Cumhurbaşkanı Erdoğan, TOBB Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, “Orta Vadeli Programımızı güçlendirecek kritik adımlar atıyoruz. Mali disiplini sürdürerek para politikamızın etkinliğini artıracak ve enflasyonla mücadeleye güçlü destek vereceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin (TOBB), İkiz Kuleler’de düzenlenen 80. Genel Kurulu’na katılarak bir konuşma yaptı.
Genel Kurul’un yapıldığı salonda Türkiye için çarpan vatanperver yüreklerin, Türkiye için üreten, istihdam oluşturan girişimci ruhların olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Burada, milletimizin istikbali için çalışan, ter döken inanmış gönüller var. Türkiye Yüzyılı’nın inşası yolunda hiçbir fedakârlıktan kaçmayan millet ve memleket sevdalısı yol arkadaşlarım var. Türkiye’nin ve Türk ekonomisinin kalbi, bugün bu salonda atıyor. Rabb’im birliğimizi, beraberliğimizi ve muhabbetimizi daim eylesin. Bu vesileyle kuruluşundan bugüne kadar TOBB çatısı altında ülkemizin kalkınmasına, gelişmesine, güçlenmesine destek olan her bir kardeşime, şahsım, ülkem ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum. TOBB üyesi olup da rahmeti rahmana kavuşmuş iş dünyamızın kıymetli temsilcilerini rahmetle yâd ediyorum.”
“TÜRKİYE’NİN OTOMOBİLİ TOGG’U BİRLİKTE HAYATA GEÇİRDİK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin emanetini taşıyan bir siyasetçi olarak Türk ekonomisinin nabzının attığı TOBB Genel Kurullarına iştirak etmeye her zaman önem verdiğini belirterek, burada dile getirilen yapıcı eleştirilerden faydalanmaya gayret ettiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Dünyayı takip eden vizyoner ve ufuk sahibi siz kardeşlerimin katkılarının, bizim nazarımızda daima özel bir yeri oldu. Meselelerimizi sizlerle konuştuk. Sorunlarımıza ortak akılla çözüm aradık. Engelleri sırt sırta vererek birlikte aştık. Siz bize yol gösterdiniz, yoldaşlık ettiniz, zor zamanlarımızda yanımızda durdunuz. Özellikle son dönemde oda ve borsalarımızın kapasiteleri müthiş arttı. Dünyanın en iyi ve en çok hizmet üreten ilk üç oda sisteminden biri hâline geldiniz. Biz de bu süreçte size daima destek olduk. Hedeflerinizi ve hayallerinizi gerçekleştirmeniz için önünüzü açtık. Geçen sene, milletimizin 60 yıldır içinde uhde olarak kalan Türkiye’nin otomobili Togg’u birlikte hayata geçirdik. Bugün yollarımızı aşındıran binlerce Togg’da siz kardeşlerimin desteği ve emeği bulunuyor.”
Çeşitli sabotaj girişimlerine rağmen Türkiye’ye kazandırılan TOGG’un ne kadar stratejik bir hamle olduğunun bugün daha iyi anlaşıldığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, elektrikli araç piyasasının son bir yıl içerisinde çok büyük bir ivme yakaladığını bildirdi.
“TOGG’LA HIZLA GELİŞEN ‘ELEKTRİKLİ ARAÇ SEKTÖRÜNDE BİZ DE VARIZ’ DEDİK”
“Uzak Doğu ülkelerinin piyasaya agresif bir şekilde girdiklerini görüyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “Uzun yıllar sonra bu defa treni ve trendi kaçırmadık. Yerli ve millî markamız TOGG’la hızla gelişen ‘elektrikli araç sektöründe biz de varız’ dedik. Biliyorsunuz o dönem sadece mali zorluklarla mücadele etmedik. Daha ziyade zihinlere kazınmış, öğrenilmiş çaresizlikle mücadele ettik. Daha emekleme safhasından itibaren projenin kolunu, bacağını kırmak için çok uğraştılar.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Fabrikasından tasarımına kadar her şeyi eleştiri konusu yaparak projeyi itibarsız hâle getirmek için her yolu denediler. Bugün Millî Savaş Uçağımız KAAN ile ilgili neler söyleniyorsa, insansız hava araçlarımıza ve üreticilerine hangi iftiralar atılıyorsa, Türkiye’yi ekonomide bir üst lige taşıyacak hamleleri baltalamak için kimler devreye giriyorsa hepsine ve daha fazlasına elektrikli araç imalat sürecinde şahitlik ettik. Ama biz bunların hiçbirine kulak asmadık. ‘Başkaları yapıyorsa biz niçin yapmayalım’ dedik. ‘Başkaları üretebiliyorsa biz niçin üretmeyelim’ dedik. Sizlerin de gayretleriyle elektrikli araç teknolojisinde dünyadaki birçok ülkeye göre yerimizi çok önceden aldık. Bundan sonra da ülkemizin diğer projelerinde sizlerle birlikte çalışmaya birlikte yol yürümeye devam edeceğiz.”
“DÖRT YILLIK SEÇİMSİZ DÖNEME GİRMİŞ BULUNUYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TOBB mensupları ile geçen yıl 28 Mayıs seçimlerinden sonra bir araya gelip, hasbihal ettiklerini anımsatarak bugünkü Genel Kurul’u da 31 Mart Mahallî İdareler Seçimlerini müteakiben gerçekleştirdiklerini söyledi.
Son bir yıl içinde ardı ardına yaşanan üç seçimin iş dünyasını çok yorduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2023’ün Türkiye ekonomisi açısından çok meşakkatli bir yıl olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemiz maalesef seçim atmosferinden bir türlü kurtulamadı. Yine bu dönemde başta Gazze krizi olmak üzere bölgemizde, ülkemizi de doğrudan etkileyen çatışmalar patlak verdi. Tek başına seçim gündeminin bile bürokrasi, yatırımları, iş dünyamızın gelecek planlarını yavaşlattığı hakikattir. 31 Mart Seçimlerinin de geride bırakılmasıyla inşallah dört yıllık seçimsiz döneme girmiş bulunuyoruz. Bundan sonra asıl meselelerimize daha fazla odaklanabilecek, milletimizin gerçek gündemine daha fazla vakit ve kaynak ayırabileceğiz” diye konuştu.
“KÜRESEL EKONOMİNİN GENEL SEYRİNDEN VE BÖLGEMİZDEKİ KRİZLERDEN OLUMSUZ ETKİLENİYORUZ”
Küresel ekonominin son beş, altı yıldır fırtınalı sulardan geçtiğinin herkes tarafından bilindiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Salgının çok öncesinde başlayan belirsizlik iklimi, Rusya-Ukrayna savaşı ve diğer bölgesel çatışmalarla daha da kesifleşti. Dünyada son 50-60 yılın zirvelerine çıkan enflasyon, atılan tüm adımlara rağmen ekonomiler için endişe unsuru olmayı sürdürüyor. Amerika ve Avrupa merkez bankaları enflasyonun ateşinin ne zaman düşeceğine dair hâlen net bir tarih veremiyor.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu açıklamalarda bulundu: “Türkiye olarak küresel ekonominin genel seyrinden ve bölgemizdeki krizlerden maalesef biz de olumsuz etkileniyoruz. Tabii biz tüm bu dış faktörlerin yanı sıra, 6 Şubat tarihinde ekonomimize maliyeti 104 milyar dolara ulaşan asrın felaketini de yaşamış bir ülkeyiz. 6 Şubat depremlerinde 53 bini aşkın insanımız hayatını kaybederken, 115 bin ticarethanenin aralarında olduğu 850 bin bağımsız bölüm kullanılamaz hâle geldi. Deprem bölgesinden gelen oda ve borsa başkanlarımız ne kadar devasa bir yıkımla karşı karşıya kaldığımızı çok daha iyi bilirler. Depremzede illerimizin toparlanması için verdiğimiz mücadelenin en yakın şahidi de yine bu arkadaşlarımızdır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28 Mayıs 2023’te yapılan Cumhurbaşkanı Seçimi’nin ikinci tur oylamasının hemen sonrasında ekonomide güçlü bir ekip kurduklarını belirterek, Orta Vadeli Program ve 12. Kalkınma Planı’yla gelecek beş yıla ait yol haritalarını belirlediklerini söyledi.
