Türk İş Dünyası - 2008

DÜNYA

“Salgınla birlikte yeniden yapılanan küresel ekonomik sistemde yıldızı parlayan ülkelerin en başında Türkiye var”

Genç Gazeteciler

Haber Burada

Tarih

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamada, “Salgınla birlikte yeniden yapılanan küresel ekonomik sistemde yıldızı parlayan ülkelerin en başında Türkiye var. Bunun için ülkemizin potansiyelini tam manasıyla harekete geçirebilmemiz gerekiyor. Yatırıma ve üretime harcanan her kuruşun, büyük ve güçlü Türkiye’nin geleceğinin inşasına konmuş bir tuğla olduğu unutulmamalıdır” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından basın açıklaması yaptı.

Toplantıda ele alınan konulara dair açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:

BÜTÇE GÖRÜŞMELERİ

“Aziz milletim, değerli basın mensupları; sizleri en kalbi duygularımla muhabbetle selamlıyorum. Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda sürmekte olan bütçe görüşmelerinin ülkemiz ve milletimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Bütçe hakkı, yasama, yürütme, yargı erklerinin bağımsızlığı üzerine kurulu demokratik sistemin Meclise verilmiş en önemli yetkilerinden biridir. Gerek Komisyon gerekse Genel Kurul aşamasında tüm milletvekilleri bütçe konusundaki görüşlerini özgürce dile getirirler. Tabii bu özgürlüğün sınırı Meclis İç Tüzüğü’nde yer alan hususlar ile genel ahlak ve adabı muaşeret kurallarıdır. Türkiye şehit yakınlarına galiz küfürler eden bir milletvekilinin yaptığı terbiyesizliğin şokunu henüz üzerinden atamamışken, bu defa da Genel Kurul’da yaşanan bir başka edepsizlik örneğiyle sarsılmıştır. Üstelik bu edepsizlik, Meclisin ikinci büyük partisinin Genel Başkanı tarafından sergilenmiştir. Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu partisinin genel merkezi veya kafaları dumanlı dostlarıyla atıp tuttuğu bir ortam sandığı anlaşılan bu zata Yunus’un diliyle cevap vermek istiyorum: ‘Girdim ilim meclisine, eyledim kıldım talep, dediler ilim geride, illa edep illa edep.’

Evet, milleti kendi yalanlarıyla, iftiralarıyla, çarpıtmalarıyla kandırabileceğini sananların birileri tarafından şişirildiği anlaşılan egolarıyla geldikleri yer, nokta burasıdır. Millete söyleyecek hiçbir sözü, ortaya koyacak hiçbir projesi, programı, vizyonu olmayanların içlerindeki kiri, kini, nefreti bu tarz davranışlarla dışa yansıttıkları görülüyor.

Hiç kimsenin partisinde, kendi dost ortamında, evinde nasıl davrandığına elbette karışmayız, ama buradan herkesi Türkiye Büyük Millet Meclisinin asaletine, nefasetine, nezahetine, nezaketine, izzetine, velhasıl bu yüce kurumun faziletine uygun davranışlar sergilemeye davet etmek de bizim görevimizdir. İktidarın sadece hayalini kurmakla bile bu derece kendini kaybedenlerin ülkenin başına ne gibi felaketler getireceğinin takdirini milletimize bırakıyoruz. Meclis Genel Kurulu’nda süren bütçe görüşmelerinin de bir an önce hayırlısıyla tamamlanmasını diliyoruz.

Bu vesileyle yeni Hazine ve Maliye Bakanımız Nureddin Nebati Beye bir kez daha başarılar diliyorum. Sayın Nebati, bugüne kadar iş dünyasından sivil toplum faaliyetlerine, milletvekilliğinden genel başkan yardımcılığına, bakan yardımcılığına kadar farklı alanlarda farklı görevleri başarıyla yapmış bir kardeşimizdir. Kendisinin üslendiği görevi maliye politikalarımızı yeni ekonomi programımız doğrultusunda güçlü bir şekilde yürüteceğine inanıyorum.

KATAR ZİYARETİ

Aziz milletim; Pazartesi ve Salı günleri Emir Şey Temim’in davetine icabetle Yüksek Stratejik Komitemizin 7. Toplantısı’nı gerçekleştirmek üzere Katar’a resmî bir ziyaret gerçekleştirdik. Katar’la bugüne kadar son ziyaretimizle birlikte siyasi, askerî, ticari, ekonomik ve kültürel konuları kapsayan toplam 84 mutabakat imzalayarak iş birliğimizi sürekli ileriye taşıdık.

Cumartesi günü Siirt’te 102 milyon dolarlık ilk etabını hizmete açtığımız, tamamı 500 milyon doları bulacak Çinko İzabe Tesisi yatırımı, Katar’la ahenkli bir şekilde yürüttüğümüz ekonomik ilişkilerimizin örneklerinden biridir. Ziyaretimiz sırasında Katar’ın ülkemize yapması konusunda daha önce mutabık kaldığımız 15 milyar dolarlık yatırıma ilave edilecek hususlarda da muhataplarımızla kapsamlı görüş alışverişinde bulunduk. Doha’da yaptığımız baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından Türk-Katar Birleşik Müşterek Kuvvet Komutanlığındaki askerlerimizi ziyaret ettik.

Önceki hafta Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayid Al Nahyan’ın ülkemizi ziyareti de Körfez Bölgesiyle yeniden yükselme sürecine giren ilişkilerimizin bir başka işaretiydi. Bu ziyaret sırasında Birleşik Arap Emirlikleri’nin ülkemize yapacağı 15 milyar dolarlık yatırımın müjdesini de kamuoyuyla paylaştık. Önümüzdeki aylarda yapacağımız mukabil ziyaretle Birleşik Arap Emirlikleri’yle başlattığımız yeni dönemi hızla daha ileriye taşımanın gayreti içinde olacağız.

“TÜRKİYE’NİN YATIRIM ATAĞI HER ALANDA HIZLA SÜRMEKTEDİR”

Türkiye’nin yatırım atağı her alanda hızla sürmektedir. Biliyorsunuz geçtiğimiz aylarda Adana’da 1,4 milyar dolar yatırım bedeli olan uluslararası ortaklı bir petrokimya tesisinin de temelini atmıştık; Cezayir-Türkiye. Ülkemizin dört bir yanında kimi kendi vatandaşlarımız tarafından, kimi uluslararası yatırımcılar tarafından yürütülen yüzlerce dev yatırımı yakından takip ediyoruz. Türkiye’nin kurtuluşunu küresel çıkar odaklarının güdümündeki reçetelerde değil işte bu örneklerde olduğu gibi kendi kaynaklarını harekete geçirecek yatırımlarda, istihdamda, üretimde, ihracatta, cari fazlada görüyoruz. Biz 19 yıldır; yoluyla, köprüsüyle, havalimanıyla, barajıyla, santraliyle, arıtma tesisiyle, sulama sistemleriyle sahip olduğumuz muazzam altyapıyı işte bunun için inşa ettik. Biz 19 yıldır bunca okulu, bunca üniversiteyi, bunca mesleki eğitim kurumunu, bunca hastaneyi, bunca adliye saraylarını, bunca güvenlik sistemini işte bunun için kurduk. Biz 19 yıldır ülkemizi her alanda bölgesinin ve dünyanın yükselen yıldızı yapmak için onca mücadeleyi işte bunun için verdik. Şimdi gelin hep beraber bu imkânları ülkemizin ve milletimizin aydınlık geleceğinin sembolleri olan 2023 hedeflerimizi hayata geçirmek, 2053 vizyonumuzu şekillendirmek için kullanalım. Bir olarak, iri olarak, diri olarak, kardeş olarak hep birlikte Türkiye olarak inşallah bunu da başaracağız.

“ÜLKEMİZİ 19 YILDIR HAKKA, HAKİKATE, HAKKANİYETE DAYALI BİR DEMOKRASİ VE KALKINMA ANLAYIŞIYLA YÖNETİYORUZ”

Aziz milletim; ülkemizi 19 yıldır hakka, hakikate, hakkaniyete dayalı bir demokrasi ve kalkınma anlayışıyla yönetiyoruz. Türkiye’de bu kavramlardan nasibini almamış bir zihniyet hep olmuştur. Hiç şüphesiz bundan sonra da olacaktır. Tek parti faşizmiyle başlayıp darbeler ve vesayet dönemiyle süren, dışarıdan aldığı destekle kendini millî iradenin üstünde gören, gerektiğinde terör örgütleri dahil her tür şer şebekesiyle iş birliğine giren bu zihniyet, her defasında milletimizin irfanına ve izanına çarpmıştır. Son sekiz yıldır yaşanan her hadisede ülkemiz ve milletimiz aleyhine konum alan bu zihniyet, ekonomide yaşanan büyük değişimi de aynı sinsilikle mecrasından saptırmaya çalışıyor.

Biz ülkemizi, hep söylüyorum; yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve büyüme, hedef bu. Bu zihniyet yüksek faizle ekonomiyi soğutmak, küçültmek ve dolayısıyla istihdamı azaltmak istiyor. Biz Türkiye siyasi, sosyal, ekonomik, askerî, her alanda bölgesel ve küresel güç hâline gelsin diyoruz, bu zihniyet ülkemizi tüm siyasi ve ekonomik iddialarından vazgeçirerek eskiye döndürmek istiyor.

Biz ülkemizi büyüterek, işsizliği azaltarak, cari fazla yoluyla insanlarımızın refahını yükselterek enflasyonu düşüreceğiz diyoruz, bu zihniyet IMF reçetelerini dayatarak, dışa bağımlılığı artırarak Türkiye’yi yeniden siyasi ve ekonomik boyunduruk altına sokmak istiyor. Hatırlarsanız, gelişmiş ülkeler 2008 finans krizine girdiklerinde birileri ülkemiz için de felaket senaryoları yazmaya başlamıştı. Biz bu krizin Türkiye’yi teğet geçeceğini söylediğimizde yine birileri bunu istihza ile karşılamıştı. Ama Türkiye sadece bu krizin kendisine teğet geçmesini sağlamakla kalmamış, hızlı bir büyüme sürecine girmiştir.

“SANAYİ KAPASİTEMİZİ HIZLA GELİŞTİRİRKEN DÜŞÜK FAİZ VE DENGELİ KUR İLE ÜRETİMİ VE İSTİHDAMI DAHA İLERİYE TAŞIYACAĞIZ”

Salgın döneminde de yine benzer bir tabloyla karşı karşıya kaldık. Küresel ekonominin yüzde 3,4 küçüldüğü geçen yıl biz yüzde 1,8 oranında büyüme kaydettik. Bu yıl ki büyüme oranımız çoğunluğu sanayi üretimine ve 221 milyar doları bulan ihracatımıza dayalı olarak çift haneli rakama doğru gidiyor. Önümüzde zorluklar yok mu? Elbette var. Bunların en başında gelen dünyadaki enerji ve gıda fiyatları kaynaklı fiyat yükselişleri. Bir süre sonra ben inanıyorum bu da dengeye oturacaktır. Bu belirsizliğin ortadan kalkması bizim de önümüzü daha rahat görmemize imkân sağlayacaktır.

