Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, “Bugün de yaklaşık 6 aylık bir hazırlığın ardından Yavuz Sondaj Gemimizi Karadeniz’deki ilk görevine uğurlayarak sahadaki faaliyetlerimize önemli bir ivme daha kazandırmış olacağız.” dedi.
Bakan Dönmez, Filyos Limanı’nda Yavuz Sondaj Gemisi Uğurlama Töreni’nde yaptığı konuşmada, 3 yıl önce Yavuz Sondaj Gemisi’ni ilk derin deniz sondajına uğurlamak için yine bir arada olduklarını hatırlattı.
Aradan geçen 3 yılda ortaya koydukları emeklerin, gayretin, alın terinin sonucunda güzel neticeler aldıklarını belirten Dönmez, “Milletimize müjdeler vermenin haklı gururunu yaşadık. Türkiye’nin kaderini değiştirecek 540 milyar metreküplük doğal gaz keşfimizle Türkiye’nin enerji bağımsızlığı için önemli bir adım attık. Bu işler elbette bugünden yarına olan şeyler değil. Bu başarılar hem masada hem de sahada yapılan uzun süreli, dikkatli ve detaylı bir planlama, strateji ve aksiyon planının ürünüdür. Bu işler elbette bir kişiyle de olmuyor. Arkasında 7/24, yoğun bir şekilde çalışan bir ekip var. Sonuçta bu başarılar; hepimizin, 84 milyon vatandaşımızın, bütün Türkiye’nin. Bu müjdeler bizimle birlikte gelecek nesillerin.” diye konuştu.
Dönmez, Filyos’u her ziyaretinde burada bu işe kendini adamış büyük bir azimle çalışan bir ekip olduğunu gördüğünü dile getirerek, onların yazdığı hikayenin, 2023’ü, 2053’ü, 2071’i kurgulayan Türkiye’nin başarı anahtarlarından biri olacağını vurguladı.
Bu yola bir amaç için çıktıklarına işaret eden Dönmez, “Bu yolda bir sürü engelle karşılaştık. Hiçbirine aldırmadık çünkü şunu biliyorduk ki biz Fatih’le, Yavuz’la, Kanuni’yle, Barbaros’la, Oruç Reis’le Türkiye’nin yarınlarına dümen kırmıştık. Bu yoldan geri dönmemeye kararlıydık çünkü rotamız istikrar, pusulamız gelecek, istikametimiz ‘Büyük ve Güçlü Türkiye’. Yapabileceğimizi biliyorduk çünkü kendimizi, gücümüzü, arkamızdaki desteği iyi tanıyorduk. Sayın Cumhurbaşkanımızın güçlü iradesiyle ve 84 milyon vatandaşımızın maddi, manevi desteğiyle bütün zorlukları aşacağımıza inanıyorduk. Bu uğurda yılmadan mücadele eden, büyük bir özveriyle bütün varlığını ortaya koyan bütün ekibe yürekten teşekkür ediyorum.” ifadelerini kullandı.
“Bütün gayretimiz Karadeniz gazının ilk fazını 2023’te milletimizin hizmetine sunmak”
Bakan Dönmez, ilk günden bu yana hep “Varsa mutlaka bulacağız.” dediklerini aktararak, “Hamd olsun Cenabıhak yüzümüzü kara çıkarmadı. Filyos’ta hummalı bir çalışma sürüyor uzun zamandır. Bütün gayretimiz Karadeniz gazının ilk fazını Cumhuriyetimizin 100. yılı olan 2023’te milletimizin hizmetine sunmak.” dedi.
Dönmez, bugüne kadar Karadeniz’de 8 kuyunun sondajını tamamladıklarını, bir kuyuda da arama sondajının devam ettiğini, Türkali-1 ve Türkali-2 kuyularında alt tamamlama operasyonlarını ve farklı seviyelerde yapılması planlanan test çalışmalarını tamamladıklarını, deniz tabanı etüt çalışmalarını bitirdiklerini anlattı.
Karadeniz’in derinliklerindeki gazı gün ışığına çıkarmak için gemilerde yoğun mesai harcandığına dikkati çeken Dönmez, şöyle devam etti:
“Bugün de yaklaşık 6 aylık bir hazırlığın ardından Yavuz Sondaj Gemimizi Karadeniz’deki ilk görevine uğurlayarak sahadaki faaliyetlerimize önemli bir ivme daha kazandırmış olacağız. Yavuz Gemimiz daha önce Akdeniz’de çalışmalarını yapıyordu. Yavuz’un 10 yıllık özel periyodik sörvey çalışmaları kapsamında; marin, sondaj ve kuyu kontrol sistem ve donanımlarının inspekte, bakım, test, yenileme ve yükseltme çalışmaları tamamlandı. Sakarya Gaz Sahası’ndaki üst tamamlama faaliyetlerini yürütmek için gerekli sistem ve ekipmanlar yüklendi. Şimdi artık sefer zamanı. Yavuz’u birazdan üst tamamlama operasyonlarını, yani Karadeniz gazını milletimizle buluşturmada önemli bir aşama olan kuyu başı vanasını deniz tabanına indirmesi için Türkali-2 kuyusuna uğurlayacağız.
Fatih ve Kanuni sondaj gemilerimiz de Karadeniz’de faaliyetlerini sürdürüyor. Fatih, Gökçebey-1 kuyusunda sondajına devam ediyor. Kanuni Sondaj Gemimizi de dün itibarıyla alt tamamlama operasyonları için Türkali-5 lokasyonuna gönderdik. Yavuz’un da göreve başlamasıyla 3 gemimizle aynı anda Karadeniz’deki operasyonlarımızı sürdüreceğiz. Karadeniz gazını 2023’e yetiştirmek için Filyos’ta insanüstü bir çalışma sürüyor.”
Dönmez, bugün dünyanın en büyük inşaat projelerinden birinin burada yürütüldüğünü dile getirerek, “Deniz tabanı üretim sistemleri, deniz tabanı iletimi ile MEG boru hatları, kordon hattı, akış hatları ve kara üretim tesisi işlerini kapsayan mühendislik, tedarik, inşaat ve montaj sözleşmemizin büyük kısmı tamamlandı. Kıta yamacı ve deniz tabanı mobilizasyon işlerine başladık. Teslimat süresi uzun sürecek ekipmanların siparişini verdik. Peyderpey tamamlandıkça alana intikal ediyor. Geçtiğimiz aylarda deniz tabanına sereceğimiz ilk boruların teslimatı gerçekleştirildi. Temmuz ayına kadar boruların tamamı Filyos’a gelmiş olacak inşallah.” şeklinde konuştu.
Yavuz’un görevinin, kuyu başı ekipmanı başta olmak üzere deniz tabanına indirilecek kontrol ekipmanlarını ve sistemlerini yerleştirmek olacağını aktaran Dönmez, “Kuyubaşı vanası yaklaşık 65 ton ağırlığında, yaklaşık 6 metre genişliğinde ve 5 metre uzunluğunda bir büyüklüğe sahip. Kuyubaşı içinde bulunan akış ölçer, sensör, dedektör ve çeşitli vana takımlarıyla üretilecek gazı kuyubaşından üretim-dağıtım haznesine iletecek. Teknolojik ve sofistike bir işlem olan kuyubaşı vanasının yerleştirilmesini uzaktan kumanda edilen sualtı robotlarla gerçekleştireceğiz.” dedi.