Son 11 aydır da bu yol haritasını harfiyen uyguladıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mahallî İdareler Seçimleri’nde pek çok eleştiriyi göğüsleme, hatta sandıkta bedel ödeme pahasına kararlı duruşumuzu esnetmedik. Vaatlerin havada uçuştuğu bu dönemde popülizme meyletmedik. Daha önce de söyledim, şahsi ikbalimiz için ülkemize ve milletimize ilave yük oluşturacak hiçbir adım atmadık, bundan sonra da atmayacağız” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hükûmetlerinin 31 Mart seçim sürecinde sergilediği özverili tavrın değerinin gelecekte daha iyi anlaşılacağına inandıklarına vurgu yaparak, “Bugün bize serzenişte bulunanlar, inşallah yarın hayır dua edeceklerdir” değerlendirmesini yaptı.
“GEÇEN SENEYİ YÜZDE 4,5 GİBİ TAHMİNLERİMİZİN DE ÜZERİNDE BİR BÜYÜMEYLE KAPATTIK”
TOBB ve iş dünyasının tüm kesimleriyle geliştirdikleri yakın diyaloğun ekonomiye de olumlu yansıdığını gördüklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ekonomi programımızın neticelerini çeşitli alanlarda görmeye başladık. Geçen seneyi yüzde 4,5 gibi tahminlerimizin de üzerinde bir büyümeyle kapattık. Bu oranla Avrupa’da birinci, OECD ülkelerinde ikinci, G20’de ise dördüncü olduk. 2023’te millî gelirimiz 1 trilyon 119 milyar dolara, kişi başına gelir ise 13 bin 110 dolara çıktı” diye konuştu.
Dış talepteki zayıf görünüme ve depremin etkilerine rağmen ihracatta 255,4 milyar dolara ulaşılarak Cumhuriyet tarihinin rekorunun kırıldığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Turizmden hamdolsun iyi gidiyoruz. Turist sayısı yıllık yüzde 11,1 artışla 57,1 milyonu, turizm geliri ise yüzde 16,9 artışla 54,3 milyar doları buldu. Böylelikle tüm zamanların en iyi turizm performansını elde ettik. Bu yıl hedefimiz 60 milyon ziyaretçi ve 60 milyar dolar turizm gelirini yakalamaktır. Bu rakamlara ulaşma konusunda ümitvarız. Turizmde yılın ilk üç ayını rekorlarla tamamladık. 9 milyonu aşan ziyaretçi sayımızdan, yaklaşık 9 milyar dolar turizm geliri elde ettik. İlk üç aylık rakamlara baktığımızda 2024 yılı turizm hedeflerimizle uyumlu gittiğimiz görülüyor.”
“VATANDAŞIMIZIN İŞİNİ, AŞINI KORUMASI TEMEL PRENSİBİMİZDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim için hayati öneme haiz başlıklardan biri de istihdam. Vatandaşımızın işini, aşını koruması temel prensibimizdir. Ekonomimiz istihdam oluşturmaya devam ediyor. Mart ayında istihdam 32,6 milyon kişiye ulaşırken işsizlik oranı yüzde 8,6 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı son 11 yılın en düşük seviyesine geriledi. Mart verilerinin bir başka özelliği, 11 aydır işsizlik oranının tekli rakamlarda seyretmesidir. Burada yakaladığımız istikrarı inşallah perçinleyerek sürdüreceğiz” diye ekledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, iş gücü piyasasında ortaya çıkan arz-talep dengesizliğini gidereceklerinin altını çizerek, genç işsizliğin yüksek seyrettiği bir ortamda özel sektörün personel bulamamaktan şikâyet etmesinin ortada bir sorun olduğunu gösterdiğini aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Özel sektörümüz eleman eksikliğinden dolayı işlerini büyütemez hatta daralmaya giderken istihdam kapısı olarak devlete yüklenilmesi vahim bir hatadır. Sosyolojik kökleri de olan bu yanlıştan ülkemizi kurtarmamız gerekiyor. Siyasetten önce rızkını hem işçi olarak hem de ticaret yaparak kazanmış bir kardeşinizim. Rızkın onda dokuzunun ticarette olduğu müjdesine kendi şahsi hayatımda bizzat şahitlik ettim.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu açıklamalarda bulundu: “Gençlerimizin ticarete, sanata, spora, sanatkârlığa, memurluk dışında farklı alanlara yönelmesini her zaman tavsiye ettim. Aynı kanaatimi bugün de koruyorum. Bu konuda mesleki eğitim ve yükseköğretim başlığı olmak üzere nerede sorun üreten bir alan varsa hep beraber çözüme kavuşturacağız. İş gücü piyasasında ihtiyaç duyulan beceri ve yetkinlikleri geliştirecek nitelikli istihdamı artırmaya yönelik politikalara ağırlık vereceğiz.”
Türkiye’nin gelişmekte olan ülkeler arasında güçlü bir hikâyeye sahip olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizin risk primi giderek düşüyor. Bu düşüş sayesinde iş dünyamızın dış finansmana erişim koşulları da iyileşiyor. Geçen yıl mayıs ayında 97,1 milyar dolar olan rezervlerimiz, bugün 127 milyar dolar seviyesine yükseldi” dedi.
“GELİRLERİMİZİ ARTIRMAK İÇİN DAHA ÇOK ÇALIŞMAK, DAHA FAZLA ÜRETİP İHRAÇ ETMEK MECBURİYETİNDEYİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomi programını güçlendirecek kritik adımlar attıklarına vurgu yaparak, mali disiplini sürdürerek para politikasının etkinliğini artıracak ve enflasyonla mücadeleye güçlü destek vereceklerini söyledi.
Programın güçlendirilmesinde üç temel öncelikleri olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Kamuda harcama, kontrol ve kesintileriyle tasarrufları artırıyoruz. Bütçedeki yatırım ödeneklerini gıda, tarım, yeşil ve dijital dönüşüm gibi öncelikli alanlara yönlendireceğiz. Ayrıca yapısal reformları hızlandırıyoruz. Şu gerçeği hepimizin kabullenmesi gerekiyor. Türkiye hem üreterek büyümek hem de tasarruf ederek kaynaklarını en verimli biçimde kullanmak zorunda olan bir ülkedir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim son dönemde keşfettiklerimiz dışında etrafımızdaki ülkeler gibi öyle çok büyük yer altı zenginliklerimiz yok. Alın terimizden ve kendi bileğimizin gücünden başka hiçbir şeye umut bağlayamayız. Gelirlerimizi artırmak için çalışmak, daha çok çalışmak, daha fazla üretip ihraç etmek mecburiyetindeyiz. Atalarımız, ‘İşten artmaz, dişten artar’ demişlerdir” dedi.
“TASARRUF KÜLTÜRÜ YAYGINLAŞTIKÇA CARİ AÇIKTAKİ İYİLEŞME DE HIZ KAZANACAK”
Tasarruf kültürünü ve verimliliği artırmak için talimat verdiğini ve ekonomi yönetiminin bu konuda kapsamlı bir çalışma yaptığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz tüyü bitmemiş yetimin hakkı olan kamu malının korunmasına son 21 yılda daima ihtimam göstermiş bir hükûmetiz. Mali disiplinden taviz vermeyerek, ortalama bütçe açığının millî geliri oranını yüzde 2,4 seviyesinde tutarak bu hassasiyetimizi ispat ettik. Şimdi bunu bir üst seviyeye taşıyoruz” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kamu kurumlarının millete ve iş dünyasına tasarruf kültüründe de örnek olmasını, rehberlik etmesini hedeflediklerine dikkati çekerek şunları aktardı: “Birincisi, bu paket kamuda verimliliği artırarak tasarrufu sağlamayı amaçlıyor. İkincisi, bu paketle birlikte çok güçlü bir uygulama modelini hayata geçiriyoruz. Üçüncü ve son olarak tedbirler bütün kamuyu kapsıyor. Yani merkezi idareler, yerel yönetimler, kamu iktisadi teşebbüsleri, döner sermayeler ve fonlar bu paketin kapsamındadır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu çerçevede tasarruf tedbirlerine istisnasız olarak tüm kamu idarelerimiz ve personeli uymak zorundadır. Harcanan her kuruşun hesabını soran bir bakış açısını egemen kılıyoruz. Böylece ülkemizin kaynaklarını çok daha verimli ve öncelikli alanlarda kullanabileceğiz. Tasarruf kültürü yaygınlaştıkça ve toplum tarafından sahiplenildikçe cari açıktaki iyileşme de hız kazanacak. Yerli üreticiler inşallah bundan olumlu etkilenecek. Kamuda tasarruf ve verimlilik paketinin sadece üç yıllık bir hedef olarak görülmemesi gerektiğine inanıyorum. Kamuda tasarruf kültürünü kurumsal bir niteliğe kavuşturarak bu konudaki farkındalığın sürekli yüksek kalmasını sağlayacağız.”