Gelişmiş ülkelerdeki üretici fiyatları ile tüketici fiyat enflasyonları arasındaki büyük fark bu ekonomileri bir süre daha sarsmayı sürdürecektir. Bu tablo bize aynı zamanda ülkemizin üretim ve ihracat konusundaki hedeflerine ulaşması için ihtiyacımız olan zamanı da kazandıracaktır.

Sanayi kapasitemizi hızla geliştirirken düşük faiz ve dengeli kur ile üretimi ve istihdamı adım adım daha ileriye taşıyacağız. Bir müddet sonra bu süreç çalışanların ücretlerinden kamu gelirlerine kadar her alanda kazanç olarak kendini hissettirmeye başlayacaktır. Hep söylediğim gibi biz ne yaptığımızı biliyoruz, nasıl yapacağımızı biliyoruz, nereye gideceğimizi biliyoruz, ne elde edeceğimizi de biliyoruz. Milletimizden bize güvenmesini ve sabırlı olmasını istiyorum.

Türkiye’nin asırlardır defalarca teşebbüs ettiği, ancak her seferinde yarım kalan, hatta geriye giden büyük kalkınma hamlesinin önü inşallah bu defa kesilemeyecektir. Gelişmiş ülkeler arasındaki hakkımız olan yeri aldığımızda bugünleri büyük bir başarı hikâyesinin önemli safhalarından biri olarak hep birlikte hatırlayacağız. Özellikle de geçmişte Türkiye hep başkalarının reçeteleri ile sıkıntılar çözmeye çalışmıştı. Bu defa dünyadan ve kendimizden çıkardığımız dersler ışığında bilimin, aklın, gayretin ve inancın desteği ile kendi hikâyemizi yazıyoruz. Daha öncekilerden farklı olarak bu hikâyeyi güçlü bir altyapı, güçlü bir kamu düzeni, güçlü bir kamu maliyesi, güçlü bir özel sektör, güçlü bir nitelikli insan kaynağı, güçlü bir azim eşliğinde hayata geçiriyoruz. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin hızla devasa bir işsizlik krizine doğru doludizgin gittiği bir dönemde biz yatırım, istihdam, üretim ihracat ve büyüme odaklı politikalarımızla vatandaşlarımızın işlerini, aşlarını, geleceklerini güvence altına almaya çalışıyoruz.

“ÜLKEMİZİN DÜNYA PAZARLARINDAN ALDIĞI PAYI KATLAYARAK ARTIRACAĞIZ”

Ülkemizin gerektiğinde 40 milyona kadar çıkabilecek iş gücünün her birine bu imkânı sunmak istiyoruz. İstihdamdaki her artış millî gelirimize de yukarı yönlü katkıda bulunmaktadır. Cari açığımızı da, cari fazlaya döndürdüğümüzde bu artışı gerçekleştirmek için gereken kaynak zaten kendiliğinden ortaya çıkacaktır. Bunun için iş insanlarımızı, girişimcilerimizi, sanayicilerimizi, işletmecilerimizi, çiftçilerimizi çok daha güçlü şekilde destekleyeceğiz. Ülkemizin dünya pazarlarından aldığı payı katlayarak artıracağız. Türkiye geçtiğimiz 19 yılda toplamda 14 trilyon dolara yakın millî gelir üretmiş, bunun da dörtte birini yatırıma kullanmış bir ülke olarak hedeflerine ulaşabilecek güce, imkâna, kalibreye, kapasiteye sahiptir. Amacımız ülkede bir iki yıllık zahirde geçici bir istikrar değil, kalıcı üretim, kalıcı istihdam, kalıcı refah sağlamaktır. Bu süreçte ödediğimiz bedeller, elde edeceğimiz kazançlar yanında çok küçük kalacaktır.

“BUGÜNE KADAR ÜLKEMİZDE HİÇ KİMSEYİ SAHİPSİZ BIRAKMADIK”

Dar gelirliler, ücretliler, emekliler başta olmak üzere milletimizin her kesiminin üzerine binen yükleri azaltmak için gereken adımları birer birer atıyoruz. Kamu işçileri ve memurların maaşlarında yapılan artışların ardından, asgari ücret düzenlemesinde de aynı anlayışla hareket ediyoruz. Uyguladığımız sosyal devlet ve kapsamlı sosyal yardım politikalarıyla bugüne kadar ülkemizde hiç kimseyi sahipsiz bırakmadık, bundan sonra da bırakmayacağız.

Geçtiğimiz hafta küçük ve orta ölçekli işletmelerimize yönelik ilave 10 milyar liralık istihdama destek paketi ile yine 10 milyar liralık imalata dayalı ithal ikamesi destek paketinin müjdesini milletimizle paylaşmıştık. Bugün de salgın döneminde başlattığımız esnaf kredilerine, Hazine faiz desteği ile ilgili bazı bilgileri kamuoyuyla paylaşmak istiyorum.

Hazine destekli kredilere uygulanan desteği 2021’de de devam ettirerek esnafımızı yükselen faizlerin yükünden koruduk. Bu kapsamda 2021 yılında kullanılan yaklaşık 60 milyar liralık esnaf kredisinin 5,2 milyar liralık faiz yükünü Hazine üstlenmiştir. Önümüzdeki üç yıl boyunca Hazine’nin yapacağı faiz desteği ödemeleri toplamda 26 milyar lirayı bulacaktır. Böylece esnafımızın ilave yük altına girmeden işini, gücünü devam ettirmesini sağlamış olacağız. Tasarruf sahiplerinin mevduatlarını Türk Lirası cinsinden tutmalarını teşvik etmek için başlattığımız katılım hesaplarına indirimli tevkifat uygulamasını bu yılsonuna kadar uzatmıştık. Şimdi de vatandaşlarımıza ayda 1,7 milyar lira katkı sağlayan bu indirimli stopaj uygulamasını Mart ayı sonuna kadar devam ettirme kararı aldık.

“ÇİFTÇİLERİMİZİN TOHUMU TOPRAKLA BULUŞTURMASI, EKMESİ, BİÇMESİ İÇİN NE GEREKİYORSA YAPMAYI SÜRDÜRECEĞİZ”

Buradan bir müjde de çiftçilerimize vermek istiyorum. Bilindiği gibi ülkemizde bu yıl yaşanan kuraklık nedeniyle buğday, arpa, çavdar, yulaf, tritikale, nohut ve mercimek üreticilerimiz verim kaybına uğradı. Kuraklıktan zarar gören 651 bin üreticimize toplamda 2,6 milyar lira kuraklık desteği ödemesini Aralık ayının ikinci yarısında çiftçilerimizin hesaplarına yatırıyoruz. Stratejik bir sektör olarak gördüğümüz tarımı desteklemeyi, çiftçilerimizin tohumu toprakla buluşturması, ekmesi, biçmesi, üretmesi için ne gerekiyorsa yapmayı sürdüreceğiz. Yeni hasat sezonunda destekleme politikalarımızı, girdi fiyatlarında yaşanan yükselişleri dikkate alarak belirleyeceğiz. Ülkemizdeki her kesim gibi, tüm vatandaşlarımız gibi, çiftçilerimizin de mağduriyetine meydan vermeyeceğimizden kimsenin şüphesi olmasın. Önümüzdeki günlerde farklı kesimlere yönelik ilave destek programlarımızı kamuoyu ile paylaşmaya devam edeceğiz.

Diğer yandan salgınla ilgili gelişmeleri de yakından takip ediyoruz. Avrupa’da yeniden yükselişe geçen salgın, ülkemizde kontrol altındaki seyrini sürdürüyor dikkati ve tedbiri elden bırakmadan salgının hayatımız üzerindeki olumsuz etkilerini tümüyle ortadan kaldırana kadar mücadeleye devam edeceğiz. Önümüzdeki günlerde farklı kesimlere yönelik ilave destek programlarımızı kamuoyu ile paylaşmayı sürdüreceğiz.

“STOKÇULUK YAPARAK PİYASAYI ZEHİRLEYENLERE KARŞI SONUNA KADAR MÜCADELE ETMEKTE KARARLIYIZ”

Aziz milletim; büyük hedeflere doğru ilerlerken insanlarımızın günlük hayatlarında yaşadıkları sıkıntıları da görmezden gelmiyor, yok saymıyoruz. Özellikle fahiş fiyat artışları konusundaki her şikâyeti dinliyor, her sıkıntıyı ciddiyetle takip ediyoruz. Buradan tüm bakanlarımıza, tüm kurumlarımıza, tüm belediyelerimize talimat veriyorum, girdi maliyetlerindeki ve kurdaki yükselişle izah edilemeyecek fiyat artışı yapan, bilhassa da stokçuluğa yönelen hiç kimsenin gözünün yaşına bakılmayacaktır. Hem idari hem hukuki işlemlerle kendi ülkesine ve milletine karşı böyle ağır bir suç işleyen herkesin yakasına yapışılacaktır. Türkiye tarihinin en kritik ekonomik mücadelelerinden birini verirken fırsatçılık peşinde koşanları ne millet ne tarih ne de devlet affeder.

Bu konunun serbest piyasa ekonomisiyle uzaktan yakından ilgisi yoktur. Serbest piyasa ekonomisi, kuralsızlık, başıboşluk, vicdansızlık, insafsızlık ve ahlaksızlık demek değildir. Tam tersine, bu sistem piyasa kuralları içinde hareket etmeyenlere kati surette izin verilmemesini gerektirir. Dünyanın her yerinde de serbest piyasa ekonomisi bu şeklide işler, işletilir. Hükûmet olarak aşırı fiyat yükselterek ve stokçuluk yaparak piyasayı zehirleyenlere karşı sonuna kadar mücadele etmekte kararlıyız.

Bizim hiç kimsenin kazancında gözümüz yoktur. Bizim karşı çıktığımız ve mücadele ettiğimiz şey o da sömürüdür. Bu sömürü emek üzerinden yapılsa da karşıyız, mal ve hizmet üzerinden yapılsa da karşıyız, para üzerinden yapılsa da karşıyız. Vatandaşlarımız kazansın, üreticilerimiz kazansın, sanayicilerimiz kazansın, çalışanlarımız kazansın, velhasıl ülkemiz ve milletimiz hep beraber kazansın ki hedeflediğimiz refah düzeyine ulaşabilelim. Sadece kendisi daha çok kazanma hırsıyla ülkenin dengelerini bozmaya, milletin hakkına, hukukuna girmeye kalkanlara izin vermeyeceğiz.

