Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa Birliği üyesi ülkelerin Ankara büyükelçileri ile yaptığı toplantıda, “Coğrafi, tarihî ve beşeri olarak Avrupa Kıtası’nın bir parçası olan Türkiye, elbette Avrupa Birliği tam üyelik hedefine bağlıdır. Maruz kaldığımız onca adetsizliğe rağmen, Avrupa Birliği bizim stratejik önceliğimiz olmayı sürdürüyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Birliği üyesi ülkelerin Ankara büyükelçileri ile Çankaya Köşkü’nde bir araya geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan toplantıda yaptığı konuşmada, 2022 yılının tüm dünyaya sağlık, barış, huzur getirmesini temenni etti.
Avrupa Parlamentosu Başkanı David Sassoli’nin vefatı dolayısıyla büyükelçilere başsağlığı dileklerini ileten Cumhurbaşkanı Erdoğan, büyükelçilerin, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile yaptıkları toplantının verimli geçtiğine inandığını söyledi.
“SALGINININ AĞIR SONUÇLARI, KÜRESEL FAY HATLARININ NE KADAR KIRILGAN OLDUĞUNU GÖSTERDİ”
Geçen sene Kovid-19 salgınının da etkisiyle güvenlik algısının değiştiği, güç mücadelesinin arttığı, kurallara dayalı ilişkiler düzeninin sorgulandığı bir döneme şahitlik edildiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, geleneksel tehditlerin yanı sıra salgın hastalıklar, tabii felaketler, iklim değişikliği, siber saldırılar ve terör gibi birçok asimetrik meydan okumaya maruz kalındığına dikkati çekti.
“Gerek bu sınamalar gerekse Kovid-19 salgınının ağır sonuçları, küresel fay hatlarının ne kadar kırılgan olduğunu hepimize bir kez daha gösterdi” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, insanlığın, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana inşa edegeldiği kurumların temelinin sağlam olmadığı gibi çok ciddi yapısal sorunlarla da yüzleştiğinin bu süreçte ortaya çıktığını ifade etti.
Son asrın en büyük sağlık krizi olarak nitelenen bu salgında, yardımlaşma, dayanışma, paylaşma gibi değerler geri plana itilirken birçok ülkenin içe kapanmayı, kendi dışında yaşanan insani dramlara karşı kayıtsız kalmayı tercih ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Salgının 8,5 milyarlık insanlık ailesini birbirine yaklaştırmak yerine, toplumlar arasındaki uçurumları derinleştirdiğini üzülerek görüyoruz. Keza aşıya adil erişim ve salgının ekonomik yükünü omuzlama hususunda yaşanan adaletsizlikler de günden güne artarak devam ediyor. Küresel sisteme, demokrasiye, sosyal barış ve istikrara risk oluşturan bu tehditlerden hiç kimse, hiçbir ülke azade değildir. Nitekim salgına bağlı ortaya çıkan bu olumsuz iklimden Avrupa Birliği de etkilenmiştir. Birliğin geleceğine dair Brexit süreci ile alevlenen tartışmalar, salgınla birlikte yeni bir boyuta taşındı. Avrupa Birliği içindeki siyasi, coğrafi ve ekonomik ayrışmalar daha belirgin hâle geldi. Bu durum Avrupa Birliği gündemindeki pek çok önemli konunun geri plana itilmesine yol açtı. Ortak göç politikası oluşturulması, yabancı karşıtlığı ve İslam düşmanlığı başta olmak üzere birçok kemikleşmiş sorun karşısında Avrupa Birliği maalesef kayda değer hiçbir adım atamadı. Konuya objektif bakabilen herkes, birliğin karşı karşıya olduğu bu tehditlerin aşılmasında anahtar ülkenin Türkiye olduğunu görmekte, ikrar ve itiraf etmektedir.”
“BU KRİTİK DÖNEMEÇTE TÜRKİYE VE AVRUPA BİRLİĞİ’NİN İLİŞKİLERİNİ HER ALANDA İLERİYE TAŞIMASI DAHA DA ÖNEM KAZANMIŞTIR”
Türkiye’nin, müzakere sürecini yürüten aday ülke olarak tedarik zincirleri, terörizm, göç, güvenlik, savunma, İslam ve yabancı düşmanlığı, sağlık ve enerji arz güvenliği gibi temel konularda sorun çözücü role sahip olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu kritik dönemeçte Türkiye ve Avrupa Birliği ilişkilerinin her alanda ileriye taşınmasının daha da önem kazandığına işaret etti.
Bu anlayışla, birlikle münasebetleri daha sağlam bir zemine oturtmak istediklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, katılım perspektifi temelinde, olumlu gündemin hayata geçirilmesi amacıyla diyalog ve diplomasiden yana çaba gösterdiklerini söyledi.
Üst düzey ziyaret ve temasların yanı sıra iklim, güvenlik, göç ve sağlık alanlarında Yüksek Düzeyli Diyalog Toplantıları gerçekleştirdiklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Attığımız tüm bu adımlara, üzülerek ifade etmek isterim ki Avrupa Birliği tarafından beklediğimiz karşılığı göremedik. Gümrük Birliğinin güncellenmesi başta olmak üzere, bu olumlu gündemi hayata geçirmemek için bize karşı oyalama taktikleri uygulandı” diye konuştu.
Siyasi hesaplarla tam üyelikten kaynaklanan haklarını kötüye kullanan kimi ülkelerin, bu süreçte engelleyici şekilde davrandığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada asıl üzerinde düşünülmesi gerekenin, birliğin çıkarlarının birkaç üye ülkenin ihtiraslarına kurban edilmesi olduğunu dile getirdi.
Esas hesaplaşılması gerekenin, birliğin iradesinin birkaç devlet tarafından esir alınması olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin tam üyelik sürecindeki kararlı, dirayetli, sabırlı tutumu ile birlik içindeki tabiri caizse yazılım hatalarının da görülmesine katkı sağladığına inanıyorum” görüşünü paylaştı.
İletişim ve ulaşım imkânlarının bu kadar genişlediği, dünyanın küresel bir köye dönüştüğü bir dönemde, insan hareketliliğinin de arttığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa ve Türkiye’nin çevresinde yaşanan mevcut krizler çözülmedikçe göç baskısının azalmasını beklemenin gerçekçi olmadığının altını çizdi.
Mevcut krizlere sürekli yenilerinin eklendiği bir konjonktürde, göç sorununun derinleşerek devam edeceğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye olarak politikalarımızı bu hakikatler ışığında şekillendiriyor, öngörülerimizi yine bu çerçevede yapıyoruz” açıklamasında bulundu.
Türkiye’nin, bir taraftan düzensiz göçe kaynaklık eden ülkelere yardımlarını artırırken, diğer taraftan meseleyi asıl boyutlarıyla da değerlendirdiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sınır ötesi operasyonlarımızla Suriye’nin kuzeyinin tüm dünyaya terörist ihraç edilen bir terör merkezi hâline dönüşmesine engel olduk. DEAŞ ve PKK’nın Suriye koluna yönelik harekâtlarımızla bu bölgedeki istikrar ve güven ikliminin tesisine katkıda bulunduk. Türkiye’nin terörden arındırdığı bölgelerde bugün 4 milyonun üzerinde Suriyeli hayatını idame ettiriyor. Gerek PKK/PYD/YPG’nin gerekse rejim güçlerinin sivilleri ve sivil yerleşimleri hedef alan saldırılarına rağmen bu insanlar kendi yurtlarında, kendi topraklarında kalarak hayata tutunmaya çalışıyor. Türkiye buradaki varlığıyla Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunmasına katkı sağlarken, yeni göç dalgalarının da önüne geçmektedir. Elini vicdanına koyan herkes kabul edecektir ki şayet Türkiye’nin olağanüstü çabaları olmasaydı, bugün hem Suriye hem de Avrupa çok farklı bir manzarayla karşı karşıya kalacaktı. Bizim gayretlerimiz olmasaydı, göç krizi daha fazla derinleşecek, can kayıpları daha çok artacak, terör daha fazla azacak, istikrarsızlık çok daha geniş bir coğrafyaya yayılacaktı.”