“KİMSE BİZDEN KUL HAKKININ YENİLMESİNE SESSİZ KALMAMIZI BEKLEYEMEZ”
Kamu malı ve kamu görevinin milletin emaneti olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, görevi layıkıyla yapmamanın ve kamu malına el uzatmanın emanete ihanet etmek olduğunu dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Kimse bizden kul hakkının yenilmesine sessiz kalmamızı bekleyemez. Burada bir noktayı özellikle vurgulamak durumundayım, 31 Mart’tan sonra özellikle muhalefet belediyelerinde yaşanan eş, dost, hısım, akraba atamalarının mahşeri vicdanda nasıl yaralar açtığını hepimiz görüyoruz, ibretle takip ediyoruz. Adalet terazisi son derece hassas olan gençlerimiz, iyice zıvanadan çıkan bu kayırmacılık vakalarından ciddi anlamda rahatsız oluyor. Gençlerimizin kamu kurumlarına ve yöneticilerine olan güvenlerini sarsan bu skandallara artık bir ‘dur’ denilmesi gerekiyor.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu açıklamalarda bulundu: “Bir göreve seçilmiş olmak kimseye orayı bir akraba çiftliğine dönüştürme hakkı vermez. Atanarak ve seçilerek gelinen her konumun sahibi milletimizin ta kendisidir. Buralar, affınıza sığınarak söylüyorum, birileri için arpalık değil, ülkeye ve millete hizmet vasıtalarıdır. Nepotizm meselesini yakından takip etmeyi sürdüreceğiz. Gerek kamuda tasarruf tedbirlerinin uygulanması gerekse nepotizmin engellenmesi noktasında muhalefetin de sorumluluk almasını bekliyoruz.”
“HEPİMİZ TÜRKİYE GEMİSİNİN YOLCULARIYIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, esnaf, çiftçi, memur, işçi, sanayici, tüccar fark etmeksizin herkesin Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşı olduğunu kaydederek, “Bu devlet bizim devletimiz, bu vatan bizim son sığınağımız, hangi siyasi görüşe, kökene, meşrebe mensup olursak olalım hepimiz Türkiye gemisinin yolcularıyız. Bu gemiyi fırtınalı sulardan sahili selamete çıkarmak ortak görevimizdir. Her kim geminin tabanında delik açmaya yeltenirse ona engel olmak da yine müşterek menfaatimizedir. Meselelerimiz ortak olduğuna göre çözüme de ortak akılla, ortak iradeyle birlikte varmalıyız” diye konuştu.
Bu anlayışla çalışıldığı sürece başarının topyekûn herkese ait olacağını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, başta kamu kurumları ve görevlileri olmak üzere herkesi tasarruf paketini uygulamaya davet etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin ekonomide yeni başarı hikâyeleri yazmaya devam edeceğine yürekten inandığını, bundan kimsenin şüphe etmemesini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ödül takdim töreni sırasında yeşil pasaporta ilişkin, “Bu 20 yıllıklar bizi çok heyecanlandırdı. Bu heyecan sebebiyle de pasaport olayını Dışişleri Bakanı’mızla da görüştük. İnşallah yaklaşık 365 yanılmıyorsam oda-borsa başkanlarına bu yeşil pasaporttan verilecek. Hayırlısı olsun, görevde oldukları süre içerisinde yeşil pasaportu kullanma imkânına sahip olacaklar” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından TOBB üyesi 58 kişiye “Hizmet Şeref Belgesi” takdim etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni yıl dolayısıyla yayımladığı mesajında, “Önümüzdeki dönemde terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge vizyonumuzu gerçeğe dönüştürmek için kararlı adımlar atacağız. Ülkemizin önünde yeni bir yol açacak bu sürecin suhuletle, karşılıklı iyi niyet ve anlayış içinde yürümesi için her türlü gayreti gösteriyoruz. Ama gerektiğinde, devletimizin kadife eldiven içindeki demir yumruğunu devreye almaktan da çekinmeyeceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni yıl dolayısıyla yayımladığı mesajında şunları kaydetti:
“Aziz milletim, hepinizi en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Bugün 2024’e veda ediyor, yeni umut, beklenti ve hayallerle 2025 senesini karşılıyoruz. Öncelikle yeni miladi yılın ülkemiz, milletimiz, gönül coğrafyamız ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını Rabbimden niyaz ediyorum.
“BİRBİRİMİZE DAHA SIKI KENETLENECEĞİZ”
Geçtiğimiz yıl boyunca istiklal ve istikbalimiz uğrunda toprağa düşen tüm şehitlerimizi rahmetle yâd ediyor, gazilerimize şükranlarımı sunuyorum. Millet olarak 2025 yılında birliğimizi, beraberliğimizi, dayanışmamızı, inşallah, daha da güçlendirecek, birbirimize daha sıkı kenetleneceğiz.
Geride bıraktığımız 2024 senesi, ülkemiz içinde ve bölgemizde pek çok kritik gelişmeye sahne oldu. Mahallî idareler seçimlerini, tam bir demokrasi şöleni havasında, Türk demokrasisinin olgunluğunu tüm dünyaya yeniden gösterdiğimiz bir iklimde, hamdolsun, başarıyla gerçekleştirdik.
Milletimizin iradesi sandıkta özgürce tecelli ederken, kazanan demokrasimizle birlikte yine 85 milyon vatandaşımızın tamamı oldu. Tercihleri ne olursa olsun, seçim sandıklarını birer bayram yerine çeviren vatandaşlarıma bugün bir kez daha teşekkür ediyorum.
Seçimlere ve bölgemizde patlak veren yeni krizlere rağmen, kararlılıkla uyguladığımız ekonomi programımızın meyvelerini toplamaya başladık. İstihdamda, ihracatta, üretimde, turizmde, savunma sanayiinde ve diğer alanlarda çok önemli başarılara imza attık.
Deprem bölgemizi yeniden ayağa kaldırma çalışmalarımızda ciddi mesafe katettik. Yeni yılda bu çalışmalar daha da hızlanacak.
Enflasyondaki düşüşün, özellikle yılın son aylarında, artarak devam etmesi 2025 yılı hedeflerimize ulaşacağımızı teyit ediyor. Vatandaşımızın refah kaybını telafi edecek, alım gücünü artıracak politikalara ağırlık vermek suretiyle, inşallah, daha iyi yerlere geleceğiz.
“HEDEFLERİMİZE ULAŞACAĞIZ”
Konut, kira ve gıda başta olmak üzere fahiş fiyatlarla milletin ekmeğine göz diken fırsatçılarla mücadelemizi, 2025 senesinde de kararlılıkla devam ettireceğiz.
Vatandaşlarımdan, geçmişte Türkiye’ye çok ağır faturalar ödetmiş popülist söylemlere prim vermemelerini özellikle istirham ediyorum.
Son 22 yılda bu ülkenin ve milletin tüm meselelerini nasıl biz çözdüysek, ekonomideki konjonktürel sıkıntıların üstesinden de yine biz geleceğiz. Doğru yoldayız, Allah’ın izniyle hedeflerimize de ulaşacağız. Sizlerden sadece biraz daha sabır, metanet ve anlayış istiyoruz.
“YENİ DÖNEMİN SURİYE’DE KALICI İSTİKRARA KAPI ARALAMASI İÇİN GEREKEN HER TÜRLÜ DESTEĞİ SAĞLAYACAĞIZ”
Aziz milletim, 2024 senesinin son haftaları köklü tarihî, beşerî ve komşuluk ilişkilerimizin bulunduğu Suriye’de yeni bir dönemin kıvılcımı oldu. Yeni dönemin Suriye’de kalıcı barışa, huzura, istikrara ve ekonomik refaha kapı aralaması için gereken her türlü desteği sağlayacağız.
Suriye’de istikrar ortamı kök saldıkça inanıyorum ki, 13 yıldır vatan hasreti çeken Suriyeli muhacirlerin gönüllü geri dönüşü de kolaylaşacaktır. Bu süre boyunca ensar millet olmanın en güzel örneklerini sergileyen tüm vatandaşlarımdan Allah razı olsun” diyorum.