Bu vesileyle, bankada, yastık altında, kasasında parası, özellikle de dövizi bulanan bireylere ve kurumlara da bir çağrı yapmak istiyorum, herkesi yatırım, istihdam, üretim, ihracat temelleri üzerine inşa ettiğimiz yeni ekonomik politikamızın getirdiği fırsatları değerlendirmeye davet ediyorum. Fiyat ve kur artışlarının yol açtığı dalgalanma bir süre sonra mutlaka duracaktır, ama bu dönemde yapılan yatırımların sağlayacağı helal ve istikrarlı getiri inşallah nesiller boyu devam edecektir.

“BÜYÜK VE GÜÇLÜ TÜRKİYE’Yİ İNŞA EDEREK TARİHİMİZDE YENİ VE ŞANLI BİR SAYFA AÇMANIN EŞİĞİNDEYİZ”

Dünyanın bir kısmında asırlardır süren orantısız kazanç ve bununla sağlanan yüksek refah devrinin sonuna yaklaşıyoruz. Salgınla birlikte yeniden yapılanan küresel ekonomik sistemde yıldızı parlayan ülkelerin en başında Türkiye var. Bunun için ülkemizin potansiyelini tam manasıyla harekete geçirebilmemiz gerekiyor. Yatırıma ve üretime harcanan her kuruşun, büyük ve güçlü Türkiye’nin geleceğinin inşasına konmuş bir tuğla olduğu unutulmamalıdır. Kendimiz ve evlatlarımız için vaktimizi, enerjimizi ve imkânlarımızı asıl teksif etmemiz gereken yer burasıdır. Sanayicilerimizin, ihracatçılarımızın, üreticilerimizin bu konudaki gayretini yakından takip ediyorum. Döviz, altın ve Türk Lirası cinsinden tasarrufu bulunanların da bu büyük atılıma katılmaları hâlinde ülkemiz çok da kısa sürede dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girebilecek seviyeye ulaşacaktır.

Ülkemizdeki döviz sorununun kurun seviyesiyle değil istikrarıyla ilgili olduğunu biliyoruz ve bunu sağlayacak adımları da atıyoruz. Aynı şekilde ülkemizdeki fiyat artışı sorununun arzdaki bozulmadan değil girdi fiyatlarındaki belirsizlik ile aç gözlülükten kaynaklandığını da biliyor ve bunun da tedbirlerini alıyoruz.

Milletimizin her bir ferdinden bu tarihi mücadelede bize destek vermesini bekliyoruz. Konjonktürel dalgalanmaların, günübirlik çıkarların, nefsi arzuların tahrik ettiği haksız kazanç hırsının ihtirasına kapılarak önümüzdeki bu büyük fırsatı kaçırırsak yarın evlatlarımızın yüzüne bakamayız.

Bin yıl önce bu toprakları bize vatan yapan ecdat gözünü kırpmadan canını feda etmişti. Asırlar boyunca üç kıta, yedi iklime hükmeden ecdat, insanı yaşat ki devlet yaşasın hassasiyetiyle mücadelesini vermişti. Cumhuriyetimizin kurarken sadece topraklarımızı değil, siyasi ve ekonomik istiklalimizi de boyunduruktan kurtarmak için yola çıkmıştık. İşte bugün bu bin yıllık yürüyüşün yeni ve çok önemli bir safhasındayız, büyük ve güçlü Türkiye’yi inşa ederek tarihimizde yeni ve şanlı bir sayfa açmanın eşiğindeyiz. İnşallah bu onurlu başarının altına hep birlikte imza atacağız. Şairin dediği gibi: Kazanmak istersen sen de bu zaferi/Gürleyen sesinle doldur gökleri/Zafer dedikleri kahraman peri/Susan kaçar da coşana gider. Rabbim yar ve yardımcımız olsun. Bu duygularla bir kez daha hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum, kalın sağlıcakla.”

DÜNYA

“Devlet anlayışımızın öznesi insandır”

GENÇ GAZETECİLER ANKARA

Genç Gazeteciler

Haber Burada

Tarih

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İdareciler Günü Programı’nda yaptığı konuşmada, “Bizim devlet tasavvurumuz hiçbir zaman maddeye dayalı bir anlayış üzerine inşa edilmedi. Tam aksine mana ve muhtevaya önem veren adalet ve vicdan üzerine bina edilen bir değerler silsilesinin tezahürü oldu. Merhum Aliya İzzetbegoviç, ‘İnsan şahsiyetini alçaltan, onu eşya ile bir tutan her şey gayri insanidir’ diyor. Bizim de devlet anlayışımızın öznesi insandır, insanlık onurudur” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen İdareciler Günü Programı’na katılarak bir konuşma yaptı.

Fedakârca görev yapan mülki idare amirlerinin 10 Ocak İdareciler Günü’nü tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, valilere, vali yardımcılarına ve kaymakamlara bugüne kadarki hizmetleri için teşekkür etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, görevi başında şehit olan veya vefat eden mülki idare amirlerine rahmet diledi.

Devletin, ortak hedefler etrafında kenetlenen milletlerin akıl ve iradesinin tecessüm ettiği bir teşkilat olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk devlet geleneğinin; binlerce yıllık bir aklın, birikimin, tecrübenin ürünü olduğunu belirtti.

“DEVLET TASAVVURUMUZ HİÇBİR ZAMAN MADDEYE DAYALI BİR ANLAYIŞ ÜZERİNE İNŞA EDİLMEDİ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim devlet tasavvurumuz hiçbir zaman maddeye dayalı bir anlayış üzerine inşa edilmedi. Tam aksine mana ve muhtevaya önem veren, adalet ve vicdan üzerine bina edilen bir değerler silsilesinin tezahürü oldu” dedi.

Merhum Aliya İzzetbegoviç’in, “İnsan şahsiyetini alçaltan, onu eşya ile bir tutan her şey gayri insanidir” sözlerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim de devlet anlayışımızın öznesi insandır, insanlık onurudur. İşte bu yüzden insanlık ittifakı diyoruz. Bu yüzden mazlumların derdine derman olmaya çalışıyoruz. Bu yüzden ‘Türkiye, umudun adıdır.’ diyoruz. Mülki idaremiz işte bu geleneğin bir devamıdır. Orhun Yazıtları’nda geçen şu söz bu tasavvurumuzun güçlü bir yansımasıdır. ‘Üstte mavi gök çökmedikçe, altta yağız yer delinmedikçe Türk milleti ilini ve töresini koruyacaktır.’ Bu inançla yoğrulan Türk mülki idaresi halkın huzurunu, refahını ve güvenliğini tesis eden köklü bir müessesedir” diye konuştu.

Vilayetlerde Reis-i Cumhuru temsil eden valilik makamının ise devletin milletle bütünleştiği yegâne nokta olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, devletin dininin adalet olduğunu kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Tarih boyunca adaleti esas alan bir devlet anlayışının bugünkü müntesipleri olarak şunu hiçbir zaman unutmayınız. Valilik milletin derdine derman olma makamıdır. Valilik devletin halka uzanan elidir. Vicdan ve merhamet mevkiidir. Bu düstur valilik makamının nüvesidir. Burada şunu da özellikle vurgulamak isterim. Sizler halkımızın gönlünde yer bulan onların talep ve ihtiyaçlarını merkeze taşıyan köprüler konumundasınız. Daima ulaşılabilir, çözüm odaklı ve samimi bir yaklaşım sergilemek valilik makamının temel ilkelerindendir. Unutmayınız ki milletin hayır duası devletin en güçlü hazinesidir. Allah korusun, milletin bedduasını alan ise ne bu dünyada ne de ahirette iflah olur. Bir diğer husus şudur, sadece günlük hesaplar peşinde koşmak bize yakışmaz. Devletimizin kurucu kodlarında buna hoş bakılmaz.”

Devlet geleneğinin geleceği inşa eden bir anlayış üzerine kurulu olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Yüzyılı vizyonunun da işte bu geleneğin bir tezahürü olduğunu belirtti.

Binlerce yıllık kadim devlet anlayışının tıpkı askeriye gibi idarecilik ve teşkilatlanma alanında da dünyaya örnek olacak bir birikiminin taşıyıcısı olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin hem merkezi yönetim anlayışı hem de mahallî idare teşkilatı bakımından önemli bir müktesebatın ve tecrübenin sahibi olduğunu söyledi.

“KÖKENİNE, MEZHEBİNE BAKMADAN VATANDAŞIMIZA EŞİT MUAMELE ETMENİZ ŞÜPHESİZ VAZGEÇİLMEZ YAŞAM TARZIMIZ OLMALI”

Adil, müessir, müşfik, emin ve istikrarlı bir idare kabiliyetinin Türk milletinin adeta doğuştan gelen özelliği olduğunu ve tarihin bu gerçeğin sayısız örnekleriyle dolu olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “İdare kabiliyetimiz teşkilatlanma boyutuyla sınırlı kalmamış, milletimize ve şehirlerimize de önemli değerler kazandırmıştır. Türkistanlı büyük mütefekkir Farabi, Medinetü’l Fazıla isimli eserinde şöyle diyor, ‘En üstün iyilik ve en büyük mükemmelliğe ilişkin ancak şehirde ulaşılabilir, şehirden daha eksik olan bir toplulukta ulaşılamaz.’ Eğer doğudan batıya, kuzeyden güneye, ülkemizin tamamında iyiliği, refahı, kalkınmayı, kardeşliği ve adaleti hâkim kılmak istiyorsak, işe önce şehirlerimizden başlamamız gerekiyor. Üstelik bu denli zengin bir medeniyete güçlü tarihi ve beşeri bağlarımızın olduğu bu kadar geniş bir gönül coğrafyasına sahip bir ülke olarak bu bizler için ihtiyaçtan öte bir zorunluluktur.”

Mülki idare amirlerine çok önemli görevler düştüğünün altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, valilerden öncelikli beklentilerinin devletin kendilerine olan emaneti, imkân ve kaynaklarını şehirlerin faydasına olacak biçimde kullanmaları olduğunu kaydetti.

“MİLLETE KARŞI EFENDİLİK TASLAMANIN MEŞRU SAYILDIĞI GÜNLER ARTIK GERİDE KALMIŞTIR”

Valilerden görev, yetki ve sorumluluk alanlarında bulunan işleri hızlı, etkin ve verimli bir şekilde ifa etmelerini beklediklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yetim, öksüz ve kimsesizler başta olmak üzere devletin şefkatine ihtiyaç duyan tüm kesimlerin yanında olmanızı istiyoruz. Daha önce de farklı vesilelerle dile getirdim. Mülki idare amirliği sabah 8, akşam 6 arasında yapılacak bir görev değildir. Sizin vatandaşla hemhâl, hemdert ve hem dem olmanız da beklenir. Her birinizden makam odalarınıza sıkışıp kalmamanızı, gönlünüzü de kapılarınızı da telefonlarınızı da vatandaşlarımıza açık tutmanızı özellikle rica ediyorum. Hizmet ettiğiniz şehirlerde hak ve hukuku gözetmeniz, inancına, hayat tarzına, kökenine, mezhebine bakmadan vatandaşımıza eşit muamele etmeniz şüphesiz vazgeçilmez yaşam tarzımız olmalıdır.

