlığımızca ‘2025 Yılı İhracat Planı’ çalışmalarını da başlatmış bulunuyoruz. İhracatçılarımızın yurt içi ve yurt dışı fuar katılımlarına yönelik desteklerin kapsamını genişletmeyi, desteklere erişimini kolaylaştırmayı ve destek süreçlerini hızlandırmayı amaçlıyoruz” şeklinde konuştu.
Sadece 2024 yılının değerlendirmesini yapmadıklarını, aynı zamanda 2025’in de hedeflerini belirlediklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Geçtiğimiz sene, 2024 yılı mal ve hizmet ihracatı için sizlere 375 milyar dolar hedefini koymuştum ve hamdolsun size olan güvenimi boşa çıkarmadınız. 2025 yılında mal ve hizmet ihracatı olarak toplamda 390 milyar doları geçeceğimize inanıyorum. Önümüzdeki yıl, hedeflerimizi de aşan bir ihracat rakamına ulaşacağınız konusunda Cumhurbaşkanınız olarak ben sizlere güveniyorum.”
Cumhuriyet tarihinin en yüksek ihracat rakamının ülkeye ve millete hayırlı olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ticaret Bakanlığı, Türkiye İhracatçılar Meclisi, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu ve ticaretin artırılması için özveriyle çalışan herkesi tebrik etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni yıl dolayısıyla yayımladığı mesajında, “Önümüzdeki dönemde terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge vizyonumuzu gerçeğe dönüştürmek için kararlı adımlar atacağız. Ülkemizin önünde yeni bir yol açacak bu sürecin suhuletle, karşılıklı iyi niyet ve anlayış içinde yürümesi için her türlü gayreti gösteriyoruz. Ama gerektiğinde, devletimizin kadife eldiven içindeki demir yumruğunu devreye almaktan da çekinmeyeceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni yıl dolayısıyla yayımladığı mesajında şunları kaydetti:
“Aziz milletim, hepinizi en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Bugün 2024’e veda ediyor, yeni umut, beklenti ve hayallerle 2025 senesini karşılıyoruz. Öncelikle yeni miladi yılın ülkemiz, milletimiz, gönül coğrafyamız ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını Rabbimden niyaz ediyorum.
“BİRBİRİMİZE DAHA SIKI KENETLENECEĞİZ”
Geçtiğimiz yıl boyunca istiklal ve istikbalimiz uğrunda toprağa düşen tüm şehitlerimizi rahmetle yâd ediyor, gazilerimize şükranlarımı sunuyorum. Millet olarak 2025 yılında birliğimizi, beraberliğimizi, dayanışmamızı, inşallah, daha da güçlendirecek, birbirimize daha sıkı kenetleneceğiz.
Geride bıraktığımız 2024 senesi, ülkemiz içinde ve bölgemizde pek çok kritik gelişmeye sahne oldu. Mahallî idareler seçimlerini, tam bir demokrasi şöleni havasında, Türk demokrasisinin olgunluğunu tüm dünyaya yeniden gösterdiğimiz bir iklimde, hamdolsun, başarıyla gerçekleştirdik.
Milletimizin iradesi sandıkta özgürce tecelli ederken, kazanan demokrasimizle birlikte yine 85 milyon vatandaşımızın tamamı oldu. Tercihleri ne olursa olsun, seçim sandıklarını birer bayram yerine çeviren vatandaşlarıma bugün bir kez daha teşekkür ediyorum.
Seçimlere ve bölgemizde patlak veren yeni krizlere rağmen, kararlılıkla uyguladığımız ekonomi programımızın meyvelerini toplamaya başladık. İstihdamda, ihracatta, üretimde, turizmde, savunma sanayiinde ve diğer alanlarda çok önemli başarılara imza attık.
Deprem bölgemizi yeniden ayağa kaldırma çalışmalarımızda ciddi mesafe katettik. Yeni yılda bu çalışmalar daha da hızlanacak.
Enflasyondaki düşüşün, özellikle yılın son aylarında, artarak devam etmesi 2025 yılı hedeflerimize ulaşacağımızı teyit ediyor. Vatandaşımızın refah kaybını telafi edecek, alım gücünü artıracak politikalara ağırlık vermek suretiyle, inşallah, daha iyi yerlere geleceğiz.
