Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, “Fiyatlama davranışlarının tekrar piyasa gerçekleriyle uyumlu hâle gelmeye başladığını görüyoruz. Bu dengelenme önümüzdeki dönemde güçlenerek devam edecek. Sene sonunda enflasyonu, hedeflediğimiz seviyelere mutlaka indireceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) AK Parti Grup Toplantısı’na katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, vefatının 29’uncu yılında Batı Trakya Türkleri’nin efsanevi lideri merhum Doktor Sadık Ahmet’i rahmetle yâd ederek başladı.
Doktor Sadık Ahmet’in, inandığı değerleri savunmaktan, bu uğurda bedel ödemekten çekinmeyen, ismiyle müsemma bir dava adamı olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Batı Trakya Türk Azınlığın bugün sahip olduğu kazanımlarda, merhum Sadık Ahmet’in yürüttüğü mücadelenin çok büyük payı vardır. Kendisini bir kez daha rahmetle anıyor, ailesine ve yol arkadaşlarına sabır diliyor; Türkiye olarak tüm imkânlarımızla Batı Trakya’daki kardeşlerimizin yanlarında olacağımızı burada tekrar vurgulamak istiyorum” diye konuştu.
Yunanistan ile gelişen diyalogdan, Batı Trakya Türk azınlığın hak ve hukukunun korunması noktasında da istifade ettiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yunan makamlarıyla görüşmelerimizde, Batı Trakya’daki soydaşlarımızın sorunları gündemimizin ilk sırasında yer alıyor. Özellikle din ve ibadet hürriyeti ile eğitim haklarına dair meseleler sürekli takibimizdedir. Yunanistan tarafından atılan bütün adımları takip ediyor, ihtiyaç hâlinde gerekli müdahalelerde bulunuyoruz. İnşallah bundan sonra da Batı Trakya Türk Azınlığa kol-kanat germeye devam edeceğiz” değerlendirmesinde bulundu.
“FEDERALİZME DAYALI TEKLİFLERE BİZİM DE KIBRIS TÜRKÜ’NÜN DE KARNI TOK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı durumun Kıbrıs Türk halkının gasp edilen hakları için de geçerli olduğunu vurgulayarak, Kıbrıs Türk halkının, 1960’lardan beri, neredeyse üç çeyrek asırdır haksızlığa, hukuksuzluğa ve ayrımcılığa maruz kaldığını belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “1963 ile 1974 yılları arasında yaşanan katliamları birçoğumuz daha dün gibi hatırlıyoruz. Yakılan köyleri, öldürülen çocukları, Ada’nın sadece yüzde 3’lük bölümüne sıkıştırılmak istenen Kıbrıslı kardeşlerimizin dramlarını asla unutamayız. Tüm bu zulümler işlenirken Batılı kurum ve kuruluşlar hiçbir şey yapmadı. Bugün Gazze soykırımını seyrettikleri gibi Kıbrıs Türk halkına yönelik etnik temizlik teşebbüslerini de uzaktan izlediler. 20 Temmuz 1974 Barış Harekâtı’yla Türkiye, Kıbrıs Türk halkının varlığına uzanan kirli ve kanlı elleri kırmıştır. 1983 yılında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ilanıyla Barış Harekâtı taçlandırılmıştır. Ancak Kıbrıs Türkünün bağımsızlık iradesini kırmaya yönelik politikalar, o günden bu yana artarak devam etti. Son olarak 2004 yılında Annan Planı’na ‘evet’ diyen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti cezalandırılırken; plana ‘hayır’ diyen Rum kesimi, Avrupa Birliği’ne tam üye yapılarak ödüllendirildi. Daha sonra oturulan müzakere masalarından ne yazık ki hiçbir sonuç çıkmadı. Eski yöntemlerle bir yere varılamayacağını artık görmüş durumdayız. Federalizme dayalı tekliflere bizim de Kıbrıs Türkü’nün de karnı tok.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin, ana vatan ve garantör ülke olarak duruşunu, Barış Harekâtı’nın 50’nci yıl dönümünde çok net biçimde tekrar ortaya koyduğuna işaret ederek, 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı’nı Türkiye’den geniş bir heyetin de katılımıyla Kıbrıs Türkleri’yle beraber büyük bir coşkuyla cumartesi günü kutladıklarını anımsattı.
“HEDEFİMİZ, KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ’NİN TANINIRLIĞINI ARTIRMAKTIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kıbrıs davasına ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bağımsızlığına verdiğimiz önemi böylece bir kez daha tüm dünyaya ilan etmiş olduk. Hedefimiz, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınırlığını artırmaktır. İslam İşbirliği Teşkilatı ve Türk Devletleri Teşkilatı bünyesinde attığımız adımların devamını getirmekte kararlıyız. Aynı şekilde Kıbrıs Türk halkının kendi ayakları üzerinde durması için de desteklerimizi, yatırımlarımızı sürdürüyoruz. Bu vesileyle Barış Harekâtı’nda şehit olan Mehmetçik ve mücahitleri tekrar rahmetle, kahraman gazilerimizi şükranla yâd ediyorum” şeklinde konuştu.
20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı’na iştirak ederek Kıbrıs Türk halkına varlıklarıyla destek olan TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’a, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye, Cumhur İttifakı ortaklarına, siyasi partilerin genel başkanlarına ve milletvekillerine özellikle teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Özellikle muhalefetin, Türkiye’yi yabancılara şikâyet eden eski siyasetini terk etmeye başlamasını önemsiyoruz. Hatırlanacağı üzere ‘Sabık Genel Başkan’ döneminde Cumhuriyet Halk Partisi’nin dış politikada yaşadığı savrulmalar, siyasi rekabet kavramıyla açıklanamayacak boyutlara ulaşmıştı. Kimi CHP milletvekilleri, Avrupa’da ülke ülke dolaşıp PKK’nın Suriye’deki uzantılarının gönüllü avukatlığını yapıyorlardı. Geçen hafta 8’inci yıl dönümünü geride bıraktığımız 15 Temmuz ihanetinin faillerini aklama görevini de yine CHP yönetimi üstlenmişti. Milletin, bir gecede 252 evladını şehit vererek yazdığı millî irade destanına ‘kontrollü darbe’ yaftası vuranlar da bu kifayetsizlerden başkası değildi. Türkiye’ye ve Türk siyasetine yakışmayan bu tavrın değişim işaretleri göstermesini açık söyleyeyim ‘muhalefetin normalleşmesi’ adına kayda değer buluyoruz. Lefkoşa’da sergilenen birlikteliğin, başta terörle mücadele olmak üzere millî mücadelelerde ve millî meselelerde istikrarlı bir şekilde sürdürülmesini temenni ediyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın şahsında Kıbrıs Türk halkına samimi ev sahiplikleri için ayrıca şükranlarını sundu.
“DAHA ÖNCE NASIL ENFLASYONU TEK HANEYE İNDİRDİYSEK, İNŞALLAH AYNISINI YİNE BAŞARACAĞIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, özellikle komşularla ilişkilerde asla gerilim peşinde olmadıklarını vurgulayarak, “Yakın çevremizden başlayarak tüm ülkelerle dostluğumuzu ilerletmeye, bölgemizde ve dünyada dostlarımızın sayısını artırmaya bakıyoruz. Bu politikamızda da son derece samimiyiz, kararlıyız, iyi niyetliyiz. Tokalaşmak amacıyla uzatılan hiçbir eli havada bırakmayız. Ortak çıkarlar ve karşılıklı saygı çerçevesinde hareket edildiği takdirde aşılamayacak hiçbir engel görmüyoruz. Nitekim son bir yılda bu yönde önemli adımlar attık. Komşularımızın yanı sıra pek çok uluslararası kuruluşla işbirliğimizi ilerlettik. Artan küresel riskler karşısında Türkiye’nin manevra alanını genişletmek için gayretlerimizi inşallah daha da yoğunlaştıracağız” diye konuştu.
Toplantıda, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yılbaşından bu yana gerçekleştirdiği diplomatik çalışmalarına ilişkin video izletildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dış siyasette tüm bu hamleleri yaparken, bir diğer temel öncelik olan ekonomide de sıkıntıların üstesinden geldiklerini ifade ederek şunları kaydetti: “Orta Vadeli Program’ın olumlu sonuçlarını görmeye başladık. Enflasyonda en kötü tabloyu geride bıraktığımıza inanıyoruz. Enflasyon, inşallah bundan sonra daha hissedilir biçimde düşecektir. Aşırı kâr hırsının şişirdiği fiyat balonu kimi sektörlerde yavaş yavaş sönüyor. Fiyatlama davranışının tekrar piyasa gerçekleriyle uyumlu hâle gelmeye başladığını görüyoruz. Bu dengelenme önümüzdeki dönemde güçlenerek devam edecek. Sene sonunda enflasyonu, hedeflediğimiz seviyelere mutlaka indireceğiz. Bunun piyasadaki ana aktörler tarafından da kabul edilmesi, ekonomideki yol haritamızın sağlamlığının delilidir. Kredi derecelendirme kuruluşları da Türk ekonomisiyle ilgili daha objektif değerlendirmeler yapıyorlar. Moody’s’in geçen hafta kredi notumuzu iki kademe birden artırması, bunun en son örneğidir. Tam 11 yıl sonra gelen bu not artırımı, esasen Türkiye için çok geç kalmış bir adımdı. Peki, bunlar yeterli mi? Elbette değil. Türkiye’nin ekonomik kapasitesinin bu oranların çok çok üzerinde olduğunu gayet iyi biliyoruz. Kredi derecelendirme şirketleri adaletli davrandıkça, inşallah bu notlar da hak ettiğimiz seviyelere çıkacaktır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletten gönlünü ferah tutmasını isteyerek, “Türkiye, doğru yoldadır ve hedeflerine emin adımlarla ilerlemektedir. Daha önce nasıl enflasyonu tek haneye indirdiysek, inşallah aynısını yine başaracağız. Bunu, AK Parti ve Cumhur İttifakı’ndan başka yapabilecek kimse de yoktur” değerlendirmesini yaptı.