Dönmez, Yavuz’un Türkali-2’nin ardından diğer kuyulara geçerek oradaki üst tamamlama faaliyetlerinde de görev alacağını, üst tamamlama faaliyetlerinin ardından boru hattını açtıkları kuyulara bağlayacaklarını belirtti.
Buradaki en önemli faaliyetlerden birinin üretim tesisi olduğuna değinen Dönmez, Karadeniz gazını ulusal şebekeye buradan bağlayacaklarını, orada da tesisin üst yapı çalışmalarına başladıklarını ve hızla ilerlediklerini kaydetti.
“Enerjinin en büyük projelerinden birisi Filyos’ta yükseliyor”
Dönmez, burada yoğun tempoda çalışan bir ekibin olduğunu belirterek, “Enerjinin en büyük projelerinden birisi burada Filyos’ta yükseliyor. Buraya konulan her bir tuğlayla temele atılan her bir harçla Türkiye’nin enerji bağımsızlığı da günden güne yükseliyor.” dedi.
Son günlerde meydana gelen konjoktürel gelişmelerin “daha fazla yerli, daha fazla yenilenebilir” mottosuyla yürüttükleri faaliyetlerin Türkiye’nin geleceği adına ne denli önemli olduğunu bir kere daha ortaya koyduğunu vurgulayan Dönmez, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sadece Karadeniz’de değil, Doğu Akdeniz’de de doğal gazla ilgili önemli gelişmeler olacak önümüzdeki günlerde. 3 yıl önce Yavuz’u uğurlarken bölgedeki projeler için kilit ülkenin Türkiye olduğunu söylemiştik. Türkiye’nin her zaman iş birliğine açık olduğunu, bölgenin refahı ve huzuru için elini taşın altına koymaktan hiçbir zaman çekinmeyeceğini belirtmiştik. Her zaman görüşmeye, diyaloğa, konuşmaya açık olduğumuzu ifade etmiştik. Bugün geldiğimiz nokta yürüttüğümüz politikaların ne denli doğru, ayakları yere basan ve uzun vadeli olduğunu bir kere daha gösterdi. Bugüne kadar hayata geçirdiğimiz uluslararası projeler bizim referansımız. Bu projeler Türkiye’nin güvenilir, stabil ve stratejik bir partner olduğunu bir kez daha ispat etti.”
Dönmez, her zaman yapıcı bir tavırla bütün tarafların hak ve menfaatlerini gözeten bir anlayışla hareket ettiklerini, bundan sonra da bu şekilde hareket etmeye devam edeceklerinin altını çizerek, “Bu çerçevede haklarımıza karşılıklı saygıyla Doğu Akdeniz’i de enerji arz güvenliğinin yeni rotası haline getirebiliriz. Doğal gaz kaynak çeşitliliğinin artması ve arz güvenliğinin sağlanması için kaynak ülke ve güzergah seçeneklerinin artmasından yanayız. Bu durum hem bizim hem de Avrupa’nın arz güvenliği için de önem taşıyor. İş birliği içerisinde, uluslararası hukuka uygun, karşılıklı saygı temelinde istikrarı, barışı ve huzuru destekleyen her projede biz yer alırız.” değerlendirmesinde bulundu.
Süreçte emeği geçen herkese teşekkür eden Dönmez, “Yavuz Sondaj Gemimizde görev yapacak bütün personelimize muvaffakiyetler diliyorum. Yolunuz açık, rüzgarınız kolayınıza olsun. Allah’a emanet olun.” dedi.
Bakan Dönmez, daha sonra kuyubaşı vanaları ile gaz borularının deniz tabanına yerleştirilmesinde görev alacak gemide incelemede bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni yıl dolayısıyla yayımladığı mesajında, “Önümüzdeki dönemde terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge vizyonumuzu gerçeğe dönüştürmek için kararlı adımlar atacağız. Ülkemizin önünde yeni bir yol açacak bu sürecin suhuletle, karşılıklı iyi niyet ve anlayış içinde yürümesi için her türlü gayreti gösteriyoruz. Ama gerektiğinde, devletimizin kadife eldiven içindeki demir yumruğunu devreye almaktan da çekinmeyeceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni yıl dolayısıyla yayımladığı mesajında şunları kaydetti:
“Aziz milletim, hepinizi en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Bugün 2024’e veda ediyor, yeni umut, beklenti ve hayallerle 2025 senesini karşılıyoruz. Öncelikle yeni miladi yılın ülkemiz, milletimiz, gönül coğrafyamız ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını Rabbimden niyaz ediyorum.
“BİRBİRİMİZE DAHA SIKI KENETLENECEĞİZ”
Geçtiğimiz yıl boyunca istiklal ve istikbalimiz uğrunda toprağa düşen tüm şehitlerimizi rahmetle yâd ediyor, gazilerimize şükranlarımı sunuyorum. Millet olarak 2025 yılında birliğimizi, beraberliğimizi, dayanışmamızı, inşallah, daha da güçlendirecek, birbirimize daha sıkı kenetleneceğiz.
Geride bıraktığımız 2024 senesi, ülkemiz içinde ve bölgemizde pek çok kritik gelişmeye sahne oldu. Mahallî idareler seçimlerini, tam bir demokrasi şöleni havasında, Türk demokrasisinin olgunluğunu tüm dünyaya yeniden gösterdiğimiz bir iklimde, hamdolsun, başarıyla gerçekleştirdik.
Milletimizin iradesi sandıkta özgürce tecelli ederken, kazanan demokrasimizle birlikte yine 85 milyon vatandaşımızın tamamı oldu. Tercihleri ne olursa olsun, seçim sandıklarını birer bayram yerine çeviren vatandaşlarıma bugün bir kez daha teşekkür ediyorum.
Seçimlere ve bölgemizde patlak veren yeni krizlere rağmen, kararlılıkla uyguladığımız ekonomi programımızın meyvelerini toplamaya başladık. İstihdamda, ihracatta, üretimde, turizmde, savunma sanayiinde ve diğer alanlarda çok önemli başarılara imza attık.
Deprem bölgemizi yeniden ayağa kaldırma çalışmalarımızda ciddi mesafe katettik. Yeni yılda bu çalışmalar daha da hızlanacak.
Enflasyondaki düşüşün, özellikle yılın son aylarında, artarak devam etmesi 2025 yılı hedeflerimize ulaşacağımızı teyit ediyor. Vatandaşımızın refah kaybını telafi edecek, alım gücünü artıracak politikalara ağırlık vermek suretiyle, inşallah, daha iyi yerlere geleceğiz.
“HEDEFLERİMİZE ULAŞACAĞIZ”
Konut, kira ve gıda başta olmak üzere fahiş fiyatlarla milletin ekmeğine göz diken fırsatçılarla mücadelemizi, 2025 senesinde de kararlılıkla devam ettireceğiz.
Vatandaşlarımdan, geçmişte Türkiye’ye çok ağır faturalar ödetmiş popülist söylemlere prim vermemelerini özellikle istirham ediyorum.
Son 22 yılda bu ülkenin ve milletin tüm meselelerini nasıl biz çözdüysek, ekonomideki konjonktürel sıkıntıların üstesinden de yine biz geleceğiz. Doğru yoldayız, Allah’ın izniyle hedeflerimize de ulaşacağız. Sizlerden sadece biraz daha sabır, metanet ve anlayış istiyoruz.
