Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, gazeteciler ile İstanbul’da bir araya geldi. Suriye’nin yeniden ihyası için enerji konusunda nasıl bir yol izleneceğini anlattı. Kısa süre içinde bir heyetin bölgeye gidip enerji altyapılarını inceleyeceğini ve heyete kendisinin de başkanlık yapabileceğini kaydeden Bakan Bayraktar, ülkenin yeniden inşasında Suriye’nin petrol ve doğal gaz kaynaklarından yararlanmak için bir çalışma içinde olduklarını belirtti.
Bayraktar, enerji desteklerinden yeni keşiflere kadar birçok konuda soruları yanıtladı.
Türkiye Suriye’nin Enerjisi İçin Derede
Bayraktar, Suriye’nin yaklaşık yüzde 60’ının karanlıkta olduğunu ve Türkiye’nin Suriye’yi tekrar elektriğe kavuşturmak için harekete geçtiğini ifade etti. Kısa bir süre içinde Türkiye’den bir heyetin Suriye’ye gideceğini ve eksikleri yerinde tespit edeceğini belirten Bakan Bayraktar, “Gelişmelere göre bu heyete ve bu ziyarete ben başkanlık edebilirim. Çok hızlı bir şekilde Suriye’de elektriğin olmadığı yerleri elektrikle buluşturmalıyız. Burada öncelikle ithalatla bunu yapacağız. Orta vadeli planlarla da biz elektrik kurulu gücünü, oradaki üretim kapasitesini artırmakla alakalı planlama içerisindeyiz. Güçlü bir özel sektörümüz var. Onların dinamizmi, devlet kurumlarımızın tecrübesi ve varlığıyla bu uzun dönemde Suriye’nin enerji altyapısının inşasında birlikte çalışacağız” dedi.
Suriye Üzerinden Lübnan’a Elektrik
Bakan Bayraktar halihazırda Suriye’nin kuzeyine elektrik tedariki yaptıklarını ifade ederek “Kuzeye akaryakıt, LPG yani tüp gaz dediğimiz LNG’yi özellikle İdlib’den başlayarak Afrin, bizim Barış Pınarı, Zeytin Dalı kapsamında kalan bölgelerin tamamında şu anda enerji faaliyetlerimiz var. Yaklaşık 210 megavatlık kapasitede elektriği uzun zamandır veriyoruz. Üç iletim noktası, dört de dağıtım noktasında olmak üzere o bölgelere elektrik sağlıyoruz. Şu anda onların kapasitesini artırmakla alakalı bir çalışma içerisindeyiz.” dedi. Bayraktar, Türkiye’nin Suriye üzerinden Lübnan’a da elektrik ulaştırabileceğini de ifade etti.
Suriye Petrolü İçin Özel Çalışma
Suriye’nin petrol ve doğal gaz kaynaklarının Suriye’nin yeniden inşasında kullanılması için bir çalışma içinde olduklarını söyleyen Enerji Bakanı, “Bu projeleri geliştirmeyi hedefliyoruz. Çünkü Suriye’nin özellikle 2000’li yıllarının başında 600 bin varillere ulaşan günlük petrol üretimleri olmuş. Bu rakamlar tabii şimdilerde 30 bin varillere gerilemiş durumda. Bu bir kısım sahaların verimsiz işletilmesinden, bir kısmının savaş nedeniyle tahribat görmesinden kaynaklanabilir. Ama bu anlamda Suriye’nin bu potansiyelini de ekonomiye kazandırmak, oradan elde edilen kaynakları da yine Suriye’nin kalkınması için, inşası için, ihyası için kullanmakla alakalı bir vizyonla hareket ediyoruz.” ifadelerini kullandı. Bayraktar, Suriye petrolünün Irak-Türkiye petrol boru hattı üzerinden dünyaya ve Türkiye’deki rafinerilere de açılabileceğini belirtti.