Ne tek parti faşist zihniyetinin ne de hafızalarımızda derin yaralar açan 28 Şubat dönemi uygulamalarının günümüz Türkiye’sinde yeri yoktur. Baskının, ayrımcılığın, millete karşı efendilik taslamanın meşru sayıldığı günler artık geride kalmıştır. Allah’ın izniyle biz bu makamlarda bulunduğumuz müddetçe kimse o kötü günleri geri getiremeyecektir. Kerim devlet anlayışımızı hakkıyla tatbik eden personeline ve vatandaşlarımıza tepeden bakmayan, ilçe, köy ve mahalleleriyle şehrinin tamamını kucaklayan valiler, bizim görmek istediğimiz idarecilerdir.”

Bir anekdota dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Hazreti Ali Efendimiz Mısır’a atadığı Vali Eşter en-Neha-i’ye yazdığı mektupta bakınız hangi nasihatlerde bulunuyor. ‘Bil ki ey malik, sen daha önceki yöneticilerin durumlarına baktığın gibi insanlar da senin durumuna bakacaktır. Halka karşı merhametli olmayı, sevgi ve iyilikte bulunmayı kendine şiar edin. Kesinlikle onların malını ganimet bilen yırtıcı bir canavar olma. O insanlar iki sınıftır. Birincisi dinde kardeşin, ikincisi ise yaratılışta senin eşindir. İnsanlara, yakınlarına, ailene ve insanlar arasında özel sevgi beslediğin kimselere karşı adaletli davran. Böyle yapmadığın takdirde zulmetmiş olursun. Allah’ın nimetini tahrif eden şeyler içinde zulümden daha güçlüsü yoktur. Kuşkusuz Allah, mazlumların ahını duyandır, zalimleri de gözleyendir. Sana en sevimli gelen şeyler şunlar olsun; Hak hususunda orta yolu tutmak, adaleti herkese yaymak ve halkın rızasını kazanmak. Şüphesiz ki çoğunluğun öfkesi azınlığın rızasıyla azınlığın öfkesi de çoğunluğun rızasıyla kaybolup gider.’ Kıymetli valilerimiz, çağları aşan hikmet dolu bu sözler, bizim pusulamız olduğu gibi işlerinizde size de rehberlik etmelidir. Bizim ve milletimizin idealindeki mülki idare amiri işte bu hasletlerle mücehhez yöneticilerdir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, eğitim ve gençlik projelerini hayata geçirerek, sosyal yardım faaliyetlerini aksatmayarak, teknolojiyi ve iletişim araçlarını etkin bir şekilde kullanarak şehirlere yeni ufuklar, yeni alanlar açmanın mülki idare amirlerinin görevi olduğunu hatırlattı.

Türkiye’nin deprem başta olmak üzere doğal afet riskiyle yaşayan bir ülke olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, en son 6 Şubat’ta asrın en büyük tabii afetlerinden biriyle yara alındığını, kriz ve afet yönetiminin ne kadar mühim olduğunu net biçimde gördüklerini söyledi.

Bir daha benzer durumlarla karşılaşmamak için hükümet olarak gereken her türlü tedbiri aldıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sürecin aynı zamanda hızlı karar alabilen, çok boyutlu düşünebilen, elini taşın altına koyabilen idarecilerin değerini de gösterdiğini dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir adım atmadan önce merkezden talimat bekleyen, gönüllere, hanelere, kalplere giremeyen kimi yöneticiler maalesef devletimizin çabalarına da gölge düşürdü. Bu hakikati İbn-i Firuz, beş asır evvel şu cümlelerle dile getirmiştir, ‘Gerçekte işe yaramaz kötü memurların yaptıkları zarar, vücutta insana yaramayan gıdaya benzer. İnsan bu gıdadan azar azar yer ve midesinde zararlı bir karışım meydana gelir. Zamanla artan bu madde sinirlere, damarlara da tesir ederek insanı hasta eder. Kuvvetten düşen kişi doktora gitmeye mecbur kalır fakat doktor da buna çare bulamaz ve kişi bir türlü rahat yüzü göremez. Belki uzun süren bir ilaç ve tedavi sürecinden sonra kişi iyileşebilir.’ Buradan anlaşılmalıdır ki görevini doğru yapmayan memurların halka bir günde verdikleri zararı adaletli bir sultanın belki de uzun süren adaletli yönetimi bile gideremez. Sizin sorumluluğunuz işte bu derece önemli, kritik ve hassastır. Dolayısıyla illerimizde şahsımı temsilen görev yapan siz valilerimize çok hayati vazifeler düştüğünü bugün bir kez daha hatırlatmak istiyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, valilerden rehberlik, teftiş ve denetim faaliyetlerinin yerine getirilmesine dair genelgenin gereklerini yakından takip ve koordine etmesini de beklediğini söyledi.

Bölgede çok önemli gelişmelerin yaşandığı bir süreçten geçildiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin 910 kilometrelik sınırı olduğu Suriye’de meydana gelen hadiselerin ülkeyi her açıdan ilgilendirdiğini vurguladı.

Suriye’de 61 yıllık Baas diktatörlüğünün çökmesinin ve 13 yıl süren katliamın sona ermesiyle artık yeni bir döneme girildiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Sednaya Hapishanesi’nden yansıyan vahşet görüntüleri, Suriye’de yıllardır nasıl insanlık dışı bir zihniyetin hüküm sürdüğünü göstermiştir. Azgın ve zorba bir azınlığın mazlum çoğunluğa karşı uyguladığı baskının, kanlı ve çirkin yüzü ortaya çıkmıştır. Gün geçmiyor ki ülkenin bir şehrinden toplu mezar çıkmasın. Gün geçmiyor ki Baas rejiminin barbarlığına dair bir delil bulunmasın. Hemen her gün insanlık adına, insani değerler adına gerçekten utanç ve dehşet verici haberlerle karşılaşıyoruz. İnsani kayıpları bir tarafa bırakıyor sadece 13 yıllık katliam politikasının bu ülkeye verdiği zarar 500 milyar doları aşıyor. Suriye’yi ziyaret eden ekiplerimiz de sahadaki tablonun tahmin edilenden çok daha kötü olduğunu ifade ediyor.”

Suriye’nin yeniden inşası için fiziki altyapının, ekonomik ve sosyal düzenin kapsamlı bir şekilde ıslah edilmesi gerektiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomik kalkınma projeleri, sağlık ve eğitim altyapısının oluşturulması, tarım ve sanayinin canlandırılması gibi uzun vadeli stratejilerin bu sürecin olmazsa olmazları olduğunu söyledi.

“İNSANİ POLİTİKAMIZA ZARAR VERECEK YAKLAŞIMLAR İÇİNDE OLMAYACAĞIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye’nin kendini toparlayabilmesi için Arap ve İslam âleminin destekleri yanında belli bir zamana da ihtiyaç duyduğunun dile getirerek, “Uluslararası toplumun bu sürece daha fazla katkı sağlaması mühimdir. Türkiye olarak, biz de tüm planlarımızı bu gerçekler ekseninde yapıyoruz. Ana muhalefet partisi genel başkanının, ‘Esed gitti, sığınmacılar da gitsin’ ifadesi vicdansızlıktan öte bir kara cehalet örneğidir. Biraz dış politika, biraz ekonomi, biraz savaş tarihi okuyan bir kişi açık söylüyorum, böyle bir cümle kurmaktan utanır, hicap duyar” ifadelerini kullandı.

Savaşın ve zulmün pençesinden kaçan Suriyeli mazlumlara 13 yıl boyunca kol kanat gerdiklerinin, şefkat ve merhametle kucak açtıklarının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ana muhalefetin, onları geldikleri yere kovmanın hep gayreti içerisinde olduğunu belirterek, “Biz ensarız, onlar muhacirdir’ dedik. Dolayısıyla ‘Bizim medeniyetimizde ensar olarak muhacirleri kovmak asla yer etmez’ dedik” ifadelerini kullandı.

Milletin asil karakterine uygun şekilde büyük bir alicenaplık göstererek, ensar şuuruyla Suriyeli muhacirlere destek olduğunu, insanlık tarihine altın harflerle geçen bir dayanışma seferberliğine hep birlikte imza attıklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Hatta bu uğurda şahsım, siyasi bedel ödemeyi dahi göze aldım. 14-28 Mayıs seçimleri döneminde karşımızdaki adayın ırkçı siyasetini hepimiz çok iyi hatırlıyoruz. Tüm bunlara rağmen bize canlarını, namuslarını ve onurlarını emanet eden mazlumlara sırtımızı dönmedik. Kimsesizlerin kimsesi olan bu necip millete, ‘Boraltan Köprüsü faciası utancını bir kez daha yaşatmayacağız’ dedik ve hamdolsun yaşatmadık. Suriyeli kardeşlerimize 13 yıl boyunca nasıl samimi ev sahipliği yaptıysak bundan sonraki süreçte de aynı hassasiyetle hareket edeceğiz. Gönüllü, güvenli ve düzenli geri dönüşleri yine bize yakışan, tarihimize, inancımıza ve kültürümüze yakışan bir anlayışla yöneteceğiz.

“SURİYELİLERİN EVLERİNE HUZURLA DÖNEBİLMELERİ BİZİM İÇİN İNSANİ BİR GÖREV”

Muhalefet veya ırkçı çevreler ne derse desin, ekonomimize, ticaretimize, üretimimize ve 13 yıllık insani politikamıza zarar verecek yaklaşımlar içinde olmayacağız. Bir defa şunun bilinmesini isterim, Türkiye’nin en kritik seçimlerinde, siyasi geleceğimizi riske atma pahasına sergilediğimiz duruşa kimsenin leke bulaştırmasına müsaade etmeyiz. Sahadaki aksaklıklar, kasıtlar ve hatalar sebebiyle böyle bir durumun yaşanmasına da asla müsamahayla bakmayız. Bu meseleye dair yaklaşımımız açık söylüyorum, sıfır toleranstır. Her insan kendi vatanında kök salar ve elbette orada yaşamak ister.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriyelilerin evlerine huzurla dönebilmelerinin kendileri için hem insani bir görev hem de bölgesel istikrar açısından stratejik bir öncelik olduğunu söyledi.

Gönüllü olarak yurtlarına dönmek isteyen Suriyelilere her türlü kolaylığı sağladıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, kimseyi zorla göndermek gibi bir yanlışa da düşmeyeceklerinin altını çizdi.