“GAZZE’DEKİ KATLİAMLARA İLK GÜNDEN İTİBAREN EN GÜÇLÜ TEPKİYİ VEREN ÜLKEYİZ”
Gazze’deki katliamlara ilk günden itibaren en güçlü tepkiyi veren, vicdanlı ve adaletli duruşunu her platformda ortaya koyan ülke konumundayız. Gazze’de ve diğer Filistin topraklarında 15 aydır devam eden katliamların son bulması, burada da barışın tesisi için yoğun gayret sarf ediyoruz.
Başkenti Doğu Kudüs olan, 1967 sınırları temelinde özgür, egemen ve toprak bütünlüğüne sahip bir Filistin devletinin kurulması için 2025 yılında da tüm gücümüzle çalışacağız.
“TEMENNİMİZ, 2025 YILINDA KUZEYİMİZDE DE YENİ BİR DÖNEMİN BAŞLAMASIDIR”
Her ikisi de Karadeniz’den komşumuz olan Rusya-Ukrayna arasındaki savaşın adil bir barışla sona erdirilmesi önceliğimiz olmayı sürdürüyor. Temennimiz, 2025 yılında kuzeyimizde de yeni bir dönemin başlamasıdır.
Sınırlarımız ötesinde bütün bu diplomatik hamleleri hayata geçirirken, ülkemiz içinde en önemli gündemimiz iç cephemizin tahkimatı olacaktır.
Türkiye Yüzyılı’nı, kardeşliğin yüzyılı yapmakta kararlıyız. Önümüzdeki dönemde terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge vizyonumuzu gerçeğe dönüştürmek için kararlı adımlar atacağız. Ülkemizin önünde yeni bir yol açacak bu sürecin suhuletle, karşılıklı iyi niyet ve anlayış içinde yürümesi için her türlü gayreti gösteriyoruz. Ama gerektiğinde, devletimizin kadife eldiven içindeki demir yumruğunu devreye almaktan da çekinmeyeceğiz.
Bu çerçevede 2025 yılında milletimize inşallah yeni müjdeler vermeyi ümit ve arzu ediyoruz. Rabbim yar ve yardımcımız olsun.
Rabbim bizleri hizmetkârı olmaktan şeref duyduğumuz aziz milletimize ve umudunu Türkiye’ye bağlamış yüz milyonlarca mazluma mahcup etmesin diyorum. Bu temennilerle yeni takvim yılının ülkemiz, milletimiz ve tüm insanlık için hayırlar getirmesini diliyor, her birinizi saygıyla selamlıyorum.
Yeni miladi yılınız kutlu olsun. Kalın sağlıcakla.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Ekonomiye Değer Katanlar 49. Ödül Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Yıllık 37 milyar dolar ihracatımız olan ve 1.200.000’den fazla çalışana istihdam sağlayan konfeksiyon, tekstil, deri ve mobilya sektörlerinde rekabet gücümüzü sürdürmeyi önemsiyoruz. Üretim ve istihdamı korumak için 2025 yılı Ocak ayında KOSGEB eliyle İstihdamı Koruma Programı başlatıyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Merinos Atatürk Kongre Kültür Merkezi’ndeki Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Ekonomiye Değer Katanlar 49. Ödül Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, katılımcıları selamlarken, ödül alan firmaları, iş insanlarını ve yöneticileri tebrik etti.
BTSO’ya, marifetin iltifata tabi olduğunu gösterdiği için teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “135 yıllık köklü tarihiyle Bursa Ticaret ve Sanayi Odamız, 57 bin üye firmasıyla şehrimizin yanı sıra Türkiye ekonomisine de çok önemli katkılar yapıyor. Bugün ödül törenimizin yanı sıra Odamızın öncülüğünde Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın destekleriyle hayata geçen TEKNOSAB’da (Bursa Teknoloji Organize Sanayi Bölgesi) üretime başlayan 15 firmamızın da açılışını gerçekleştiriyoruz. Bu firmalarımızın sahiplerini ve çalışanlarını da tebrik ediyor, Türkiye’nin kalkınmasına, güçlenmesine ve büyümesine verecekleri destekler için kendilerine şimdiden teşekkürlerimi iletiyorum” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugüne kadar 25 milyar lira yatırım yapılan TEKNOSAB’ın, Türkiye’nin yüksek teknolojili üretime geçişinin simgelerinden olacağını vurgulayarak, “Biliyorsunuz kısa süre önce ülkemizi bu hedefe daha hızlı götürecek HIT-30 programını kamuoyumuzun takdirine sunduk. 5 ay gibi kısa sürede elektrikli araç, güneş hücresi, pil hücresi, rüzgâr türbini gibi stratejik konularda toplam büyüklüğü 7 milyar doları aşan yatırımları ülkemize kazandırma noktasına geldik. İnşallah daha güzel sonuçlar elde edeceğiz” değerlendirmesini yaptı.
Yapay zekâ teknolojisi ve insansız sistemlerle dünyanın çok farklı bir yere gittiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Bakınız, 2024 Nobel Kimya Ödülü’nün verildiği çalışmayı konunun ehli isimler, çığır açan, devrim niteliğinde bir proje olarak değerlendiriyor. Öyle ki 200 milyon proteinin neredeyse tamamının yapısını tahmin eden bir yapay zekâ modelinden bahsediyoruz. Bilim insanları, normal şartlarda çözümü 50 yıl sürebilecek bir sorunu bu modeli kullanarak kısa sürede neticeye kavuşturabiliyor. Daha bunun gibi ‘Dünya nereye gidiyor, bizi nasıl bir gelecek bekliyor?’ sorusunu sorduğumuz nice baş döndürücü gelişmeye şahit oluyoruz. Ya hızlı davranıp bu süreci zamanında yakalayacağız ya da Allah korusun ekonomide asimetrik bir güç çarpanından mahrum kalacağız. Şunu da ifade etmeden geçemeyeceğim; Yapay zekâ ve insansız sistemler meselesinin ülkemizde hâlen yeterince anlaşılmadığını düşünüyorum. Hükûmet olarak gerek TEKNOKENT’ler gerek TEKNOFEST’ler gerek AR-GE yatırımları gerekse farklı teşvik ve destek paketleriyle bu yeni dünyaya Türkiye’yi hazırlamaya çalışıyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülke genelinde tüm sanayi ve ticaret odalarının bu çok kritik süreci sahiplendiğini, kendi alanlarında özgün projeler üretmeye gayret ettiğini söyledi.
“BURSA, TEKNOLOJİ ALANINDA DA DİĞER İLLERİMİZE ÖRNEK OLACAKTIR”
Geleceğin teknolojisine bugünden yapılan her yatırımı Türkiye açısından hayati önemde görüp desteklediklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu bakımdan TEKNOSAB bünyesinde atılan her adım çok kıymetlidir. Üretimin lokomotif şehri Bursa, inanıyorum ki teknoloji alanında da diğer illerimize örnek olacaktır. Hükûmette, sanayide ve akademide olan yüksek bilinç düzeyine ne yazık ki muhalefet tarafında rastlayamıyorsunuz. Muhalefette ne böyle bir vizyon ne merak ne de iştiyak var. İşin sadece magazin yönünü hiçbir zaman aşamadılar. İşte en son 14-28 Mayıs seçimleri döneminde ileri teknoloji hamlesi diye aylarca reklamını yaptıkları proje çıka çıka Amerika’dan bir ekonomistin canlı bağlantıyla bunlara uzaktan nutuk atması oldu. Maalesef daha sonra gelenler de bu seviyenin bir tık üzerine çıkamadı. İç iktidar kavgasına kendilerini öyle kaptırdılar ki dünyada ve bölgemizde ne olup bittiğini, teknolojinin nereye evrildiğini takip bile edemiyorlar. Aynı umut kırıcı tablo, dış politikadan bölgesel konulara, ekonomiden çalışma hayatına hemen her alanda geçerli. Belli ezberleri ve ideolojik saplantıları var, onların dışına çıkamıyorlar. Kendilerini güncelleme ve yenileme noktasında sadece isteksiz değiller, aynı zamanda kabiliyet de yok.’’
“SURİYE KRİZİNDE MESELEYİ HÂLÂ TAM OLARAK KAVRAYAMADILAR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında, muhalefete eleştirilerini dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mesela Suriye krizinde eski rejimin devrilmesinin üzerinden tam 3 hafta geçti ama bunlar meseleyi hâlâ tam olarak kavrayamadılar” ifadesini kullandı.