Tüketicilere 431 Milyar TL Destek
Tüketim esasına göre desteklerin devam edeceğini hatırlatan Bakan Bayraktar, “Yıllık tüketimi 5 bin kilovat saati aşan tüketicileri maliyet esaslı bir modele geçirmeyi hedefliyoruz. Doğal gazda her ilin durumu farklı. Ortalama tüketimin üzerinde olan bir tüketim rakamının yine tam maliyet esaslı değil ama daha yüksek bir fiyattan, kademelendirerek vermeyi planlıyoruz. Elektrikte kademelendirme geçmişte de vardı. Şimdi 417 kilovatsaat ve üzerinde tüketimi olanlar farklı bir kategoride. Yeni düzenleme toplam abonelerin yüzde 3’nü etkileyecek. Şubat ayı içerisinde faturalarda bu yüzde 3’lük kesim bunu hissedebilir. Ama kalan yüzde 97 için değişen bir şey yok. Hepimizin evlerinde kullandığımız elektriğin düşük kademeli yani 240 kilovat saate kadarki kısmının yüzde 60’ını devlet karşılıyor. Şimdi bu 417 kilovatsaat ve üzeri tüketen grup maliyet bazlı tarifeye tabi olacak.” açıklamasını yaptı. 2024’te vatandaşa elektrikte 175 milyar, doğal gazda 256 milyar toplam 431 milyar lira doğrudan destek sağladıklarını açıklayan Bakan Bayraktar, 2025’te de desteklerin devam edeceğini söyledi.
Enerji Fiyatları Ocak’ta Değişmeyecek
Doğal gaz depolarımız yüzde 90’ların üzerinde dolu olduğunu vurgulayan Bakan Bayraktar, “Yani kışın inşallah herhangi bir sıkıntı öngörmüyoruz. İran her zamanki bilinmezliğini koruyor. Şu anda kontratın hem sadece yarısını alabiliyoruz. Kontrattaki teslimatın yarısı geliyor ama buna rağmen hem LNG altyapımızda hem depolarımızda bu kış için bir risk görmüyoruz. Ocak ayında enerjide de bir fiyat değişimi düşünmüyoruz.” dedi.
Karadeniz’de Yeni Keşif Kuyuları Kazılacak
Karadeniz’de Sakarya Gaz Sahası’nda bugün itibarıyla üretim kapasitesinin 7 milyon metreküpe geldiğini, 2025’in ilk çeyreğinde 9 milyon metreküpün üzerine çıkacağını anlatan Bakan Bayraktar, “Halihazırda üretim yaklaşık 2,9 milyon hanenin doğal gaz ihtiyacını karşılıyor. Karadeniz’de 4 tane gemi var. Yüzer üretim platformu da geldi. Şu anda Çanakkale’de hazırlıkları devam ediyor. Mayıs 2025’te Filyos’a geçecek ve bir sene işi var. Üzerine adeta fabrika inşa ediyoruz. O gemiyle birlikte günlük üretim 9.5-10 milyon metreküpe, toplamda 20 milyon metreküpe çıkacak. Bir taraftan yeni kuyular açıyoruz. 2028’e kadarki süreçte 40’ın üzerinde yeni kuyu kazılacak. Keşif amaçlı yeni sondaj konusunda da yoğun bir çalışmamız var. Özellikle Rize Çayeli’nde petrol olduğu her zaman söylenen lokasyonda tespitimiz var. Onun sondajını yapmak istiyoruz” diye konuştu. Bayraktar, Karadeniz ve Somali’deki deniz operasyonlarında farklı ülkelerden iş birliği teklifleri geldiğini ve buna hazır olduklarını ifade etti.
ABD İle İş Birliği
Doğal gaz merkeziyle ilgili altyapı çalışmalarının devam ettiğini anlatan Bakan Bayraktar, “EPİAŞ’ı yani bizim enerji borsamızı nisan, mayıs gibi İstanbul Finans Merkezi’ne taşıyoruz. Orada karbon piyasasını açmak istiyoruz. İstanbul GAZHUB projemizin altyapısıyla ilgili çalışmamız devam ediyor. Depolama kabiliyetimizi artırmaya gayret ediyoruz. İlave FSRU düşünüyoruz. Bu anlamda yeni Trump yönetimiyle de özellikle doğal gaz alanında ciddi bir iş birliği imkânı olabilir. Cumhurbaşkanımız ilk döneminde Trump’la beraber bir 100 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefi konulmuştu. 100 milyar dolara enerji ve maden olmadan gitmek bana göre çok gerçekçi değil.” dedi.
Nükleerde Karar Yılı
Akkuyu nükleer santralinin ilk ünitesinin 2025’te devreye gireceğini hatırlatan Enerji Bakanı, “Akkuyu ilk reaktörden elektrik üretmeye başladığında 1200 megavatla Türkiye ihtiyacının yaklaşık yüzde 2,5’ini karşılayacak. 4 reaktör devreye girdiğinde de Türkiye’nin ihtiyacının yüzde 10’unu nükleerden karşılamış olacak. Yılda 7-7,5 milyar metreküp doğalgazı ithal etmemiş olacağız. Bu 3 milyar dolar demek. Öte yandan Türkiye’nin Sinop’ta, Trakya’da iki büyük konvansiyonel nükleer santrale daha ihtiyacı var. O noktada 2025, bizim için önemli karar yılı olacak. Çünkü artık hangi ülkeyle, hangi teknolojiyle, hangi modelle yürüyeceğimize artık 2025 yılında karar vermiş olacağız.” İfadelerini kullandı.