Türkiye’nin fedakârca yürüttüğü çalışmaların, tablonun kötüleşmesine, yüreklerde yeni “Aylan bebek” yaralarının açılmasına mani olduğuna vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 500 bine yakın Suriyeli misafirin evlerine güvenli ve gönüllü geri dönüşlerinin sağlanmasının, Türkiye’nin bir diğer başarısı olduğunu söyledi.
Bu gerçeklere rağmen, Türkiye’nin göç krizi ile mücadelesinde Avrupa Birliği’nden anlamlı bir destek alamadığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Avrupa Birliği, Suriyelilere yasal göç yollarını açan gönüllü insani kabul programını hâlâ hayata geçiremedi. Suriyelilerin, terörden arındırdığımız bölgelere geri dönüşüne yönelik çabalarımız desteklenmedi. Avrupa’nın katkı vermediği iskân ve altyapı projelerini, biz milletimizin ve sivil toplum kuruluşlarımızın desteği ile kendimiz hayata geçirdik. Belarus’ta yaşanan kriz ise Birliğin, göçle mücadelede sürdürülebilir bir politikadan yoksun olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir.”
“TÜRKİYE-AVRUPA İLİŞKİLERİNİN SABOTE EDİLMESİNİN ÖNÜNE GEÇİLMELİDİR”
Göç konusunda AB’den beklentilerinin sadece adil yük ve sorumluluk paylaşımından ibaret olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, 18 Mart Mutabakatı’nın göç yönetimine ilişkin boyutu güncellenmediği sürece bu alanda derinlikli bir iş birliğinden söz etmenin mümkün olmayacağını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yine bu süreçte geri itme hadiselerine ve göçmenlere yönelik uluslararası hukuku ayaklar altına alan uygulamalara da son verilmesi şarttır. Özellikle basına da yansıyan Ege’deki müessif olaylarla ilgili Avrupa’dan daha vicdanlı, daha yürekli sesler yükseltmesini bekliyoruz” diye konuştu.
18 Mart Mutabakatı’nın göç alanında iş birliğinin yanında Türkiye-AB ilişkilerinde beş alanda daha somut ilerleme sağlamayı hedeflediğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Önümüzdeki dönemde özellikle vize serbestisi ve Gümrük Birliği’nin güncellenmesi konularında ilerleme kaydetmemiz gerekiyor. Vize serbestisi diyaloğu kapsamında kalan kriterler bakımından üzerimize düşenleri yerine getirmeye yönelik adımları zaten atıyoruz. Bu çerçevede 72 kriterden kalan altısının karşılanması hususunda önemli bir mesafe katettik” dedi.
Vize serbestisinin, turizm ve ticaret yanında Türkiye’nin tam üyeliği önündeki ön yargıların kırılmasına da katkı sağlayacağına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gümrük Birliği’nin güncellenmesinin ise ortak menfaat olduğunu vurguladı. Sürecin siyasi saiklerle engellenmesinin tüm taraflara zarar verdiğini ve müzakerelerin başlatılmasının birçok konuda uzlaşmanın yolunu da açacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Avrupa Birliği’nin, 2022 yılında stratejik miyopluktan kurtularak Türkiye ile ilişkilerin geliştirilmesinde daha cesur davranmasını ümit ediyoruz. Mevcut kısır yaklaşımın, birliğin bölgesel ve küresel güç olma iddiasına zarar verdiği ve hiçbir sorunu çözmediği ortadadır. Birlik içi dayanışma bahanesinin özellikle ardına sığınılarak Türkiye-Avrupa ilişkilerinin sabote edilmesinin önüne geçilmelidir. Bunun için de bazı üyelerin Türkiye ile problemlerini birlik koridorlarında çözme çabasından vazgeçmesi gerekiyor” değerlendirmesinde bulundu.
Geçen yıl Yunanistan ile diyalog mekanizmalarının birçoğunu yeniden canlandırdıklarını ve gerilimin düşürülmesi için büyük gayret gösterdiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomik ve ticari ilişkileri geliştirmek amacıyla pozitif gündem oluşturulması yönünde mutabık kalarak çalışmalara başladıklarını bildirdi.
İki komşu ülke olarak doğrudan ve yapıcı diyalogla aralarındaki meseleleri halledebileceklerine samimiyetle inandığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Türkiye’nin Kıbrıs meselesine ilişkin duruşu da nettir. Kıbrıs meselesinin çözümüne yönelik 50 yılı aşkın süredir devam eden müzakere süreçlerinin neden başarıya ulaşmadığı hepinizin malumudur. Rumlar, kendilerini adanın tek sahibi olarak gören, Kıbrıs Türklerini yok sayan zihniyetten bir türlü kurtulamadı. Maalesef Avrupa Birliği, körü körüne Rum tarafının sözcülüğünü yaparken aynı coğrafyanın ayrılmaz bir parçası olan Kıbrıs Türklerinin hakkını, hukukunu görmezden geldi. Sergilenen çifte standartlar artık hepimizi dünün güneşiyle bugünün çamaşırlarını kurutmaya çalışmanın zaman kaybı olduğu noktasına getirdi. Kıbrıs meselesinin, adadaki gerçekler temelinde tüm tarafların yararına olacak şekilde çözüme kavuşturulması için Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile birlikte çaba harcamaya devam ediyoruz. Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliğinin ve eşit uluslararası statüsünün tescil edilmesi çözümün önünü açacaktır. Böyle bir çözüm, Doğu Akdeniz’deki iş birliği ortamının gelişmesine de katkı sağlayacaktır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa Birliği açısından artık samimi bir muhasebe yapma vaktinin geldiğini söyleyerek, “Şayet Avrupa Birliği çözüme gerçekten katkı yapmak istiyorsa 2004’te verdiği taahhütleri yerine getirerek Kıbrıs Türklerinin varlığını ve iradesini tanımalı, Cenevre’de sunulan çözüm önerisini değerlendirmelidir. Diğer türlüsü yeni bir oyalama, özellikle de taktik olarak görülecek, vakit ve enerji israfından başka bir anlam ifade etmeyecektir” dedi.
Türkiye’nin yarım asırdan fazla bir süredir Avrupa Birliği’ne üyelik için çaba harcadığını ve kendisinin 20 yıla varan Başbakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı döneminde üyelik sürecinin tüm ve veçhelerine ayrıntılarıyla vakıf olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu 20 yıllık zaman diliminde Avrupa’da sayısız liderle, cumhurbaşkanıyla, başbakanla, bakanla, birlik temsilcisiyle görüştüm, konuştum. Tam üyelik yolunda attığımız adımların nasıl engellendiğini, ülkemizin nasıl bir çifte standarda maruz bırakıldığını bizzat gördüm, yaşadım. Bu tecrübeler ışığında şu gerçekleri samimiyetle ifade etmek isterim; coğrafi, tarihî ve beşeri olarak Avrupa kıtasının bir parçası olan Türkiye elbette Avrupa Birliği tam üyelik hedefine bağlıdır. Maruz kaldığımız onca adaletsizliğe rağmen Avrupa Birliği bizim stratejik önceliğimiz olmayı sürdürüyor” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yönde gayret göstermeye devam ettiklerini, 2021-2023 yıllarını kapsayan Avrupa Birliği’ne Katılım İçin Ulusal Eylem Planı rehberliğinde çalışmalara hız verdiklerini hatırlatarak, “Kabul ettiğimiz Yargı Reformu Stratejisi, İnsan Hakları Eylem Planı, Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele 4’üncü Ulusal Eylem Planı ve çıkarılan beş yargı paketi sürece ilişkin özellikle kararlılığımızın en somut göstergeleridir. Paris İklim Anlaşması’nı onayladık ve 2053 yılına yönelik net sıfır emisyon hedefimizi ilan ettik. Avrupa Yeşil Mutabakatı Eylem Planı’mızı yürürlüğe aldık. Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinin en görünür boyutlarından biri olan mali iş birliğine ve birlik programlarına katılıma da büyük önem veriyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
Son 20 yılda Türkiye’ye tahsis edilen toplam 9,2 milyar avroluk Avrupa Birliği fonu sayesinde 900’e yakın büyük ölçekli proje gerçekleştirildiğini ve bunların hepsinin de karşılıklı yarara olan projeler olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Önümüzdeki yıllarda birliğin Türkiye’ye katılım öncesi mali yardım aracı kapsamındaki fon miktarını artırmasının da ortak menfaatimize hizmet edeceği aşikârdır. Tüm bunlarla beraber yapılması gereken asıl husus, Avrupa Birliği’nin Türkiye’nin üyelik sürecine dair samimi, adil ve ahde vefalı davranmasıdır. Bunu başardığımızda üyelik sürecimize asıl ket vuran sorunların ortadan kalkacağına, ülkemizin çabalarının meyvelerini vereceğine inanıyorum” diye konuştu.