“YENİ DÖNEMİN SURİYE’DE KALICI İSTİKRARA KAPI ARALAMASI İÇİN GEREKEN HER TÜRLÜ DESTEĞİ SAĞLAYACAĞIZ”
Aziz milletim, 2024 senesinin son haftaları köklü tarihî, beşerî ve komşuluk ilişkilerimizin bulunduğu Suriye’de yeni bir dönemin kıvılcımı oldu. Yeni dönemin Suriye’de kalıcı barışa, huzura, istikrara ve ekonomik refaha kapı aralaması için gereken her türlü desteği sağlayacağız.
Suriye’de istikrar ortamı kök saldıkça inanıyorum ki, 13 yıldır vatan hasreti çeken Suriyeli muhacirlerin gönüllü geri dönüşü de kolaylaşacaktır. Bu süre boyunca ensar millet olmanın en güzel örneklerini sergileyen tüm vatandaşlarımdan Allah razı olsun” diyorum.
“GAZZE’DEKİ KATLİAMLARA İLK GÜNDEN İTİBAREN EN GÜÇLÜ TEPKİYİ VEREN ÜLKEYİZ”
Gazze’deki katliamlara ilk günden itibaren en güçlü tepkiyi veren, vicdanlı ve adaletli duruşunu her platformda ortaya koyan ülke konumundayız. Gazze’de ve diğer Filistin topraklarında 15 aydır devam eden katliamların son bulması, burada da barışın tesisi için yoğun gayret sarf ediyoruz.
Başkenti Doğu Kudüs olan, 1967 sınırları temelinde özgür, egemen ve toprak bütünlüğüne sahip bir Filistin devletinin kurulması için 2025 yılında da tüm gücümüzle çalışacağız.
“TEMENNİMİZ, 2025 YILINDA KUZEYİMİZDE DE YENİ BİR DÖNEMİN BAŞLAMASIDIR”
Her ikisi de Karadeniz’den komşumuz olan Rusya-Ukrayna arasındaki savaşın adil bir barışla sona erdirilmesi önceliğimiz olmayı sürdürüyor. Temennimiz, 2025 yılında kuzeyimizde de yeni bir dönemin başlamasıdır.
Sınırlarımız ötesinde bütün bu diplomatik hamleleri hayata geçirirken, ülkemiz içinde en önemli gündemimiz iç cephemizin tahkimatı olacaktır.
Türkiye Yüzyılı’nı, kardeşliğin yüzyılı yapmakta kararlıyız. Önümüzdeki dönemde terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge vizyonumuzu gerçeğe dönüştürmek için kararlı adımlar atacağız. Ülkemizin önünde yeni bir yol açacak bu sürecin suhuletle, karşılıklı iyi niyet ve anlayış içinde yürümesi için her türlü gayreti gösteriyoruz. Ama gerektiğinde, devletimizin kadife eldiven içindeki demir yumruğunu devreye almaktan da çekinmeyeceğiz.
Bu çerçevede 2025 yılında milletimize inşallah yeni müjdeler vermeyi ümit ve arzu ediyoruz. Rabbim yar ve yardımcımız olsun.
Rabbim bizleri hizmetkârı olmaktan şeref duyduğumuz aziz milletimize ve umudunu Türkiye’ye bağlamış yüz milyonlarca mazluma mahcup etmesin diyorum. Bu temennilerle yeni takvim yılının ülkemiz, milletimiz ve tüm insanlık için hayırlar getirmesini diliyor, her birinizi saygıyla selamlıyorum.
Yeni miladi yılınız kutlu olsun. Kalın sağlıcakla.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Ekonomiye Değer Katanlar 49. Ödül Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Yıllık 37 milyar dolar ihracatımız olan ve 1.200.000’den fazla çalışana istihdam sağlayan konfeksiyon, tekstil, deri ve mobilya sektörlerinde rekabet gücümüzü sürdürmeyi önemsiyoruz. Üretim ve istihdamı korumak için 2025 yılı Ocak ayında KOSGEB eliyle İstihdamı Koruma Programı başlatıyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Merinos Atatürk Kongre Kültür Merkezi’ndeki Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Ekonomiye Değer Katanlar 49. Ödül Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, katılımcıları selamlarken, ödül alan firmaları, iş insanlarını ve yöneticileri tebrik etti.
BTSO’ya, marifetin iltifata tabi olduğunu gösterdiği için teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “135 yıllık köklü tarihiyle Bursa Ticaret ve Sanayi Odamız, 57 bin üye firmasıyla şehrimizin yanı sıra Türkiye ekonomisine de çok önemli katkılar yapıyor. Bugün ödül törenimizin yanı sıra Odamızın öncülüğünde Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın destekleriyle hayata geçen TEKNOSAB’da (Bursa Teknoloji Organize Sanayi Bölgesi) üretime başlayan 15 firmamızın da açılışını gerçekleştiriyoruz. Bu firmalarımızın sahiplerini ve çalışanlarını da tebrik ediyor, Türkiye’nin kalkınmasına, güçlenmesine ve büyümesine verecekleri destekler için kendilerine şimdiden teşekkürlerimi iletiyorum” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugüne kadar 25 milyar lira yatırım yapılan TEKNOSAB’ın, Türkiye’nin yüksek teknolojili üretime geçişinin simgelerinden olacağını vurgulayarak, “Biliyorsunuz kısa süre önce ülkemizi bu hedefe daha hızlı götürecek HIT-30 programını kamuoyumuzun takdirine sunduk. 5 ay gibi kısa sürede elektrikli araç, güneş hücresi, pil hücresi, rüzgâr türbini gibi stratejik konularda toplam büyüklüğü 7 milyar doları aşan yatırımları ülkemize kazandırma noktasına geldik. İnşallah daha güzel sonuçlar elde edeceğiz” değerlendirmesini yaptı.
Yapay zekâ teknolojisi ve insansız sistemlerle dünyanın çok farklı bir yere gittiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Bakınız, 2024 Nobel Kimya Ödülü’nün verildiği çalışmayı konunun ehli isimler, çığır açan, devrim niteliğinde bir proje olarak değerlendiriyor. Öyle ki 200 milyon proteinin neredeyse tamamının yapısını tahmin eden bir yapay zekâ modelinden bahsediyoruz. Bilim insanları, normal şartlarda çözümü 50 yıl sürebilecek bir sorunu bu modeli kullanarak kısa sürede neticeye kavuşturabiliyor. Daha bunun gibi ‘Dünya nereye gidiyor, bizi nasıl bir gelecek bekliyor?’ sorusunu sorduğumuz nice baş döndürücü gelişmeye şahit oluyoruz. Ya hızlı davranıp bu süreci zamanında yakalayacağız ya da Allah korusun ekonomide asimetrik bir güç çarpanından mahrum kalacağız. Şunu da ifade etmeden geçemeyeceğim; Yapay zekâ ve insansız sistemler meselesinin ülkemizde hâlen yeterince anlaşılmadığını düşünüyorum. Hükûmet olarak gerek TEKNOKENT’ler gerek TEKNOFEST’ler gerek AR-GE yatırımları gerekse farklı teşvik ve destek paketleriyle bu yeni dünyaya Türkiye’yi hazırlamaya çalışıyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülke genelinde tüm sanayi ve ticaret odalarının bu çok kritik süreci sahiplendiğini, kendi alanlarında özgün projeler üretmeye gayret ettiğini söyledi.