Nijer’de 3 Yeni Altın Sahası
Türkiye’nin Nijer’deki altın arama faaliyetlerine ilişkin de konuşan Bakan Bayraktar, “Üç tane altın sahamız vardı. Üç yeni saha anlaşması imzaladık Agadez bölgesinde, Nijer’de ilave sahalar almış olduk. Mevcut 2020’de başladığımız sahada da üretimi 2025 içerisinde gerçekleştirmeyi ve ilk altını üretmeyi hedefliyoruz.” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Her alanda olduğu gibi, kültür ve sanatta da kimsenin dünya görüşüne, yaşam tarzına, siyasi tutumuna bakmıyor; bu ülkeye, bu millete, bu topraklara aidiyet duyan herkesi baş tacı etmeye özen gösteriyoruz. Taklit ve takip eden değil, ilhamını kendi kültüründen, toplumundan, geçmişinden ve köklerinden alan her sanatçı bizim başımızın tacıdır” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına Türkiye’de ve yurt dışında icra ettikleri çalışmalarla kültür ve sanat dünyasına yepyeni ufuklar açan tüm sanatçılara selamlarını, saygılarını göndererek başladı.
Ödüle layık görülen sanatçıları, fikir ve edebiyat erbabını, ustaları ve onların temsilcilerini tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, eserleriyle asırları aşıp gelen, medeniyet nehrinin kültür ve sanat kollarını besleyen ödül sahiplerine bundan sonraki çalışmalarında Mevla’dan başarılar diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kılı kırk yaran, titiz ve kapsamlı bir değerlendirme süreci ile ödül sahiplerini belirleyen seçici kurul üyelerine de şükranlarını sunarak, “Bu yıl edebiyattan kütüphaneciliğe, müzikten tiyatroya, bilim-kültürden sinema ve zanaatlara uzanan sekiz ayrı dalda ödül takdim ediyoruz” ifadesini kullandı.
BİLİM-KÜLTÜR ÖDÜLLERİ SAHİPLERİ PROF. DR. GÖNÜL TEKİN VE PROF. DR. GÜNAY KUT
Profesör Doktor Gönül Tekin ve Profesör Doktor Günay Kut’a Bilim-Kültür Ödülleri’nin tebliğ edildiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Dünyanın önde gelen Türkologlarından Gönül Tekin Hocamız, kitap ve makaleleriyle, araştırmalarıyla, konferanslarıyla eski Türk Edebiyatı’na ışık tutan önemli çalışmalara imza attı. Harvard Üniversitesi’nde Osmanlı Türkçesi, Özbekçe ve Çağatayca dersleri veren Profesör Doktor Gönül Tekin, uzun yıllar editörlüğünü yaptığı Türklük Bilgisi Araştırmaları Dergisi’yle Batı’da Türkçe yayın merkezli Türkoloji çalışmalarının da önünü açtı.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tekin’in, Harvard Üniversitesi bünyesindeki Osmanlı Türkçesi yaz okulunun Cunda’da açılmasında önemli bir pay sahibi olduğunu hatırlatarak, şöyle devam etti: “Hocamız, Mevlana, Yunus Emre, Ali Şir Nevai, Evliya Çelebi ve Ahmed-i Dai gibi nice abide ismin eserlerini disiplinler arası bir bakışla ele aldı. Profesör Doktor Günay Kut ise yine Türkoloji ve eski Türk Edebiyatı alanında uluslararası düzeyde tanınan saygın bir hocamız. Merhum Halil İnalcık’ın seçkin talebelerinden olan Profesör Doktor Günay Kut, Boğaziçi Üniversitesi’nde Türkoloji Bölümü’nü, Oxford Üniversitesi’nde ise Atatürk Enstitüsü’nü kurarak Türk kültürüne önemli hizmetlerde bulundu. Bilhassa biyografi ve yazma eserler alanında Türkoloji müktesebatına önemli katkılar sunan Günay Kut, Türk Dili’nin ve Türk Edebiyatı’nın uluslararası ölçekte tanınması için kritik bir rol oynadı. Bilim-Kültür Ödülü sahibi her iki hocamızı da tebrik ediyor, bugüne kadar yaptıkları kıymetli çalışmalarından ötürü kendilerine teşekkür ediyorum.”