“AVRUPA BİRLİĞİ İLE İŞ BİRLİĞİMİZİ VE DİYALOĞUMUZU GÜÇLENDİRMEYE HAZIRIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yakın coğrafyada vuku bulan hadiselerin, dış politika ve güvenlik alanında iş birliğini güçlendirmenin ne kadar önemli, hatta hayati olduğuna işaret ettiğini dile getirdi. Bu kapsamda Bosna Hersek’teki siyasi krizin çözümü noktasında yoğun gayret gösterdiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bölgenin 1990’ların olumsuz havasına dönme sinyalleri vermesinde AB’ye üyelik perspektifinin sekteye uğramasının da etkisi büyüktür. Azerbaycan’ın topraklarını işgalden azat etmesiyle Kafkasya’da yeni bir döneme girdik. Bu gelişmenin ardından Ermenistan ile normalleşme sürecini başlattık. Atılan adımların beklenen sonuçları vermesi için Ermenistan’ın bölgedeki barış fırsatını iyi değerlendirip Azerbaycan ile olumlu bir ilişki kurması önem taşıyor. Bölgemiz açısından bir diğer önemli konu da Suriye’dir. AB, Suriye meselesine sadece göç perspektifinden yaklaşmak yerine, siyasi sürecin ivme kazanması için somut gayret göstermelidir. Libya’da ise sükûnetin muhafazası öncelikli hedefimiz olmalıdır. Seçimler de kalıcı istikrar ve barışa katkı sağlayacak şekilde yapılmalıdır. Bu yolda Türkiye olarak gereken desteği vermeye devam ediyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 3. Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesi’ni 16-18 Aralık 2021’de salgın şartlarına rağmen İstanbul’da başarılı bir şekilde tamamladıklarını anımsattı.
Gelecek ay AB-Afrika Zirvesi’nin yapılacağını bildiğini ve bu coğrafyada iş birliği potansiyellerinin yüksek olduğuna inandığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “Türkiye 2022 yılında da girişimci ve insani dış politikasıyla daha adil bir dünya hedefi yönünde gayretlerini sürdürecektir. Bu anlayışla müzakere eden aday ülke olarak AB ile iş birliğimizi ve diyaloğumuzu güçlendirmeye hazırız. Ön yargılar veya korkular yerine uzun vadeli stratejik bir bakış açısıyla hareket edilmesi ortak menfaatimizedir. Sizlerden gerek Brüksel’e gerek başkentlerinize yapacağınız yönlendirmelerle Türkiye-AB münasebetlerinde yeni bir sayfanın açılmasına destek olmanızı özellikle bekliyorum. Bu vesileyle bir önceki dönem başkanı Slovenya’ya ilişkilerimizin geliştirilmesi yönünde harcadığı çabalar için teşekkür ediyorum. Yeni dönem başkanı Fransa’ya ve müteakip dönem başkanı Çekya’ya şimdiden başarılar diliyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Trabzon 8. Olağan İl Kongresi’nde yaptığı konuşmada, “Çatışmanın, şiddetin, istikrarsızlığın tamamen tarihe karıştığı, ‘terörsüz Türkiye’ hedefimize el birliği, gönül birliği içinde mutlaka ulaşacağız. Bunun için çok kapsamlı, çok boyutlu, her adımı incelikle düşünülmüş bir politika yürütüyoruz. Bir süredir kararlılıkla uyguladığımız ‘terörü kaynağında yok etme’ stratejisinde önemli başarılar elde ettik” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hayri Gür Kapalı Spor Salonu’nda düzenlenen AK Parti Trabzon 8. Olağan İl Kongresi’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Konuşmasına Trabzon’da olmaktan duyduğu mutluluğu dile getirerek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kongrenin Trabzon’a, Türkiye’ye, millete ve demokrasiye hayırlar getirmesini temenni etti.
“SON NEFESİMİZE KADAR TRABZON’A HİZMET EDECEĞİZ”
Kongrede görevini devredenlere teşekkür eden, bayrağı devralanlara muvaffakiyetler dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Konuşmamın hemen başında Trabzon’a olan şükran borcumuzu ödemek arzusundayım. 31 Mart Mahalli İdareler Seçimlerinden önce 17 Şubat tarihinde şehrimize gelmiş ve Meydan Parkı’nda mitingimizi gerçekleştirmiştik. Mitingde Trabzon’dan Cumhur İttifakı’nın adaylarına destek istemiştim. Trabzon tercihini bir kez daha Cumhur İttifakı’nın gerçek belediyecilik vizyonundan yana kullanarak, bize verdiği sözü tuttu. Ahdinize sadık kaldınız. Size olan güvenimizi boşa çıkarmadınız. Ben de işte bu salonda tekrar söylüyorum, Allah ömür verdikçe, son nefesimize kadar Trabzon’a hizmet edecek, Trabzon için canla başla çalışacağız. Şunu da açıkça ifade etmek isterim, AK Parti kurulduğu günden beri hizmet siyaseti yapan, iktidara geldiği günden beri hizmet üreten, eserleriyle temayüz ve tebarüz eden bir parti olmuştur. Biz hep icraatlarımızla yatırımlarımızla konuştuk. Her zaman şunu söyledim, biz bulunduğumuz görevlere millete efendilik etmeye değil, hizmetkar olmaya geliyoruz. Trabzon için çalışmaya, Trabzon için üretmeye, Trabzon’u Türkiye Yüzyılı’nın yıldızlarından biri hâline getirmeye devam edeceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, refahı, huzuru, umudu çoğaltmak, dayanışmayı ve kardeşliği yüceltmek için yağmur, boran dinlemeden koşturacaklarının altını çizerek, “Trabzonlu kardeşlerim gönüllerini ferah tutsun, Trabzon’un emaneti bizdedir, emin ve ehil ellerdedir. Liyakatli, şehrine sevdalı kadrolar Trabzon’da iş başındadır. Allah’ın izniyle Trabzon’un emanetine leke bulaştırmayacağız. Trabzon’un başını öne eğdirmeyecek, Trabzon’a mahcup olmayacağız” dedi.
Trabzon’u gönülden sevdiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz, sizi karşılıksız seviyoruz, biz Trabzonlu kardeşlerimizi Allah için seviyoruz. Rabb’im aşkımızı, sevgimizi, dayanışmamızı daim eylesin” ifadelerini kullandı.
“TRABZON BİZE UMUT OLDU, YOL GÖSTERDİ”
Trabzon’un sadece bir şehir olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Burası, Yavuz Sultan Selim’i hakanlığa hazırlayan şehirdir. Burası, dünyayı dize getiren Kanuni Sultan Süleyman’ın doğduğu şehirdir. ‘Milletimde tefrika görmek endişesi beni kabrimde bile rahatsız eder.’ diyen Yavuz Sultan Selim’in hassasiyeti neyse, Trabzon’un hassasiyeti de odur. Şehit Eren Bülbül ve bütün şehitlerimizin sevdası neyse, Trabzon’un sevdası odur. Vatanın istiklali için, Türkiye’nin geleceği için bedel ödeyen gazilerimizin cesareti ne ise Trabzon’un cesareti odur. Trabzon, elini taşın altına koyanların şehridir. Trabzon, dostunun arkasında dağ gibi duranların, hasmına karşı cesur ve vakur olanların şehridir. Mertliğiyle, ferasetiyle, dik ve dirayetli duruşuyla Trabzonluların bizim gönül dünyamızda mutena bir yeri var. Milletin umudu olarak, milletimizin duasıyla çıktığımız bu yolu Trabzonlu kardeşlerimizle birlikte yürüyoruz. Bundan da büyük bir gurur duyuyoruz. Bu şehir yalnızca iyi gününde değil, en zor gününde de AK Parti’nin ve milletimizin yanında durmuş bir vefa timsalidir. İktidara geldiğimiz günden beri karşılaştığımız tüm engelleri aşarken, milletçe en keskin virajları dönerken, Trabzonlu kardeşlerimizin desteğini hep yanı başımızda bulduk. En kritik süreçlerden geçerken Trabzon bize umut oldu, yol gösterdi, önümüzde yeni yollar açtı. Bağrından çıkardığı nice isimle bu mümbit şehir, Türkiye’nin hem siyasi hem sosyal hem de iktisadi birikiminde belirleyici roller üstlendi.”