Muhalefet temsilcilerinin gün aşırı konuştuklarını ama cümlelerinde derinlik ve tutarlılık olmadığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Amerika’da başkanlık seçimleri sonrasında yeni bir yönetim şekilleniyor, yine bakıyorsunuz muhalefet Türkiye’ye dair kurulan her müspet cümleye iç siyaset zaviyesinden yaklaşıyor. Rakipleri dahil tüm dünya Türkiye’nin jeopolitik gücünün ve artan etkisinin farkında fakat bunu bizim muhalefete bir türlü anlatamıyorlar. Rusya-Ukrayna Savaşı’ndan Gazze krizine kadar her meselede benzer bir atalet, umursamazlık ve tembellik söz konusu. Bu tablo siyasi iktidar açısından avantajlı gibi gözükse de esasen sorunlu bir durumdur” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında bir kıssaya yer vererek, şu ifadeleri kullandı: “Meşhur kıssadır, bir bilge deniz kenarında kumlar üzerinde oturmuş, tefekkür ederken delikanlının biri yanına yaklaşıp, ‘Lütfen beni öğrenciniz olarak kabul edin.’ der. Bilge, parmağıyla kumların üzerine düz bir çizgi çeker. Delikanlıya çizgiyi kısaltmasını söyler. Genç, avuçlarıyla çizginin yarısını siler. Bilge der ki ‘Git, öğren de gel.’ Aradan bir ay geçtikten sonra delikanlı tekrar geldiğinde bilge yine bir çizgi çizerek kısaltmasını söyler. Delikanlı bu kez çizginin yarısını eliyle kapatınca bilge yine ‘Git öğren de gel.’ der. 2 ay sonra delikanlı yanına tekrar geldiğinde bilge tekrar aynı şeyi ister. Delikanlı çok düşündüğünü ama bunun bir yolunu bulamadığını belirterek bilgeden çizgiyi kendisinin kısaltmasını ister. Bilge çizginin yanına daha uzun bir çizgi çeker ve ‘İşte şimdi kısaldı.’ der. Hayatın her alanında olduğu gibi siyasette de ülke yönetiminde de gelişmenin, ilerlemenin sırrı budur. Yani sürekli daha büyük başarılar, daha büyük hedefler peşinde koşmaktır.”
“GENİŞ BİR ALANDA BÜYÜMEYİ SAĞLAYACAK POLİTİKALAR UYGULADIK”
22 yıllık iktidarları süresince Türkiye’nin sorunlarının, sıkıntılarının, krizlerinin küçülerek değil büyüyerek aşılabileceğine inandıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ekonomiden savunmaya, dış politikadan ticarete uzanan geniş bir alanda bu büyümeyi sağlayacak politikalar uyguladık. Buraya gelmeden önce katıldığım il kongremizde de dile getirdim. Biz özellikle ekonomide sabun köpüğü misali geçici başarılarla avunmak istemiyoruz, kısa vadeli hesaplar peşinde asla değiliz. Ayaklarımızı yere sağlam basıyor, adımlarımızı sağlam atıyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sadece kendi iktidar dönemini hesaplayan, tek hedefi sonraki seçim olan hükûmetlerin geçici iyileşmelerle belki bir süre halkının gözünü boyadıklarını ama ardından bu millete çok ağır faturalar ödettiklerini kaydetti.
Türk ekonomisinin kaldırabileceğinden daha ağır vaatlerle gelenlerin, hesap kitap yapmadan bol keseden söz verenlerin, arkalarında telafisi zor enkazlar bırakarak siyaset sahnesinden silinip gittiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Millete, Dimyat’ta pirinç siloları vadedenler, günün sonunda vatandaşı evindeki bulgurdan da ettiler. Bunu yakın tarihimizde biz de yaşadık, iş dünyamız da defalarca yaşadı. Değerli dostlar, 14-28 Mayıs seçimleriyle ülkemiz sadece uçurumun kenarından dönmedi, aynı zamanda her biri gerçekten hazine değerinde 5 sene kazandı. Biz de bu 5 yılı en iyi ve en verimli şekilde değerlendirmek arzusundayız. Yerel seçimlerde muhalefetle popülist vaat yarışına girmeyerek bu konudaki kararlılığımızı ortaya koyduk. Belki bundan dolayı siyasi olarak bedel de ödedik ama ülkemize ve milletimize bedel ödettirecek bir yanlışın içinde olmadık” değerlendirmesinde bulundu.
“ÜCRET ARTIŞLARINI ENFLASYONUN ÜZERİNDE TUTARAK HALKIMIZIN ALIM GÜCÜNÜN KORUDUK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomi alanındaki iyileşmelere işaret ederek, “Ekonomi programımıza güvenimiz ve desteğimiz tam. 2024 yılında seçimlere ve bölgemizde nüks eden yeni krizlere rağmen belirlediğimiz hedeflere önemli ölçüde ulaştık. Ülkemize uluslararası sermaye girişi hızlandı, rezervlerimiz güçlendi, kur oynaklığı azaldı, finansman koşulları iyileşti. Ülkemizin kredi risk primi de ciddi bir şekilde düştü. Dünyadaki 3 kredi derecelendirme kuruluşunun 2 defa not artırdığı tek ülke biziz. 2025 yılı bütçesinde de gerçekçi adımlarla ve ortak bir gelecek vizyonuyla hareket ettik. Bu sene yatırımlar için 1 trilyon 569 milyar lira kaynak ayırdık. Deprem bölgesinin yeniden inşası yanında sulama yatırımlarına, organize sanayi bölgeleriyle limanları demir yoluyla birbirine bağlayacak yatırımlara ve sanayi altyapısını hızla tamamlayacak yatırımlara öncelik tanıdık” diye konuştu.
En güncel tartışma olan asgari ücret konusunda dolar bazında nereden nereye gelindiğini il kongresinde detaylıca anlattığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Vatandaşımızın her söylediğinin başımızın üzerinde yeri vardır. Ama 22 yıl boyunca insanımızı enflasyona ezdirmeme sözümüzü yerine getirme noktasında gösterdiğimiz hassasiyet de herkesin malumudur. Ücret artışlarını her zaman enflasyonun üzerinde tutarak, halkımızın alım gücünün korunmasını temin ettik. 2002-2025 arası dönemde asgari ücrette reel artış yüzde 290 olmuştur. Son birkaç yıla baktığımızda ise 2022’de enflasyon yüzde 64,3 iken asgari ücret yüzde 94,6 arttı. 2023’te enflasyon yüzde 64,8 iken asgari ücret yüzde 107,3 arttı. 2024’te yıl sonu enflasyon beklentisi yaklaşık yüzde 45 iken asgari ücret yüzde 49,1 arttı. 2025’te yine yıl sonu enflasyon beklentisinin üzerinde bir oranla asgari ücret 22 bin 104 lira olarak belirlendi. Bu rakam, il kongremizde de söylediğim gibi taban ücrettir. İşverenlerimiz çalışanına daha fazla ücret ödemek isterse buna kimsenin itirazı olmaz.”
“TÜRKİYE EKONOMİSİ SON 22 YILDA ORTALAMA YÜZDE 5,3 BÜYÜDÜ”
Çalışanların millî gelirden aldığı payın son 26 yılın en yüksek seviyesine ulaştığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, iş gücü ödemelerinin gayrisafi katma değer içindeki payının bu yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 37,6’ya yükseldiğini, büyümeden çalışanların da pay almasını sağladıklarını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye ekonomisinin son 22 yılda ortalama yüzde 5,3 büyüdüğünü, asgari ücretteki reel artışın ise yıllık ortalama yüzde 5,6 ile büyümenin üstünde olduğunu söyledi.
Bugün Türkiye’de 630 doları bulan asgari ücretin, gelişmekte olan pek çok ülkeden daha yüksek seviyede olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Enflasyon hedeflerimiz inşallah tek tek gerçekleştikçe vatandaşlarımız alım güçlerindeki artışı daha net görebilecek. 2025 yılı için bu konuda da umutluyuz” diye konuştu.