“BURSA, TEKNOLOJİ ALANINDA DA DİĞER İLLERİMİZE ÖRNEK OLACAKTIR”
Geleceğin teknolojisine bugünden yapılan her yatırımı Türkiye açısından hayati önemde görüp desteklediklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu bakımdan TEKNOSAB bünyesinde atılan her adım çok kıymetlidir. Üretimin lokomotif şehri Bursa, inanıyorum ki teknoloji alanında da diğer illerimize örnek olacaktır. Hükûmette, sanayide ve akademide olan yüksek bilinç düzeyine ne yazık ki muhalefet tarafında rastlayamıyorsunuz. Muhalefette ne böyle bir vizyon ne merak ne de iştiyak var. İşin sadece magazin yönünü hiçbir zaman aşamadılar. İşte en son 14-28 Mayıs seçimleri döneminde ileri teknoloji hamlesi diye aylarca reklamını yaptıkları proje çıka çıka Amerika’dan bir ekonomistin canlı bağlantıyla bunlara uzaktan nutuk atması oldu. Maalesef daha sonra gelenler de bu seviyenin bir tık üzerine çıkamadı. İç iktidar kavgasına kendilerini öyle kaptırdılar ki dünyada ve bölgemizde ne olup bittiğini, teknolojinin nereye evrildiğini takip bile edemiyorlar. Aynı umut kırıcı tablo, dış politikadan bölgesel konulara, ekonomiden çalışma hayatına hemen her alanda geçerli. Belli ezberleri ve ideolojik saplantıları var, onların dışına çıkamıyorlar. Kendilerini güncelleme ve yenileme noktasında sadece isteksiz değiller, aynı zamanda kabiliyet de yok.’’
“SURİYE KRİZİNDE MESELEYİ HÂLÂ TAM OLARAK KAVRAYAMADILAR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında, muhalefete eleştirilerini dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mesela Suriye krizinde eski rejimin devrilmesinin üzerinden tam 3 hafta geçti ama bunlar meseleyi hâlâ tam olarak kavrayamadılar” ifadesini kullandı.
Muhalefet temsilcilerinin gün aşırı konuştuklarını ama cümlelerinde derinlik ve tutarlılık olmadığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Amerika’da başkanlık seçimleri sonrasında yeni bir yönetim şekilleniyor, yine bakıyorsunuz muhalefet Türkiye’ye dair kurulan her müspet cümleye iç siyaset zaviyesinden yaklaşıyor. Rakipleri dahil tüm dünya Türkiye’nin jeopolitik gücünün ve artan etkisinin farkında fakat bunu bizim muhalefete bir türlü anlatamıyorlar. Rusya-Ukrayna Savaşı’ndan Gazze krizine kadar her meselede benzer bir atalet, umursamazlık ve tembellik söz konusu. Bu tablo siyasi iktidar açısından avantajlı gibi gözükse de esasen sorunlu bir durumdur” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında bir kıssaya yer vererek, şu ifadeleri kullandı: “Meşhur kıssadır, bir bilge deniz kenarında kumlar üzerinde oturmuş, tefekkür ederken delikanlının biri yanına yaklaşıp, ‘Lütfen beni öğrenciniz olarak kabul edin.’ der. Bilge, parmağıyla kumların üzerine düz bir çizgi çeker. Delikanlıya çizgiyi kısaltmasını söyler. Genç, avuçlarıyla çizginin yarısını siler. Bilge der ki ‘Git, öğren de gel.’ Aradan bir ay geçtikten sonra delikanlı tekrar geldiğinde bilge yine bir çizgi çizerek kısaltmasını söyler. Delikanlı bu kez çizginin yarısını eliyle kapatınca bilge yine ‘Git öğren de gel.’ der. 2 ay sonra delikanlı yanına tekrar geldiğinde bilge tekrar aynı şeyi ister. Delikanlı çok düşündüğünü ama bunun bir yolunu bulamadığını belirterek bilgeden çizgiyi kendisinin kısaltmasını ister. Bilge çizginin yanına daha uzun bir çizgi çeker ve ‘İşte şimdi kısaldı.’ der. Hayatın her alanında olduğu gibi siyasette de ülke yönetiminde de gelişmenin, ilerlemenin sırrı budur. Yani sürekli daha büyük başarılar, daha büyük hedefler peşinde koşmaktır.”
“GENİŞ BİR ALANDA BÜYÜMEYİ SAĞLAYACAK POLİTİKALAR UYGULADIK”
22 yıllık iktidarları süresince Türkiye’nin sorunlarının, sıkıntılarının, krizlerinin küçülerek değil büyüyerek aşılabileceğine inandıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ekonomiden savunmaya, dış politikadan ticarete uzanan geniş bir alanda bu büyümeyi sağlayacak politikalar uyguladık. Buraya gelmeden önce katıldığım il kongremizde de dile getirdim. Biz özellikle ekonomide sabun köpüğü misali geçici başarılarla avunmak istemiyoruz, kısa vadeli hesaplar peşinde asla değiliz. Ayaklarımızı yere sağlam basıyor, adımlarımızı sağlam atıyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sadece kendi iktidar dönemini hesaplayan, tek hedefi sonraki seçim olan hükûmetlerin geçici iyileşmelerle belki bir süre halkının gözünü boyadıklarını ama ardından bu millete çok ağır faturalar ödettiklerini kaydetti.
Türk ekonomisinin kaldırabileceğinden daha ağır vaatlerle gelenlerin, hesap kitap yapmadan bol keseden söz verenlerin, arkalarında telafisi zor enkazlar bırakarak siyaset sahnesinden silinip gittiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Millete, Dimyat’ta pirinç siloları vadedenler, günün sonunda vatandaşı evindeki bulgurdan da ettiler. Bunu yakın tarihimizde biz de yaşadık, iş dünyamız da defalarca yaşadı. Değerli dostlar, 14-28 Mayıs seçimleriyle ülkemiz sadece uçurumun kenarından dönmedi, aynı zamanda her biri gerçekten hazine değerinde 5 sene kazandı. Biz de bu 5 yılı en iyi ve en verimli şekilde değerlendirmek arzusundayız. Yerel seçimlerde muhalefetle popülist vaat yarışına girmeyerek bu konudaki kararlılığımızı ortaya koyduk. Belki bundan dolayı siyasi olarak bedel de ödedik ama ülkemize ve milletimize bedel ödettirecek bir yanlışın içinde olmadık” değerlendirmesinde bulundu.
“ÜCRET ARTIŞLARINI ENFLASYONUN ÜZERİNDE TUTARAK HALKIMIZIN ALIM GÜCÜNÜN KORUDUK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomi alanındaki iyileşmelere işaret ederek, “Ekonomi programımıza güvenimiz ve desteğimiz tam. 2024 yılında seçimlere ve bölgemizde nüks eden yeni krizlere rağmen belirlediğimiz hedeflere önemli ölçüde ulaştık. Ülkemize uluslararası sermaye girişi hızlandı, rezervlerimiz güçlendi, kur oynaklığı azaldı, finansman koşulları iyileşti. Ülkemizin kredi risk primi de ciddi bir şekilde düştü. Dünyadaki 3 kredi derecelendirme kuruluşunun 2 defa not artırdığı tek ülke biziz. 2025 yılı bütçesinde de gerçekçi adımlarla ve ortak bir gelecek vizyonuyla hareket ettik. Bu sene yatırımlar için 1 trilyon 569 milyar lira kaynak ayırdık. Deprem bölgesinin yeniden inşası yanında sulama yatırımlarına, organize sanayi bölgeleriyle limanları demir yoluyla birbirine bağlayacak yatırımlara ve sanayi altyapısını hızla tamamlayacak yatırımlara öncelik tanıdık” diye konuştu.