“TERÖRSÜZ TÜRKİYE HEDEFİMİZE EL BİRLİĞİ İÇİNDE MUTLAKA ULAŞACAĞIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, üretimden istihdama, yatırımdan ihracata, turizmden büyüme ve kalkınmaya kadar Trabzon’un Türkiye’ye yeri asla doldurulamayacak katkılar yaptığının altını çizerek, Karadeniz’in şahlanışında, bölgenin ayağa kaldırılmasında Trabzonluların çok önemli görevler aldığını söyledi.
Trabzon’un Türkiye Yüzyılı’nın öncü şehirlerinden biri olacağına inandığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Allah’ın izniyle bu potansiyel, bu dinamizm, bu irade Trabzon’da var” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çatışmanın, şiddetin, istikrarsızlığın tamamen tarihe karıştığı terörsüz Türkiye hedefimize el birliği, gönül birliği içinde mutlaka ulaşacağız. Bunun için çok kapsamlı, çok boyutlu, her adımı incelikle düşünülmüş bir politika yürütüyoruz. Bir süredir kararlılıkla uyguladığımız ‘terörü kaynağında yok etme’ stratejisinde önemli başarılar elde ettik. Suriye’nin kuzeyine düzenlediğimiz operasyonlar neticesinde PKK’nın bu ülkedeki uzantısını sınır hattımızdan uzaklaştırdık.”
Konuşmasında, “Bölgesel planların aparatı olarak son günlerde tekrar devreye alınmak istenen DEAŞ terör örgütünü kelimenin tam manasıyla bozguna uğrattık” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Irak’ın kuzeyindeki Pençe Kilit Harekâtı ile bölücü terör örgütünü sürekli sıkıştırdıklarını ve kıpırdayamaz hâle getirdiklerini vurguladı.
Teröristlere yönelik nokta operasyonları ve hava harekatlarının kesintisiz devam ettiğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Nerede bir çıban varsa anında başını koparıyoruz. Sadece 2024 yılında sözde üst düzey 40 teröristi etkisiz hâle getirdik. Ülkemiz içinde de terörle mücadelede çok iyi bir noktadayız. İçeride emniyet, jandarma ve istihbarat birimlerimiz koordinasyon içinde çalışarak örgütün şehir uzantılarına nefes aldırmıyor. Suriye’de 8 Aralık’ta gerçekleşen halk devrimiyle birlikte, bölücü örgütün umutları burada da duvara tosladı. Suriye’deki yeni yönetim, ülkenin toprak bütünlüğünün ve üniter yapısının korunması hususunda son derece kararlı bir tavır sergiliyor. Gazze’de 50 bin kardeşimizi şehit eden siyonistler, bunlar haricinde bölücü terör örgütünün destekçisi, hamisi, efendisi neredeyse kalmadı. Yani gelinen aşamada, terör örgütü için yolun sonu görünüyor. Silahları teslim etmek, terörü terk etmek ve örgütü lağvetmek dışında herhangi bir seçenekleri bulunmuyor. Diğer yol, son asrın en kudretli dönemini yaşayan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kadife eldivene sarılı demir yumruğuyla yüzleşmek olacaktır.”
“KANTONCULUK OYNAMANIN DEVRİ ARTIK TAMAMEN SONA ERMİŞTİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye düşmanlarının aklıyla iş yapanların, eninde, sonunda coğrafyanın değişmez gerçekleriyle karşılaşacağını belirterek, “Bir kere şunu herkes bilsin; silahın, şiddetin, terörün sırtını emperyalistlere yaslayarak kantonculuk oynamanın devri artık tamamen sona ermiştir” diye konuştu.
Bölgenin geleceğini terörle karartmaya çalışanlara izin vermeyeceklerine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bin yıldır aynı coğrafyayı paylaştığımız, yan yana yaşadığımız kardeşlerimizle aramıza yeni duvarlar örülmesine müsaade etmeyeceğiz” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türk, Kürt, Arap, Farisi bizler bu coğrafyanın kadim sahipleriyiz. Asırlardır bir aradayız, beraberiz, ortak bir maziyi paylaşıyoruz. İnşallah, mazimiz gibi istikbalimiz de müşterektir. Bunun için ‘böl, parçala, yönet’ taktiğiyle kardeşleri birbirine düşman eden ve kaynaklarını sömüren emperyalistlerin oyunlarına gelmeyeceğiz. Bu topraklarda fitne yeşertmeye çalışanlara aldanmayacağız. Basiretle, ferasetle, stratejik akılla hareket ederek aramıza örülmek istenen husumet duvarlarını yıkıp atacağız. Trabzon’dan tüm Türkiye’ye ve sınırlarımızın ötesindeki kardeşlerimize samimiyetle seslenmek istiyorum; anamızın dili farklı olabilir, kökenimiz farklı olabilir, siyasi görüşümüz farklı olabilir, mezhebimiz, meşrebimiz farklı olabilir ama hepimiz, bu coğrafyanın bin yıllık evlatlarıyız. Sınırlarımız içindeki 85 milyon olarak her birimiz Türkiye Cumhuriyeti’nin eşit vatandaşlarıyız.”
“TÜRKİYE YÜZYILI’NIN ÖNÜNDEKİ SON ENGELLERDEN BİRİ OLAN TERÖR BELASINI DA ORTADAN KALDIRACAĞIZ”
Her karışı şehit kanlarıyla sulanmış 783 bin kilometrekare vatan toprağı üzerinde bir ve beraber olduklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ezelden ebede kadar hepimiz kardeşiz. Bizim aramıza hiç kimse giremeyecek. Hiç kimse bizim bu kadim birlikteliğimizi bozamayacak. Bu kardeşliği dinamitlemeye kimsenin gücü yetmez, yetmeyecektir. Türkiye Yüzyılı’nın önündeki son engellerden biri olan terör belasını da ortadan kaldırarak, inşallah hedefe daha seri bir şekilde ulaşacağız. Cumhur İttifakı’nın bu konudaki kararlılığı tamdır, iradesi ve mutabakatı en üst seviyededir. Milletimizin de desteğiyle ‘Terörsüz Türkiye’ diyerek tarif ettiğimiz menzili maksudumuza varacağımıza yürekten inanıyoruz” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün partisinin 8. Olağan İl Kongreleri sebebiyle Samsun ve Ordu’da bulunduğunu, orada CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e bazı sorular sorduğunu anımsattı.