EDEBİYAT ÖDÜLÜ SAHİBİ FATMA KARABIYIK BARBAROSOĞLU
Edebiyat Ödülü’nün bu yıl Fatma Karabıyık Barbarosoğlu’na tebliğ edildiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yazı hayatına çok erken bir çağda, 18 yaşında adım atan Fatma Barbarosoğlu, hikâye, roman, deneme, makale, mülakat ve köşe yazılarıyla Türk Edebiyatı’nda yer edinen isimlerden biri oldu. Eserlerinde modernizm-gelenek ilişkisini, yabancılaşmayı bilhassa kadınların toplumdaki yerini, karşılaştıkları sorunları, sevgiyi, dostluğu ve diğerkâmlığı sosyolojik bir bakışla etkileyici bir üslupla ele aldı. ‘Benim ağacım, benim tohumum kelimelerdir’ diyen Sayın Fatma Barbarosoğlu’nu da tebrik ediyor, yazı ve fikir hayatında başarılarının devamını diliyorum” dedi.
MÜZİK ÖDÜLÜ SAHİBİ AHMET ÖZHAN
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yılki Müzik Ödülü’nün sahibinin Ahmet Özhan olduğunu anımsatarak, sanat hayatında 57 yılı geride bırakan Özhan’ın hem kişiliği hem de bilgi ve tecrübesiyle Klasik Türk Müziği’ne önemli eserler kazandırdığını söyledi.
Özhan’ın, beste, yorum, icra ve araştırmalarıyla Türk Sanat ve Tasavvuf Müziği’ne eşsiz katkılarda bulunduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Geçmişle gelecek arasında sağlam köprüler kurdu. Buhurizade Itri Efendi’den Hamamizade Dede Efendi’ye, Sultan 1. Ahmet Han’dan Alvarlı Efe Hazretlerine nice zevat-ı kiramın güftelerini, bestelerini, nutku şeriflerini bugüne taşıdı. Örnek bir sanatçı, emsal bir şahsiyet nasıl olur herkese gösteren Ahmet Özhan’ı kutluyor, sanat ve tasavvuf musikimize yaptığı değerli hizmetler için kendisine teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
TİYATRO DALINDA ÖDÜL SAHİBİ TURAN OFLAZOĞLU
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tiyatro dalındaki ödülün bu yıl Turan Oflazoğlu’na takdim edildiğini söyleyerek, “Evrensel temaları yerel ve kadim değerlerle işleyen bugünün manzarasını, tarihî olay ve şahsiyetlerimizle mezceden Turan Oflazoğlu, geniş perspektifi ve engin birikimiyle temayüz etmiştir. Türk Edebiyatına damga vuran tiyatro oyunlarını şiirleriyle, denemeleriyle, senaryo ve çevreleriyle besleyen Turan Oflazoğlu, kültür ve sanat dünyamızda muhkem bir yer edinen, güçlü yazarlarımızdan biri olmuştur. Bir eserinde, ‘Dünyanın açtığı en güzel çiçek olabilecekken dünyanın bağrını oyan bir yara olmakta insan.’ diyerek günümüz insanına ayna tutan Sayın Oflazoğlu’nu tebrik ediyor, kendisine sağlıklı ve bereketli ömürler temenni ediyorum” diye konuştu.
KÜTÜPHANECİLİK ÖDÜLÜ SAHİBİ RAMAZAN MİNDER
Kütüphanelerin milletlerin asırlara sâri hafızalarının yaşadığı, yaşatıldığı, muhafaza altına alındığı ilim ve kültür mahfilleri olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bu mekânları nefes alan bir yapıya kavuşturmak, ilim erbabı ve araştırmacılar başta olmak üzere toplumun tüm kesimlerinin istifadesine sunmak, millî ve manevi kimliğimizin devamı için vazgeçilmezdir. 25 yılını Atatürk Kitaplığı’na vakfeden, şimdilerde Sultan Abdülhamit Han’ın kurduğu Türkiye’nin ilk devlet kütüphanesi olan Beyazıt Devlet Kütüphanesi’nin müdürlük vazifesini yürüten Ramazan Minder’e kütüphanecilik ödülümüzü tevdi ediyoruz. Demokrasi tarihimizin utanç vesikalarından biri olan 28 Şubat sürecinde, Sultan Abdülhamit Han’ın Yıldız Sarayı’ndaki kütüphanesine ait 4 bin 500 kitap kendi tarihlerine düşman olanlar tarafından maalesef çöpe atılmıştı.