“KOBİ’LERE ÇALIŞAN BAŞINA AYLIK 2 BİN 500 LİRAYA KADAR DESTEK ÖDEMESİ GERÇEKLEŞTİRECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son Kabine Toplantısı’nda görüşülen paketi kamuoyuyla paylaşmak istediğini ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Yıllık 37 milyar dolar ihracatımız olan, 1 milyon 200 binden fazla çalışana istihdam sağlayan konfeksiyon, tekstil, deri ve mobilya sektörlerinde rekabet gücümüzü sürdürmeyi önemsiyoruz. Üretim ve istihdamı korumak için 2025 yılı ocak ayında KOSGEB eliyle İstihdamı Koruma Programı başlatıyoruz. Bu sektörlerde 2024 yılının son aylarındaki istihdam düzeyini 2025 yılında koruyan KOBİ’lere çalışan başına aylık 2 bin 500 liraya kadar destek ödemesi gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Hayırlı uğurlu olsun diyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ödül alan firmaları, iş adamlarını, girişimcileri tebrik ederek, sözlerini “Hepinize sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum. 2025’in tüm halkımız için, iş adamlarımız için, ülkemiz için hayırlara vesile olmasını Allah’tan diliyorum. Kalın sağlıcakla” diyerek tamamladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Bursa 8. Olağan İl Kongresi’nde yaptığı konuşmada, “Ekonomi programımızın temel gayesi, sabit gelirliler başta olmak üzere milletimizin kur ve enflasyon dengesizliği sebebiyle maruz kaldığı refah kaybını en kısa sürede telafi etmektir” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, TOFAŞ Spor Salonu’nda düzenlenen AK Parti Bursa 8. Olağan İl Kongresi’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına katılımcıları ve Bursa halkını selamlayarak başladı.
Bugün AK Parti olağan kongrelerinin yapıldığı Kars, Muş, Adıyaman, Kırşehir, Nevşehir, Düzce, Gümüşhane ve Bilecik’teki yol ve dava arkadaşlarına da sevgilerini ileten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şairlere ilham veren Bursa’yı, duygularına tercüman olan bir şiirle selamlamak istediğini dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sen ki hiç solmayan gönül bahçemsin/Köküm sende dalım sendedir Bursa/ Kutup Yıldızı’msın, aydınlığımsın, yönüm sende, yolum sendedir Bursa/Seni gökte yıldız bekler, ay bekler, Doğu, Batı, Kuzey ve Güney bekler/Gaziler serdarı Orhan Bey bekler, Obam sende, ilim sendedir Bursa” dizelerini okudu.
“BURSA, ANADOLU COĞRAFYASI GİBİ GÖNLÜ GENİŞ BİR ŞEHİRDİR”
Şiir, medeniyet ve kurucu aklın sanata dönüştüğü kültür şehri Bursa’da olmaktan büyük memnuniyet duyduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Sınırlar değişir, devirler değişir, zaman değişir ama Bursa’nın bizim kalbimizdeki yeri asla değişmez. Bursa, Anadolu coğrafyası gibi gönlü geniş bir şehirdir. Bursa’da Balkan şehirlerinden kardeşlerimiz var. Bursa’da Kafkas şehirlerinden kardeşlerimiz var. Bursa’da Şam’dan Halep’ten buraya sığınan kardeşlerimiz var. Bursa’da geçmiş devletlerimizin farklı bölgelerinden kardeşlerimiz huzur içinde, güven içinde bir arada yaşıyor. Bursa Üsküp’ün kardeşi olduğu kadar Saraybosna’nın da kardeşidir. Bursa, Akmescit’in, Batum’un, Bakü’nün, Taşkent’in kardeşi olduğu kadar Halep’in, Humus’un da kardeşidir. Hama’nın, Şam’ın da kardeşidir. Rabb’im Bursa’yı ve Bursalı kardeşlerimizi korusun diyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehre geldikleri andan itibaren kendilerini bağırlarına basan tüm Bursalılara şükranlarını sunarak, AK Parti Bursa 8. Olağan İl Kongresi’nin şehre, davalarına, millete ve tüm Türkiye’ye hayırlar getirmesini diledi.
“SAFLARIMIZI DAHA DA SIKLAŞTIRACAĞIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti teşkilatlarının hangi kademesinde olursa olsun görev alıp ülkeye hizmet sancağını iftiharla taşıyan yol ve dava arkadaşlarına emeklerinden, mücadelelerinden dolayı kalpten teşekkür ederek, şu ifadeleri kullandı: “AK Parti kuruluşundan itibaren sadece bir erdemliler hareketi olarak değil aynı zamanda bir vefa çınarı olarak da temayüz etmiştir. Bugüne kadar emektarlarımızın tecrübesini gençlerimizin dinamizmiyle birleştirerek siyasi mücadelemizi yürüttük. Görev alsın veya almasın bu çatı altında beraber yol yürüdüğümüz, aynı ideallere inandığımız, aynı büyük hayallerin peşinden koştuğumuz tüm kardeşlerimizi, yol ve dava arkadaşlarımız olarak gördük, önümüzdeki dönemde de bu çizgimizi koruyacağız. Saflarımızı daha da sıklaştıracağız, kırgınlıklar varsa göz ardı etmeyecek, kalpleri tamir etmeye bakacağız. Her ne sebeple olursa olsun teşkilatlarımızdan ayağı kesilenler varsa onları mutlaka bulacak, parti çalışmalarımıza yeniden dâhil edeceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir noktaya özellikle dikkat edilmesini isteğini belirterek, şöyle konuştu: “Yeni isimlerle kadrolarımızı güçlendirirken yokluk zamanlarında partimiz için elbisesi tozlanmış, ayakkabısı çamurlanmış, sırf bu kutlu davaya inandığı için varını, yoğunu seferber etmiş Ömerleri, Ayşeleri hiçbir zaman ihmal etmeyeceğiz. Bu partiyi ayakta tutanlar işte o samimiyet timsalleridir. Bu partiyi bugünlere taşıyanlar işte o fedakârlık abideleridir. Gelmeyene biz gideceğiz, aramayanı biz arayacağız, küsenin kapısını biz gidip çalacağız, yorulanı biz yüreklendireceğiz. Yani partimizi Bursa’dan, her alanda hak ettiği yere tekrar taşımak için ne gerekiyorsa hep beraber biz yapacağız. Burada Roman vatandaşlarımızın şu anlamlı sözünü sizlere hatırlatmak isterim. Roman kardeşlerimiz ne diyorlar; ‘Evde oturan ölür’ diyorlar. Merhum Neşet Ertaş da ‘Aşk ile çalışan yorulmaz. Ne zaman öldüysem işte o zaman yoruldum’ diyordu. Bizim de Bursa’da ve diğer illerimizde yapmamız gereken işte budur.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sokakta, çarşıda, pazarda, caddede, insanların arasında olacaklarını dile getirerek, “Bursa teşkilatımızla birlikte kongrelerimizi yaptığımız diğer bütün illerdeki kardeşlerimden işte bu hassasiyetle çalışmalarını bekliyorum. Gayretleriniz için, emekleriniz ve samimi çabalarınız için her birinize şimdiden teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
“BURSA, ÜRETİMİN VE EMEĞİN DE LOKOMOTİFİDİR”
Bursa’nın göz alıcı doğal güzellikleri, insanın ruh dünyasını zenginleştiren manevi değerleriyle herkesi kendine meftun eden şehir olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bütün bunların yanında Bursa’mız, üretimin ve emeğin de lokomotifidir. Kongremizden sonra Bursa’mızın iş çevreleriyle bu akşam bir araya gelecek, bazı fabrikaların resmî açılışını gerçekleştireceğiz. Bursa’yı her ziyaretimde şehrimizin sanayisinin istikrarlı bir atılım içinde olduğunu görmekten büyük bir bahtiyarlık duyuyorum. Bursa sanayisi bizim yurt dışında da göğsümüzü kabartıyor. Burada üretilen sanayi ürünleri, milletimizin ihtiyacını karşılamanın ötesine geçip dünyanın dört bir tarafına ihraç ediliyor” değerlendirmesini yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hükûmetleri döneminde yaptıkları yatırımlarla altyapısından insani yaşam kalitesine kadar her alanda Bursa’yı desteklediklerini ve geliştirdiklerini ancak koronavirüs salgınıyla dünyanın daha fırtınalı sulara girdiğini vurgulayarak, küresel ekonomide dengeler bozulurken enflasyonun son 60-70 yılın en yüksek seviyelerini gördüğünü, Rusya-Ukrayna savaşıyla belirsizliklerin daha da arttığını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm dünya gibi Türkiye olarak kendilerinin de bu olumsuzlukları hissettiklerini dile getirerek, şöyle konuştu: “Ekonomide önce döviz kuruyla ardından enflasyonun tetiklemesiyle başlayan hayat pahalılığı, Bursa’mızı da etkilemiştir. Bilhassa işçi, memur, emekli, çiftçi gibi sabit gelirli vatandaşlarımız bu sıkıntılarla daha çok karşılaştılar. Bir defa şu hususun bilinmesini özellikle isterim. Gerek şahsen gerek iktidar gerekse AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak hiçbir insanımızın serzenişine kulaklarımızı tıkamıyoruz. Yaşanan her sıkıntının, her zorluğun farkındayız. Evine ekmek götürmeye çalışan işçimizin de saçlarını ülkemize hizmet uğrunda ağartmış emeklimizin de yazın güneşine, kışın ayazına aldırmadan toprağı işleyen çiftçimizin de yatırım yapıp başkalarına ekmek kapısı olan sanayicimizin de her sabah dükkânını ‘bismillah’ diyerek açan esnafımızın da velhasıl hangi işi yaparsa yapsın 85 milyon vatandaşımızın her ferdinin derdini, talebini, beklentisini ve sorunlarını çok ama çok iyi biliyoruz.”