Özel’in, Marmara ve İç Anadolu Bölgeleri ile Karadeniz’i birbirine bağlayacak olan hızlı demir yolu hattına CHP olarak niçin karşı çıktıklarını, bu projeden niçin rahatsız olduklarını açıklamasını istediğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “CHP’nin hizmet ve yatırım düşmanlığının arkasında hangi sebeplerin yattığını Sayın Özel’in açığa kavuşturması gerektiğini ifade ettim. Hazır elinde hesap makinesiyle kuyumcu kuyumcu dolaşırken, CHP’li belediyelerin Sosyal Güvenlik Kurumu’na borçlarının kaç çeyrek altın tuttuğunun hesabını yapmasını tavsiye ettim. Hatta, bu konuda hesap uzmanı olan bay Kemal’den yardım almasının bizim açımızdan mahsuru olmadığını vurguladım” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Özgür Özel’in henüz bu konuda akla, mantığa uygun bir cevap veremediğini belirterek, şu ifadeleri kullandı: “CHP’li belediyelerin Sosyal Güvenlik Kurumu’na olan birikmiş borçlarını, çeyrek altın cinsinden hesaplamak, anlaşılan Sayın Özel’in baya vaktini alıyor. Fakat, şurası, CHP siyasetini anlamak bakımından çok ilginç; CHP’nin Genel Başkanı, Ankara’da hızlı trene karşı çıkıyor ama Kars’a gittiğinde, millet neyi duymak istiyorsa, otobüsün üzerinde onu söylüyor. Yönettikleri belediyelerde, sudan otoparka kadar her şeye yüzde 1000 ila yüzde 2 bin 500 arasında zam yapıyorlar. Ancak, bakıyorsunuz Kars’ta doğal gaza indirim yapmaktan bahsediyor. Buradan Sayın Özel’e soruyorum, maden milletin indirimli doğal gaz kullanmasını çok istiyordunuz, peki EPDK’nın indirim kararını iptal ettirmek için niçin mahkemeye taşıdınız? Kars’a, Ardahan’a, Iğdır’a verdiği sözleri, İstanbul’da yerine getirmekten seni alıkoyan nedir? Öyle ya indirebiliyorsan, çağır büyükşehir belediye başkanını, talimat ver, doğal gaz fiyatını anında düşürsün. Madem bu işler emredince oluyor, belediye şirketleri dağıtım bedellerinin yarısını vatandaştan almasın. Orta oyunu burada da bitmiyor. Meselenin vahim tarafı, Sayın Özel’in doğal gaz destekleriyle ilgili hiçbir malumatının olmamasıdır. Evinde kullandığı doğal gaza verdiğimiz desteklerden haberi bile yok.”
“SAKARYA GAZ SAHASI’NDA GÜNLÜK ÜRETİMİMİZ 7 MİLYON METREKÜPÜ AŞTI”
Sadece Karadeniz’deki doğal gaz keşiflerinin sevincini milletle paylaşmak için sağladıkları desteğin tutarının 87 milyar lira olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Geçen yıl vatandaşımızın her 100 liralık doğal gaz faturasının 65 lirasını devlet olarak biz üstlendik. Bununla da kalmadık, 100 liralık elektrik faturasının 60 lirasını kamu olarak yine biz yüklendik. Enerji desteği olarak 2025 yılında bütçede, 472 milyar lira kaynak ayırdık” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, enerji başlığında vatandaşlara çok güçlü destekler verdiklerini belirterek, şöyle devam etti: “Sayın Özel, onu bunu bıraksın da ‘ucuzlatacağız’ dedikleri suya niye 5 yılda yüzde 1000’den fazla zam yaptıklarını bir zahmet açıklasın. Bugün CHP’li belediyelerin olduğu birçok şehirde vatandaşlarımız, su faturalarının elektrik ve doğal gaz faturalarını geçtiğinden dert yanıyor. ‘Allah’ın suyundan para alınır mı?’ diyen siz değil miydiniz bay Özel? Ne oldu da 5 senede suyun fiyatına 10 kat zam yaptınız? Dahası, doğru düzgün sunamadığınız en temel hizmetler için vatandaşın ümüğünü sıkmaktan ne zaman vazgeçeceksiniz? Sayın Özel’e şunu da söylemek isterim; ‘gaz maz yok’ dediğiniz Sakarya Gaz Sahası’nda günlük üretimimiz 7 milyon metreküpü aştı. Diğer sahalarımızla birlikte toplam yurt içi üretimimizi günlük 8 milyon metreküpe yükselttik. ‘Her seçim öncesi petrol buluyorlar’ dediğiniz Gabar’da da günlük üretimde 70 bin varilin üzerine çıktık bay Özel. Hedefimiz 100 bin varil. İnşallah yakında bu rakama da ulaşacağız.”
Tüm bu destekleri verirken, diğer taraftan da sismik arama ve sondaj faaliyetlerine devam ettiklerini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hâlen, 4 derin deniz sondaj gemisi, 2 sismik araştırma gemisi ve destek gemilerinden oluşan dünyanın en modern filolarından birine sahibiz. ORUÇREİS gemimiz, Somali denizlerindeki üç sahada çalışmalarına başladı. İnşallah bu çalışmalardan da müjdeli haberler alacağımıza inanıyorum. Enerjide tam bağımsız Türkiye, bu hedefe ulaşıncaya kadar gece gündüz demeden çalışacağız” diye konuştu.
“MUHALEFETİN BU KÖTÜRÜM HÂLİ BİZİM YÜKÜMÜZÜ DAHA DA AĞIRLAŞTIRIYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aslında sayın Özel’e ve CHP’ye bugün yüklenmek istemiyordum. Siz de takip ediyorsunuz, CHP’nin eski ve yeni kadroları arasındaki güç mücadelesi, onları zaten yeteri kadar hırpalıyor” değerlendirmesinde bulundu.
CHP’de parti içi iktidar kavgasının, Bizans’ı çırak çıkartacak ayak oyunlarının hiç ama hiç eksik olmadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: “CHP’nin derdi, Sayın Özel’e yeter de artar bile. Bay Kemal’in gem vuramadığı siyasi ihtirasları kendi başına ayrı bir tez konusu olur. Karşımıza çıktığı tüm seçimleri kaybetti, son olarak biraz şaibeli de olsa kurultayı da kaybetti ama siyasetten emekli olmayı bir türlü içine sindiremedi, partisi tarafından artık istenmediğini bir türlü kabullenemedi. Kendini hatırlatmak için sürekli fırsat kolluyor, bunun için de çok çirkin bir dille devamlı bize sataşıyor. Nereden tutsan elinde kalan, siyasetten tekaüt hâline gelmiş bir rakiple karşı karşıyayız. Ne iç politikaya ne dış politikaya ne de enerji gibi stratejik konulara dair dikkate alınacak hiçbir fikirleri yok. Kendilerince siyaset yapmaya çalışıyorlar ama onu da kotaramıyorlar. Muhalefetin bu kötürüm hâli bizim yükümüzü daha da ağırlaştırıyor.”
“TRABZON’A GÜNCEL RAKAMLARLA 437 MİLYAR LİRA KAMU YATIRIMI YAPTIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’deki diğer iller gibi Trabzon için de koşturduklarını ve buraya son 22 yılda güncel rakamlarla 437 milyar lira kamu yatırımı yaptıklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Trabzon’a birçok alanda yaptıkları yatırımları anlatarak, “Adalette 2,5 milyar lira, eğitimde 21 milyar lira, gençlik ve sporda 8 milyar lira, sosyal yardımlarda 42 milyar lira, sağlıkta 10 milyar lira, çevre ve şehircilikte 68 milyar lira, ulaştırmada 153 milyar lira, tarım ve ormanda tarımsal hibe destekleri dahil 49 milyar lira, sanayi ve teknolojide finansman destekleri dahil 10 milyar lira, enerjide kamu ve özel toplam 64 milyar lira, kültür ve turizmde 3 milyar lira, çalışma ve sosyal güvenlikte teşviklerle birlikte toplam 7 milyar lira yatırım yaptık” bilgisini paylaştı.
Trabzon’da ikinci devlet üniversitesi olarak Trabzon Üniversitesi’ni kurduklarını, 41 bin seyirci kapasiteli stadyum dahil birçok farklı branşta 97 spor tesisini inşa edip hizmete sunduklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplam 1518 yataklı 19 hastane dahil 62 sağlık tesisi inşa ettiklerini, 900 yataklı Trabzon Şehir Hastanesi’ni bu yılın sonuna kadar tamamlayarak hizmete alacaklarını ifade etti.
TOKİ vasıtasıyla 19 bin 765 konutlu projeyi hayata geçirdiklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, proje kapsamında 8 bin 453 konutu tamamlayıp hak sahiplerine teslim ettiklerini, 2 bin 312 konutun yapımına da devam ettiklerini bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Trabzon’da 6 millet bahçesi projemiz bulunuyor. Bunlardan 3 millet bahçemizi tamamlayıp hizmete açtık. Uzungöl ve Çarşıbaşı Millet Bahçemizin yapımına devam ediyoruz. Arsin Millet Bahçemizin yer seçimini yaptık, çalışmalarına başlayacağız. Kara yollarında 73 kilometreden devraldığımız bölünmüş yol uzunluğunu 267 kilometreye çıkardık. Bitümlü sıcak karışım kaplamalı yol ağını 89 kilometreden 519 kilometreye yükselttik. 22 yıl önce sadece 600 metre uzunluğunda 2 tüneli bulunan şehrimizin bugün yaklaşık 64 kilometre uzunluğunda 25 tüneli bulunuyor. Trabzon’u, Karadeniz Sahil Yolu ile Giresun ve Rize’ye, Artvin güzergahında ise Sarp Sınır Kapısı’na kadar bölünmüş yollarla bağladık. Türkiye’nin en uzun çift tüplü kara yolu tüneli olan Zigana Tüneli’ni tamamladık, Kanuni Bulvarı’nda sona yaklaştık. Şu anda Boztepe Kavşağı’ndan başlayıp Çukurçayır Kavşağı’na kadar olan 2 kilometrelik kesimde de çalışmalara devam ediyoruz. Şehrimizde 22 kara yolu projemizin çalışmaları devam ediyor.”