Muhalefeti eleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dört beş ay öncesini şöyle bir hatırlayın. Suyu ucuzlatmaktan bahsediyorlardı, şimdi suya yüzde 400-500 oranında zam yapıyorlar. Liyakatten bahsediyorlardı, şimdi belediyeleri akraba çiftliğine çeviriyorlar. Ortalıkla boş gezen ne kadar eş, dost, hısım, tanıdık varsa; eğitimine bakmadan, hepsini belediyelere üst düzey yönetici olarak atadılar, atıyorlar. Otoparkından toplu ulaşıma kadar belediye bünyesinde hangi hizmetler sunuluyorsa, hiç sektirmeden hepsinin ücretlerinde fahiş artışa gittiler” ifadesini kullandı.
“MİLLETİN VARLIĞINI DEĞİŞİK YERLERDE HARCAMAYA MÜSAADE YOK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefetin emeklilere verdikleri sözleri hatırlamak bile istemediğini, dört ay öncesinde meydanlarda bol keseden para dağıtanların şimdi ise emeklileri kapılarına dahi yaklaştırmadıklarını söyledi.
“Seçim bitti, sandıklar kapandı, verilen sözlerin tamamı rafa kalktı. CHP’li belediyelerin alametifarikası olan çöp, çukur, çamur, yolsuzluk, hırsızlık girdabına vatandaşlarımız tekrar sürüklendi” değerlendirmesinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Vals ve dans gösterisi düzenlemeyi belediyecilik zannediyorlar. Beceriksizlik, iş bilmezlik, ideolojik bağnazlık adeta bunların paçalarından akıyor. Buradan Sayın CHP Genel Başkanı’na şunu söylemek isterim; dürüst siyaset, verilen sözlerin arkasında durmayı gerektirir. Tutmadığınız sözlerin mahcubiyetini, daha büyük vaatlerde bulunarak gizleyemezsiniz. Gücünüz yetiyorsa, belediye başkanlarınıza söyleyin, ‘bedava yapacağız’ diyerek milletten oy istedikleri ancak üç ayda üç dört kez zam yaptıkları hizmetlerin fiyatlarını düşürsünler. Emeklilere faydanız dokunsun istiyorsanız, talimat verin, belediyeleriniz Sosyal Güvenlik Kurumu’na olan birikmiş borçlarını ödesinler. Meydanlarda ‘oy verene bedava traktör vereceğiz’ demek kolaydır; zor olan sözünün eri olmaktır, ahdine sadık kalmaktır. Şu anda belediyelerin borçlarıyla ilgili Hazine ve Maliye Bakanlığımız, kaynağında bu borçların tahsiline başlayacaktır. Öyle 25 kuruşa simit yok. Milletin varlığını değişik yerlerde harcamaya müsaade yok. Dolayısıyla Hazine ve Maliye Bakanlığı artık bunun tahsilini kaynağında yapacaktır, bunu böyle bilesiniz.”
AK Parti olarak siyasette hiçbir zaman ucuz yollara meyletmediklerini, sırf seçim kazanmak uğruna tutamayacakları sözler vermediklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, meydanlarda söylediklerini ve taahhüt ettiklerini, milletten yetki alınca yerine getirmeye çalıştıklarının altını çizdi.
Sandıkta verilen görevin hakkını, sahada ter dökerek, koşarak, koşturarak ödemeye gayret gösterdiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gerçekten yapmak isteyip de irademizi aşan sebeplerden dolayı yapamadığımız hususlar elbette olmuştur. Ama gayretlerimize ve samimiyetimize halkımız şahittir. Biz yine altyapı, üstyapı tüm yatırımlarımızın açılışlarını yoğun bir şekilde yapmaya devam ediyoruz, devam edeceğiz” diye konuştu.
“EMEKLİLERİMİZİN YANINDA YER ALMAYI ASLİ GÖREVİMİZ OLARAK GÖRÜYORUZ”
Hiçbir ayrım yapmadan 85 milyonun tamamının huzuru, refahı, esenliği için verdikleri çetin mücadeleye milletin şahit olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şunu tüm kalbimle söylemek istiyorum; benim çiftçim, üreticim, sanayicim, işçim şüphesiz en iyisine layıktır. Bilhassa ömrünün en güzel yıllarını; ailesine, ülkesine, milletine hizmet etmek için harcayan emeklilerimizin hakkını ödeyemeyiz. Hayatlarının ikinci baharında emeklilerimizin yanında yer almayı asli görevimiz olarak görüyoruz. Son 21 yılda emeklilerimizin hayat kalitesini yükseltecek birçok adım attık. Bizden önce emekli maaşları gerçekten insani standartların çok altındaydı. Kasım 2002’de, ülkeyi yönetme sorumluluğunu üstlendiğimizde en düşük emekli aylığı 66 lira, yani 43 dolardı. Yine bu dönemde asgari ücret 184 lira olarak uygulanıyordu, bu rakam da 122 dolara tekabül ediyordu. Emeklilerimizin önemli bir kısmı asgari ücretin üçte biri civarında aylık almaktaydı. Bu dengesizliği giderecek pek çok düzenlemeyi hayata geçirdik.”
Emekli aylıklarında yaptıkları iyileştirmeleri aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, en düşük emekli aylığını geçen hafta yapılan artışla 12 bin 500 liraya yükselttiklerini dile getirdi.
Son iki yılda en düşük emekli aylığını yüzde 257 oranında artırdıklarını, bu yılın ocak ayında bütçe imkânlarını zorlayarak tüm emekli aylıklarını yüzde 49,3 oranında arttırdıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Temmuzda da SSK ve BAĞ-KUR emeklilerinin aylıklarına yüzde 24,7; emekli sandığı emeklilerimizin aylıklarına yüzde 19,3 oranında zam yaptık. Dolayısıyla 2024 yılında emekli maaşlarında yüzde 78 ila 86 oranında artışa gitmiş durumdayız. Yaptığımız bu artış, enflasyon beklentisinin oldukça üzerindedir” bilgisini paylaştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geride bıraktıkları dönemde emeklilere tek seferlik 5’er bin lira ödeme yaparak destek olduklarını, emeklilere bayram ikramiyesi ödemesini başlattıklarını, ayrıca emeklilere banka promosyonu imkânı da sunduklarını hatırlattı.
“AMACIMIZ, İNSANLARIMIZIN REFAHINI KALICI OLARAK ARTIRMAKTIR”
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının, “Emekliler Yılı” kapsamında, emeklilere farklı alanlarda pek çok imkân sağladığını; tüm bunların çok daha fazlasını yapacaklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Depremin toplam 104 milyar doları bulan faturası azaldıkça, ekonomide uyguladığımız politikalar daha fazla sonuç verdikçe inşallah ortaya çıkan ilave kaynağı başta emeklilerimiz olmak üzere halkımızın emrine sunacağız. Emekli kardeşlerimizin şunu bilmesini arzu ediyorum: gösterdiğimiz tüm bu çabalarımıza rağmen Cumhurbaşkanınız olarak, yaşadığınız sıkıntıların tamamının farkındayım. Serzenişlerinizi duyuyor ve sorunlarınızı çözmek için tüm imkânlarımızı seferber ediyoruz. Bizim popülizmle işimiz yok. Bizim hayal tüccarlığıyla da işimiz yok. Biz meydanlarda söz verip sonra unutanlardan değiliz, verdiği sözün her zaman dimdik arkasında duranlardan olduk.
Bizden öncekilerin yaptığı yanlışları tekrarlamamakta da kararlıyız. Bu ülke yakın geçmişte kendi çıkarı için ülkeyi popülizm bataklığına sürükleyen siyasetçilerden, meydanlarda vaat yarıştıranlardan, sırf seçim kazanmak için vatandaşın umutlarıyla oynayanlardan çok çekti. Böyle bir hataya yeniden düşme lüksümüz yoktur. Amacımız, ekonomimizi enflasyonu körükleyecek bir kısır döngüye sokmadan, insanlarımızın refahını kalıcı olarak artırmaktır. El ele, gönül gönüle vererek, bunu başaracağımıza yürekten inanıyorum.”
“MECLİS ÇALIŞMALARI İTİBARIYLA REKORLAR KIRDIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 14 Mayıs 2023’teki seçimlerin ardından Meclis’in 14 aydır yoğun bir tempo içinde çalıştığını; bu süre zarfında milletin ihtiyaç duyduğu, ülkenin sorunlarına çözüm olacak çok sayıda yasayı çıkardıklarını vurguladı.