“TÜRKİYE’YE VE TÜRK MİLLETİNE MİNNET BORCUMUZU LAYIKIYLA ÖDEMENİN DERDİNDEYİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti olarak hizmet ve eser siyaseti yaptıklarını söyledi.
Millete karşı dürüst ve şeffaf siyaset anlayışıyla hareket ettiklerini, tüm meşakkatine rağmen bunu yapmaya çalıştıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’ye ve Türk milletine minnet borcumuzu layıkıyla ödemenin derdindeyiz. Partimize, ittifakımıza ve iktidarımıza güvenen bu aziz millete hayal kırıklığı yaşatmak istemiyoruz” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, günübirlik hesapların, Türkiye’nin yakın geçmişinde millete çok vakit ve nakit kaybettirdiğini vurgulayarak, “Kim ne veriyorsa benden beş fazlası” anlayışının geçmişte ülkeye çok ağır bedeller ödettiğini dile getirdi.
Sadece günü kurtarmak için verilen sonra unutulan sözlerin, hem ülkede hem de siyaset kurumunda çok büyük zararlara neden olduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Benden sonrası tufan” diyenlerin geride telafisi yıllar sürecek enkazlar bıraktığına dikkati çekti.
“TÜRKİYE, TARİHİNİN EN BÜYÜK ŞAHLANIŞINI BİZİMLE YAŞADI”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hesap kitap yapmadan, bol keseden vaat dağıtanların arkalarında tamiri imkânsız hasarlar bıraktığını kaydederek, şöyle konuştu: “AK Parti olarak, bu ucuz siyaset tarzını 2002’den beri hep elimizin tersiyle ittik. ‘Kendimiz bedel ödesek dahi millete ve ülkeye bedel ödettirmeyeceğiz.’ dedik. ‘Her şart altında Türkiye için en iyisini yapacağız, zor da olsa en doğru kararı alacağız.’ dedik. Hamdolsun bu duruşumuzdan da şimdiye kadar taviz vermedik. Şu noktaya özellikle dikkat etmenizi istiyorum, siyaset kurumuna güveni yeniden biz tesis ettik. Türkiye’nin asırlık sorunlarına çözüm yollarını biz geliştirdik. Birkaç milyar dolarlık operasyonlarla ekonomisi âdeta deprem geçiren bu ülkeyi küresel şoklara bile dirençli ve dayanıklı hâle biz getirdik. Ulaştırmada, konutta, enerjide, tarımda, çalışma hayatında, savunma sanayinde Türkiye, tarihinin en büyük şahlanışını bizimle yaşadı. 22 yıl önce hayal dahi edilemeyen büyük dönüşümleri, büyük reformları ülkemizde biz gerçekleştirdik. Artık dünyada sözünün ağırlığı olan, itibarı artan, ay yıldızlı bayrağı başta komşuları olmak üzere tüm dünya için güven veren bir Türkiye var. Tüm bu söylediklerimi ve çok daha fazlasını hep yere sağlam basarak, adımlarımızı sağlam atarak yaptık.”
Bugün de aynı prensipler çerçevesinde hareket ettiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şahsi çıkarlarımızı değil, sadece ve sadece 85 milyon vatandaşıyla tüm Türkiye’nin menfaatini düşünüyoruz” dedi.
“Ekonomi programımızın temel gayesi, sabit gelirliler başta olmak üzere milletimizin kur ve enflasyon dengesizliği sebebiyle maruz kaldığı refah kaybını en kısa sürede telafi etmektir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunun için evvelemirde enflasyon gibi hayat pahalılığının mazereti olarak kullanılan hususları ortadan kaldırmamız gerekiyor. Uyguladığımız programın önceliği enflasyonu düşürmektir. Çünkü dünyanın her yerinde olduğu gibi ülkemizde de enflasyon âdeta tüm kötülüklerin anası konumundadır. Açgözlü fırsatçıların ne enflasyon ne kur ne faiz ile izah edilmeyecek keyfi fiyatlandırma alışkanlıkları elbette bizim işimizi kolaylaştırmıyor, zorlaştırıyor. Serbest piyasa ekonomisini başıbozukluk olarak algılayan ve bunu alabildiğine istismar eden bir kesim var ama bunların da üstesinden geleceğiz. Esasen bu konuda en etkili yöntem milletimizin fahiş fiyat artışı yapan ürünleri ve hizmetleri boykot etmeleridir. Satılmayan ürünün, kullanılmayan hizmetin, alıcısı olmayan mamulün fiyatının bir önemi de kalmayacaktır.”
Gelişmiş bazı ülkelerdeki tüketicilerin bunu bilinçli ve sistematik bir şekilde yaparak hükûmetlerine yardımcı olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnşallah bizde de bu kültür yavaş yavaş gelişecek ve oturacaktır. Devletin ilgili kurumları bir taraftan, tüketici diğer taraftan çift kanatlı bir mücadeleyle inşallah tamahkârlık meselesini hâl yoluna koyacağız” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konut ile kira fiyatlarının, enflasyon artışında ve hayat pahalılığı algısının yerleşmesinde önemli rol oynadığını belirterek, 2024 yılında bu unsurların enflasyona etkisini asimetrik olarak gördüklerini söyledi.
“ÜLKEMİZDE BİR SOSYAL KONUT SEFERBERLİĞİ BAŞLATMAYI PLANLIYORUZ”
Bunun da önüne geçecek bir adım atmanın hazırlığı içinde olduklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Deprem bölgelerindeki inşa faaliyetlerinin önemli oranda biteceği yaz aylarından itibaren, ülkemizde bir sosyal konut seferberliği başlatmayı planlıyoruz. Sabit ücretli vatandaşlarımızın satın alabileceği fiyatlarla üreteceğimiz konutları, 1+1 gibi… Bunlarla inşallah sabit gelirli vatandaşlarımızı da konut sahibi yapmanın adımlarını atacağız. Bilhassa yeni yuva kuran gençlerimize bunları tahsis edeceğiz. Böylece konut ve kira fiyatlarında oluşan balon, kendiliğinden sönmeye başlayacaktır” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, doğal gaz ve elektrikte vatandaşlara sağladıkları destekleri, en fazla ihtiyaç duyanların daha fazla yararlanacağı adil modelle yeniden ele alacaklarını söyledi.
Akaryakıt fiyatlarının da enflasyon hedeflemesini bozmayacak seviyede kalmasına özen göstereceklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, lüks ürünler dışında temel ihtiyaç maddelerinin vatandaşlara en uygun şekilde ulaştırılması için yeni mekanizmalar kuracaklarını dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Para politikasının yanı sıra uhdemizdeki diğer araçları da devreye alarak inşallah, enflasyonu olması gereken seviyeye indireceğiz. Tabii bununla bir yere geliyorum. Faizi kesinlikle indirmeye başlayacağız. 2025, bunun işaret yılı olacaktır. Faiz inecek ki enflasyon da insin. Bu adımı atacağız. Bu bizim artık olmazsa olmazımız” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son günlerin en çok tartışılan konusunun 22 bin 104 lira olarak belirlenen asgari ücret rakamı olduğuna dikkati çekerek, “Hemen birileri çatladı, patladı. Kusura bakmasınlar, çatlasanız da patlasanız da biz atacağımız adımları hesaplayarak, kitabını yazarak atarız. Yüzde 30 artış, Merkez Bankamızın 2025 yılı enflasyon hedefinden yüksek olmasına rağmen, açık konuşmak gerekirse bu bizim de evelallah içimize sinen, emekçimizin alın terinin tam karşılığı olan belki birilerine göre tutar değildir, ama rakam ortada ve görünen o ki bu hesap yerine oturdu” diye konuştu.