İçinde nadir eserlerinde yer aldığı bu kitapların tamamını Atatürk Kitaplığı’na kazandıran Ramazan Minder, Medine müdafi Fahrettin Paşa, Hamidiye kahramanı Rauf Orbay ve daha nice tarihî şahsiyetin şahsi arşivlerini satın alıp Atatürk Kitaplığına taşıdı. Beyazıt Devlet Kütüphanesi’ndeki yazma ve matbu eserlerin bakımı ve restorasyonu için fedakârca çalışan Sayın Minder, dijitalleştirme ve kataloglama faaliyetleriyle sosyal mekân düzenlemeleriyle kütüphanelerimizin modernize edilmesinde öncü bir rol oynamıştır. Kütüphanecilik koleksiyonumuzun bugünkü seviyesine ulaşmasında büyük emek sahibi olan Ramazan Minder’i kutluyor, tarihî ve kültür mirasımıza sahip çıktığı için kendisine şükranlarımı sunuyorum.”
ZANAATKÂR ÖDÜLÜ SAHİBİ SALİH BALAKBABALAR
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yılki Zanaatkâr Ödülü’nün Salih Balakbabalar’a takdim edildiğini, hat, tezyinat, ahşap oyma ve sedef işçiliği gibi geleneksel sanatları kendi üslubuyla harmanlayıp, özgün ve modern bir çizgiye taşıyan Salih Hocanın birçok eserinin yurt içi ve yurt dışındaki müze, koleksiyonlarda sergilendiğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Altın, gümüş, sedef, ahşap, Fildişi ve pirinç gibi malzemelerle hat sanatı ve Türk tezyinatının en nadide eserlerini hayat veren kıymetli sedefkârımızı yürekten tebrik ediyor, geleneksel sanatlarımıza yaptığı eşsiz katkılar için kendisine teşekkür ediyorum” diye konuştu.
VEFA ÖDÜLÜ SAHİBİ HALİT REFİĞ
Bu yılki Vefa Ödülü’nün sahibinin Türk sinemasının usta ismi Halit Refiğ olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1958’den ebediyete irtihal ettiği 2009’a kadar sinema çalışmalarını sürdüren Halit Refiğ’in yarım asırlık sanat hayatında danışman, senarist, yapımcı ve yönetmen olarak Türk sinemasına kıymetli eserler kazandırdığını söyledi.
Halit Refiğ’in öncüsü olduğu ulusal sinema hareketiyle Türk sinemasının yerli ve millî değerler üzerine bina edilmesinde ses getiren, adeta çığır açan işlere imza attığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, batıyı esas alan sinema anlayışını yalnızca filmleriyle değil kitaplarıyla da eleştiren Halit Refiğ’in Türk sinemasının merkezine Türkiye’nin tarihinin, öz değerlerinin yerleştirilmesi gerektiğini savunduğu belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Halk kültürümüzü, tarihî birikimimizi ve bizi biz yapan hasletleri, ustalıklı ve gerçekçi bir şekilde beyaz perdeye taşımıştır. ‘Ben Halit Refiğ, Türkiye ve Türk halkı üzerine bugün ne biliyorsam mesleğim ve Türk sinemasına ilgim sayesinde öğrendim. Türkiye’de halktan gelen ve halka dönecek olan ilk gerçek halk sanatının öncülerinden biri olmaktan heyecan ve gurur duyuyorum.’ Kendisini bu sözlerle tanımlayan Halit Refiğ’e Allah’tan rahmet niyaz ediyorum. Vefa Ödülü ile kendisine olan minnet borcumuzu inşallah ifa etmişizdir diye ümit ve temenni ediyorum. Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülünü kazanan sanatçılarımızı, hocalarımızı, zanaat erbabımızı bir kez daha tebrik ediyor, her birine şahsım ve milletim adına şükranlarımızı ifade ediyorum. Geçmişte bu ödüllere layık görülen ve bugün aramızda olmayan kültür ve sanat insanlarımızı da bu vesileyle minnetle yâd ediyorum”
“Kalıcı olan yarınlara akıl, ruh, moral ve köklerden mesaj ileten sadece ve sadece kültür sanat eserleridir. Atalarımız şu veciz cümleyi, ilim, fikir ve sanat dünyamıza adeta hediye etmiştir, ‘Kem alatla kemalat olmaz'” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, siyasette, iş hayatında, eğitimde, aile ve sosyal yaşantısında rehber edilmesi gereken bu sözün kültür ve sanat faaliyetlerinde kılavuz olarak belirlemenin önem arz ettiğini söyledi.