Milletvekillerine çalışmalarından ve çabalarından dolayı teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Parlamentonun gündeminde olan bazı kanun tekliflerini de görüştükten sonra inşallah Meclis çalışmalarımız kısa süreli bir tatile girecek. Tatile giren sadece Meclis çalışmaları olacak; Meclis dışı çalışmalarımız, sahadaki gayretlerimiz inşallah hız kesmeden devam edecek” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 3 Kasım 2002’de yapılan genel seçimlerle TBMM’nin 22. dönem faaliyetlerine başladığını; yedi dönem boyunca AK Parti’nin birinci parti olarak Meclis’i sevk ve idare eden kuvvet olduğunu anımsattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gerek hükûmetlerimizle gerekse Meclis’teki gruplarımızla, insanüstü bir gayret gösterdik, her anımızı, her dakikamızı milletimize adayarak yoğun şekilde mücadele ettik. Geride bıraktığımız 22 yılda, hükûmetteki icraatlarımız kadar Meclis çalışmaları itibarıyla da rekorlar kırdık. Milletimiz, bizi Meclis’e çalışmaya gönderdi, ter dökmemiz için seçti, ülkemiz için mücadele görevi verdi ve biz de milletimize mahcup olmamak için, emaneti hakkıyla taşımanın gayreti içinde olduk” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “AK Parti hükûmetlerinin de AK Parti’nin Meclis Gruplarının da en temel vasfı, milletle doğrudan iletişim kurmasıdır. Bizim aracılara ihtiyacımız yok. Bizim vasıtalara ihtiyacımız yok. Biz; çarşıda, pazarda, dolmuşta, otobüste, sokakta, caddede, vatandaşımızın evinde, iş yerinde, onunla doğrudan irtibat kurar, doğrudan iletişim kurar; derdini, sorununu dinler; gelir burada o derde çare bulmanın, o sorunu çözmenin mücadelesini veririz” diye konuştu.
AK Parti’yi kuranın millet olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti’yi 22 yıl önce birinci parti yapan ve bugünlere taşıyanın da milletle ruberu kurduğu irtibat ve iletişim olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugüne kadar milletin hiçbir derdine bigâne kalmadıklarını, hiçbir soruna kulak tıkamadıklarını, görmezden gelenlerden asla olmadıklarını kaydetti.
“BİZ, SADECE MİLLETİMİZE BAKAR, ADIMIMIZI DA ONA GÖRE ATARIZ”
Milletin sevincine olduğu gibi hüznüne, acısına da ortak olduklarını, derdini paylaştıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletimizle daima iç içe, yan yana yaşadık. Başkalarının ne dediği ne düşündüğü mühim değil; millet ne diyor, millet ne düşünüyor, millet ne söylüyor, biz ona dikkat kesildik” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Efendim, muhalefet ne der? Bize ne muhalefetten. Efendim, medyada ne yazarlar ne söylerler? Bize ne medyadan? Efendim seçkinler rahatsız oluyorlarmış, tuzu kurular gürültü yapıyorlarmış, sesi çok çıkan cazgırlar ortalığı velveleye veriyorlarmış. Bunların hiçbirine bakmayız, hiçbirine aldırmayız, yola devam ederiz. Biz, sadece milletimize bakar, milletimizin ortak hissiyatına bakar, ortak beklentilerine bakar, adımımızı da ona göre atarız. Bugün bazı şeyleri açık açık konuşmamız gerekiyor: Birileri ısrarla görmezden gelse de Türkiye’de bir başıboş köpek sorunu var. Daha önce de ifade ettim: Dünyanın hiçbir medeni ülkesinde, modern şehrinde göremeyeceğiniz bir sokak köpeği popülasyonuyla karşı karşıyayız. Maalesef bu sayı, her yıl asimetrik bir şekilde katlanarak artıyor. Üstelik bu başıboş köpekler çocuklara, yetişkinlere, yaşlılara, başka hayvanlara, koyun sürülerine, keçilere saldırıyorlar; trafik kazalarına sebep oluyorlar; en değerli varlıklarımız olan çocuklarımızı parçalamak suretiyle bizden kopartıyorlar. Artan kuduz vakalarını, yabancı ülkelerin Türkiye’ye gelen vatandaşlarına yaptığı uyarıları burada saymıyorum bile. Müdahale edilmedikçe sorun daha da büyüyor, kötüleşiyor, mesele tam anlamıyla çığırından çıkıyor. Milletimiz bizden bu sorunu çözmemizi istiyor. Halkımız, sokakların güvenli hâle gelmesini istiyor. Çocuklarımız, gönül rahatlığıyla okula gitmek, parkta oynamak istiyor.”
“HAYVANLAR KONUSUNDA KİMSE BİZE MERHAMET DERSİ VERMEYE KALKIŞMASIN”
Vatandaşların hem şiddetin hem sağlığa yönelik tehdidin hem de istismarın sona ermesini arzuladığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu isteklere, bu arzulara, ülkenin dört bir yanından gelen feryatlara sessiz, tepkisiz, bigâne kalmalarının düşünülemeyeceğini vurguladı.
“Hayvanlar konusunda kimse bize merhamet dersi vermeye kalkışmasın” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hele hele, bölücü terör örgütünün beşikteki bebeği katletmesine, canlı bombaların şehirlerimizde masum sivilleri aramızdan almasına, Gazze’de, şu anda sayısı 16 bini bulan masum çocuğun, sayısı 40 bini geçen masum insanın katledilmesine ses çıkarmayanlar, kalkıp da bize merhametten bahsetmesin. Dağdaki eli kanlı katil sürülerine methiyeler düzenler, kimse kusura bakmasın ama bize vicdan ve merhamet nutku çekemez. Timsahın gözyaşları merhametten değildir” değerlendirmesinde bulundu.
Komisyon çalışmaları sırasında, köpek yüzünden hayatını kaybetmiş 10 yaşındaki kızının acısını yüreğinde taşıyan annenin, 10 yaşındaki oğlu parçalanmış babanın üzerine yürüyen bir karakter fukarasının diline en son alacağı kelimenin “merhamet” olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Değil insana, değil masum çocuklara, herhangi bir canlıya karşı, yüreğinde zerre miskal merhamet olan biri, kalkıp da o densizliği yapamaz. Ciğerparesini kaybetmiş yüreği yaralı bir anne ile empati kuramayan başka canlılarla nasıl kursun? Eşrefi mahlûkat olan insana sevgi göstermeyen, başka canlılara nasıl sevgi beslesin? İnsan sevmiyorlar ki bir köpeği nasıl sevecekler?” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle devam etti: “Ayrıca birileri, muhalefet milletvekillerinin desteğiyle kalkıp geliyor, daha doğrusu buraya, Meclis’e taşınıyor, Meclis koridorlarını işgal ediyor, utanmadan sıkılmadan Meclis çatısı altında milletvekillerine ‘katil’ diye bağırabiliyor. Milletvekili, milletin temsilcisidir. Milletvekili, sadece kendisini seçenlerin değil, tüm Türkiye’nin, 85 milyonun tamamının vekilidir. Milletvekiline hem de Yüce Meclis çatısı altında ‘katil’ diye bağıran da onu oraya getirip o cesareti veren de, bütün millete karşı saygısızlık yapmıştır, edepsizlik yapmıştır. Biz, bu densizliğe, bu edepsizliğe, bu şımarıklığa pabuç bırakacak, boyun eğecek bir grup değiliz. Biz, üç-beş marjinal karakterin çığırtkanlık yaparak, bağırarak, çağırarak Meclisi çalışamaz hâle getirmesine eyvallah etmeyiz. Burası, Gazi bir Meclis’tir, milletin meclisidir, millî iradenin tecelligâhıdır. Kimse Gazi Meclis’in şanına ve konumuna gölge düşüremez. Böyle bir edepsizliğin tekrar yaşanmaması için gerekli tedbirler çok daha sıkı bir şekilde mutlaka alınmalıdır.”
Utanç verici tüm sahnelere rağmen sahipsiz hayvanlara yönelik kanun teklifinin dün Komisyon’da kabul edildiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sadece insanları değil sokak hayvanlarını da yaşatmayı amaçlayan kanun teklifine “evet” diyen tüm milletvekillerini tebrik etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu meseleyi Meclis tatile girmeden önce inşallah Genel Kurul’un da takdirine sunacak, orada da taşkınlıklara prim vermeden inanıyorum ki Cumhur İttifakı olarak teklifi yasalaştırarak sokaklarımızı güvenli hâle getireceğiz” dedi.
Bu konuda tüm gurubundan, milletin vekili olarak bu yüce çatı altında bulunan her bir milletvekilinden kararlı bir duruş beklediğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Asla taviz yok ve bu işi Allah’ın izniyle bitireceğiz” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, teklifin yasalaşmasının sadece bir başlangıç olduğunu, bundan sonra esas önemli olanın sahiplenme süreci olduğunu vurgulayarak, “Son bir haftadır ortalığı ayağa kaldıran sanatçılar, dernekler, medya mensupları başta olmak üzere tüm hayvan severlerden ‘başıboş köpekleri sahiplenme kampanyamıza’ güçlü destek bekliyoruz. Burada sergilenen yüksek hassasiyetin çok daha fazlasını, sahiplenme sürecinde de göreceğimize inanıyorum” ifadelerini kullandı.
“MECLİS ÇALIŞMALARINA ARA VERİYOR OLMAMIZ, TATİLE ÇIKTIĞIMIZ ANLAMINA GELMİYOR”
Meclis çalışmalarına ara veriyor olmanın, tatile çıkmak anlamına gelmediğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yoğun Meclis çalışmaları nedeniyle seçim bölgelerinde yeterince mesai sarf edilmediğini, şimdi seçim bölgelerine giderek, orada milletle buluşacaklarını söyledi.
Teşkilatla, belediye başkanlarıyla birlikte, halkın ziyaret edileceğini ve onların dinleneceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şehirlerimizdeki projeleri takip edecek, aksayan, geciken hususlar varsa bakanlarımızla irtibata geçerek çözülmesini sağlayacağız. Bizim lügatimizde rehavet olmaz, bizde dur-durak olmaz. Sanki yarın seçim varmış gibi sahada koşturmayı sürdüreceğiz” dedi.