Türkiye’ye katkı yapmak isteyen, ekonomik, sosyal ve kültürel olarak zenginlik katan Suriyelilerin elinden tutmaya devam edeceklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu süreçte attıkları her adımın hem Suriyelilerin haklarını hem de milletin çıkarlarını koruma hedefine mahsus olduğunu vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye’de artık yeni bir yönetimin olduğuna, Suriye’nin geleceğinin bu yönetimin ortaya koyacağı kurucu irade etrafında şekilleneceğine işaret etti.

Suriye ile ilişkilerin karşılıklı saygı ilkesi çerçevesinde sürdürüleceğini, Suriye’nin toprak bütünlüğü ve siyasi birliğinin sağlanmasında komşuluk hukuku bir gereği olarak üzerlerine düşen tüm sorumlulukları yerine getireceklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, devletin ilgili kurumlarıyla işbirliği içinde bu yeni sürecin başarıyla yönetilmesinde mülki idare amirlerine önemli vazifeler düştüğünü söyledi.

Özellikle sınır bölgelerindeki valilerden çok dikkatli olmalarını, süreci sahiplenmelerini ve adımlarını buna göre atmalarını beklediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Gerek bizleri bu makamlara getiren milletimize hizmet, gerekse bu sürecin incelikle yürütülmesi noktasında hiçbir aksaklığın hiçbir nahoş durumun yaşanmaması için her birinizin özenli davranacağınıza inanıyorum. Ülkemizde ve bölgemizde terörün hiçbir çeşidine yer olmadığını her fırsatta vurguluyoruz. Bir süredir uyguladığımız ‘terörü kaynağında bertaraf etme’ stratejimizin meyvelerini içeride ve dışarıda toplamaya başladık. Şimdi bunu yeni araçlar ve yeni yöntemlerle devam ettiriyoruz. Amacımız ülkemizin sırtına vurulan 40 yıllık o kamburunu ilanihaye ortadan kaldırmaktır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Suriye devrimi ile birlikte hem ülkemizin hem de bölgemizin önünde tarihi bir fırsat penceresi açılmıştır. Devletimizin uhdesinde bulunan her türlü vasıtayı her türlü imkânı kullanarak terörsüz Türkiye idealimizi inşallah gerçekleştireceğiz. Türkiye Yüzyılını kardeşliği kalkınmanın huzurun yüzyılı yapıncaya kadar sizlerle birlikte canla başla çalışacağız” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Vali Galip Demirel Sosyal Hizmet Ödülü’nü Ankara Vali Yardımcısı Elif Nur Bozkurt Tandoğan’a, Celalettin Tüfekçi Meslek Ödülü’nü Diyarbakır Eğil Kaymakamı Volkan Hülür’e, Şehit Kaymakam Muhammet Fatih Safitürk Üstün Hizmet Ödülü’nü Hatay Vali Yardımcısı Cafer Ekinci’ye, Şehit Kaymakam Ersin Ateş Üstün Hizmet Ödülü’nü Kilis Vali Yardımcısı Hamza Özbilgi’ye, Vali Dr. Mehmet Vecdi Gönül Güvenlik Hizmet Ödülü’nü İstanbul Esenyurt Kaymakamı Fatih Çobanoğlu’na takdim etti.

GENÇ GAZETECİLER ANKARA

OKUMAYA DEVAM ET

DÜNYA

Cumhurbaşkanı Erdoğan, IKBY Başbakanı Barzani’yi kabul etti

GENÇ GAZETECİLER ANKARA

Genç Gazeteciler

Haber Burada

Tarih

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başbakanı Mesrur Barzani’yi Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde kabul etti.

Kabulde, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da hazır bulundu.

GENÇ GAZETECİLER ANKARA

OKUMAYA DEVAM ET

DÜNYA

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Enflasyonda düşüş trendi 2025 senesinde daha da hızlanacak”

GENÇ GAZETECİLER ANKARA

Genç Gazeteciler

Haber Burada

Tarih

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamada, “TÜİK tarafından açıklanan son enflasyon verileri, enflasyonla mücadelede doğru yolda olduğumuzu tekrar teyit etmiştir. Enflasyonda düşüş trendi, inşallah, 2025 senesinde daha da hızlanacak. Bununla ilgili çok kapsamlı bir yol haritası oluşturduk” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından basın açıklaması yaptı.

Toplantıda ele alınan konulara ilişkin açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Bölgesel gelişmeler bağlamında sancılı ve sarsıntılı bir yılı geride bıraktık. Yeni beklentiler ve büyük umutlarla 2025 yılına ‘merhaba’ dedik. Yeni miladi yılın ülkemizdeki, bölgemizdeki ve dünyadaki tüm insanlar için hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyorum.

“İLK GÜNDEN BERİ FİLİSTİN’DE KANIN VE KATLİAMIN DURMASI İÇİN TÜM YOLLARI DENİYORUZ”

Özellikle, tam 15 aydır tüm dünyanın gözleri önünde son asrın en barbar soykırımlarından birini yaşayan Gazzeli kardeşlerimiz için 2025 senesinin ateşkese, barışa, huzura ve feraha vesile olmasını diliyorum.

Türkiye olarak, ilk günden beri Filistin’de kanın ve katliamın durması için tüm yolları deniyoruz. Gazze halkının çektiği sıkıntıları hafifletebilmek adına Kızılay’ı, AFAD’ı, sivil toplumu ve hayırseverleriyle tam bir seferberlik ruhuyla çalışıyoruz. Uluslararası toplumun İsrail hükûmeti üzerindeki baskıyı arttırması için de diplomatik temaslarımızı yoğunlaştırdık.

Gazze’de barış umutlarını tekrar yeşertecek bir kapının aralanması için ne gerekiyorsa yapıyoruz. Netice alıncaya kadar da buna devam edeceğiz. 1 Ocak sabahı ‘Bir Güneş Doğuyor’ sloganıyla bir araya gelen Türkiye’nin ve Türk milletinin Filistinli kardeşleriyle dayanışmasını ortaya koyan tüm vatandaşlarıma buradan hassaten teşekkür ediyorum.

“BAŞKENTİ DOĞU KUDÜS OLAN BAĞIMSIZ FİLİSTİN DEVLETİ MUTLAKA KURULACAKTIR”

Yaklaşık yarım milyon kardeşimiz Gazze’nin kimsesiz ve sahipsiz olmadığını İstanbul’dan tüm dünyaya bir kez daha haykırmış, şahsımızın ve milletimizin hissiyatına tercüman olmuşlardır. Tabii burada şunu da büyük bir taaccüple ifade etmek durumundayım. Ülkemiz ve milletimiz adına iftihar verici bu sivil toplum buluşmasından, bakıyorsunuz, birileri hemen rahatsız oluyor.

Galata Köprüsü’nde vücut bulan insanlık ittifakına tepki gösterenler, açık söyleyeyim, insanlıktan nasibini almamış vicdan fukaralarıdır. Çünkü kalbinde zerre miskal merhamet olan hiç kimse insanlık vicdanının ayağa kalktığı böyle bir gaddarlık karşısında tepkisiz kalamaz. Türkiye’nin mazlumlarla dayanışma içinde olması ancak zulüm ile abad olmaya çalışan zalimleri endişelendirir, tedirgin eder, rahatsız eder.

Biz şu ilahi müjdeye tüm kalbimizle inanıyor ve iman ediyoruz; Allah, sabredenlerle beraberdir. 61 yıllık Baas zulmünün ve 13 yıllık katliamların ardından Suriye’de nasıl inanç, iman ve sabır kazanmışsa inşallah, Filistin’de de hak yerini bulacak, adalet güneşi zulmün karanlığını delip geçecektir. 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen, toprak bütünlüğüne sahip Filistin devleti mutlaka kurulacaktır. Rabbim, içinde bulunduğumuz mübarek günler hürmetine mazlum Filistin halkının yar ve yardımcısı olsun diyorum.

1 Ocak tarihi itibarıyla müşerref olduğumuz mübarek üç ayların milletimizin yanı sıra İslam âlemi ve tüm insanlık için hayırlar getirmesini, dünyanın dört bir yanında eziyet çeken müstazafların acılarının dinmesinin başlangıcı olmasını Rabbim’den niyaz ediyorum.

“ÜLKEYE VE MİLLETE UZUN VADELİ FAYDA SAĞLAYACAK KALICI KAZANIMLARA ODAKLANDIK”

İktidar sorumluluğunu üstlendiğimiz 2002 yılından beri bizim siyasetteki gayemiz hep insanımıza hizmet oldu. Eser ve hizmet siyaseti diyerek kavramsallaştırdığımız bu ilkemizden hiçbir zaman ödün vermedik. Sabun köpüğü misali gelip geçici başarılara değil, ülkeye ve millete uzun vadeli fayda sağlayacak kalıcı kazanımlara odaklandık.

Siyasette de, hükûmette de, devlet idaresinde de insan ve hizmet odaklı bir yönetim anlayışına sahibiz. 2024 yılını başta dış ticaret olmak üzere birçok alanda rekorlarla, büyük başarılar ve sevinçlerle kapattık. Bölgemizde ve dünyada nükseden tüm krizlere ve olumsuzluklara rağmen 2024 yılı mal ihracatımız 2023 yılına göre yüzde 2,5 oranında artışla 262 milyar dolara çıktı.

“2025 YILINDA MAL VE HİZMET İHRACATI HEDEFİMİZİ 390 MİLYAR DOLAR OLARAK BELİRLEDİK”

Bir diğer önemli veri olan ihracatın ithalatı karşılama oranı ise 5,5 puan artarak yüzde 76,1’e ulaştı. 2002 yılında bu oran yalnızca yüzde 50 seviyesindeydi. Bir başka çarpıcı oran şudur. Yüksek teknolojili ürünlerin ihracatı 92,4 milyar dolara yükselmiştir. Hizmet ihracatında 110 milyar dolarlık hedefimizi zaten yakalamıştık. Şimdi bununla yetinmiyoruz. Gelecek sene için çıtayı biraz daha yukarı çekiyoruz. 2025 yılında mal ve hizmet ihracatı hedefimizi 390 milyar dolar olarak belirledik. İnşallah bunun da üzerinde bir ihracat rakamıyla yılı kapatacağız. İhracatçılarımızla el ele, omuz omuza vereceğiz ve Türk ürünlerinin tanınmadığı, satılmadığı, girmediği hiçbir ülke bırakmayacağız.

Ülkemize her sene yeni rekorlar yaşatan tüm ihracatçılarımızı bugün bir kez daha tebrik ediyor, kendilerinden daha fazla çaba beklediğimi burada da vurgulamak istiyorum.