“TÜRKİYE’NİN REKABET GÜCÜNÜN KORUNMASI GEREKİYOR”
Belirlenen asgari ücret rakamının istihdam, enflasyon ve gelir arasında dengeyi gözeten bir rakam olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biliyorsunuz asgari ücret, çalışana verilecek maaşın en alt seviyesini ifade eden bir meblağdır. İşveren daha fazla vermek istiyorsa versin, onların önünü kesen yok. Bizler ‘Sen niye bu kadar verdin?’ demiyoruz. Biz tabanı belirliyoruz. Daha fazla vereceksen, elini tutan, cebine müdahale eden yok” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gelişmiş ülkelerde saat ücreti şeklinde belirlenen bu rakamın Türkiye’de aylık maaş olarak uygulandığını belirterek, şöyle devam etti: “Bilhassa büyükşehirlerimizde yaşayan kardeşlerimizin kahir ekseriyeti, asgari ücretin üzerinde rakamlara çalışıyor. Şu anda 50 bin, 60 bin asgari ücret alan işçiler var. Bunlara müdahale ediliyor mu? Hayır. Ayrıca çalışanlarımız yol, yemek vesaire isimler altındaki ödemelerle birlikte fiilen çok daha yüksek ücret alıyor. Buna rağmen biz tüm hesaplarımızı asgari ücret alan bir kişinin hayatını rahatça idame ettirebilmesini temin edebilecek şekilde yapıyoruz. İstihdamda bir kayıp ve gerileme yaşanmasını da arzu etmiyoruz. Buna ilaveten Türkiye’nin rekabet gücünün korunması gerekiyor. Çünkü rekabet gücünde bir azalmanın veya istihdam kaybının faturasını sadece işçi ve işveren değil, millet olarak hepimiz öderiz. Asgari ücret meselesinin bu gerçekler ışığında değerlendirilmesinin hakkaniyete daha uygun olacağına inanıyorum.”
“Bölgemizde ve dünyada olağanüstü gelişme olmazsa 2025 enflasyon hedefini tutturacağımızdan hiç şüphe duymuyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Enflasyon, haziran ayından beri istikrarlı şekilde düşüyor. İnşallah, bu düşüş 2025 yılında daha da hızlanacak. Şayet enflasyon oranında çok ciddi sapma olursa, tabii ki biz de buna kayıtsız kalmaz, gerekli değerlendirmeleri yaparız. İnancımız odur ki buna gerek kalmayacak. Ama biz enflasyonu daha da düşürerek, sadece asgari ücretlileri değil, milletimizin tamamını rahatlatacak şekilde alım gücünü artırmayı, refah seviyesini, fiyatları stabil tutarak yükseltmek istiyoruz. Şunu da söylemek durumundayım. Özellikle son birkaç yılda ekonomi programımızı ve küresel rekabet gücümüzü riske atma pahasına asgari ücrette tarihimizin en yüksek artışlarına gittik.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, asgari ücretin 2023 yılı temmuz-aralık döneminde 11 bin 402 lira olduğuna işaret ederek, “Yani o günkü kurla 438 dolara tekabül ediyor. 2024 yılı ocak ayında 17 bin 2 lira, yani o günkü kurla 575 oldu. 2025 yılı için 22 bin 104 liraya, döviz bazında 629 dolara yükseldi. Asgari ücreti, Asya ülkelerinin tamamından daha yükseğe çıkarmamıza ve döviz bazında neredeyse Avrupa seviyesine yaklaştırmamıza rağmen arzu ettiğimiz sonuca varamadık. Bunun temel sebebi ise yüksek enflasyon ve kimi alanlarda onu da aşan fırsatçılık ve fahiş fiyat artışlarıdır” değerlendirmesinde bulundu.
Enflasyonun dizginledikten sonra bazı şeyleri daha rahat konuşma ve çözüme kavuşturma imkânına kavuşacaklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Milletimizden sabır, metanet ve ekonomi programımıza güçlü destek istememizin sebebi işte budur. İnşallah 2025’i hedeflerimize uygun şekilde tamamlayarak son yıllardaki sıkıntılarımızı tarihe gömeceğiz. Eskiler, ‘Tarlada izi olmayanın, harmanda yüzü olmaz.’ der. Bugün bu fedakârlıkları yapacağız ki önümüzdeki yıllarda rahata kavuşabilelim. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı ve AK Parti’nin lideri olarak milletime, ülkeme, Bursa’mıza, teşkilatımıza güveniyorum. Rabb’im hepinizden razı olsun diyorum.”
BURSA’YA YAPILAN YATIRIMLAR
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bursa’nın tüm ihtişamıyla tekrar ayağa kalkması için güncel değerlerle son 22 yılda toplam 785 milyar liralık kamu yatırımı yaptıklarını söyledi.
Bu yatırımlara ilişkin bilgi veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Adalette 6 milyar, eğitimde 60 milyar, gençlik ve sporda 7 milyar, sosyal yardımlarda 97 milyar, sağlıkta 23 milyar, çevre ve şehircilikte 124 milyar liralık hizmeti şehrimize kazandırdık. Ulaştırmada 230 milyar, tarım ve ormanda tarımsal hibe destekleri dâhil 60 milyar, sanayi ve teknolojide 3 milyar, enerjide kamu ve özel toplam 124 milyar, kültür ve turizmde 3 milyar, çalışma ve sosyal güvenlikte teşviklerle birlikte toplam 28 milyar lira yatırım yaptık” diye konuştu.
Bursa’da 2. devlet üniversitesi olarak Bursa Teknik Üniversitesini faaliyete aldıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, 43 bin seyirci kapasiteli stadyumla birlikte toplam 86 spor tesisi inşa ettiklerini bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kentin en önemli markalarından Bursaspor’un bu yıl iyi gittiğini, hemen her maçını kapalı gişe oynayan takımın taraftarlarıyla muhteşem birliktelik yakaladığını dile getirerek, bu sayede namağlup şekilde birinci olarak ilk devreyi tamamlayan takımı ve taraftarlarını tebrik etti.
Bursa’ya toplamda 4 bin 149 yataklı 29 hastane dâhil, 93 sağlık tesisi kazandırdıklarından bahseden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yatırım bedeli 2,5 milyar lira olan 10 sağlık tesisimizin yapımı, 18 sağlık tesisimizin ise ihale, proje ve arsa aşaması devam ediyor. TOKİ eliyle Bursa’da toplam 28 bin 119 konut projesini hayata geçirdik. Bu konutların 24 bin 196 adedini tamamlayıp hak sahiplerine teslim ettik. 3 bin 923 konutun ise yapımına devam ediyoruz. Bursa’da 11 millet bahçesi projemiz bulunuyor. Bunlardan 7’sini tamamladık. Birinin yapımı, üçünün ise proje çalışmaları sürüyor.”
“ANKARA-BURSA VE İSTANBUL-BURSA ARASI SEYAHAT SÜRELERİ HIZLI TRENLE 2 SAAT 15 DAKİKA OLACAK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bursa’ya yapılan 200 kilometrelik bölünmüş yola 405 kilometre daha ekleyerek mesafeyi 605 kilometreye çıkardıklarını aktararak, şunları kaydetti: “Yenişehir-Bilecik, Orhangazi-İznik, Çalı-Keles il, Gemlik-Armutlu, Mudanya-Gemlik, Dursunbey-Tavşanlı, İnegöl-Domaniç yolu gibi 26 kara yolu projemizin çalışmalarına devam ediyoruz. Bandırma, Bursa, Yenişehir, Osmaneli hızlı tren hattının yapımı sürüyor. Osmaneli, Bursa kesimini 2026 sonu itibarıyla, Bandırma’ya ulaşan tüm hattı ise 2028 yılı içerisinde tamamlamayı hedefliyoruz. Bu sayede Ankara-Bursa ve İstanbul-Bursa arası seyahat süreleri hızlı trenle 2 saat 15 dakika olacak. Toplam 6 kilometre uzunluğunda 4 istasyondan oluşan Bursa Emek Yüksek Hızlı Tren Şehir Hastanesi metro hattının yapımı sürüyor. Şehrimize sekiz yeni organize sanayi bölgesi, dört endüstri bölgesi, iki teknokent, 135 araştırma geliştirme merkezi ve 32 tasarım merkezi kurduk. Milletimiz bizimle olduğu müddetçe inşallah daha fazlasını yapacağız. Rabb’im yar ve yardımcımız olsun diyorum. AK Parti Bursa il kongremizin hayırlara vesile olmasını diliyorum. Hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Bursa 8. Olağan İl Kongresi’nin ardından Bursa Valiliğini ziyaret ederek, Vali Erol Ayyıldız’dan kentteki çalışmalara ilişkin bilgi aldı.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.