Kabine olarak hizmetlere ara vermeden ülke ve millet için koşturmaya devam edeceklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’yi büyütmek ve hedeflerine bir adım daha yaklaştırmak için mücadeleyi sabırla sürdüreceklerini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2024 Paris Olimpiyatları’na katılacak sporculara başarılar dileyerek, kendilerinden milletçe müjdeli haberle beklediklerini sözlerine ekledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni yıl dolayısıyla yayımladığı mesajında, “Önümüzdeki dönemde terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge vizyonumuzu gerçeğe dönüştürmek için kararlı adımlar atacağız. Ülkemizin önünde yeni bir yol açacak bu sürecin suhuletle, karşılıklı iyi niyet ve anlayış içinde yürümesi için her türlü gayreti gösteriyoruz. Ama gerektiğinde, devletimizin kadife eldiven içindeki demir yumruğunu devreye almaktan da çekinmeyeceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni yıl dolayısıyla yayımladığı mesajında şunları kaydetti:
“Aziz milletim, hepinizi en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Bugün 2024’e veda ediyor, yeni umut, beklenti ve hayallerle 2025 senesini karşılıyoruz. Öncelikle yeni miladi yılın ülkemiz, milletimiz, gönül coğrafyamız ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını Rabbimden niyaz ediyorum.
“BİRBİRİMİZE DAHA SIKI KENETLENECEĞİZ”
Geçtiğimiz yıl boyunca istiklal ve istikbalimiz uğrunda toprağa düşen tüm şehitlerimizi rahmetle yâd ediyor, gazilerimize şükranlarımı sunuyorum. Millet olarak 2025 yılında birliğimizi, beraberliğimizi, dayanışmamızı, inşallah, daha da güçlendirecek, birbirimize daha sıkı kenetleneceğiz.
Geride bıraktığımız 2024 senesi, ülkemiz içinde ve bölgemizde pek çok kritik gelişmeye sahne oldu. Mahallî idareler seçimlerini, tam bir demokrasi şöleni havasında, Türk demokrasisinin olgunluğunu tüm dünyaya yeniden gösterdiğimiz bir iklimde, hamdolsun, başarıyla gerçekleştirdik.
Milletimizin iradesi sandıkta özgürce tecelli ederken, kazanan demokrasimizle birlikte yine 85 milyon vatandaşımızın tamamı oldu. Tercihleri ne olursa olsun, seçim sandıklarını birer bayram yerine çeviren vatandaşlarıma bugün bir kez daha teşekkür ediyorum.
Seçimlere ve bölgemizde patlak veren yeni krizlere rağmen, kararlılıkla uyguladığımız ekonomi programımızın meyvelerini toplamaya başladık. İstihdamda, ihracatta, üretimde, turizmde, savunma sanayiinde ve diğer alanlarda çok önemli başarılara imza attık.
Deprem bölgemizi yeniden ayağa kaldırma çalışmalarımızda ciddi mesafe katettik. Yeni yılda bu çalışmalar daha da hızlanacak.
Enflasyondaki düşüşün, özellikle yılın son aylarında, artarak devam etmesi 2025 yılı hedeflerimize ulaşacağımızı teyit ediyor. Vatandaşımızın refah kaybını telafi edecek, alım gücünü artıracak politikalara ağırlık vermek suretiyle, inşallah, daha iyi yerlere geleceğiz.
“HEDEFLERİMİZE ULAŞACAĞIZ”
Konut, kira ve gıda başta olmak üzere fahiş fiyatlarla milletin ekmeğine göz diken fırsatçılarla mücadelemizi, 2025 senesinde de kararlılıkla devam ettireceğiz.
Vatandaşlarımdan, geçmişte Türkiye’ye çok ağır faturalar ödetmiş popülist söylemlere prim vermemelerini özellikle istirham ediyorum.
Son 22 yılda bu ülkenin ve milletin tüm meselelerini nasıl biz çözdüysek, ekonomideki konjonktürel sıkıntıların üstesinden de yine biz geleceğiz. Doğru yoldayız, Allah’ın izniyle hedeflerimize de ulaşacağız. Sizlerden sadece biraz daha sabır, metanet ve anlayış istiyoruz.
“YENİ DÖNEMİN SURİYE’DE KALICI İSTİKRARA KAPI ARALAMASI İÇİN GEREKEN HER TÜRLÜ DESTEĞİ SAĞLAYACAĞIZ”
Aziz milletim, 2024 senesinin son haftaları köklü tarihî, beşerî ve komşuluk ilişkilerimizin bulunduğu Suriye’de yeni bir dönemin kıvılcımı oldu. Yeni dönemin Suriye’de kalıcı barışa, huzura, istikrara ve ekonomik refaha kapı aralaması için gereken her türlü desteği sağlayacağız.
Suriye’de istikrar ortamı kök saldıkça inanıyorum ki, 13 yıldır vatan hasreti çeken Suriyeli muhacirlerin gönüllü geri dönüşü de kolaylaşacaktır. Bu süre boyunca ensar millet olmanın en güzel örneklerini sergileyen tüm vatandaşlarımdan Allah razı olsun” diyorum.
“GAZZE’DEKİ KATLİAMLARA İLK GÜNDEN İTİBAREN EN GÜÇLÜ TEPKİYİ VEREN ÜLKEYİZ”
Gazze’deki katliamlara ilk günden itibaren en güçlü tepkiyi veren, vicdanlı ve adaletli duruşunu her platformda ortaya koyan ülke konumundayız. Gazze’de ve diğer Filistin topraklarında 15 aydır devam eden katliamların son bulması, burada da barışın tesisi için yoğun gayret sarf ediyoruz.
Başkenti Doğu Kudüs olan, 1967 sınırları temelinde özgür, egemen ve toprak bütünlüğüne sahip bir Filistin devletinin kurulması için 2025 yılında da tüm gücümüzle çalışacağız.
“TEMENNİMİZ, 2025 YILINDA KUZEYİMİZDE DE YENİ BİR DÖNEMİN BAŞLAMASIDIR”
Her ikisi de Karadeniz’den komşumuz olan Rusya-Ukrayna arasındaki savaşın adil bir barışla sona erdirilmesi önceliğimiz olmayı sürdürüyor. Temennimiz, 2025 yılında kuzeyimizde de yeni bir dönemin başlamasıdır.
Sınırlarımız ötesinde bütün bu diplomatik hamleleri hayata geçirirken, ülkemiz içinde en önemli gündemimiz iç cephemizin tahkimatı olacaktır.
Türkiye Yüzyılı’nı, kardeşliğin yüzyılı yapmakta kararlıyız. Önümüzdeki dönemde terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge vizyonumuzu gerçeğe dönüştürmek için kararlı adımlar atacağız. Ülkemizin önünde yeni bir yol açacak bu sürecin suhuletle, karşılıklı iyi niyet ve anlayış içinde yürümesi için her türlü gayreti gösteriyoruz. Ama gerektiğinde, devletimizin kadife eldiven içindeki demir yumruğunu devreye almaktan da çekinmeyeceğiz.
Bu çerçevede 2025 yılında milletimize inşallah yeni müjdeler vermeyi ümit ve arzu ediyoruz. Rabbim yar ve yardımcımız olsun.
Rabbim bizleri hizmetkârı olmaktan şeref duyduğumuz aziz milletimize ve umudunu Türkiye’ye bağlamış yüz milyonlarca mazluma mahcup etmesin diyorum. Bu temennilerle yeni takvim yılının ülkemiz, milletimiz ve tüm insanlık için hayırlar getirmesini diliyor, her birinizi saygıyla selamlıyorum.
Yeni miladi yılınız kutlu olsun. Kalın sağlıcakla.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Ekonomiye Değer Katanlar 49. Ödül Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Yıllık 37 milyar dolar ihracatımız olan ve 1.200.000’den fazla çalışana istihdam sağlayan konfeksiyon, tekstil, deri ve mobilya sektörlerinde rekabet gücümüzü sürdürmeyi önemsiyoruz. Üretim ve istihdamı korumak için 2025 yılı Ocak ayında KOSGEB eliyle İstihdamı Koruma Programı başlatıyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Merinos Atatürk Kongre Kültür Merkezi’ndeki Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Ekonomiye Değer Katanlar 49. Ödül Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, katılımcıları selamlarken, ödül alan firmaları, iş insanlarını ve yöneticileri tebrik etti.
BTSO’ya, marifetin iltifata tabi olduğunu gösterdiği için teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “135 yıllık köklü tarihiyle Bursa Ticaret ve Sanayi Odamız, 57 bin üye firmasıyla şehrimizin yanı sıra Türkiye ekonomisine de çok önemli katkılar yapıyor. Bugün ödül törenimizin yanı sıra Odamızın öncülüğünde Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın destekleriyle hayata geçen TEKNOSAB’da (Bursa Teknoloji Organize Sanayi Bölgesi) üretime başlayan 15 firmamızın da açılışını gerçekleştiriyoruz. Bu firmalarımızın sahiplerini ve çalışanlarını da tebrik ediyor, Türkiye’nin kalkınmasına, güçlenmesine ve büyümesine verecekleri destekler için kendilerine şimdiden teşekkürlerimi iletiyorum” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugüne kadar 25 milyar lira yatırım yapılan TEKNOSAB’ın, Türkiye’nin yüksek teknolojili üretime geçişinin simgelerinden olacağını vurgulayarak, “Biliyorsunuz kısa süre önce ülkemizi bu hedefe daha hızlı götürecek HIT-30 programını kamuoyumuzun takdirine sunduk. 5 ay gibi kısa sürede elektrikli araç, güneş hücresi, pil hücresi, rüzgâr türbini gibi stratejik konularda toplam büyüklüğü 7 milyar doları aşan yatırımları ülkemize kazandırma noktasına geldik. İnşallah daha güzel sonuçlar elde edeceğiz” değerlendirmesini yaptı.