“ŞENOL GÜNEŞ SPOR TESİSİ’NDEKİ TİCARİ ÜNİTE VE BÖLÜMLERİ 10 YILLIĞINA TRABZONSPOR’A TAHSİS EDİYORUZ”
Akyazı Stadyumu’nun yanında inşa edilen şehir hastanesine ulaşımı hızlandırmak için hafif raylı sistem projesini hayata geçireceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Trabzon’a yaklaşık 32 kilometre uzunluğunda kent içi raylı sistemi kazandıracaklarını dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Trabzon ile Samsun arasını 2 saate düşürecek Samsun-Trabzon-Sarp Hızlı Tren Hattı Projesi ile Samsun’dan itibaren Ordu, Giresun, Trabzon, Rize ve Artvin olmak üzere tüm kentlerin birbirine bağlanacağını belirtti.
Sürekli artan yolcu sayısı doğrultusunda Trabzon’a yeni bir havalimanı kazandırmak için çalışmalara başladıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dış hatlar gelen yolcu terminali ve CIP binalarımızın açılışlarını geçtiğimiz ağustos ayında gerçekleştirdik. Şu anda iç hatlar terminalimiz ile dış hatlara giden yolcu terminalimizdeki tadilatları da bitirmek için yoğun çaba içindeyiz. Ayrıca havalimanımızda dış hatlarda 7 noktaya sefer planlıyoruz. İlimiz için yapımı, planı, ihalesi devam eden toplam 30 yatırımımız daha bulunuyor” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün Trabzonspor’a dair bir müjdeyi sizlerle paylaşmak istiyorum” diyerek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Trabzonspor’umuzun altyapısını güçlendirmek için şehrimizde Kamp Eğitim Merkezi Projesi’ni hayata geçiriyoruz. Trabzonspor Kamp Eğitim Merkezimiz toplam 82 bin metrekare alana sahip. Ayrıca merkezde 28 bin 560 metrekare büyüklüğünde 4 antrenman sahası, otopark, idari tesisler, sosyal ve yeşil alanlar da bulunacak. Ayrıca Şenol Güneş Spor Tesisi içinde bulunan ticari ünite ve bölümleri de 10 yıllığına Trabzonspor’a tahsis ediyoruz. Şimdiden hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum.”
Trabzon Büyükşehir Belediyesinin tahsis ettiği alanda bir hayırsever tarafından inşa edilen cami ve külliye inşaatının ramazanda teravih namazı kılınabilecek seviyeye geleceğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, il kongresinin hayırlara vesile olmasını diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2024 yılı ihracat rakamlarının açıklanması programında yaptığı konuşmada, “Yılın tamamında ihracat rakamlarında Cumhuriyet tarihinin rekoruna imza attık. 2024 yılı mal ihracatımız, 2023 yılına göre yüzde 2,5 oranında artarak 262 milyar dolara çıktı” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ticaret Bakanlığı ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) iş birliği ile Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen 2024 yılı ihracat rakamlarının açıklanması programına katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, programdaki konuşmasında, katılımcıları selamlarken iş dünyasının, Türk milletinin, dost ve kardeş halkların yeni yılını tebrik etti.
Katılımcıların 1 Ocak itibarıyla başlayan üç aylarını da tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rabb’im bizleri Ramazan-ı Şerif’e de sağlık ve afiyetle kavuştursun diyorum” ifadesini kullandı.
“GAZZE MEZALİMİ İÇİMİZDE BÜYÜK BİR YARA OLARAK 2024 SENESİ BOYUNCA DA KANAMAYA DEVAM ETTİ”
Gazze ve Lübnan başta olmak üzere Türkiye’nin yakın çevresinde savaşların, katliamların ve çatışmaların eksik olmadığı zorlu bir yılın geride bırakıldığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Tüm dünyanın gözleri önünde 15 aydır devam eden ve 50 bin masumun hayatına mal olan Gazze mezalimi içimizde büyük bir yara olarak 2024 senesi boyunca da kanamaya devam etti. 2024’ün son haftalarında Suriye’ye doğan özgürlük ve adalet güneşinin 2025 senesinde savaş uçaklarının kararttığı Gazze semalarında da sökün etmesini yürekten temenni ediyoruz. Suriye’de 13 yıl boyunca olduğu gibi 7 Ekim 2023’ten beri maruz kaldıkları zulüm karşısında Filistinli kardeşlerimizi de yalnız bırakmadık. Çeşitli kanallardan gönderdiğimiz 100 bin tonluk insani yardımla Gazzeli mazlumların yükünü bir nebze olsun hafifletmeye çalıştık. Filistin devletinin daha fazla ülke tarafından tanınması için diplomatik alanda yürütülen tüm çabalara hem destek verdik hem de öncülük ettik. İsrail’le ticari işlemleri tamamen durduran tek ülke yine Türkiye olmuştur.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ayrıca Filistin Serbest Ticaret Anlaşması’nı genişletme müzakerelerini tamamlayarak hem Filistin halkının alınan karardan zarar görmemesini temin ettiklerini hem de kendilerine ilave katkılarda bulunduklarını kaydetti.
Kış mevsiminin bastırmasıyla insani felaketin ağırlaştığı Gazze’de tek bir masumun daha hayattan kopartılmasına tahammülleri olmadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Bu anlayışla katliamların bir an önce durması ve kalıcı barışa giden yolun önünün açılması için yoğun gayret sarf ediyoruz. İnşallah önümüzdeki dönemde çok yönlü yürüttüğümüz bu çabalarımızın müspet sonuçlarını görmeyi ümit ediyoruz. Filistin halkıyla dayanışma adına hükûmetimizin aldığı bu karara destek veren iş dünyamızın tüm temsilcilerine bir kez daha şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum. İçeriden ve dışarıdan gelen bütün eleştirilere rağmen nasıl Suriye’de haklı çıkan biz olduysak Gazze krizinde de tarih haklılığımızı teyit edecek, Türkiye’nin adaletten, barıştan ve merhametten yana olan tavrının isabetli olduğunu görecektir. Allah’ın izniyle bundan en küçük bir şüphe duymadık ve duymuyoruz.”
“ENFLASYONLA MÜCADELE DÜNYADA GEÇEN YILA DAMGASINI VURDU”
Her yıl, bir önceki yılın dış ticaret rakamlarını değerlendirmenin iktidarlarının âdeta bir geleneği hâline geldiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Karnemizi önümüze koyduğumuz, başarılarımızın ve eksiklerimizin muhasebesini yaptığımız bu toplantılarımıza büyük önem veriyoruz. Bunu, aynı zamanda halka hesap verme prensibimizin asli bir unsuru olarak görüyoruz. Bu gelenek inşallah bundan sonra da devam edecek” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, her yıl artan dış ticaret rakamlarının bir tarafında hükûmetin, diğer tarafında özel sektörün bulunduğunu belirterek fedakârca çalışarak Türk ürünlerini dünyanın dört bir yanına ulaştıran ihracatçıları ve iş dünyasının elçilerini tebrik etti.