“HEDEFLERİMİZE ULAŞACAĞIZ”
Konut, kira ve gıda başta olmak üzere fahiş fiyatlarla milletin ekmeğine göz diken fırsatçılarla mücadelemizi, 2025 senesinde de kararlılıkla devam ettireceğiz.
Vatandaşlarımdan, geçmişte Türkiye’ye çok ağır faturalar ödetmiş popülist söylemlere prim vermemelerini özellikle istirham ediyorum.
Son 22 yılda bu ülkenin ve milletin tüm meselelerini nasıl biz çözdüysek, ekonomideki konjonktürel sıkıntıların üstesinden de yine biz geleceğiz. Doğru yoldayız, Allah’ın izniyle hedeflerimize de ulaşacağız. Sizlerden sadece biraz daha sabır, metanet ve anlayış istiyoruz.
“YENİ DÖNEMİN SURİYE’DE KALICI İSTİKRARA KAPI ARALAMASI İÇİN GEREKEN HER TÜRLÜ DESTEĞİ SAĞLAYACAĞIZ”
Aziz milletim, 2024 senesinin son haftaları köklü tarihî, beşerî ve komşuluk ilişkilerimizin bulunduğu Suriye’de yeni bir dönemin kıvılcımı oldu. Yeni dönemin Suriye’de kalıcı barışa, huzura, istikrara ve ekonomik refaha kapı aralaması için gereken her türlü desteği sağlayacağız.
Suriye’de istikrar ortamı kök saldıkça inanıyorum ki, 13 yıldır vatan hasreti çeken Suriyeli muhacirlerin gönüllü geri dönüşü de kolaylaşacaktır. Bu süre boyunca ensar millet olmanın en güzel örneklerini sergileyen tüm vatandaşlarımdan Allah razı olsun” diyorum.
“GAZZE’DEKİ KATLİAMLARA İLK GÜNDEN İTİBAREN EN GÜÇLÜ TEPKİYİ VEREN ÜLKEYİZ”
Gazze’deki katliamlara ilk günden itibaren en güçlü tepkiyi veren, vicdanlı ve adaletli duruşunu her platformda ortaya koyan ülke konumundayız. Gazze’de ve diğer Filistin topraklarında 15 aydır devam eden katliamların son bulması, burada da barışın tesisi için yoğun gayret sarf ediyoruz.
Başkenti Doğu Kudüs olan, 1967 sınırları temelinde özgür, egemen ve toprak bütünlüğüne sahip bir Filistin devletinin kurulması için 2025 yılında da tüm gücümüzle çalışacağız.
“TEMENNİMİZ, 2025 YILINDA KUZEYİMİZDE DE YENİ BİR DÖNEMİN BAŞLAMASIDIR”
Her ikisi de Karadeniz’den komşumuz olan Rusya-Ukrayna arasındaki savaşın adil bir barışla sona erdirilmesi önceliğimiz olmayı sürdürüyor. Temennimiz, 2025 yılında kuzeyimizde de yeni bir dönemin başlamasıdır.
Sınırlarımız ötesinde bütün bu diplomatik hamleleri hayata geçirirken, ülkemiz içinde en önemli gündemimiz iç cephemizin tahkimatı olacaktır.
Türkiye Yüzyılı’nı, kardeşliğin yüzyılı yapmakta kararlıyız. Önümüzdeki dönemde terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge vizyonumuzu gerçeğe dönüştürmek için kararlı adımlar atacağız. Ülkemizin önünde yeni bir yol açacak bu sürecin suhuletle, karşılıklı iyi niyet ve anlayış içinde yürümesi için her türlü gayreti gösteriyoruz. Ama gerektiğinde, devletimizin kadife eldiven içindeki demir yumruğunu devreye almaktan da çekinmeyeceğiz.
Bu çerçevede 2025 yılında milletimize inşallah yeni müjdeler vermeyi ümit ve arzu ediyoruz. Rabbim yar ve yardımcımız olsun.
Rabbim bizleri hizmetkârı olmaktan şeref duyduğumuz aziz milletimize ve umudunu Türkiye’ye bağlamış yüz milyonlarca mazluma mahcup etmesin diyorum. Bu temennilerle yeni takvim yılının ülkemiz, milletimiz ve tüm insanlık için hayırlar getirmesini diliyor, her birinizi saygıyla selamlıyorum.
Yeni miladi yılınız kutlu olsun. Kalın sağlıcakla.”
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.