Yapay zekâ teknolojisi ve insansız sistemlerle dünyanın çok farklı bir yere gittiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Bakınız, 2024 Nobel Kimya Ödülü’nün verildiği çalışmayı konunun ehli isimler, çığır açan, devrim niteliğinde bir proje olarak değerlendiriyor. Öyle ki 200 milyon proteinin neredeyse tamamının yapısını tahmin eden bir yapay zekâ modelinden bahsediyoruz. Bilim insanları, normal şartlarda çözümü 50 yıl sürebilecek bir sorunu bu modeli kullanarak kısa sürede neticeye kavuşturabiliyor. Daha bunun gibi ‘Dünya nereye gidiyor, bizi nasıl bir gelecek bekliyor?’ sorusunu sorduğumuz nice baş döndürücü gelişmeye şahit oluyoruz. Ya hızlı davranıp bu süreci zamanında yakalayacağız ya da Allah korusun ekonomide asimetrik bir güç çarpanından mahrum kalacağız. Şunu da ifade etmeden geçemeyeceğim; Yapay zekâ ve insansız sistemler meselesinin ülkemizde hâlen yeterince anlaşılmadığını düşünüyorum. Hükûmet olarak gerek TEKNOKENT’ler gerek TEKNOFEST’ler gerek AR-GE yatırımları gerekse farklı teşvik ve destek paketleriyle bu yeni dünyaya Türkiye’yi hazırlamaya çalışıyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülke genelinde tüm sanayi ve ticaret odalarının bu çok kritik süreci sahiplendiğini, kendi alanlarında özgün projeler üretmeye gayret ettiğini söyledi.
“BURSA, TEKNOLOJİ ALANINDA DA DİĞER İLLERİMİZE ÖRNEK OLACAKTIR”
Geleceğin teknolojisine bugünden yapılan her yatırımı Türkiye açısından hayati önemde görüp desteklediklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu bakımdan TEKNOSAB bünyesinde atılan her adım çok kıymetlidir. Üretimin lokomotif şehri Bursa, inanıyorum ki teknoloji alanında da diğer illerimize örnek olacaktır. Hükûmette, sanayide ve akademide olan yüksek bilinç düzeyine ne yazık ki muhalefet tarafında rastlayamıyorsunuz. Muhalefette ne böyle bir vizyon ne merak ne de iştiyak var. İşin sadece magazin yönünü hiçbir zaman aşamadılar. İşte en son 14-28 Mayıs seçimleri döneminde ileri teknoloji hamlesi diye aylarca reklamını yaptıkları proje çıka çıka Amerika’dan bir ekonomistin canlı bağlantıyla bunlara uzaktan nutuk atması oldu. Maalesef daha sonra gelenler de bu seviyenin bir tık üzerine çıkamadı. İç iktidar kavgasına kendilerini öyle kaptırdılar ki dünyada ve bölgemizde ne olup bittiğini, teknolojinin nereye evrildiğini takip bile edemiyorlar. Aynı umut kırıcı tablo, dış politikadan bölgesel konulara, ekonomiden çalışma hayatına hemen her alanda geçerli. Belli ezberleri ve ideolojik saplantıları var, onların dışına çıkamıyorlar. Kendilerini güncelleme ve yenileme noktasında sadece isteksiz değiller, aynı zamanda kabiliyet de yok.’’
“SURİYE KRİZİNDE MESELEYİ HÂLÂ TAM OLARAK KAVRAYAMADILAR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında, muhalefete eleştirilerini dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mesela Suriye krizinde eski rejimin devrilmesinin üzerinden tam 3 hafta geçti ama bunlar meseleyi hâlâ tam olarak kavrayamadılar” ifadesini kullandı.
Muhalefet temsilcilerinin gün aşırı konuştuklarını ama cümlelerinde derinlik ve tutarlılık olmadığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Amerika’da başkanlık seçimleri sonrasında yeni bir yönetim şekilleniyor, yine bakıyorsunuz muhalefet Türkiye’ye dair kurulan her müspet cümleye iç siyaset zaviyesinden yaklaşıyor. Rakipleri dahil tüm dünya Türkiye’nin jeopolitik gücünün ve artan etkisinin farkında fakat bunu bizim muhalefete bir türlü anlatamıyorlar. Rusya-Ukrayna Savaşı’ndan Gazze krizine kadar her meselede benzer bir atalet, umursamazlık ve tembellik söz konusu. Bu tablo siyasi iktidar açısından avantajlı gibi gözükse de esasen sorunlu bir durumdur” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında bir kıssaya yer vererek, şu ifadeleri kullandı: “Meşhur kıssadır, bir bilge deniz kenarında kumlar üzerinde oturmuş, tefekkür ederken delikanlının biri yanına yaklaşıp, ‘Lütfen beni öğrenciniz olarak kabul edin.’ der. Bilge, parmağıyla kumların üzerine düz bir çizgi çeker. Delikanlıya çizgiyi kısaltmasını söyler. Genç, avuçlarıyla çizginin yarısını siler. Bilge der ki ‘Git, öğren de gel.’ Aradan bir ay geçtikten sonra delikanlı tekrar geldiğinde bilge yine bir çizgi çizerek kısaltmasını söyler. Delikanlı bu kez çizginin yarısını eliyle kapatınca bilge yine ‘Git öğren de gel.’ der. 2 ay sonra delikanlı yanına tekrar geldiğinde bilge tekrar aynı şeyi ister. Delikanlı çok düşündüğünü ama bunun bir yolunu bulamadığını belirterek bilgeden çizgiyi kendisinin kısaltmasını ister. Bilge çizginin yanına daha uzun bir çizgi çeker ve ‘İşte şimdi kısaldı.’ der. Hayatın her alanında olduğu gibi siyasette de ülke yönetiminde de gelişmenin, ilerlemenin sırrı budur. Yani sürekli daha büyük başarılar, daha büyük hedefler peşinde koşmaktır.”
“GENİŞ BİR ALANDA BÜYÜMEYİ SAĞLAYACAK POLİTİKALAR UYGULADIK”
22 yıllık iktidarları süresince Türkiye’nin sorunlarının, sıkıntılarının, krizlerinin küçülerek değil büyüyerek aşılabileceğine inandıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ekonomiden savunmaya, dış politikadan ticarete uzanan geniş bir alanda bu büyümeyi sağlayacak politikalar uyguladık. Buraya gelmeden önce katıldığım il kongremizde de dile getirdim. Biz özellikle ekonomide sabun köpüğü misali geçici başarılarla avunmak istemiyoruz, kısa vadeli hesaplar peşinde asla değiliz. Ayaklarımızı yere sağlam basıyor, adımlarımızı sağlam atıyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sadece kendi iktidar dönemini hesaplayan, tek hedefi sonraki seçim olan hükûmetlerin geçici iyileşmelerle belki bir süre halkının gözünü boyadıklarını ama ardından bu millete çok ağır faturalar ödettiklerini kaydetti.
Türk ekonomisinin kaldırabileceğinden daha ağır vaatlerle gelenlerin, hesap kitap yapmadan bol keseden söz verenlerin, arkalarında telafisi zor enkazlar bırakarak siyaset sahnesinden silinip gittiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Millete, Dimyat’ta pirinç siloları vadedenler, günün sonunda vatandaşı evindeki bulgurdan da ettiler. Bunu yakın tarihimizde biz de yaşadık, iş dünyamız da defalarca yaşadı. Değerli dostlar, 14-28 Mayıs seçimleriyle ülkemiz sadece uçurumun kenarından dönmedi, aynı zamanda her biri gerçekten hazine değerinde 5 sene kazandı. Biz de bu 5 yılı en iyi ve en verimli şekilde değerlendirmek arzusundayız. Yerel seçimlerde muhalefetle popülist vaat yarışına girmeyerek bu konudaki kararlılığımızı ortaya koyduk. Belki bundan dolayı siyasi olarak bedel de ödedik ama ülkemize ve milletimize bedel ödettirecek bir yanlışın içinde olmadık” değerlendirmesinde bulundu.
“ÜCRET ARTIŞLARINI ENFLASYONUN ÜZERİNDE TUTARAK HALKIMIZIN ALIM GÜCÜNÜN KORUDUK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomi alanındaki iyileşmelere işaret ederek, “Ekonomi programımıza güvenimiz ve desteğimiz tam. 2024 yılında seçimlere ve bölgemizde nüks eden yeni krizlere rağmen belirlediğimiz hedeflere önemli ölçüde ulaştık. Ülkemize uluslararası sermaye girişi hızlandı, rezervlerimiz güçlendi, kur oynaklığı azaldı, finansman koşulları iyileşti. Ülkemizin kredi risk primi de ciddi bir şekilde düştü. Dünyadaki 3 kredi derecelendirme kuruluşunun 2 defa not artırdığı tek ülke biziz. 2025 yılı bütçesinde de gerçekçi adımlarla ve ortak bir gelecek vizyonuyla hareket ettik. Bu sene yatırımlar için 1 trilyon 569 milyar lira kaynak ayırdık. Deprem bölgesinin yeniden inşası yanında sulama yatırımlarına, organize sanayi bölgeleriyle limanları demir yoluyla birbirine bağlayacak yatırımlara ve sanayi altyapısını hızla tamamlayacak yatırımlara öncelik tanıdık” diye konuştu.