En güncel tartışma olan asgari ücret konusunda dolar bazında nereden nereye gelindiğini il kongresinde detaylıca anlattığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Vatandaşımızın her söylediğinin başımızın üzerinde yeri vardır. Ama 22 yıl boyunca insanımızı enflasyona ezdirmeme sözümüzü yerine getirme noktasında gösterdiğimiz hassasiyet de herkesin malumudur. Ücret artışlarını her zaman enflasyonun üzerinde tutarak, halkımızın alım gücünün korunmasını temin ettik. 2002-2025 arası dönemde asgari ücrette reel artış yüzde 290 olmuştur. Son birkaç yıla baktığımızda ise 2022’de enflasyon yüzde 64,3 iken asgari ücret yüzde 94,6 arttı. 2023’te enflasyon yüzde 64,8 iken asgari ücret yüzde 107,3 arttı. 2024’te yıl sonu enflasyon beklentisi yaklaşık yüzde 45 iken asgari ücret yüzde 49,1 arttı. 2025’te yine yıl sonu enflasyon beklentisinin üzerinde bir oranla asgari ücret 22 bin 104 lira olarak belirlendi. Bu rakam, il kongremizde de söylediğim gibi taban ücrettir. İşverenlerimiz çalışanına daha fazla ücret ödemek isterse buna kimsenin itirazı olmaz.”
“TÜRKİYE EKONOMİSİ SON 22 YILDA ORTALAMA YÜZDE 5,3 BÜYÜDÜ”
Çalışanların millî gelirden aldığı payın son 26 yılın en yüksek seviyesine ulaştığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, iş gücü ödemelerinin gayrisafi katma değer içindeki payının bu yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 37,6’ya yükseldiğini, büyümeden çalışanların da pay almasını sağladıklarını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye ekonomisinin son 22 yılda ortalama yüzde 5,3 büyüdüğünü, asgari ücretteki reel artışın ise yıllık ortalama yüzde 5,6 ile büyümenin üstünde olduğunu söyledi.
Bugün Türkiye’de 630 doları bulan asgari ücretin, gelişmekte olan pek çok ülkeden daha yüksek seviyede olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Enflasyon hedeflerimiz inşallah tek tek gerçekleştikçe vatandaşlarımız alım güçlerindeki artışı daha net görebilecek. 2025 yılı için bu konuda da umutluyuz” diye konuştu.
“KOBİ’LERE ÇALIŞAN BAŞINA AYLIK 2 BİN 500 LİRAYA KADAR DESTEK ÖDEMESİ GERÇEKLEŞTİRECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son Kabine Toplantısı’nda görüşülen paketi kamuoyuyla paylaşmak istediğini ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Yıllık 37 milyar dolar ihracatımız olan, 1 milyon 200 binden fazla çalışana istihdam sağlayan konfeksiyon, tekstil, deri ve mobilya sektörlerinde rekabet gücümüzü sürdürmeyi önemsiyoruz. Üretim ve istihdamı korumak için 2025 yılı ocak ayında KOSGEB eliyle İstihdamı Koruma Programı başlatıyoruz. Bu sektörlerde 2024 yılının son aylarındaki istihdam düzeyini 2025 yılında koruyan KOBİ’lere çalışan başına aylık 2 bin 500 liraya kadar destek ödemesi gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Hayırlı uğurlu olsun diyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ödül alan firmaları, iş adamlarını, girişimcileri tebrik ederek, sözlerini “Hepinize sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum. 2025’in tüm halkımız için, iş adamlarımız için, ülkemiz için hayırlara vesile olmasını Allah’tan diliyorum. Kalın sağlıcakla” diyerek tamamladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Bursa 8. Olağan İl Kongresi’nde yaptığı konuşmada, “Ekonomi programımızın temel gayesi, sabit gelirliler başta olmak üzere milletimizin kur ve enflasyon dengesizliği sebebiyle maruz kaldığı refah kaybını en kısa sürede telafi etmektir” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, TOFAŞ Spor Salonu’nda düzenlenen AK Parti Bursa 8. Olağan İl Kongresi’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına katılımcıları ve Bursa halkını selamlayarak başladı.
Bugün AK Parti olağan kongrelerinin yapıldığı Kars, Muş, Adıyaman, Kırşehir, Nevşehir, Düzce, Gümüşhane ve Bilecik’teki yol ve dava arkadaşlarına da sevgilerini ileten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şairlere ilham veren Bursa’yı, duygularına tercüman olan bir şiirle selamlamak istediğini dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sen ki hiç solmayan gönül bahçemsin/Köküm sende dalım sendedir Bursa/ Kutup Yıldızı’msın, aydınlığımsın, yönüm sende, yolum sendedir Bursa/Seni gökte yıldız bekler, ay bekler, Doğu, Batı, Kuzey ve Güney bekler/Gaziler serdarı Orhan Bey bekler, Obam sende, ilim sendedir Bursa” dizelerini okudu.
“BURSA, ANADOLU COĞRAFYASI GİBİ GÖNLÜ GENİŞ BİR ŞEHİRDİR”
Şiir, medeniyet ve kurucu aklın sanata dönüştüğü kültür şehri Bursa’da olmaktan büyük memnuniyet duyduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Sınırlar değişir, devirler değişir, zaman değişir ama Bursa’nın bizim kalbimizdeki yeri asla değişmez. Bursa, Anadolu coğrafyası gibi gönlü geniş bir şehirdir. Bursa’da Balkan şehirlerinden kardeşlerimiz var. Bursa’da Kafkas şehirlerinden kardeşlerimiz var. Bursa’da Şam’dan Halep’ten buraya sığınan kardeşlerimiz var. Bursa’da geçmiş devletlerimizin farklı bölgelerinden kardeşlerimiz huzur içinde, güven içinde bir arada yaşıyor. Bursa Üsküp’ün kardeşi olduğu kadar Saraybosna’nın da kardeşidir. Bursa, Akmescit’in, Batum’un, Bakü’nün, Taşkent’in kardeşi olduğu kadar Halep’in, Humus’un da kardeşidir. Hama’nın, Şam’ın da kardeşidir. Rabb’im Bursa’yı ve Bursalı kardeşlerimizi korusun diyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehre geldikleri andan itibaren kendilerini bağırlarına basan tüm Bursalılara şükranlarını sunarak, AK Parti Bursa 8. Olağan İl Kongresi’nin şehre, davalarına, millete ve tüm Türkiye’ye hayırlar getirmesini diledi.