“VASAT MALZEMEDEN KALİTELİ İŞ ÇIKMAZ”
Vasat malzemeden kaliteli işin asla çıkmayacağını, Türkiye’nin bu açıdan nasipli bir millet olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yalnızca ülkemizin değil gönül coğrafyamızın her bir köşesi Türk ve İslam medeniyetinden neşet eden, kültür hazinesiyle mümtaz eserlerle, önder şahsiyetlerle dolu. Müzikte, mimaride, edebiyatta, bilim, kültür ve sanatın pek çok branşında asırlar boyunca ortaya koyduğumuz eserlerle, bünyemizden çıkardığımız ilim ve kültür insanlarıyla güçlü bir medeniyetin devamıyız. Bugünkü gençlerimizin asla unutmaması gereken hususlardan biri de işte bu medeniyetin daha üç asır öncesine kadar ilim ve sanatta diğer milletlere ilham veren örnek işlere imza atmış olmasıdır” diye konuştu.
Bilim ve kültürel erbaplarının çalışmalarıyla bu mirası ihya etmenin, zenginleştirmenin ve geleceği çok güçlü bir şekilde kucaklamak zorunda olduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu noktada herkese önemli vazifeler düştüğünü belirtti.
İçine sirayet ettiği her bünyeyi tek tipleştiren neoliberal kültür akımlarının ve dijitalleşmenin tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de etkisini arttırdığını gördüklerini anlatan Erdoğan, bunun için tarihten süzülüp gelenekli sanatları muhafaza etmeli, ilmi ve kültürel çalışmaları günün sunduğu imkânlarla çok daha ileri noktalara taşımak gerektiğini ifade etti.
“GEÇMİŞTEN ALDIĞIMIZ IŞIKLA GELECEĞE BAKIYORUZ”
“Marifet iltifata tabidir” düsturuyla düzenledikleri Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödüllerini bu amaç doğrultusunda geçmişten aldıkları ışıkla geleceği aydınlatmak üzere icra ettiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Her alanda olduğu gibi kültür ve sanatta da kimsenin dünya görüşüne, yaşam tarzına, siyasi tutumuna bakmıyor, bu ülkeye, bu millete, bu topraklara aidiyet duyan herkesi baş tacı etmeye özen gösteriyoruz. Taklit ve takip eden değil, ilhamını kendi kültüründen, toplumundan, geçmişinden ve köklerinden alan her sanatçı bizim başımızı tacıdır. Devraldığımız mirası zenginleştirmek için ömrünü vakfeden her sanatçı, ilim ve düşünce insanı bizim gönlümüzde ayrı bir yere sahiptir. Kim olursa olsun sanatını aşkla icra eden, bu milletin derdiyle dertlenen, bu millete tepeden bakmayan herkese devlet olarak elimizden gelen desteği sağlıyoruz. Sanatçılarımız, hani ‘büyük adam’ derler ya bizim nazarımızda işte o büyük insandır.
Merhum Nurettin Topçu büyük adamı tanımlarken şöyle demişti, ‘Büyük adam eserleriyle hayatını birleştiren adamdır. Biz onda şu vasıfları arıyoruz, önce bütün ömründe, aynı kanaatin, aynı imanın sahibi olan adamlardır. Devirlere, zaruretlere, cemiyetlere göre değişmez. Muhitine uymaz, muhiti kendine uydurur, uydurmazsa çarpışır. Cemiyetten daha kuvvetlidir, cemiyeti sürükleyicidir.’ Topluma mihmandarlık yapan siz kıymetli kültür, sanat, ilim insanlarımıza inşallah bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da destek olmaya devam edeceğiz.”
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Turistik Doğu Ekspresi’ni yeni sezonun ilk seferine uğurladı. Bakan Uraloğlu, ekspresin toplam 60 sefer yapacağını bildirerek “Yaklaşık 10 bin 500 seyahat tutkununa hizmet vereceğiz.” dedi. Uraloğlu ayrıca Turistik Diyarbakır Ekspresi’nin bilet satışlarının da bugün saat 15.00 itibarıyla başlayacağını duyurdu.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Turistik Doğu Ekspresi’ni 2024-2025 sezonunun ilk seferi vesilesiyle Tarihi Ankara Garı’nda düzenlenen törende konuştu. Bakan Uraloğlu, “Kelimenin gerçek anlamıyla da mecazi anlamıyla da hizmete başladığı 2019 yılından bu yana ülkemiz turizm sektörünün lokomotifi haline gelen Turistik Doğu Ekspresi’ni uğurluyoruz. Bizim için güzel ve önemli bir gün.” ifadelerini kullandı.