En güncel tartışma olan asgari ücret konusunda dolar bazında nereden nereye gelindiğini il kongresinde detaylıca anlattığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Vatandaşımızın her söylediğinin başımızın üzerinde yeri vardır. Ama 22 yıl boyunca insanımızı enflasyona ezdirmeme sözümüzü yerine getirme noktasında gösterdiğimiz hassasiyet de herkesin malumudur. Ücret artışlarını her zaman enflasyonun üzerinde tutarak, halkımızın alım gücünün korunmasını temin ettik. 2002-2025 arası dönemde asgari ücrette reel artış yüzde 290 olmuştur. Son birkaç yıla baktığımızda ise 2022’de enflasyon yüzde 64,3 iken asgari ücret yüzde 94,6 arttı. 2023’te enflasyon yüzde 64,8 iken asgari ücret yüzde 107,3 arttı. 2024’te yıl sonu enflasyon beklentisi yaklaşık yüzde 45 iken asgari ücret yüzde 49,1 arttı. 2025’te yine yıl sonu enflasyon beklentisinin üzerinde bir oranla asgari ücret 22 bin 104 lira olarak belirlendi. Bu rakam, il kongremizde de söylediğim gibi taban ücrettir. İşverenlerimiz çalışanına daha fazla ücret ödemek isterse buna kimsenin itirazı olmaz.”
“TÜRKİYE EKONOMİSİ SON 22 YILDA ORTALAMA YÜZDE 5,3 BÜYÜDÜ”
Çalışanların millî gelirden aldığı payın son 26 yılın en yüksek seviyesine ulaştığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, iş gücü ödemelerinin gayrisafi katma değer içindeki payının bu yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 37,6’ya yükseldiğini, büyümeden çalışanların da pay almasını sağladıklarını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye ekonomisinin son 22 yılda ortalama yüzde 5,3 büyüdüğünü, asgari ücretteki reel artışın ise yıllık ortalama yüzde 5,6 ile büyümenin üstünde olduğunu söyledi.
Bugün Türkiye’de 630 doları bulan asgari ücretin, gelişmekte olan pek çok ülkeden daha yüksek seviyede olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Enflasyon hedeflerimiz inşallah tek tek gerçekleştikçe vatandaşlarımız alım güçlerindeki artışı daha net görebilecek. 2025 yılı için bu konuda da umutluyuz” diye konuştu.
“KOBİ’LERE ÇALIŞAN BAŞINA AYLIK 2 BİN 500 LİRAYA KADAR DESTEK ÖDEMESİ GERÇEKLEŞTİRECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son Kabine Toplantısı’nda görüşülen paketi kamuoyuyla paylaşmak istediğini ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Yıllık 37 milyar dolar ihracatımız olan, 1 milyon 200 binden fazla çalışana istihdam sağlayan konfeksiyon, tekstil, deri ve mobilya sektörlerinde rekabet gücümüzü sürdürmeyi önemsiyoruz. Üretim ve istihdamı korumak için 2025 yılı ocak ayında KOSGEB eliyle İstihdamı Koruma Programı başlatıyoruz. Bu sektörlerde 2024 yılının son aylarındaki istihdam düzeyini 2025 yılında koruyan KOBİ’lere çalışan başına aylık 2 bin 500 liraya kadar destek ödemesi gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Hayırlı uğurlu olsun diyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ödül alan firmaları, iş adamlarını, girişimcileri tebrik ederek, sözlerini “Hepinize sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum. 2025’in tüm halkımız için, iş adamlarımız için, ülkemiz için hayırlara vesile olmasını Allah’tan diliyorum. Kalın sağlıcakla” diyerek tamamladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Bursa 8. Olağan İl Kongresi’nde yaptığı konuşmada, “Ekonomi programımızın temel gayesi, sabit gelirliler başta olmak üzere milletimizin kur ve enflasyon dengesizliği sebebiyle maruz kaldığı refah kaybını en kısa sürede telafi etmektir” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, TOFAŞ Spor Salonu’nda düzenlenen AK Parti Bursa 8. Olağan İl Kongresi’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına katılımcıları ve Bursa halkını selamlayarak başladı.
Bugün AK Parti olağan kongrelerinin yapıldığı Kars, Muş, Adıyaman, Kırşehir, Nevşehir, Düzce, Gümüşhane ve Bilecik’teki yol ve dava arkadaşlarına da sevgilerini ileten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şairlere ilham veren Bursa’yı, duygularına tercüman olan bir şiirle selamlamak istediğini dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sen ki hiç solmayan gönül bahçemsin/Köküm sende dalım sendedir Bursa/ Kutup Yıldızı’msın, aydınlığımsın, yönüm sende, yolum sendedir Bursa/Seni gökte yıldız bekler, ay bekler, Doğu, Batı, Kuzey ve Güney bekler/Gaziler serdarı Orhan Bey bekler, Obam sende, ilim sendedir Bursa” dizelerini okudu.
“BURSA, ANADOLU COĞRAFYASI GİBİ GÖNLÜ GENİŞ BİR ŞEHİRDİR”
Şiir, medeniyet ve kurucu aklın sanata dönüştüğü kültür şehri Bursa’da olmaktan büyük memnuniyet duyduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Sınırlar değişir, devirler değişir, zaman değişir ama Bursa’nın bizim kalbimizdeki yeri asla değişmez. Bursa, Anadolu coğrafyası gibi gönlü geniş bir şehirdir. Bursa’da Balkan şehirlerinden kardeşlerimiz var. Bursa’da Kafkas şehirlerinden kardeşlerimiz var. Bursa’da Şam’dan Halep’ten buraya sığınan kardeşlerimiz var. Bursa’da geçmiş devletlerimizin farklı bölgelerinden kardeşlerimiz huzur içinde, güven içinde bir arada yaşıyor. Bursa Üsküp’ün kardeşi olduğu kadar Saraybosna’nın da kardeşidir. Bursa, Akmescit’in, Batum’un, Bakü’nün, Taşkent’in kardeşi olduğu kadar Halep’in, Humus’un da kardeşidir. Hama’nın, Şam’ın da kardeşidir. Rabb’im Bursa’yı ve Bursalı kardeşlerimizi korusun diyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehre geldikleri andan itibaren kendilerini bağırlarına basan tüm Bursalılara şükranlarını sunarak, AK Parti Bursa 8. Olağan İl Kongresi’nin şehre, davalarına, millete ve tüm Türkiye’ye hayırlar getirmesini diledi.
“SAFLARIMIZI DAHA DA SIKLAŞTIRACAĞIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti teşkilatlarının hangi kademesinde olursa olsun görev alıp ülkeye hizmet sancağını iftiharla taşıyan yol ve dava arkadaşlarına emeklerinden, mücadelelerinden dolayı kalpten teşekkür ederek, şu ifadeleri kullandı: “AK Parti kuruluşundan itibaren sadece bir erdemliler hareketi olarak değil aynı zamanda bir vefa çınarı olarak da temayüz etmiştir. Bugüne kadar emektarlarımızın tecrübesini gençlerimizin dinamizmiyle birleştirerek siyasi mücadelemizi yürüttük. Görev alsın veya almasın bu çatı altında beraber yol yürüdüğümüz, aynı ideallere inandığımız, aynı büyük hayallerin peşinden koştuğumuz tüm kardeşlerimizi, yol ve dava arkadaşlarımız olarak gördük, önümüzdeki dönemde de bu çizgimizi koruyacağız. Saflarımızı daha da sıklaştıracağız, kırgınlıklar varsa göz ardı etmeyecek, kalpleri tamir etmeye bakacağız. Her ne sebeple olursa olsun teşkilatlarımızdan ayağı kesilenler varsa onları mutlaka bulacak, parti çalışmalarımıza yeniden dâhil edeceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir noktaya özellikle dikkat edilmesini isteğini belirterek, şöyle konuştu: “Yeni isimlerle kadrolarımızı güçlendirirken yokluk zamanlarında partimiz için elbisesi tozlanmış, ayakkabısı çamurlanmış, sırf bu kutlu davaya inandığı için varını, yoğunu seferber etmiş Ömerleri, Ayşeleri hiçbir zaman ihmal etmeyeceğiz. Bu partiyi ayakta tutanlar işte o samimiyet timsalleridir. Bu partiyi bugünlere taşıyanlar işte o fedakârlık abideleridir. Gelmeyene biz gideceğiz, aramayanı biz arayacağız, küsenin kapısını biz gidip çalacağız, yorulanı biz yüreklendireceğiz. Yani partimizi Bursa’dan, her alanda hak ettiği yere tekrar taşımak için ne gerekiyorsa hep beraber biz yapacağız. Burada Roman vatandaşlarımızın şu anlamlı sözünü sizlere hatırlatmak isterim. Roman kardeşlerimiz ne diyorlar; ‘Evde oturan ölür’ diyorlar. Merhum Neşet Ertaş da ‘Aşk ile çalışan yorulmaz. Ne zaman öldüysem işte o zaman yoruldum’ diyordu. Bizim de Bursa’da ve diğer illerimizde yapmamız gereken işte budur.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sokakta, çarşıda, pazarda, caddede, insanların arasında olacaklarını dile getirerek, “Bursa teşkilatımızla birlikte kongrelerimizi yaptığımız diğer bütün illerdeki kardeşlerimden işte bu hassasiyetle çalışmalarını bekliyorum. Gayretleriniz için, emekleriniz ve samimi çabalarınız için her birinize şimdiden teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
“BURSA, ÜRETİMİN VE EMEĞİN DE LOKOMOTİFİDİR”
Bursa’nın göz alıcı doğal güzellikleri, insanın ruh dünyasını zenginleştiren manevi değerleriyle herkesi kendine meftun eden şehir olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bütün bunların yanında Bursa’mız, üretimin ve emeğin de lokomotifidir. Kongremizden sonra Bursa’mızın iş çevreleriyle bu akşam bir araya gelecek, bazı fabrikaların resmî açılışını gerçekleştireceğiz. Bursa’yı her ziyaretimde şehrimizin sanayisinin istikrarlı bir atılım içinde olduğunu görmekten büyük bir bahtiyarlık duyuyorum. Bursa sanayisi bizim yurt dışında da göğsümüzü kabartıyor. Burada üretilen sanayi ürünleri, milletimizin ihtiyacını karşılamanın ötesine geçip dünyanın dört bir tarafına ihraç ediliyor” değerlendirmesini yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hükûmetleri döneminde yaptıkları yatırımlarla altyapısından insani yaşam kalitesine kadar her alanda Bursa’yı desteklediklerini ve geliştirdiklerini ancak koronavirüs salgınıyla dünyanın daha fırtınalı sulara girdiğini vurgulayarak, küresel ekonomide dengeler bozulurken enflasyonun son 60-70 yılın en yüksek seviyelerini gördüğünü, Rusya-Ukrayna savaşıyla belirsizliklerin daha da arttığını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm dünya gibi Türkiye olarak kendilerinin de bu olumsuzlukları hissettiklerini dile getirerek, şöyle konuştu: “Ekonomide önce döviz kuruyla ardından enflasyonun tetiklemesiyle başlayan hayat pahalılığı, Bursa’mızı da etkilemiştir. Bilhassa işçi, memur, emekli, çiftçi gibi sabit gelirli vatandaşlarımız bu sıkıntılarla daha çok karşılaştılar. Bir defa şu hususun bilinmesini özellikle isterim. Gerek şahsen gerek iktidar gerekse AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak hiçbir insanımızın serzenişine kulaklarımızı tıkamıyoruz. Yaşanan her sıkıntının, her zorluğun farkındayız. Evine ekmek götürmeye çalışan işçimizin de saçlarını ülkemize hizmet uğrunda ağartmış emeklimizin de yazın güneşine, kışın ayazına aldırmadan toprağı işleyen çiftçimizin de yatırım yapıp başkalarına ekmek kapısı olan sanayicimizin de her sabah dükkânını ‘bismillah’ diyerek açan esnafımızın da velhasıl hangi işi yaparsa yapsın 85 milyon vatandaşımızın her ferdinin derdini, talebini, beklentisini ve sorunlarını çok ama çok iyi biliyoruz.”