“SAFLARIMIZI DAHA DA SIKLAŞTIRACAĞIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti teşkilatlarının hangi kademesinde olursa olsun görev alıp ülkeye hizmet sancağını iftiharla taşıyan yol ve dava arkadaşlarına emeklerinden, mücadelelerinden dolayı kalpten teşekkür ederek, şu ifadeleri kullandı: “AK Parti kuruluşundan itibaren sadece bir erdemliler hareketi olarak değil aynı zamanda bir vefa çınarı olarak da temayüz etmiştir. Bugüne kadar emektarlarımızın tecrübesini gençlerimizin dinamizmiyle birleştirerek siyasi mücadelemizi yürüttük. Görev alsın veya almasın bu çatı altında beraber yol yürüdüğümüz, aynı ideallere inandığımız, aynı büyük hayallerin peşinden koştuğumuz tüm kardeşlerimizi, yol ve dava arkadaşlarımız olarak gördük, önümüzdeki dönemde de bu çizgimizi koruyacağız. Saflarımızı daha da sıklaştıracağız, kırgınlıklar varsa göz ardı etmeyecek, kalpleri tamir etmeye bakacağız. Her ne sebeple olursa olsun teşkilatlarımızdan ayağı kesilenler varsa onları mutlaka bulacak, parti çalışmalarımıza yeniden dâhil edeceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir noktaya özellikle dikkat edilmesini isteğini belirterek, şöyle konuştu: “Yeni isimlerle kadrolarımızı güçlendirirken yokluk zamanlarında partimiz için elbisesi tozlanmış, ayakkabısı çamurlanmış, sırf bu kutlu davaya inandığı için varını, yoğunu seferber etmiş Ömerleri, Ayşeleri hiçbir zaman ihmal etmeyeceğiz. Bu partiyi ayakta tutanlar işte o samimiyet timsalleridir. Bu partiyi bugünlere taşıyanlar işte o fedakârlık abideleridir. Gelmeyene biz gideceğiz, aramayanı biz arayacağız, küsenin kapısını biz gidip çalacağız, yorulanı biz yüreklendireceğiz. Yani partimizi Bursa’dan, her alanda hak ettiği yere tekrar taşımak için ne gerekiyorsa hep beraber biz yapacağız. Burada Roman vatandaşlarımızın şu anlamlı sözünü sizlere hatırlatmak isterim. Roman kardeşlerimiz ne diyorlar; ‘Evde oturan ölür’ diyorlar. Merhum Neşet Ertaş da ‘Aşk ile çalışan yorulmaz. Ne zaman öldüysem işte o zaman yoruldum’ diyordu. Bizim de Bursa’da ve diğer illerimizde yapmamız gereken işte budur.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sokakta, çarşıda, pazarda, caddede, insanların arasında olacaklarını dile getirerek, “Bursa teşkilatımızla birlikte kongrelerimizi yaptığımız diğer bütün illerdeki kardeşlerimden işte bu hassasiyetle çalışmalarını bekliyorum. Gayretleriniz için, emekleriniz ve samimi çabalarınız için her birinize şimdiden teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
“BURSA, ÜRETİMİN VE EMEĞİN DE LOKOMOTİFİDİR”
Bursa’nın göz alıcı doğal güzellikleri, insanın ruh dünyasını zenginleştiren manevi değerleriyle herkesi kendine meftun eden şehir olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bütün bunların yanında Bursa’mız, üretimin ve emeğin de lokomotifidir. Kongremizden sonra Bursa’mızın iş çevreleriyle bu akşam bir araya gelecek, bazı fabrikaların resmî açılışını gerçekleştireceğiz. Bursa’yı her ziyaretimde şehrimizin sanayisinin istikrarlı bir atılım içinde olduğunu görmekten büyük bir bahtiyarlık duyuyorum. Bursa sanayisi bizim yurt dışında da göğsümüzü kabartıyor. Burada üretilen sanayi ürünleri, milletimizin ihtiyacını karşılamanın ötesine geçip dünyanın dört bir tarafına ihraç ediliyor” değerlendirmesini yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hükûmetleri döneminde yaptıkları yatırımlarla altyapısından insani yaşam kalitesine kadar her alanda Bursa’yı desteklediklerini ve geliştirdiklerini ancak koronavirüs salgınıyla dünyanın daha fırtınalı sulara girdiğini vurgulayarak, küresel ekonomide dengeler bozulurken enflasyonun son 60-70 yılın en yüksek seviyelerini gördüğünü, Rusya-Ukrayna savaşıyla belirsizliklerin daha da arttığını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm dünya gibi Türkiye olarak kendilerinin de bu olumsuzlukları hissettiklerini dile getirerek, şöyle konuştu: “Ekonomide önce döviz kuruyla ardından enflasyonun tetiklemesiyle başlayan hayat pahalılığı, Bursa’mızı da etkilemiştir. Bilhassa işçi, memur, emekli, çiftçi gibi sabit gelirli vatandaşlarımız bu sıkıntılarla daha çok karşılaştılar. Bir defa şu hususun bilinmesini özellikle isterim. Gerek şahsen gerek iktidar gerekse AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak hiçbir insanımızın serzenişine kulaklarımızı tıkamıyoruz. Yaşanan her sıkıntının, her zorluğun farkındayız. Evine ekmek götürmeye çalışan işçimizin de saçlarını ülkemize hizmet uğrunda ağartmış emeklimizin de yazın güneşine, kışın ayazına aldırmadan toprağı işleyen çiftçimizin de yatırım yapıp başkalarına ekmek kapısı olan sanayicimizin de her sabah dükkânını ‘bismillah’ diyerek açan esnafımızın da velhasıl hangi işi yaparsa yapsın 85 milyon vatandaşımızın her ferdinin derdini, talebini, beklentisini ve sorunlarını çok ama çok iyi biliyoruz.”
“TÜRKİYE’YE VE TÜRK MİLLETİNE MİNNET BORCUMUZU LAYIKIYLA ÖDEMENİN DERDİNDEYİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti olarak hizmet ve eser siyaseti yaptıklarını söyledi.
Millete karşı dürüst ve şeffaf siyaset anlayışıyla hareket ettiklerini, tüm meşakkatine rağmen bunu yapmaya çalıştıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’ye ve Türk milletine minnet borcumuzu layıkıyla ödemenin derdindeyiz. Partimize, ittifakımıza ve iktidarımıza güvenen bu aziz millete hayal kırıklığı yaşatmak istemiyoruz” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, günübirlik hesapların, Türkiye’nin yakın geçmişinde millete çok vakit ve nakit kaybettirdiğini vurgulayarak, “Kim ne veriyorsa benden beş fazlası” anlayışının geçmişte ülkeye çok ağır bedeller ödettiğini dile getirdi.
Sadece günü kurtarmak için verilen sonra unutulan sözlerin, hem ülkede hem de siyaset kurumunda çok büyük zararlara neden olduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Benden sonrası tufan” diyenlerin geride telafisi yıllar sürecek enkazlar bıraktığına dikkati çekti.