“ENFLASYON VE İSTİHDAMDA ÇOK İYİ BİR NOKTADAYIZ”

İhracat tarafında bu başarı hikâyelerini yazarken enflasyon ve istihdamda da hamdolsun çok iyi bir noktadayız. TÜİK tarafından açıklanan son enflasyon verileri, enflasyonla mücadelede doğru yolda olduğumuzu tekrar teyit etmiştir. Uyguladığımız politikalar sayesinde enflasyon aralıkta aylık bazda yüzde 1,03 olurken, yıllık bazda yüzde 44,38’e gerilemiştir.

Senelik enflasyon 2023 sonuna kıyasla 20 puan, 2024 Mayıs ayındaki zirve seviyesine göre 31 puan düşmüştür. Enflasyonda düşüş trendi, inşallah, 2025 senesinde daha da hızlanacak. Bununla ilgili çok kapsamlı bir yol haritası oluşturduk. Buna göre para politikasının enflasyona gecikmeli etkisi zamanla daha net görülecek. İkincisi, maliye politikası kanalı enflasyonla mücadeleye çok güçlü destek verecek.

Üçüncüsü, bütçe imkânları el verdikçe yönetilen ve yönlendirilen fiyatları enflasyon hedefiyle uyumlu olarak belirleyeceğiz. En son akaryakıt ÖTV’sinde bunu yaptık.

“BELLİ BAŞLI ALANLARDA FIRSATÇILIĞIN OLDUĞUNU MÜŞAHEDE EDİYORUZ”

Dördüncüsü, dezenflasyonu sadece talep yönlü politikalarla değil, gıda, konut ve enerji gibi birçok alanda arz yönlü tedbirlerle de destekleyeceğiz. Hayat pahalılığıyla ilgili milletimizin şikâyet konularının en başında, konut fiyatları ve kiralar geliyor. Bunda özellikle 6 Şubat depremleriyle beraber ortaya çıkan ilave konut talebinin şüphesiz etkisi var. Ancak belli başlı alanlarda sadece dönemsel etkilerle açıklanamayacak bir fırsatçılığın ve aşırı kâr hırsının olduğunu da müşahede ediyoruz.

2024 yılı içinde döviz kuru gibi mazeret olarak öne sürülen unsurlar stabil kaldığı hâlde bazı sektörlerde fahiş fiyatlamalar maalesef devam etti. Şöyle bir tabloya şahit oluyorsunuz. Enerji, yakıt, döviz kuru, işçilik maliyetlerinde oluşan farkla satılan ürünün veya sunulan hizmetin fiyatı arasındaki bağ kopma noktasına gelmiş.

İşçilik maliyetinde yaşanan artışla ürüne yansıyan fiyat farkı arasında da aynı şekilde kimi zaman uçurum oluşuyor. Mesela asgari ücretteki artış sebebiyle maliyet belki 2-3 birim artarken bu artış bahane edilerek fiyatlara 5 birim, 10 birim zam yapılabiliyor.

Bu fiyatlama davranışının ekonomik sebeplerden ziyade açgözlülükten, tamahkârlıktan ve vicdansızlıktan kaynaklandığı aşikârdır. Tabii ki işini düzgün yapan, helalinden kazanan, dürüst, ahlaklı, vicdanlı işletmelerimiz çoğunluktadır ve bunlar sözlerimizin muhatabı değildir. Biz de zaten bu kardeşlerimizi tenkit değil, ancak takdir ve taltif ederiz.

Partimizin Bursa İl Kongresi’nde yaptığımız çağrının gerisinde işte bu gerçekler vardır. Fırsatçılıkla mücadelede devlet elbette gerekeni yapmakla mükelleftir. Geçen yıl gerçekleştirilen denetimlerde tüketicileri mağdur eden, fahiş fiyat uygulayan ve piyasayı bozan 224 bin firmaya yaklaşık 5 milyar liralık idari para cezası kesilmiştir.

“VATANDAŞLARIMIZIN SAĞLIKLI VE GÜVENİLİR GIDAYA ERİŞİMİ İÇİN DE YOĞUN ÇABA HARCIYORUZ”

Sadece otomotiv, stokçuluk, emlak, bunun yanında kuyumculuk ve fahiş fiyat denetimlerinde bin 555 gerçek ve tüzel kişiye toplam 366 milyon liralık ceza uygulanmıştır. Bir diğer önemli konu olan vatandaşlarımızın sağlıklı ve güvenilir gıdaya erişimi için de yoğun çaba harcıyoruz. Bu kapsamda 2024 yılında 1,3 milyon denetim yaptık, 1,4 milyar lira para cezası tatbik ettik. 610 dosyayla ilgili savcılığa suç duyurusunda bulunduk.

Milletin lokmasına göz dikenlere, sattığı ürüne hile-hurda karıştıranlara, etiket oyunlarıyla milletin cebine el atanlara asla tolerans göstermiyoruz. 2025 senesinde bu denetimlerimiz daha da artacak. Ne şirketlerimize haksızlık edeceğiz ne de gözünü para hırsı bürümüş fırsatçıların vatandaşın hakkına girmesine eyvallah diyeceğiz.

“85 MİLYONUN HAKKINI, HUKUKUNU, ÇIKARINI EN ÜST DÜZEYDE KORUYACAĞIZ”

Serbest piyasa ilkeleri çerçevesinde 85 milyonun tamamının hakkını, hukukunu, çıkarını en üst düzeyde koruyacağız. Şunun bir defa çok iyi anlaşılması lazım. Serbest piyasa kuralsızlık demek değildir. Serbest piyasa başıbozukluk demek asla değildir. Denetimlerimizin amacı serbest piyasaya müdahale değil, işleyişin daha sağlıklı bir zeminde yürütülmesini temin etmektir. Burada şu hususu da söylemek mecburiyetindeyim. Hayat pahalılığıyla mücadeleye vatandaşlarımızın da destek olması, katkı sunması sürecin başarısı açısından çok önemlidir. Bunun yolu da Bursa İl Kongre’mizde belirttiğim üzere fahiş fiyat uygulayanları boykot etmekten geçiyor. Bakınız pahalı ürün satanları dize getirecek en etkili yöntemlerden birisi, muhalefet rahatsız olsa da, hiç şüphesiz boykottur.

Vatandaş olarak fırsatçılık yapanlara karşı en büyük kozumuz satın almama özgürlüğünüzü kullanmaktır. Bilinçli tüketici vasfımızı geliştirerek kaliteyi normal fiyatına çekmeyi başarabiliriz. Dünyaya baktığımızda geniş bir yelpazede bunun çok sayıda örneğiyle karşılaşıyoruz. Bu konuda devlet, millet ele ele vererek çok daha etkin sonuçlar alabiliriz. Nitekim uyguladığımız politikalar neticesinde enflasyonla mücadelede son 1,5 senede hakikaten önemli mesafe katettik. Enflasyon düştükçe işçimiz, memurumuz, emeklimiz, çiftçimiz, esnafımız dâhil 85 milyonun tamamının alım gücü de artacaktır. 2025 yılında hedefimiz bu meseleyi büyük ölçüde çözüme kavuşturmaktır.

“2025 YILINDA DA DEPREM BÖLGESİ EN ÖNEMLİ VE ÖNCELİKLİ GÜNDEMİMİZ OLMAYI SÜRDÜRECEK”

Geçen yıl kabinemizin ana gündemlerinden bir diğeri, deprem bölgemizin yeniden ayağa kaldırılmasıydı. Asrın felaketinin ardından bölgede asrın inşa seferberliğini başlattık. 2023 ve 2024 yılında bu amaçla günümüz fiyatlarıyla toplam 2,6 trilyon lira harcadık. Yani bugünkü kurla 75 milyar dolar tutarında bir harcama yaptık. 155 bininci yuvarımızın anahtarlarını Kahramanmaraş’ımızda hep birlikte afetzede kardeşlerimize teslim etmiştik. İnşallah yapımını tamamladığımız 201 bininci yeni yuva ve iş yerimizin anahtarlarını da yakında hak sahibi kardeşlerimize teslim edeceğiz.

Şunu büyük bir memnuniyetle belirtmek isterim. Bugün depremzedelerimizin, barınma başta olmak üzere, temel ihtiyaçlarını giderdiğimiz umut dolu bir tabloyla karşı karşıyayız. 2025 yılında da deprem bölgesi en önemli ve öncelikli gündemimiz olmayı sürdürecek. Aynı gayret ve azimle çalışarak kalan 252 bin konut ve iş yerimizi de 365 gün içerisinde tamamlayacağız. Böylece 2025 yılı içerisinde toplamda 453 bin yuva ve iş yerimizi afetzede kardeşlerimize teslim edeceğiz. İnşallah yıl bitmeden deprem bölgesindeki 11 ilimizde tüm vatandaşlarımız huzurlu, güvenli, dayanıklı yuvalarına kavuşacak.

İş yerini açmayan hiçbir depremzede kardeşimiz kalmayacak. Şehirlerimizi süratle inşa ve ihya faaliyetlerimiz için 2025 yılı bütçesinden toplam 584 milyar lira kaynak ayırdık. ‘Erdoğan bu enkazın altında kalır’ diyerek milletin acılarına ne kadar duyarsız olduklarını gösteren müflis siyasetçileri, Allah’ın izniyle, 2025 yılında da mahcup edeceğiz.

“BU COĞRAFYADA MASADAKİ GÜCÜNÜZ BİLEĞİNİZİN GÜCÜNDEN GELİR”

Türkiye olarak, üç kıtanın kalbinde bulunan, stratejik önemi yüksek, küresel bilek güreşinin hiç eksik olmadığı bir coğrafyada yer alıyoruz. Böyle bir coğrafyada hayatta kalmanın birinci şartı caydırıcılıktır. Burada haklı olmak yetmez, hakkınızı korumak için aynı zamanda güçlü de olmak zorundasınız. Romantikler ve ülkemizdeki muhalefet anlamasa da bu coğrafyada masadaki gücünüz bileğinizin gücünden gelir. Bu topraklardaki bin yıllık tarihimiz boyunca bu hakikati defalarca tecrübe ettik, yaşadık ve gördük.

Sendelediğimiz her dönemde yanı başımızda ilk biten, âdeta kanımıza susamış hasımlarımız oldu. Hasta düştüğümüzde, döşümüzden bir parça et koparmak için kimlerin, hangi devletlerin sıraya girdiğini asla unutmadık ve unutmayacağız. Sevr Anlaşması, Allah korusun, zayıfladığımızda başımıza neler geleceğini gösteren bir ibret vesikası olarak hafızalarımıza kazınmıştır. Millî Mücadele ile Sevr’i yırtıp atmakla kalmadık, aynı zamanda bu ülkeyi bir daha böyle bir travmayla karşı karşıya bırakmamak için yemin ettik.