“TÜRKİYE’YE VE TÜRK MİLLETİNE MİNNET BORCUMUZU LAYIKIYLA ÖDEMENİN DERDİNDEYİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti olarak hizmet ve eser siyaseti yaptıklarını söyledi.
Millete karşı dürüst ve şeffaf siyaset anlayışıyla hareket ettiklerini, tüm meşakkatine rağmen bunu yapmaya çalıştıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’ye ve Türk milletine minnet borcumuzu layıkıyla ödemenin derdindeyiz. Partimize, ittifakımıza ve iktidarımıza güvenen bu aziz millete hayal kırıklığı yaşatmak istemiyoruz” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, günübirlik hesapların, Türkiye’nin yakın geçmişinde millete çok vakit ve nakit kaybettirdiğini vurgulayarak, “Kim ne veriyorsa benden beş fazlası” anlayışının geçmişte ülkeye çok ağır bedeller ödettiğini dile getirdi.
Sadece günü kurtarmak için verilen sonra unutulan sözlerin, hem ülkede hem de siyaset kurumunda çok büyük zararlara neden olduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Benden sonrası tufan” diyenlerin geride telafisi yıllar sürecek enkazlar bıraktığına dikkati çekti.
“TÜRKİYE, TARİHİNİN EN BÜYÜK ŞAHLANIŞINI BİZİMLE YAŞADI”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hesap kitap yapmadan, bol keseden vaat dağıtanların arkalarında tamiri imkânsız hasarlar bıraktığını kaydederek, şöyle konuştu: “AK Parti olarak, bu ucuz siyaset tarzını 2002’den beri hep elimizin tersiyle ittik. ‘Kendimiz bedel ödesek dahi millete ve ülkeye bedel ödettirmeyeceğiz.’ dedik. ‘Her şart altında Türkiye için en iyisini yapacağız, zor da olsa en doğru kararı alacağız.’ dedik. Hamdolsun bu duruşumuzdan da şimdiye kadar taviz vermedik. Şu noktaya özellikle dikkat etmenizi istiyorum, siyaset kurumuna güveni yeniden biz tesis ettik. Türkiye’nin asırlık sorunlarına çözüm yollarını biz geliştirdik. Birkaç milyar dolarlık operasyonlarla ekonomisi âdeta deprem geçiren bu ülkeyi küresel şoklara bile dirençli ve dayanıklı hâle biz getirdik. Ulaştırmada, konutta, enerjide, tarımda, çalışma hayatında, savunma sanayinde Türkiye, tarihinin en büyük şahlanışını bizimle yaşadı. 22 yıl önce hayal dahi edilemeyen büyük dönüşümleri, büyük reformları ülkemizde biz gerçekleştirdik. Artık dünyada sözünün ağırlığı olan, itibarı artan, ay yıldızlı bayrağı başta komşuları olmak üzere tüm dünya için güven veren bir Türkiye var. Tüm bu söylediklerimi ve çok daha fazlasını hep yere sağlam basarak, adımlarımızı sağlam atarak yaptık.”
Bugün de aynı prensipler çerçevesinde hareket ettiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şahsi çıkarlarımızı değil, sadece ve sadece 85 milyon vatandaşıyla tüm Türkiye’nin menfaatini düşünüyoruz” dedi.
“Ekonomi programımızın temel gayesi, sabit gelirliler başta olmak üzere milletimizin kur ve enflasyon dengesizliği sebebiyle maruz kaldığı refah kaybını en kısa sürede telafi etmektir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunun için evvelemirde enflasyon gibi hayat pahalılığının mazereti olarak kullanılan hususları ortadan kaldırmamız gerekiyor. Uyguladığımız programın önceliği enflasyonu düşürmektir. Çünkü dünyanın her yerinde olduğu gibi ülkemizde de enflasyon âdeta tüm kötülüklerin anası konumundadır. Açgözlü fırsatçıların ne enflasyon ne kur ne faiz ile izah edilmeyecek keyfi fiyatlandırma alışkanlıkları elbette bizim işimizi kolaylaştırmıyor, zorlaştırıyor. Serbest piyasa ekonomisini başıbozukluk olarak algılayan ve bunu alabildiğine istismar eden bir kesim var ama bunların da üstesinden geleceğiz. Esasen bu konuda en etkili yöntem milletimizin fahiş fiyat artışı yapan ürünleri ve hizmetleri boykot etmeleridir. Satılmayan ürünün, kullanılmayan hizmetin, alıcısı olmayan mamulün fiyatının bir önemi de kalmayacaktır.”
Gelişmiş bazı ülkelerdeki tüketicilerin bunu bilinçli ve sistematik bir şekilde yaparak hükûmetlerine yardımcı olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnşallah bizde de bu kültür yavaş yavaş gelişecek ve oturacaktır. Devletin ilgili kurumları bir taraftan, tüketici diğer taraftan çift kanatlı bir mücadeleyle inşallah tamahkârlık meselesini hâl yoluna koyacağız” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konut ile kira fiyatlarının, enflasyon artışında ve hayat pahalılığı algısının yerleşmesinde önemli rol oynadığını belirterek, 2024 yılında bu unsurların enflasyona etkisini asimetrik olarak gördüklerini söyledi.
“ÜLKEMİZDE BİR SOSYAL KONUT SEFERBERLİĞİ BAŞLATMAYI PLANLIYORUZ”
Bunun da önüne geçecek bir adım atmanın hazırlığı içinde olduklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Deprem bölgelerindeki inşa faaliyetlerinin önemli oranda biteceği yaz aylarından itibaren, ülkemizde bir sosyal konut seferberliği başlatmayı planlıyoruz. Sabit ücretli vatandaşlarımızın satın alabileceği fiyatlarla üreteceğimiz konutları, 1+1 gibi… Bunlarla inşallah sabit gelirli vatandaşlarımızı da konut sahibi yapmanın adımlarını atacağız. Bilhassa yeni yuva kuran gençlerimize bunları tahsis edeceğiz. Böylece konut ve kira fiyatlarında oluşan balon, kendiliğinden sönmeye başlayacaktır” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, doğal gaz ve elektrikte vatandaşlara sağladıkları destekleri, en fazla ihtiyaç duyanların daha fazla yararlanacağı adil modelle yeniden ele alacaklarını söyledi.