Doğu Ekspresi’nin ilk seferine 1949 yılında başladığını anımsatan Uraloğlu, “Doğu Ekspresi hizmet verdiği her dönemde Türk kültür mirasının maddi ve manevi değerlerinin izinde dolaşmıştır. 75 yıldır Anadolu’nun kalbinde bir tren düdüğü ile başlayan demir rayların ritmini bizlere duyurmuş, nice özlemlerin ardından kavuşmaların sıcaklığını yüreklerimize taşımıştır. Bu noktada Anadolu’nun kalbinde atan demir rayların huzur veren ritmini bir kez daha duymak için bir araya geldik.” dedi.
Bakan Uraloğlu, Turistik Doğu Ekspresi’nin sadece bir tren yolculuğu değil, aynı zamanda Anadolu’nun kadim kültürünü, doğal güzelliklerini ve zengin tarihini keşfetmek isteyenler için eşsiz bir deneyim sunan bir zaman yolculuğu olduğunu kaydetti.
“Yeni Bir Anlayışla Turistik Doğu Ekspresi’ni Sefere Koyduk”
Doğu Ekspresi’nin Ankara-Kars hattında 75 yıldır, bin 360 kilometrelik parkurunu ortalama 26 saatte tamamladığını ifade eden Uraloğlu, “Dünyanın en güzel tren rotalarından biri olarak büyük ilgi gören Doğu Ekspresi’ne ilave olarak 29 Mayıs 2019 tarihinde yeni bir anlayışla Turistik Doğu Ekspresi’ni sefere koyduk. Şimdi çok daha konforlu bir şekilde Türkiye’mizin zengin kültürünü, doğal güzelliklerini ve tarihi mirasını dünyaya tanıtmanın en özel araçlarından biri olarak yol alıyor.” açıklamasında bulundu.
“10 Bin 500 Seyahat Tutkununa Hizmet Vereceğiz”
Gençler, doğa tutkunları ve fotoğraf çekmek isteyen gruplar başta olmak üzere her yaştan yolcuya yüksek kalitede, farklı bir tatil seçeneği imkânı sağladıklarını belirten Uraloğlu, sözlerine şu şekilde devam etti:
“2019 yılında ilk sefere konulduğundan bugüne kadar 71 bin yolcumuz seyahat etti. Bugün başlayan yeni sezonunda da Ankara-Kars yönünde 30, Kars-Ankara yönünde de 30 olmak üzere toplam 60 sefer gerçekleştireceğiz. Yaklaşık 10 bin 500 seyahat tutkununa hizmet vereceğiz.”
Uraloğlu, trenin Ankara-Kars yönünde Erzincan’da 2 saat 30 dakika, Erzurum’da 4 saatlik, Kars-Ankara yönünde ise İliç’te 3 saat 30 dakika, Divriği’de 2 saat 30 dakika ve Sivas’ta 3 saatlik duruşla eşsiz bir gezi ve manzara şöleni sunacağını da dile getirdi.
Turizm Başkenti Seçilen Erzurum’da Mola
Erzurum’un, 2025 yılında Ekonomik İşbirliği Teşkilatı tarafından Turizm Başkenti olarak seçildiğini hatırlatan Uraloğlu, “Yine, Avrupa Spor Başkentleri ve Şehirleri Federasyonu tarafından da Avrupa Kış Sporları Başkenti seçildi. Erzurum’a 2025 yılında böylesine önemli iki etkinliğe başkentlik etmesi de ayrı yakıştı ve güzel bir tesadüf oldu doğrusu… 4 saatlik bir duruşla Erzurum’da mola verecek trenimizin de Erzurum’a ayrı bir hareket getireceğine ve trenle seyahat eden yolcularımızın Erzurum’da gerçekleşecek aktivitelerden bazılarına doğrudan katılabilme ayrıcalığı yakalayacaklarına inanıyorum.” dedi.
Turistik Doğu Ekspresi’ne yoğun talep olduğunu kaydeden Bakan Uraloğlu, “Dolayısıyla bilet bulmakta güçlükler yaşayabiliyorlar ve bu durum özellikle Ankara’dan Kars istikametine yola çıkan trenlerimizde oluyor. Oysa aynı güzergâh üzerinde Kars’tan Ankara istikametine yola çıkan dönüş trenlerimiz de var. Talep biraz daha az olduğu için bu istikamette bilet temin etmek kısmen daha kolay. Vatandaşlarımız Ankara’dan trenle yola çıkıp Kars’tan başka ulaşım modları ile dönebilecekleri gibi aynı işlemi önce Kars’a gidip oradan trenle Ankara’ya dönerek gerçekleştirebilirler.” açıklamasında bulundu.