“TÜRKİYE, TARİHİNİN EN BÜYÜK ŞAHLANIŞINI BİZİMLE YAŞADI”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hesap kitap yapmadan, bol keseden vaat dağıtanların arkalarında tamiri imkânsız hasarlar bıraktığını kaydederek, şöyle konuştu: “AK Parti olarak, bu ucuz siyaset tarzını 2002’den beri hep elimizin tersiyle ittik. ‘Kendimiz bedel ödesek dahi millete ve ülkeye bedel ödettirmeyeceğiz.’ dedik. ‘Her şart altında Türkiye için en iyisini yapacağız, zor da olsa en doğru kararı alacağız.’ dedik. Hamdolsun bu duruşumuzdan da şimdiye kadar taviz vermedik. Şu noktaya özellikle dikkat etmenizi istiyorum, siyaset kurumuna güveni yeniden biz tesis ettik. Türkiye’nin asırlık sorunlarına çözüm yollarını biz geliştirdik. Birkaç milyar dolarlık operasyonlarla ekonomisi âdeta deprem geçiren bu ülkeyi küresel şoklara bile dirençli ve dayanıklı hâle biz getirdik. Ulaştırmada, konutta, enerjide, tarımda, çalışma hayatında, savunma sanayinde Türkiye, tarihinin en büyük şahlanışını bizimle yaşadı. 22 yıl önce hayal dahi edilemeyen büyük dönüşümleri, büyük reformları ülkemizde biz gerçekleştirdik. Artık dünyada sözünün ağırlığı olan, itibarı artan, ay yıldızlı bayrağı başta komşuları olmak üzere tüm dünya için güven veren bir Türkiye var. Tüm bu söylediklerimi ve çok daha fazlasını hep yere sağlam basarak, adımlarımızı sağlam atarak yaptık.”
Bugün de aynı prensipler çerçevesinde hareket ettiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şahsi çıkarlarımızı değil, sadece ve sadece 85 milyon vatandaşıyla tüm Türkiye’nin menfaatini düşünüyoruz” dedi.
“Ekonomi programımızın temel gayesi, sabit gelirliler başta olmak üzere milletimizin kur ve enflasyon dengesizliği sebebiyle maruz kaldığı refah kaybını en kısa sürede telafi etmektir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunun için evvelemirde enflasyon gibi hayat pahalılığının mazereti olarak kullanılan hususları ortadan kaldırmamız gerekiyor. Uyguladığımız programın önceliği enflasyonu düşürmektir. Çünkü dünyanın her yerinde olduğu gibi ülkemizde de enflasyon âdeta tüm kötülüklerin anası konumundadır. Açgözlü fırsatçıların ne enflasyon ne kur ne faiz ile izah edilmeyecek keyfi fiyatlandırma alışkanlıkları elbette bizim işimizi kolaylaştırmıyor, zorlaştırıyor. Serbest piyasa ekonomisini başıbozukluk olarak algılayan ve bunu alabildiğine istismar eden bir kesim var ama bunların da üstesinden geleceğiz. Esasen bu konuda en etkili yöntem milletimizin fahiş fiyat artışı yapan ürünleri ve hizmetleri boykot etmeleridir. Satılmayan ürünün, kullanılmayan hizmetin, alıcısı olmayan mamulün fiyatının bir önemi de kalmayacaktır.”
Gelişmiş bazı ülkelerdeki tüketicilerin bunu bilinçli ve sistematik bir şekilde yaparak hükûmetlerine yardımcı olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnşallah bizde de bu kültür yavaş yavaş gelişecek ve oturacaktır. Devletin ilgili kurumları bir taraftan, tüketici diğer taraftan çift kanatlı bir mücadeleyle inşallah tamahkârlık meselesini hâl yoluna koyacağız” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konut ile kira fiyatlarının, enflasyon artışında ve hayat pahalılığı algısının yerleşmesinde önemli rol oynadığını belirterek, 2024 yılında bu unsurların enflasyona etkisini asimetrik olarak gördüklerini söyledi.
“ÜLKEMİZDE BİR SOSYAL KONUT SEFERBERLİĞİ BAŞLATMAYI PLANLIYORUZ”
Bunun da önüne geçecek bir adım atmanın hazırlığı içinde olduklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Deprem bölgelerindeki inşa faaliyetlerinin önemli oranda biteceği yaz aylarından itibaren, ülkemizde bir sosyal konut seferberliği başlatmayı planlıyoruz. Sabit ücretli vatandaşlarımızın satın alabileceği fiyatlarla üreteceğimiz konutları, 1+1 gibi… Bunlarla inşallah sabit gelirli vatandaşlarımızı da konut sahibi yapmanın adımlarını atacağız. Bilhassa yeni yuva kuran gençlerimize bunları tahsis edeceğiz. Böylece konut ve kira fiyatlarında oluşan balon, kendiliğinden sönmeye başlayacaktır” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, doğal gaz ve elektrikte vatandaşlara sağladıkları destekleri, en fazla ihtiyaç duyanların daha fazla yararlanacağı adil modelle yeniden ele alacaklarını söyledi.
Akaryakıt fiyatlarının da enflasyon hedeflemesini bozmayacak seviyede kalmasına özen göstereceklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, lüks ürünler dışında temel ihtiyaç maddelerinin vatandaşlara en uygun şekilde ulaştırılması için yeni mekanizmalar kuracaklarını dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Para politikasının yanı sıra uhdemizdeki diğer araçları da devreye alarak inşallah, enflasyonu olması gereken seviyeye indireceğiz. Tabii bununla bir yere geliyorum. Faizi kesinlikle indirmeye başlayacağız. 2025, bunun işaret yılı olacaktır. Faiz inecek ki enflasyon da insin. Bu adımı atacağız. Bu bizim artık olmazsa olmazımız” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son günlerin en çok tartışılan konusunun 22 bin 104 lira olarak belirlenen asgari ücret rakamı olduğuna dikkati çekerek, “Hemen birileri çatladı, patladı. Kusura bakmasınlar, çatlasanız da patlasanız da biz atacağımız adımları hesaplayarak, kitabını yazarak atarız. Yüzde 30 artış, Merkez Bankamızın 2025 yılı enflasyon hedefinden yüksek olmasına rağmen, açık konuşmak gerekirse bu bizim de evelallah içimize sinen, emekçimizin alın terinin tam karşılığı olan belki birilerine göre tutar değildir, ama rakam ortada ve görünen o ki bu hesap yerine oturdu” diye konuştu.
“TÜRKİYE’NİN REKABET GÜCÜNÜN KORUNMASI GEREKİYOR”
Belirlenen asgari ücret rakamının istihdam, enflasyon ve gelir arasında dengeyi gözeten bir rakam olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biliyorsunuz asgari ücret, çalışana verilecek maaşın en alt seviyesini ifade eden bir meblağdır. İşveren daha fazla vermek istiyorsa versin, onların önünü kesen yok. Bizler ‘Sen niye bu kadar verdin?’ demiyoruz. Biz tabanı belirliyoruz. Daha fazla vereceksen, elini tutan, cebine müdahale eden yok” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gelişmiş ülkelerde saat ücreti şeklinde belirlenen bu rakamın Türkiye’de aylık maaş olarak uygulandığını belirterek, şöyle devam etti: “Bilhassa büyükşehirlerimizde yaşayan kardeşlerimizin kahir ekseriyeti, asgari ücretin üzerinde rakamlara çalışıyor. Şu anda 50 bin, 60 bin asgari ücret alan işçiler var. Bunlara müdahale ediliyor mu? Hayır. Ayrıca çalışanlarımız yol, yemek vesaire isimler altındaki ödemelerle birlikte fiilen çok daha yüksek ücret alıyor. Buna rağmen biz tüm hesaplarımızı asgari ücret alan bir kişinin hayatını rahatça idame ettirebilmesini temin edebilecek şekilde yapıyoruz. İstihdamda bir kayıp ve gerileme yaşanmasını da arzu etmiyoruz. Buna ilaveten Türkiye’nin rekabet gücünün korunması gerekiyor. Çünkü rekabet gücünde bir azalmanın veya istihdam kaybının faturasını sadece işçi ve işveren değil, millet olarak hepimiz öderiz. Asgari ücret meselesinin bu gerçekler ışığında değerlendirilmesinin hakkaniyete daha uygun olacağına inanıyorum.”