Akaryakıt fiyatlarının da enflasyon hedeflemesini bozmayacak seviyede kalmasına özen göstereceklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, lüks ürünler dışında temel ihtiyaç maddelerinin vatandaşlara en uygun şekilde ulaştırılması için yeni mekanizmalar kuracaklarını dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Para politikasının yanı sıra uhdemizdeki diğer araçları da devreye alarak inşallah, enflasyonu olması gereken seviyeye indireceğiz. Tabii bununla bir yere geliyorum. Faizi kesinlikle indirmeye başlayacağız. 2025, bunun işaret yılı olacaktır. Faiz inecek ki enflasyon da insin. Bu adımı atacağız. Bu bizim artık olmazsa olmazımız” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son günlerin en çok tartışılan konusunun 22 bin 104 lira olarak belirlenen asgari ücret rakamı olduğuna dikkati çekerek, “Hemen birileri çatladı, patladı. Kusura bakmasınlar, çatlasanız da patlasanız da biz atacağımız adımları hesaplayarak, kitabını yazarak atarız. Yüzde 30 artış, Merkez Bankamızın 2025 yılı enflasyon hedefinden yüksek olmasına rağmen, açık konuşmak gerekirse bu bizim de evelallah içimize sinen, emekçimizin alın terinin tam karşılığı olan belki birilerine göre tutar değildir, ama rakam ortada ve görünen o ki bu hesap yerine oturdu” diye konuştu.
“TÜRKİYE’NİN REKABET GÜCÜNÜN KORUNMASI GEREKİYOR”
Belirlenen asgari ücret rakamının istihdam, enflasyon ve gelir arasında dengeyi gözeten bir rakam olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biliyorsunuz asgari ücret, çalışana verilecek maaşın en alt seviyesini ifade eden bir meblağdır. İşveren daha fazla vermek istiyorsa versin, onların önünü kesen yok. Bizler ‘Sen niye bu kadar verdin?’ demiyoruz. Biz tabanı belirliyoruz. Daha fazla vereceksen, elini tutan, cebine müdahale eden yok” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gelişmiş ülkelerde saat ücreti şeklinde belirlenen bu rakamın Türkiye’de aylık maaş olarak uygulandığını belirterek, şöyle devam etti: “Bilhassa büyükşehirlerimizde yaşayan kardeşlerimizin kahir ekseriyeti, asgari ücretin üzerinde rakamlara çalışıyor. Şu anda 50 bin, 60 bin asgari ücret alan işçiler var. Bunlara müdahale ediliyor mu? Hayır. Ayrıca çalışanlarımız yol, yemek vesaire isimler altındaki ödemelerle birlikte fiilen çok daha yüksek ücret alıyor. Buna rağmen biz tüm hesaplarımızı asgari ücret alan bir kişinin hayatını rahatça idame ettirebilmesini temin edebilecek şekilde yapıyoruz. İstihdamda bir kayıp ve gerileme yaşanmasını da arzu etmiyoruz. Buna ilaveten Türkiye’nin rekabet gücünün korunması gerekiyor. Çünkü rekabet gücünde bir azalmanın veya istihdam kaybının faturasını sadece işçi ve işveren değil, millet olarak hepimiz öderiz. Asgari ücret meselesinin bu gerçekler ışığında değerlendirilmesinin hakkaniyete daha uygun olacağına inanıyorum.”
“Bölgemizde ve dünyada olağanüstü gelişme olmazsa 2025 enflasyon hedefini tutturacağımızdan hiç şüphe duymuyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Enflasyon, haziran ayından beri istikrarlı şekilde düşüyor. İnşallah, bu düşüş 2025 yılında daha da hızlanacak. Şayet enflasyon oranında çok ciddi sapma olursa, tabii ki biz de buna kayıtsız kalmaz, gerekli değerlendirmeleri yaparız. İnancımız odur ki buna gerek kalmayacak. Ama biz enflasyonu daha da düşürerek, sadece asgari ücretlileri değil, milletimizin tamamını rahatlatacak şekilde alım gücünü artırmayı, refah seviyesini, fiyatları stabil tutarak yükseltmek istiyoruz. Şunu da söylemek durumundayım. Özellikle son birkaç yılda ekonomi programımızı ve küresel rekabet gücümüzü riske atma pahasına asgari ücrette tarihimizin en yüksek artışlarına gittik.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, asgari ücretin 2023 yılı temmuz-aralık döneminde 11 bin 402 lira olduğuna işaret ederek, “Yani o günkü kurla 438 dolara tekabül ediyor. 2024 yılı ocak ayında 17 bin 2 lira, yani o günkü kurla 575 oldu. 2025 yılı için 22 bin 104 liraya, döviz bazında 629 dolara yükseldi. Asgari ücreti, Asya ülkelerinin tamamından daha yükseğe çıkarmamıza ve döviz bazında neredeyse Avrupa seviyesine yaklaştırmamıza rağmen arzu ettiğimiz sonuca varamadık. Bunun temel sebebi ise yüksek enflasyon ve kimi alanlarda onu da aşan fırsatçılık ve fahiş fiyat artışlarıdır” değerlendirmesinde bulundu.
Enflasyonun dizginledikten sonra bazı şeyleri daha rahat konuşma ve çözüme kavuşturma imkânına kavuşacaklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Milletimizden sabır, metanet ve ekonomi programımıza güçlü destek istememizin sebebi işte budur. İnşallah 2025’i hedeflerimize uygun şekilde tamamlayarak son yıllardaki sıkıntılarımızı tarihe gömeceğiz. Eskiler, ‘Tarlada izi olmayanın, harmanda yüzü olmaz.’ der. Bugün bu fedakârlıkları yapacağız ki önümüzdeki yıllarda rahata kavuşabilelim. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı ve AK Parti’nin lideri olarak milletime, ülkeme, Bursa’mıza, teşkilatımıza güveniyorum. Rabb’im hepinizden razı olsun diyorum.”
BURSA’YA YAPILAN YATIRIMLAR
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bursa’nın tüm ihtişamıyla tekrar ayağa kalkması için güncel değerlerle son 22 yılda toplam 785 milyar liralık kamu yatırımı yaptıklarını söyledi.
Bu yatırımlara ilişkin bilgi veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Adalette 6 milyar, eğitimde 60 milyar, gençlik ve sporda 7 milyar, sosyal yardımlarda 97 milyar, sağlıkta 23 milyar, çevre ve şehircilikte 124 milyar liralık hizmeti şehrimize kazandırdık. Ulaştırmada 230 milyar, tarım ve ormanda tarımsal hibe destekleri dâhil 60 milyar, sanayi ve teknolojide 3 milyar, enerjide kamu ve özel toplam 124 milyar, kültür ve turizmde 3 milyar, çalışma ve sosyal güvenlikte teşviklerle birlikte toplam 28 milyar lira yatırım yaptık” diye konuştu.
Bursa’da 2. devlet üniversitesi olarak Bursa Teknik Üniversitesini faaliyete aldıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, 43 bin seyirci kapasiteli stadyumla birlikte toplam 86 spor tesisi inşa ettiklerini bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kentin en önemli markalarından Bursaspor’un bu yıl iyi gittiğini, hemen her maçını kapalı gişe oynayan takımın taraftarlarıyla muhteşem birliktelik yakaladığını dile getirerek, bu sayede namağlup şekilde birinci olarak ilk devreyi tamamlayan takımı ve taraftarlarını tebrik etti.
Bursa’ya toplamda 4 bin 149 yataklı 29 hastane dâhil, 93 sağlık tesisi kazandırdıklarından bahseden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yatırım bedeli 2,5 milyar lira olan 10 sağlık tesisimizin yapımı, 18 sağlık tesisimizin ise ihale, proje ve arsa aşaması devam ediyor. TOKİ eliyle Bursa’da toplam 28 bin 119 konut projesini hayata geçirdik. Bu konutların 24 bin 196 adedini tamamlayıp hak sahiplerine teslim ettik. 3 bin 923 konutun ise yapımına devam ediyoruz. Bursa’da 11 millet bahçesi projemiz bulunuyor. Bunlardan 7’sini tamamladık. Birinin yapımı, üçünün ise proje çalışmaları sürüyor.”
“ANKARA-BURSA VE İSTANBUL-BURSA ARASI SEYAHAT SÜRELERİ HIZLI TRENLE 2 SAAT 15 DAKİKA OLACAK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bursa’ya yapılan 200 kilometrelik bölünmüş yola 405 kilometre daha ekleyerek mesafeyi 605 kilometreye çıkardıklarını aktararak, şunları kaydetti: “Yenişehir-Bilecik, Orhangazi-İznik, Çalı-Keles il, Gemlik-Armutlu, Mudanya-Gemlik, Dursunbey-Tavşanlı, İnegöl-Domaniç yolu gibi 26 kara yolu projemizin çalışmalarına devam ediyoruz. Bandırma, Bursa, Yenişehir, Osmaneli hızlı tren hattının yapımı sürüyor. Osmaneli, Bursa kesimini 2026 sonu itibarıyla, Bandırma’ya ulaşan tüm hattı ise 2028 yılı içerisinde tamamlamayı hedefliyoruz. Bu sayede Ankara-Bursa ve İstanbul-Bursa arası seyahat süreleri hızlı trenle 2 saat 15 dakika olacak. Toplam 6 kilometre uzunluğunda 4 istasyondan oluşan Bursa Emek Yüksek Hızlı Tren Şehir Hastanesi metro hattının yapımı sürüyor. Şehrimize sekiz yeni organize sanayi bölgesi, dört endüstri bölgesi, iki teknokent, 135 araştırma geliştirme merkezi ve 32 tasarım merkezi kurduk. Milletimiz bizimle olduğu müddetçe inşallah daha fazlasını yapacağız. Rabb’im yar ve yardımcımız olsun diyorum. AK Parti Bursa il kongremizin hayırlara vesile olmasını diliyorum. Hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Bursa 8. Olağan İl Kongresi’nin ardından Bursa Valiliğini ziyaret ederek, Vali Erol Ayyıldız’dan kentteki çalışmalara ilişkin bilgi aldı.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.