“Turistik Diyarbakır Ekspresimizin Bilet Satışları Bugün Saat 15.00 İtibarıyla Başlayacak”
Turistik Doğu Ekspresi’nden sonra yoğun talep üzerine Turistik Diyarbakır Ekspresi, Bölgesel Turistik Kars-Erzurum Ekspresi, Ankara-Tatvan Turistik Ekspresi gibi turizme hizmet sunan yeni rotaları da hayata geçirdiklerini dile getiren Uraloğlu, sözlerine şu şekilde devam etti:
“Hatta Turistik Diyarbakır Ekspresimizin Ankara – Diyarbakır yönüne ait seferlerinin bilet satışları da bugün saat 15.00 itibarıyla başlayacak. Bildiğiniz üzere Turistik Diyarbakır Ekspresi, Time Dergisi tarafından her yıl düzenli hazırlanan Dünyanın En Harika Yerleri özel sayısında, gezilecek en güzel 100 yer arasında yer aldı. En az Turistik Doğu Ekspresi kadar dikkat çeken ve ilgi uyandıran bir ekspresimiz.”
Turistik Diyarbakır Ekspresi Toplam 8 Sefer Yapacak
Bakan Uraloğlu, Turistik Diyarbakır Ekspresi’ni 2025 döneminde; Ankara – Diyarbakır ve Diyarbakır – Ankara yönlerinde 4 gidiş, 4 dönüş olmak üzere toplam 8 tren seferi olarak planladıklarını da sözlerine ekledi. Uraloğlu, “Bu trenimizde Ankara-Diyarbakır seferinde Malatya’da 3 saat, Diyarbakır-Ankara seferinde ise Elazığ Yolçatı’da 4 saat turizm amaçlı duracak. Yine, Bölgesel Turistik Kars – Erzurum Ekspresimizde 12 gidiş 12 dönüş olmak üzere toplam 24 adet tren seferi, Turistik Tatvan Ekspresi’nde ise 2 gidiş 2 dönüş olmak üzere toplam 4 adet tren seferi gerçekleştireceğiz.” şeklinde konuştu.
İstanbul-Sofya Güzergahında 37 Bin Yolcu Seyahat Etti
Sadece yurtiçinde değil, yurtdışında da tren rotalarının bulunduğunu belirten Uraloğlu, “Avrupa’ya ulaşmanın en keyifli ve ekonomik yollarından biri olan İstanbul- Sofya Ekspresiyle Avrupa’ya konforlu bir yolculuk yapabiliyorsunuz. 2024 yılında da İstanbul-Sofya güzergahında 37 bin yerli ve yabancı turist seyahat etti.” dedi.
Turistik ekspreslerin, aynı zamanda Türkiye’nin turizm haritasında yeni bir sayfa açtığını ve uluslararası tanıtımına katkı sağladığını söyleyen Uraloğlu sözlerine şu şekilde devam etti:
“Bu trenlerimiz dünyanın dört bir yanından gelen turistleri ülkemize çekerek, kültürel etkileşimi güçlendirerek hoşgörü tohumlarını da yeşertmektedir. Peki bunu nasıl başardık? 2002 yılından bu yana demiryollarına gerekli yatırımları yapmasaydık, bugün turistik trenlerden, yenilikçi demiryollarından, tren kültüründen bahsetmek de mümkün olmayacaktı…”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde demiryollarında yeni bir dönem başlattıklarının altını çizen Uraloğlu, “22 yıl içerisinde 10 bin 948 kilometre olan ağımızı 13 bin 919 kilometreye çıkararak mevcut hatlarımızın büyük bölümünü elektrikli ve sinyalli hale getirdik. Ülkemizi hızlı trenle buluşturarak Hızlı Tren Ağımızı 2 bin 251 kilometreye çıkardık. Türkiye’yi Avrupa’nın 6., Dünya’nın 8. Yüksek Hızlı Tren işletmecisi yaptık. Hızlı tren hatları ile ülke genelinde; açıldığı günden itibaren yaklaşık 93 milyon yolcuya hizmet verdik. Demiryollarımız çağın gerektirdiği değişimi yakaladı ve dinamik bir yapıya kavuştu.” diye konuştu.
2028 yılına kadar demiryolu hat uzunluğunu 17 bin 287 kilometreye, 2053 yılına kadar da 28 bin 590 kilometreye yükseltmeyi planladıklarını anlatan Uraloğlu, “Sadece 48 saatte hızlı trenlerle yapılan rüya gibi bir yolculukla bütün Türkiye’ye ulaşacağımız bir vizyon çiziyor ve bunun için çalışıyoruz.” dedi.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.