“TEMEL HEDEFİMİZ MİLLETİMİZİN BİR DAHA ASLA BEKA SORUNU YAŞAMAMASIDIR”

2002’den bu yana, bizim de temel hedefimiz milletimizin bir daha asla beka sorunu yaşamamasıdır. İçeride ve dışarıda attığımız birçok adımın gerisinde yine bu vardır. Ecdadın hikmet dolu şu sözleri 22 yıldır bize rehberlik ediyor. ‘Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-ü salâh.’ Eğer barış ve kurtuluş istiyorsan savaşa her an hazır olacaksın. Savunma sanayi alanındaki yatırımlarımız savaşa hazırlanmak için değil, barışı, istiklali, istikbali, bağımsızlığı muhafaza ve müdafaa içindir.

Şu politikamızı her fırsatta vurguluyoruz. Türkiye dostları için bir güven ve emniyet kaynağıdır ama vatanımıza uzanan kirli elleri de, kimin olduğuna bakmadan, kıracak kudrete fazlasıyla sahiptir.

“SAVUNMA SANAYİ HAMLELERİMİZİ SÜREKLİ İLERİYE TAŞIYORUZ”

Bu anlayışla savunma sanayi hamlelerimizi sürekli ileriye taşıyoruz. Nereden nereye geldiğimizi bugün kısaca hatırlatmak isterim. 2002’de sadece 56 firma varken, bugün bu sayı 3 bin 500’ü geçti. Savunma projelerinin sayısı son 22 yılda 62’den, yüzde 80 yerlilik oranıyla, bin 132’ye yükseldi. Büyüklüğü de 100 milyar doları aştı. Sektörün cirosu 1,1 milyar dolardan, 2023’te 15,5 milyar dolara çıktı.

İHA-SİHA, elektronik harp ve savaş gemisi üretiminde dünyanın sayılı ülkeleri arasındayız. 2002 yılında 248 milyon dolar olan ihracatımız 2024 yılında bir önceki yıla göre yüzde 29’luk artışla 7 milyar 154 milyon dolara ulaştı. 2024 hedefimiz olan 64,5 milyar doları yüzde 11 oranında aşarak yeni bir rekor kırdık. Geçen yıl uzay, hava, kara, deniz, elektronik harp ve ar-ge alanlarında birçok önemli projeyi hayata geçirdik.

“2025 YILINDA YENİLERİNİ EKLEYECEĞİZ”

Millî Muharip Uçak KAAN’ın ve Hürjet’in uçuş testlerine devam edilmiş, Gökbey Helikopteri ilk teslimatını gerçekleştirmiştir. Kızılelma İnsansız Savaş Uçağı prototip üretim ve testleri sürerken, Anka-3, Bayraktar TB3-TB2, Akıncı ve Aksungur İHA’ların kabulleri yapılmıştır. TB3-TCG Anadolu’ya destek ekipmanı kullanmadan iniş ve kalkış yapmıştır. Böylece kısa pistli bir gemiden iniş-kalkış yapabilen ilk SİHA olarak tarihe geçmiştir.

Deniz sistemlerinde Piri Reis Denizaltısı’nı hizmete aldık. Hızır Reis Denizaltısı deniz denemelerine başladı. Murat Reis’in donatım çalışmalarına devam ettik. TCG Derya İstanbul, Üsteğmen Arif Ekmekçi ve MARLİN İnsansız Deniz Aracı teslim edildi. Yerli ve millî olarak geliştirilen çelik kubbe projesine bismillah dedik. Siper Ürün-1 sistemi envantere girdi, hem 800 kilometre ve üzeri menzilli füze stokumuzu güçlendirmeyi hem de 2 bin kilometre ve üzeri menzilli füze geliştirme programımızı hızlandırmayı kararlaştırdık. Daha burada saymaya kalksak saatler sürecek nice savunma projesini geride bıraktığımız yıl devreye aldık, ilerlettik veya başlattık. 2025 yılında inşallah bunlara yenilerini ekleyeceğiz.

Geçtiğimiz hafta ana muhalefetin safsata diyerek burun kıvırdığı Mavi Vatan’da donanmamızın gücüne güç katacak projelerin startını verdik. MİLGEM projemiz ile ülkemizin ilk korvet ve firkateynlerini yüzde 100 yerli ve millî olarak tasarladık, inşa ettik. Envanterdeki 5 gemimize ilaveten hâlihazırda 7 MİLGEM firkateynimizin inşası devam ediyor.

Bu projelerimizden edindiğimiz birikimlerle TF-2000 Hava Savunma Harbi Muhribimizin ilk kaynağını İstanbul tersanesinde ve millî denizaltımızın ilk kaynağını ise Gölcük tersanesinde gerçekleştirdik. Millî uçak gemimizi TCG Anadolu’nun ağabeyi olarak görüyoruz. Tamamlandığında Türkiye’yi bir üst lige taşıyacak bu projelerin de hizmete girmesiyle çok kritik bir ihtiyacımızı daha gidermiş olacağız.

“85 MİLYON İÇİN ÇALIŞACAĞIZ, HİZMET ÜRETECEĞİZ”

Dosta güven aşılayan, düşmana korku salan bir Türkiye için savunma sanayi sektörümüzün tüm paydaşlarıyla birlikte çalışmalarımıza kararlıkla devam edeceğiz.

2024 yılına dair karnemizi 20 ana başlıkta ve 239 farklı infografikle 31 Aralık’ta sosyal medya hesabımızdan paylaştık. 2025 senesi boyunca da ‘aşkınan koşan yorulmaz’ şiarıyla gece gündüz demeden 85 milyon için çalışacağız, hizmet üreteceğiz.

“TERÖRSÜZ TÜRKİYE HEDEFİMİZE ULAŞMAK YAKIN GELECEKTEKİ EN ÖNEMLİ ÖNCELİKLERİMİZDEN BİRİDİR”

Terörsüz Türkiye hedefimize ulaşmak yakın gelecekteki en önemli önceliklerimizden biridir. Terörün ve şiddettin hüküm sürdüğü bir iklimde, demokrasini neşvünema bulması, gelişmesi, serpilmesi, kendi ayakları üzerinde durması mümkün değildir. Arkasına terörü ve teröristi alarak siyaset olmaz, olamaz, dünyanın hiçbir medeni ülkesi buna izin vermez. Terörün karanlık gölgesi ülkemiz siyasetinin üzerinden çekildikçe, inşallah, Türkiye daha sağlıklı, olgun ve özgürlükçü bir zemine kavuşacaktır.

Bir diğer husus ise şudur. Komşumuz Suriye’de gerçekleşen epik devrimle birlikte hem bu ülkede hem de bölgemizde artık yeni bir dönem başlamıştır. Yeni Suriye yönetiminin ülkenin toprak bütünlüğü ve birliği temelinde bir Suriye inşa etmeye çalıştığını, bunda da kararlı olduğunu görüyoruz. Bizim de samimi arzumuz, beklentimiz, politikamız bu yöndedir. Suriye’nin parçalanmasına, hangi kisveyle olursa olsun üniter yapısının bozulmasına rıza göstermeyiz. Bu konuda bir risk görürsek gerekli adımları süratle atarız.

“TÜRKİYE, GÜVENLİĞİNİ KORUMA NOKTASINDA NASIL TAVİZSİZ BİR İRADEYE SAHİP OLDUĞUNU PEK ÇOK KEZ GÖSTERMİŞTİR”

Suriye’deki ihtilafı ve DEAŞ tehdidini fırsata çevirip farklı hülyalar görenler son gelişmeler sonrasında bölgemizin kadim gerçekleriyle yüzleşmişlerdir. Bu gerçek bölgenin geleceğinde teröre yer olmadığıdır. Tercihini terörden ve şiddetten yana kullananlara bekleyen tek akıbet silahlarıyla birlikte toprağa gömülmektir. Açık söylüyorum, bunun önüne hiçbir güç geçemez.

Türkiye, bekasını ve güvenliğini koruma noktasında nasıl tavizsiz bir iradeye sahip olduğunu pek çok kez göstermiştir. İş o radde varırsa yine bir gece ansızın gelebiliriz. Allah’ın izniyle, bunu yapabilecek gücümüz, kapasitemiz ve kabiliyetimiz ziyadesiyle mevcuttur. Herkes hesabını buna göre yapmalıdır.

Bilhassa sorumluluk mevkiinde olanlar, ne provokasyonlara gelmeli ne de milleti provoke edecek cümleler kurmalıdır. Terör baronları adına milleti tehdit edenlere pabuç bırakmayacağımızı burada özellikle ifade etmek istiyorum. Kimi il ve ilçelerimizde açtıkları hendeklerle kantonculuk peşinde koşanları nasıl o çukurlara gömdüysek, bugün de aynı niyeti taşıyanlar çıkarsa bunun bedelini onlara misliyle ödetiriz.

“BÖLÜCÜ ÖRGÜT VE SURİYE’DEKİ UZANTILARI İÇİN ÇEMBER DARALIYOR”

Bölücü örgüt ve Suriye’deki uzantıları için çember daralıyor. Dün ve önceki gün de söyledim, biz iktidar ve ittifak olarak terörsüz Türkiye hedefimizi, öyle veya böyle, ama mutlaka gerçekleştireceğiz. Bu konudaki hüsnüniyetimizi ve güçlü irademizi kamuoyumuzla paylaştık. Elbette bunu suhulet ve sükûnetle olmasını temenni ederiz. Ama bu yol tıkanır veya dinamitlenirse işte o zaman devletimizin kadife eldivene sarılı demir yumruğunu kullanmaktan da çekinmeyiz. Sonuçta kardeşliğin kazanacağına, birliğin, beraberliğin ve huzurun kazanacağına yürekten inanıyoruz.

“GÜÇLÜ TOPLUM ANCAK GÜÇLÜ AİLELERLE MÜMKÜNDÜR”

Bugünkü kabine toplantımızda Aile, Ticaret ve Ulaştırma Bakanlarımızın sunumlarını dinledik.

Güçlü toplum ancak güçlü ailelerle mümkündür ancak bu konuda ciddi meydan okumalarla karşı karşıyayız. Küresel şer odaklarının teşvik ettiği cinsiyetsizleştirme politikaları herkesin malumudur. LGBT meselesi bugün ailenin varlığına yönelik en ciddi tehditlerin başında gelmektedir.

2023 yılında ülkemizdeki doğurganlık hızı 1,51 seviyesine gerilemiştir. Açıkça ifade etmek gerekirse, bu durum alarm vericidir. Türkiye açısından varoluşsal bir tehdittir. Her fırsatta yaptığımız en az 3 çocuk çağrısının ne kadar önemli olduğunu böylece tekrar görmüş oluyoruz.

Toplumun tüm kesimlerinde bir farkındalık oluşturmak amacıyla 2025 senesini ‘Aile Yılı’ ilan etmeyi kararlaştırdık. Yıl boyunca Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız koordinasyonunda aile yapımızın korunması, güçlendirilmesi ve gelecek nesillere sağlam bir miras olarak aktarılması için kapsamlı çalışmalar yürüteceğiz.

