Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının destekleriyle Uluslararası Medya Enformasyon Derneği (UMED) tarafından düzenlenen Göçmenler ve Medya Çalıştayının açılış konuşmasında, “Türkiye istikrarlaştırıcı bir güç olarak hem kendi güvenliği ve istikrarı, hem de bölge ülkelerinin güvenliği ve istikrarı için sahada ve masada mücadele verdi. Bu noktada Türkiye gerçekçi ve insani göçmen politikasıyla dünyaya örnek oldu.” ifadelerini kullandı.
Son yüzyılın dünya açısından baş döndürücü olaylara sahne olduğuna, insanlığın bu dönemde tarihin hiçbir asrında görülmemiş dönüşümlere şahitlik ettiğine dikkati çeken İletişim Başkanı Altun, savaşlarla, krizlerle uluslararası dengelerin değiştiği, belirsizliklerin ve insani dramların hâkim olduğu bir dünya tablosuyla karşı karşıya kalındığını vurguladı.
İletişim Başkanı Altun, bu tabloda uluslararası sisteme dair kabul edilen kuralların, normların ve davranış kalıplarının eş zamanlı olarak zayıfladığını gördüklerini belirterek, bugün dünyanın karşı karşıya kaldığı en önemli sorunlardan birisinin de “göç ve mülteci” sorunu olduğunu ifade etti.
“Karar alıcılar göçe sebep verebilecek tutumlardan sakınmalı”
Göçmenliğin çoğu kez kişilerin ülkesini terk etmek zorunda kalmasıyla başlayan ve sonu belli olmayan dramatik bir süreç olduğuna işaret eden İletişim Başkanı Altun, “Bu noktada en can alıcı husus, karar alıcıların göçe sebebiyet verebilecek tutum ve davranışlardan sakınmaları, aklıselim hareket etmeleri, milyonlarca insanın hayatını ve geleceğini riske atmamalarıdır.” diye konuştu.
İletişim Başkanı Altun, Göktürk devletinin ünlü devlet adamı Bilge Türk Tonyukuk’un, “Bir şey ince iken kolay delinir, kalın iken delinmesi zor ya da imkânsızdır” sözünü anımsatarak, bu sözle bir sorunun başlangıcında, büyümeden çözülmesinin daha kolay olacağının kast edildiğini dile getirdi.
Bu konuda medya ve medya mensuplarına çok önemli görevler düştüğünü vurgulayan İletişim Başkanı Altun, çalıştayda da medyanın göçmen sorununun çözümündeki rolü ve medyadaki göçmen temsillerinin nasıl daha doğru, objektif, adil, kişisel ve küresel ihtiras ve emellerden uzak bir şekilde üretilebileceğinin ele alınacağını anlattı.
İletişim Başkanı Altun, küreselleşme söylemi ve liberalleşme eğilimlerinin zirve yaptığı bir dönem geride bırakılırken, Batı’nın bir yandan sosyal devlet krizine tanıklık ettiğini bir yandan da siyasal olarak çözülme eğilimi yaşadığını gözlemlediklerini söyledi.
İletişim Başkanı Altun, “Geldiğimiz noktada, Batı dünyası ne yazık ki ırkçılığın derinleştiği, yabancı düşmanlığının yükseldiği, sosyal gettolaşmaların arttığı bir kültürel coğrafya olarak uluslararası alanda karşımıza çıkıyor.” değerlendirmesinde bulundu.
“Türkiye gerçekçi ve insani göçmen politikasıyla dünyaya örnek oldu”
Sorunların ulusal olmaktan çıkıp uluslararası nitelik kazandığı yeni bir dönemin tecrübe edildiğine işaret eden İletişim Başkanı Altun, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Böylesi bir ortamda biz, Türkiye olarak aynı zamanda ağır insani ve siyasi krizlere şahitlik eden, zorluklarla dolu bir coğrafyada var olma, büyüme, gelişme mücadelesi veriyoruz. Özellikle 2010 sonrasında bölgemizde yaşanan gelişmeler, bölünmüş devletlerin ortaya çıkmasına, terörizmin yaygınlaşmasına, küresel göçmen ve mülteci sorununun baş göstermesine neden oldu.
Bu dönemde Türkiye istikrarlaştırıcı bir güç olarak hem kendi güvenliği ve istikrarı hem de bölge ülkelerinin güvenliği ve istikrarı için sahada ve masada mücadele verdi. Son derece somut önemli kazanımlar elde etti. Bu noktada Türkiye gerçekçi ve insani göçmen politikasıyla dünyaya örnek oldu.”
“Göçmen sorunuyla en ciddi şekilde yüzleşen ülke Türkiye oldu”
Bugün tüm dünyanın göçmen sorunuyla karşı karşıya olduğunu vurgulayan İletişim Başkanı Altun, “Fakat bu sorunla en ciddi şekilde yüzleşen ülke Türkiye’dir. Bunu biz tercih etmedik. Bölgemizde büyük bir yangın çıktı. Bu yangını biz çıkarmadık; aksine söndürmek için çok büyük gayret sarf ettik, etmeye de devam ediyoruz.” diye konuştu.