“BÖLGEMİZDE YAŞANAN BÜTÜN ZORLUKLARA RAĞMEN TÜRKİYE HEDEFLERİNE DOĞRU EMİN ADIMLARLA İLERLEMEKTEDİR”
2024 yılında Türkiye’nin dış ticaret alanında yakaladığı ivmeyi tüm yönleriyle inceleyeceklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Dış ticaret rakamlarının objektif değerlendirmesini yaparken şu noktanın gözden ırak tutulmaması gerektiği kanaatindeyim. Türkiye olarak özellikle bölgesel gelişmeler bağlamında belirsizliklerle dolu son derece sancılı ve sarsıntılı bir yıl geçirdik. Karadeniz’den komşularımız olan Rusya-Ukrayna arasındaki savaş, kimi zaman çok tehlikeli boyutlara vararak 2024 yılında da devam etti. Koronavirüs sürecinde geçici denilerek devreye alınan korumacı tedbirler maalesef geçen yıl da küresel ticareti olumsuz etkilemeyi sürdürdü. Tüketim, üretim ve enflasyon gibi temel ekonomik göstergelerde salgınla beraber başlayan bozulmanın üstesinden henüz gelinemedi. Jeopolitik gerilimler, siyasi çalkantılar ve henüz tam istenilen seviyelere gelinemeyen enflasyonla mücadele dünyada geçen yıla damgasını vurdu.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2025 senesinde nispeten daha iyi bir yıl beklenildiğini, 2025’te küresel iktisadi faaliyetin toparlanmakla birlikte salgın öncesi ortalamalarının altında seyredeceğinin anlaşıldığını vurgulayarak, OECD’nin tahminlerine göre dünya ekonomisinin 2024 yılını yüzde 3,2’lik büyümeyle kapatacağının, 2025 yılında ise yüzde 3,3’lük bir büyüme oranına ulaşacağının öngörüldüğüne değindi.
ABD ekonomisinin sırasıyla yüzde 2,8 ve yüzde 2,2 oranında, Avro Bölgesi’nin ise yüzde 0,8 ve yüzde 1,2 oranında büyümesinin beklendiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “En büyük ticaret ortağımız olan Almanya’daki olumsuz görünümün bizim açımızdan Avro Bölgesi için önemli bir risk unsuru teşkil etmektedir. Ama kendimize yeni pazarlar, yeni ticaret ortakları bularak inşallah bu riski de minimize etmeye çalışacağız. Genel tabloya baktığımızda, şunu net bir şekilde görebiliyoruz. Küresel mal ve hizmet ticareti 2025 yılı için olumlu sinyaller vermesine karşın çözüme kavuşturulamayan sıcak çatışmalar ve jeopolitik gerilimler sebebiyle daha tedbirli, temkinli hareket etmemizi elzem kılmaktadır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, küresel ekonomide ve bölgede yaşanan bütün bu zorluklara rağmen Türkiye’nin hedeflerine doğru emin adımlarla ilerlediğini belirtti.
“İSTİHDAM SON BİR YILDA 1 MİLYON 31 BİN KİŞİ ARTTI”
Yatırım, istihdam, üretim ve ihracat odaklı büyüme stratejisiyle yeni başarı hikâyeleri yazmaya devam edeceklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu verileri paylaştı: “2024 yılının üçüncü çeyreğinde yüzde 2,1 oranında büyüme kaydeden ekonomimiz tam 17 çeyrektir, kesintisiz büyüyor. Böylece yılın ilk 9 ayında yüzde 3,2 oranında büyüme oranına ulaştık. 2023 yılında 1 trilyon 130 milyar dolar olan ekonomimiz 2024 yılının üçüncü çeyreğinde yıllıklandırılmış olarak 1 trilyon 260 milyar doları buldu. 2023 yılında 13 bin 243 dolar olan kişi başına gelirimizin 2024 yılında 15 bin doları aşmasını, 2025 yılında ise 17 bin dolar seviyesinin üzerine çıkmasını bekliyoruz; nereden nereye. 2025 yılı için net ihracat ve sabit sermaye yatırımlarının da desteğiyle yüzde 4 büyüme oranına ulaşmayı hedefliyoruz. Üretimin güçlü etkilerinin son açıklanan istihdam verilerine de yansıdığını memnuniyetle ifade etmek isterim. İstihdam son bir yılda 1 milyon 31 bin kişi arttı. İstihdam edilenlerin sayısı 2024 yılı ekim ayında 32 milyon 970 bin kişiye ulaşarak tarihin en yüksek seviyesini gördü. Ocak-Ekim 2024 döneminde, işsizlik oranımız ortalama yüzde 8,8 oranıyla son 23 yılın en düşük düzeyine inmiştir. Erkeklerde yüzde 6,6 ile yine işsizlikte tarihimizin en iyi oranını yakaladık.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2023 yılı haziran ayında başlayan ve enflasyonla mücadelede sağlam bir zemin oluşturmayı amaçlayan geçiş sürecinin 2024 yılı haziran ayı itibarıyla sona erdiğini, ikinci aşama olan dezenflasyon sürecinin başladığını dile getirdi.
“2025 YILINDA DA ENFLASYON ORANIMIZ İLAN EDİLEN SEVİYELERDE GERÇEKLEŞECEK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sabah TÜİK tarafından açıklanan 2024 yılına ait enflasyon verilerinin uyguladıkları politikaların doğruluğunu teyit ettiğini belirterek, “Enflasyon aralıkta aylık bazda yüzde 1,03 olurken yıllık bazda yüzde 44,38’e gerilemiştir. Yıllık enflasyon 2023 sonuna göre 20 puan, 2024 Mayıs ayındaki zirve seviyesine göre 31 puan düşmüştür. 2025 yılında da enflasyon oranımız orta vadeli programla ve enflasyon raporunda ilan edilen seviyelerle uyumlu şekilde gerçekleşecektir. Bu umut verici gelişmelerin arkası inşallah gelecek” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, piyasaların hükûmete, politikalara, ekonomi programına ve tüm bunlarla birlikte Türk ekonomisinin güçlü potansiyeline güvendiğini vurguladı.
Bu konuda ihracatçıların desteğinin çok kıymetli olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gerek ihracatımızı hedeflerimizle uyumlu bir şekilde artırmaya gerekse enflasyonu tekrar tek haneli rakamlara düşürmeye katkıda bulunmak için iş dünyamızın tüm paydaşlarından samimi destek bekliyoruz” diye konuştu.
“İHRACATÇILARIMIZIN MESELELERİYLE İLGİLENDİK”
Türkiye’yi çok farklı seviyeye taşıdıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ihracatçılar ve iş insanlarıyla yüzlerce seyahate çıkıp dünyayı adeta karış karış dolaştıklarını dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gittikleri her yerde Türkiye’nin potansiyelini, gücünü ve imkânlarını devlet adamlarına ve iş dünyasının temsilcilerine birlikte anlattıklarını kaydederek, “Büyük-küçük ayrımı yapmadan ihracatçılarımızın meseleleriyle ilgilendik. Gümrük işlemlerinden vize sorunlarına, alacak tahsilatından serbest ticaret anlaşmalarına kadar her alanda çözümler ürettik. Zorluklarla karşılaşsak da hep yeni yollar, yöntemler ve pazarlar bulduk” diye konuştu.
Afrika ve Latin Amerika açılım politikaları sayesinde Türk iş dünyasının bu coğrafyalarda da engelleri aşarak güçlü varlık göstermeye başladığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün hamdolsun dünyanın her köşesinde ihracattayız. İhracat, Türk ekonomisinin amiral gemisi vasfını hâlen koruyor. Nitekim 2024 yılının ihracat rakamlarına baktığımızda bunu net şekilde görebiliyoruz” ifadesini kullandı.
“2024’TE AVRUPA BİRLİĞİ’NE İHRACATIMIZ YÜZDE 4,2 ARTIŞLA 108,7 MİLYAR DOLARA ULAŞMIŞTIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen yıla ait dış ticaret verilerine değinerek şunları paylaştı: “Öncelikle 2024 yılı aralık ayında ihracatımız yüzde 2,2 artışla 23,5 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Böylece aralık ayı aylık ihracat rekorunu kırdık. İthalatımız ise yüzde 11,1’lik artışla 32,3 milyar dolar oldu. Yılın tamamında ihracat rakamlarında Cumhuriyet tarihinin rekoruna imza attık. Biraz evvel ifade ettiğim olumsuzluklara rağmen 2024 yılı mal ihracatımız, 2023’e göre yüzde 2,5 oranında artışla 262 milyar dolara çıktı. Ayrıca son 19 ayın 12’sinde o ayın ihracat rekorunu kırdık. 2024 yılı ocak-aralık döneminde 31 ilimiz 1 milyar doların üzerinde ihracat yaparken, 54 ilimiz de ihracatını artırmıştır. En fazla ihracat yapan 5 ilimiz sırasıyla 56,8 milyar dolarla İstanbul, 32 milyar dolarla Kocaeli, 23,8 milyar dolarla İzmir, 18,2 milyar dolarla Bursa ve 13,2 milyar dolarla Tekirdağ’dır. 2024 yılı genelinde ise ithalatımız yüzde 4,9 düşüşle 344,1 milyar dolara inmiştir.”