“5G İHALEMİZİ 2025 SENESİ İÇİNDE YAPACAĞIZ”

Ulaştırma, hükûmetimizin en başarılı olduğu alanlardan biridir. Şimdi internet ve dijital altyapımız güçlendirecek yeni bir adım atıyoruz. Uçtan uça yerli ve millî 5G haberleşme şebekesi projemiz kapsamında 5G ihalemizi 2025 senesi içinde yapacağız. 2026 yılında da ilk sinyalimizi almayı hedefliyoruz.

Son olarak, 6-10 Ocak arası ülkemizde ‘Enerji Verimliliği Haftası’ olarak kutlanıyor. Bu hafta vesilesiyle her bir vatandaşımızdan enerjiyi daha tasarruflu ve verimli kullanmalarını istirham ediyorum.”

GENÇ GAZETECİLER ANKARA

OKUMAYA DEVAM ET

GENÇ GAZETECİLER | TÜRKİYE

YENİ NESİL MEDYA | TÜRKİYE

Her Şey Güçlü Bir Türkiye İçin | Genç Gazeteciler

TAKVİM

Aralık 2021
P S Ç P C C P
 12345
6789101112
13141516171819
20212223242526
2728293031  

HER ŞEY GÜÇLÜ TÜRKİYE İÇİN

TOGG | Türkiye’nin Otomobili

TANAP Avrupa Bağlantısı Açılış Töreni #TANAPtamam

GENÇ GAZETECİLER BURADA

GÜÇLÜ TÜRKİYE

TÜRK AKIM PROJESİ AÇILIŞ TÖRENİ

TÜRKİYE YÜZYILI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çanakkale 1915 Köprüsü Kule Tamamlama Töreni

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fatih sondaj gemisini #MilliEnerjideYeniMüjde

ENERJİ PETROL MEDYA GRUP – YENİ NESİL MEDYA | TÜRKİYE

DÜNYA9 saat önce

“Devlet anlayışımızın öznesi insandır”

DÜNYA11 saat önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, IKBY Başbakanı Barzani’yi kabul etti

DÜNYA12 saat önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Enflasyonda düşüş trendi 2025 senesinde daha da hızlanacak”

DÜNYA1 gün önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ürdün Dışişleri Bakanı es-Safedi’yi kabul etti

DÜNYA1 gün önce

“Kararlılıkla uyguladığımız ‘terörü kaynağında yok etme’ stratejisinde önemli başarılar elde ettik”

DÜNYA4 gün önce

“2024 yılı ihracat rakamlarında Cumhuriyet tarihinin rekoruna imza attık”

DÜNYA5 gün önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Darülaceze sakinlerini ziyaret etti

DÜNYA1 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan yeni yıl mesajı

DÜNYA1 hafta önce

“Üretim ve istihdamı korumak için KOSGEB eliyle İstihdamı Koruma Programı başlatıyoruz”

DÜNYA1 hafta önce

“Ekonomi programımızın temel gayesi, milletimizin maruz kaldığı refah kaybını en kısa sürede telafi etmektir”

DÜNYA1 hafta önce

“Ülkemize kazandırdığımız eserler, önceki 80 yılla mukayese edilemeyecek kadar büyüktür”

DÜNYA2 hafta önce

Enerji Bakanı Alparslan Bayraktar, Karadeniz’de Yeni Keşif Kuyuları Kazılacak

DÜNYA2 hafta önce

“Kültür ve sanatta ülkeye, millete aidiyet duyan herkesi baş tacı etmeye özen gösteriyoruz”

DÜNYA2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, KKTC Cumhurbaşkanı Tatar ile görüştü

DÜNYA2 hafta önce

TURİZMİN LOKOMOTİFİ YOLA ÇIKTI

DÜNYA2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ekonomi programımızın olumlu etkilerini önümüzdeki dönemde daha fazla göreceğiz”

DÜNYA2 hafta önce

“Yeni anayasa Türkiye için lüks değil, çok geç kalmış bir ihtiyaçtır”

DÜNYA2 hafta önce

“Gelecek nesillere bırakacağımız en büyük miras, Türkiye Yüzyılı vizyonunu adım adım hayata geçirmek olacaktır”

DÜNYA2 hafta önce

“Terör, hukukun ve demokrasinin düşmanıdır”

DÜNYA3 hafta önce

Türk Hava Yolları, Dünyanın En Çok Ülkesine Uçan Havayolu olarak Guinness Dünya Rekoru Kırdı

DÜNYA3 hafta önce

Türk Hava Yolları’nın Güney Amerika’da Yeni Rotası Şili Santiago oldu

DÜNYA3 hafta önce

“Bölgemizde adil ve kalıcı bir barışın tesisi için, D-8 ülkeleri olarak daha fazla çaba harcamalıyız”

DÜNYA3 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tüm etnik grupların sulh içinde yaşadığı, terörden arındırılmış bir Suriye’nin inşası en samimi beklentimizdir”

DÜNYA3 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, D-8 Teşkilatı 11. Zirve Toplantısı’na katıldı

DÜNYA3 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan Mısır’da

DÜNYA3 hafta önce

“Lübnan’ın güvenliği bölgenin istikrarından ayrı değerlendirilemez”

DÜNYA3 hafta önce

Lübnan Başbakanı Mikati Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde

DÜNYA3 hafta önce

“Çağa liderlik eden büyük ve güçlü Türkiye hedefine emin adımlarla ilerliyoruz”

DÜNYA3 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Katar Emiri Şeyh Temim ile görüştü

DÜNYA3 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, ortak basın toplantısı düzenlendi.

DÜNYA3 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AB Komisyonu Başkanı von der Leyen ile görüştü

DÜNYA3 hafta önce

“Emeklilerimizi desteklemeyi, onlarla birlikte yol yürümeyi sürdüreceğiz”

DÜNYA3 hafta önce

YERLİ VE MİLLİ LOKOMOTİF İÇİN 3 YENİ FABRİKA

DÜNYA3 hafta önce

“Türkiye’yi hiç olmadığı kadar huzurlu, müreffeh ve güzel günler bekliyor”

DÜNYA4 hafta önce

Emine Erdoğan, “BM Sıfır Atık Yüksek Düzeyli Şahsiyetler Danışma Kurulu”nun toplantısına başkanlık etti

DÜNYA4 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD Dışişleri Bakanı Blinken’i kabul etti

DÜNYA4 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Macaristan Cumhurbaşkanı Sulyok ile bir araya geldi

DÜNYA4 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Macaristan Başbakanı Orban ile görüştü

DÜNYA4 hafta önce

“Somali ve Etiyopya arasında, barış ve iş birliğine dayalı yeni bir başlangıcın ilk adımı atıldı”

DÜNYA4 hafta önce

“TÜRKİYE’YE YENİ REKORLARI, YENİ SEVİNÇLERİ YAŞATACAĞIZ”

DÜNYA5 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti mesajı

DÜNYA5 yıl önce

Metin Aslım : İş ve Cemiyet Hayatının Sevilen Siması

DÜNYA5 yıl önce

İyi ki varsın Emel USLU ATİK ;

İYİ Kİ VARSIN4 yıl önce

İyi ki varsın Nurten ÖZTÜRK

DÜNYA5 yıl önce

İyi ki varsın Aysu YAVUZ

DÜNYA5 yıl önce

İyi ki varsın Beril ÇAVUŞOĞLU

DÜNYA5 yıl önce

İyi ki varsın Hüseyin ÇEŞMECİOĞLU :

DÜNYA5 yıl önce

İyi ki varsın ZEHRA KARAKAŞ BEGEN

DÜNYA5 yıl önce

İyi ki varsın Nuray ÖZÇELİK;

DÜNYA2 yıl önce

Ankara-Yerköy-Kayseri Hızlı Tren Hattı temeli atıldı

DÜNYA4 yıl önce

İyi ki varsın Nalan Gazezoğlu

GÜNCEL4 yıl önce

Sektöre Yön Verenler Berfu GÜVEN

DÜNYA4 yıl önce

Sektöre Yön verenler ; Eda DEMİRHAN

DÜNYA5 yıl önce

İyi ki varsın Gül ALCANSOY;

DÜNYA4 yıl önce

İyi ki varsın Prof. Dr. Başak SOLMAZ

DÜNYA5 yıl önce

İyi ki varsın AYSUN ŞAHANOĞLU KABA ;

DÜNYA4 yıl önce

İyi ki varsın Nazlıhan ALKAN

DÜNYA5 yıl önce

İyi ki varsın Hüseyin ÇALIŞKAN

DÜNYA4 yıl önce

İyi ki varsın Hande ORTAY

DÜNYA5 yıl önce

İyi ki varsın Yusuf Burak ASLANPINAR;

DÜNYA3 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AB Konseyi Başkanı Michel ile görüştü

ENERJİ3 yıl önce

İyi ki Varsın Mehmet Gültekin

İYİ Kİ VARSIN4 yıl önce

İyi ki varsın Semra Aman Akyürek

DÜNYA2 yıl önce

İyi ki varsın Özgür AKIN

DÜNYA4 yıl önce

İyi ki varsın Sadık KUTANOĞLU

DÜNYA2 yıl önce

İyi ki varsın, Haşim İzol

ENERJİ4 yıl önce

Tekfen Holding “Kadınlarla Güçlendirilmiş Yönetim Kurulu” ödülünü üçüncü kez aldı!

DÜNYA5 yıl önce

İyi ki varsın Doç. Dr. Esin Yalçınkaya

DÜNYA4 yıl önce

İyi ki varsın Semra İĞTAÇ

Enerji petrol Medya Ceo -Mehmet Ali Setencioğlu ,
MAVİ YOLCULUK5 yıl önce

TEKNE KİRALAMA | İZMİR ÇEŞME ALAÇATI

GÜNCEL4 yıl önce

Başarımız, Başarınız olacak HANTEK KALIP

DÜNYA2 yıl önce

İyi ki varsın Ebru Milat Sezgin

DÜNYA4 yıl önce

Sektöre Yön Verenler Esra KANDEMİR

DÜNYA4 yıl önce

Sektöre Yön Verenler Nurullah DOĞAN

DÜNYA3 yıl önce

İyi ki Varsın Sibel Kılıçarslan Metin

DÜNYA5 yıl önce

İyi ki varsın Sibel Şeref KANCAOĞLU ;

DÜNYA4 yıl önce

Türkiye’nin En Etkin 50 CFO’su belli oldu

DÜNYA5 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy ile ortak basın toplantısı düzenledi

DÜNYA4 yıl önce

İyi ki varsın Vahide Ayşit

DÜNYA3 yıl önce

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Turizm Yatırım Forumu’na katıldı

YENİ NESİL MEDYA | TÜRKİYE

GÜÇLÜ TÜRKİYE
GÜÇLÜ TÜRKİYE

GENÇ GAZETECİLER | TÜRKİYE

GENÇ İŞ DÜNYASI

seers cmp badge