“Bölgemizde ve dünyada olağanüstü gelişme olmazsa 2025 enflasyon hedefini tutturacağımızdan hiç şüphe duymuyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Enflasyon, haziran ayından beri istikrarlı şekilde düşüyor. İnşallah, bu düşüş 2025 yılında daha da hızlanacak. Şayet enflasyon oranında çok ciddi sapma olursa, tabii ki biz de buna kayıtsız kalmaz, gerekli değerlendirmeleri yaparız. İnancımız odur ki buna gerek kalmayacak. Ama biz enflasyonu daha da düşürerek, sadece asgari ücretlileri değil, milletimizin tamamını rahatlatacak şekilde alım gücünü artırmayı, refah seviyesini, fiyatları stabil tutarak yükseltmek istiyoruz. Şunu da söylemek durumundayım. Özellikle son birkaç yılda ekonomi programımızı ve küresel rekabet gücümüzü riske atma pahasına asgari ücrette tarihimizin en yüksek artışlarına gittik.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, asgari ücretin 2023 yılı temmuz-aralık döneminde 11 bin 402 lira olduğuna işaret ederek, “Yani o günkü kurla 438 dolara tekabül ediyor. 2024 yılı ocak ayında 17 bin 2 lira, yani o günkü kurla 575 oldu. 2025 yılı için 22 bin 104 liraya, döviz bazında 629 dolara yükseldi. Asgari ücreti, Asya ülkelerinin tamamından daha yükseğe çıkarmamıza ve döviz bazında neredeyse Avrupa seviyesine yaklaştırmamıza rağmen arzu ettiğimiz sonuca varamadık. Bunun temel sebebi ise yüksek enflasyon ve kimi alanlarda onu da aşan fırsatçılık ve fahiş fiyat artışlarıdır” değerlendirmesinde bulundu.
Enflasyonun dizginledikten sonra bazı şeyleri daha rahat konuşma ve çözüme kavuşturma imkânına kavuşacaklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Milletimizden sabır, metanet ve ekonomi programımıza güçlü destek istememizin sebebi işte budur. İnşallah 2025’i hedeflerimize uygun şekilde tamamlayarak son yıllardaki sıkıntılarımızı tarihe gömeceğiz. Eskiler, ‘Tarlada izi olmayanın, harmanda yüzü olmaz.’ der. Bugün bu fedakârlıkları yapacağız ki önümüzdeki yıllarda rahata kavuşabilelim. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı ve AK Parti’nin lideri olarak milletime, ülkeme, Bursa’mıza, teşkilatımıza güveniyorum. Rabb’im hepinizden razı olsun diyorum.”
BURSA’YA YAPILAN YATIRIMLAR
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bursa’nın tüm ihtişamıyla tekrar ayağa kalkması için güncel değerlerle son 22 yılda toplam 785 milyar liralık kamu yatırımı yaptıklarını söyledi.
Bu yatırımlara ilişkin bilgi veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Adalette 6 milyar, eğitimde 60 milyar, gençlik ve sporda 7 milyar, sosyal yardımlarda 97 milyar, sağlıkta 23 milyar, çevre ve şehircilikte 124 milyar liralık hizmeti şehrimize kazandırdık. Ulaştırmada 230 milyar, tarım ve ormanda tarımsal hibe destekleri dâhil 60 milyar, sanayi ve teknolojide 3 milyar, enerjide kamu ve özel toplam 124 milyar, kültür ve turizmde 3 milyar, çalışma ve sosyal güvenlikte teşviklerle birlikte toplam 28 milyar lira yatırım yaptık” diye konuştu.
Bursa’da 2. devlet üniversitesi olarak Bursa Teknik Üniversitesini faaliyete aldıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, 43 bin seyirci kapasiteli stadyumla birlikte toplam 86 spor tesisi inşa ettiklerini bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kentin en önemli markalarından Bursaspor’un bu yıl iyi gittiğini, hemen her maçını kapalı gişe oynayan takımın taraftarlarıyla muhteşem birliktelik yakaladığını dile getirerek, bu sayede namağlup şekilde birinci olarak ilk devreyi tamamlayan takımı ve taraftarlarını tebrik etti.
Bursa’ya toplamda 4 bin 149 yataklı 29 hastane dâhil, 93 sağlık tesisi kazandırdıklarından bahseden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yatırım bedeli 2,5 milyar lira olan 10 sağlık tesisimizin yapımı, 18 sağlık tesisimizin ise ihale, proje ve arsa aşaması devam ediyor. TOKİ eliyle Bursa’da toplam 28 bin 119 konut projesini hayata geçirdik. Bu konutların 24 bin 196 adedini tamamlayıp hak sahiplerine teslim ettik. 3 bin 923 konutun ise yapımına devam ediyoruz. Bursa’da 11 millet bahçesi projemiz bulunuyor. Bunlardan 7’sini tamamladık. Birinin yapımı, üçünün ise proje çalışmaları sürüyor.”
“ANKARA-BURSA VE İSTANBUL-BURSA ARASI SEYAHAT SÜRELERİ HIZLI TRENLE 2 SAAT 15 DAKİKA OLACAK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bursa’ya yapılan 200 kilometrelik bölünmüş yola 405 kilometre daha ekleyerek mesafeyi 605 kilometreye çıkardıklarını aktararak, şunları kaydetti: “Yenişehir-Bilecik, Orhangazi-İznik, Çalı-Keles il, Gemlik-Armutlu, Mudanya-Gemlik, Dursunbey-Tavşanlı, İnegöl-Domaniç yolu gibi 26 kara yolu projemizin çalışmalarına devam ediyoruz. Bandırma, Bursa, Yenişehir, Osmaneli hızlı tren hattının yapımı sürüyor. Osmaneli, Bursa kesimini 2026 sonu itibarıyla, Bandırma’ya ulaşan tüm hattı ise 2028 yılı içerisinde tamamlamayı hedefliyoruz. Bu sayede Ankara-Bursa ve İstanbul-Bursa arası seyahat süreleri hızlı trenle 2 saat 15 dakika olacak. Toplam 6 kilometre uzunluğunda 4 istasyondan oluşan Bursa Emek Yüksek Hızlı Tren Şehir Hastanesi metro hattının yapımı sürüyor. Şehrimize sekiz yeni organize sanayi bölgesi, dört endüstri bölgesi, iki teknokent, 135 araştırma geliştirme merkezi ve 32 tasarım merkezi kurduk. Milletimiz bizimle olduğu müddetçe inşallah daha fazlasını yapacağız. Rabb’im yar ve yardımcımız olsun diyorum. AK Parti Bursa il kongremizin hayırlara vesile olmasını diliyorum. Hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Bursa 8. Olağan İl Kongresi’nin ardından Bursa Valiliğini ziyaret ederek, Vali Erol Ayyıldız’dan kentteki çalışmalara ilişkin bilgi aldı.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.