Geçen yıl dış ticaret dengesinde olumlu kazanımlar elde ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “2023’te 106,3 milyar dolar olan dış ticaret açığını, 2024’te 82,2 milyar dolara kadar indirdik. Yani 2024’te dış ticaret açığını tam 24 milyar dolar düşürdük. 2024’te ihracatın ithalatı karşılama oranı ise 5,5 puan artışla yüzde 76,1’e yükseldi. Bu oran, göreve geldiğimiz 2002 yılında sadece yüzde 50 civarındaydı. 2024 yılında ihracatımızda kıymet bazında artışta öne çıkan ilk üç ülke ise yüzde 22,2 artışla Birleşik Krallık, yüzde 9,9 artışla Amerika Birleşik Devletleri ve yüzde 52’lik artışla Suudi Arabistan olmuştur. 2024 yılında Avrupa Birliği’ne ihracatımız yüzde 4,2 artışla 108,7 milyar dolara ulaşmıştır. Avrupa Birliği’nin son 12 ayda ithalatının yüzde 7,5 gerilediği bir ortamda, ülkemizin bu pazara ihracatının artması çok mühimdir. Ayrıca İslam İşbirliği Teşkilatı üyelerine ihracatımız yüzde 6,1 artarak 70,1 milyar dolara, Türk Devletleri Teşkilatı ülkelerine yüzde 12,9 artışla 11,1 milyar dolara yükselmiştir.”
“EKONOMİMİZ DAHA DENGELİ BÜYÜME TRENDİNDE İLERLEMEKTEDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İhracatın değer bazında en çok arttığı ilk üç fasılaya şöyle bir baktığımızda motorlu kara taşıtlarında yüzde 5,3 artışla 32,5 milyar doları, demir ve çelikte yüzde 15,1 artışla 10,2 milyar doları, elektrikli makine ve cihazlarda yüzde 6,4 artışla 16,4 milyar doları yakaladığımızı görüyoruz” değerlendirmesini yaptı.
Üretimdeki orta-yüksek ve yüksek teknolojili ürün katkısının altını çizmek istediğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “2024 yılında yüksek teknolojili ürünlerin ihracatı, kıymet bazında tam yüzde 19 oranında artışla 8,8 milyar dolara yükselmiştir. Orta-yüksek teknolojili ürünlerin ihracatı ise yüzde 2,8 artışla 92,4 milyar dolara ulaşmıştır. 2022’de yüzde 36,9 olan orta-yüksek ve yüksek teknolojili ürün ihracatının payı 2023’te yüzde 40,4’e, bu yıl yüzde 41’e çıkmıştır. Bu durum, ürünlerimizdeki nitelik artışının önemli işaretidir. Döviz ihtiyacımız azalırken makroekonomik istikrarımız güçlenmekte, dolayısıyla ekonomimiz daha dengeli büyüme trendinde ilerlemektedir” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ihracat rakamlarının ülke, millet ve ekonomi için hayırlara vesile olmasını temenni ederek, “Bu başarının altında fabrikalarda alın teri döken işçiden ustabaşına, atölyelerde emek veren çıraktan kalfaya, insanımıza istihdam kapısı olan işveren ve yatırımcıdan ürünlerimizi dünyayla buluşturan ihracatçılarımıza kadar herkesin imzası vardır. Tabii bu rekor ihracat rakamlarına, kadınların yüzde 20’nin üzerinde katkı yaptığını memnuniyetle belirtmek isterim. Başta kadınlar olmak üzere bütün ihracatçılarımızı ve emeği geçen herkesi yürekten tebrik ediyorum” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, mal ihracatı gibi hizmet ihracatında da hedeflerini aşmanın bahtiyarlığını yaşadıklarını söyledi.
2024 yılında hizmet ihracatı hedeflerinin 110 milyar dolar olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yılın ilk 10 ayında 97,1 milyar dolar hizmet ihracatına ve 54 milyar dolar hizmet ticareti fazlasına ulaştık. Yıllıklandırılmış olarak bakıldığında, ekim ayı itibarıyla gerçekleştirdiğimiz 112,5 milyar dolar hizmet ihracatı ile hedefimiz olan 110 milyar doların üzerine çıktık” diye konuştu.
Gerek mal ticaretinde gerçekleşen performansın gerekse hizmetlerin güçlü katkısının cari işlemler dengesine olumlu yansıdığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Cari işlemler hesabı 5 yıl sonra ilk kez son 5 aydır aylık bazda fazla vermiştir. 2024 yılı sonunda cari işlemler açığının geçen yılki 40,4 milyar dolardan 10-11 milyar dolar seviyesine kadar gerileyeceği anlaşılıyor. Böylece 2024 yılında cari işlemler açığının millî gelire oranının yüzde 1’in altında kalacağına inanıyoruz. Hep söylediğim gibi bu başarılar yalnızca birer başlangıç noktasıdır. Çok daha büyük başarılara ulaşmak için durmadan, yorulmadan, yandık-bittik diyen felaket tellallarına aldırmadan çalışmaya devam edeceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk ekonomisinin kıvanç kaynağı olan ihracatçıların dün olduğu gibi yarın ve daima yanlarında olacaklarını dile getirerek, “2024 yılında mal ve hizmet ihracatçılarımıza toplam 24,7 milyar lira destek sağladık. İhracat desteklerine tahsis ettiğimiz bütçeyi 2025 yılında 33 milyar liraya çıkartıyoruz” ifadelerini kullandı.
İhracatçıların finansmana erişimini kolaylaştırmak için devletin ilgili tüm kurumlarının ortak çaba harcadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, finansmanda sadece Eximbank’la yetinmediklerini, İhracatı Geliştirme Anonim Şirketiyle önemli bir adım atarken, kefalet sistemiyle de teminat sorununa çözüm getirdiklerini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Merkez Bankamız finansmana erişimi desteklemek amacıyla reeskont kredilerinin günlük limitini 13 kat artışla 4 milyar liraya çıkardı. Merkez Bankası son 1 yılda 573 milyar liralık reeskont kredisi kullandırdı” dedi.
“DESTEK SÜREÇLERİNİ HIZLANDIRMAYI AMAÇLIYORUZ”
Türkiye’yi daha güçlü, rekabetçi ve sürdürülebilir bir ekonomik yapıya kavuşturmak için yoğun çaba içinde olduklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ticaret Bakanlığımızca ‘2025 Yılı İhracat Planı’ çalışmalarını da başlatmış bulunuyoruz. İhracatçılarımızın yurt içi ve yurt dışı fuar katılımlarına yönelik desteklerin kapsamını genişletmeyi, desteklere erişimini kolaylaştırmayı ve destek süreçlerini hızlandırmayı amaçlıyoruz” şeklinde konuştu.
Sadece 2024 yılının değerlendirmesini yapmadıklarını, aynı zamanda 2025’in de hedeflerini belirlediklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Geçtiğimiz sene, 2024 yılı mal ve hizmet ihracatı için sizlere 375 milyar dolar hedefini koymuştum ve hamdolsun size olan güvenimi boşa çıkarmadınız. 2025 yılında mal ve hizmet ihracatı olarak toplamda 390 milyar doları geçeceğimize inanıyorum. Önümüzdeki yıl, hedeflerimizi de aşan bir ihracat rakamına ulaşacağınız konusunda Cumhurbaşkanınız olarak ben sizlere güveniyorum.”
Cumhuriyet tarihinin en yüksek ihracat rakamının ülkeye ve millete hayırlı olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ticaret Bakanlığı, Türkiye İhracatçılar Meclisi, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu ve ticaretin artırılması için özveriyle çalışan herkesi tebrik etti.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.