Türkiye’nin bu yangının mağdurlarının yaralarını sarmaya çalıştığını, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın insanlığın vicdanı olarak yürüttüğü siyasetle, mağdurların ve mazlumların yanında yer aldığını, onların yaralarını sarma, onları iyileştirme gayretinde olduğunu vurgulayan İletişim Başkanı Altun, şöyle devam etti:
“Bu yangın neden çıktı? Açık ve net ifade edelim; Batı merkezli yeni sömürgecilik siyaseti nedeniyle çıktı. Batıcı siyasetin bölgemizdeki işbirlikçilerinin tamahkâr ve tahripkâr uygulamaları nedeniyle çıktı. Dış güçlerin vesayetinde kendi toplumuna yabancılaşmış azınlık yönetimlerinin yanlışları nedeniyle çıktı ve bu yangın çok ağır maliyetler üretti. Bu maliyet, bizim de içinde bulunduğumuz coğrafyanın insanlarına, mazlum halklarına ödetilmek istendi.
Türkiye bu bağlamda en fazla maliyet üstlenen ülke oldu. Suriye kaynaklı terörizm ve göçmen sorunu ülkemize yöneldi. Batı dünyası, hem uzun dönemli sömürgeci Orta Doğu politikasıyla sorunun kaynağı oldu hem de son dönemde baş gösteren küresel terör ve göçmenlik sorunlarının çözümüne hiçbir surette katkı vermedi. Veriyor gibi yaptı ama gerçekte vermedi. Bu süreçte Türkiye, Cumhurbaşkanımızın liderliğiyle bu sorunlarla güçlü şekilde yüzleşti, onları kararlılıkla yönetti.”
Uluslararası göçmenlerin sayısı 2050’de 405 milyona ulaşabilir
İletişim Başkanı Altun, dünyada yaşanan siyasi ve askerî çatışmalar sebebiyle sığınmacıların yaşadığı trajediye işaret ederek, Birleşmiş Milletler Yüksek Komiserliği verilerine göre, dünyadaki mülteci sayısı 1960’ta 2 milyonken, bugün bu rakamın 26 milyon seviyesine ulaştığına dikkati çekti.
Yerinden edilmiş insanlar ve iltica arayışında olanlarla birlikte rakamın 76 milyona ulaştığını belirten İletişim Başkanı Altun, “Bu sayı, Birleşmiş Milletler verilerine göre son 20 yıldaki hızıyla artmaya devam ederse, dünyadaki uluslararası göçmenlerin sayısının 2050’de 405 milyona ulaşması öngörülüyor.” şeklinde konuştu.
İletişim Başkanı Altun, 21. yüzyılın bu acı gerçeğiyle çoktandır yüzleşen Türkiye’nin herkes için daha güvenli bir dünya adına sorumlu bir aktör olarak üzerine düşeni fazlasıyla yaptığını vurguladı.
“500 bine yakın Suriyeli kardeşimiz geri dönüş yaptı”
İletişim Başkanı Altun, Türkiye’nin bir yandan savaştan, terörden, katliamlardan kaçanlara kol kanat gerdiğini bir yandan da yerlerinden, yurtlarından edilmiş insanlara onurlu, güvenli ve gönüllü geri dönüş imkânı yaratmak için var gücüyle çalıştığını, çalışmaya devam ettiğini aktardı.
İletişim Başkanı Altun, şöyle devam etti:
“Türkiye istikrarlaştırıcı bir güç olarak, sınırlarının ötesinde sert güç unsurlarını devreye sokarak, terörden arındırılmış güvenli bölgeler inşa etmek uğruna, son derece başarılı girişimlerde bulunmuştur. Sayın Cumhurbaşkanımız bu noktada başta Batı dünyasının engellemelerine rağmen son derece kararlı bir şekilde hareket etmiş, mülteci ve göç sorununun son dönemdeki en önemli kaynaklarından biri olan Suriye krizinin çözümünde çok net bir tavır ortaya koymuştur.
Bu çerçevede Zeytin Dalı, Fırat Kalkanı ve Barış Pınarı Harekâtlarıyla bir yandan sınır güvenliğimiz sağlanmış, bir yandan ülkemize ve bölgemize yönelen terör tehditleri bertaraf edilmiş, terör örgütleri çok ciddi anlamda sınırlanmış öte yandan da Suriye sahasında geniş bir güvenli bölge inşa edilerek yerlerinden edilmiş insanlara geri dönüş imkânı sağlanmıştır. Nitekim bu çerçevede Suriye’nin kuzeyinde güvenli hâle getirdiğimiz bölgelere bugüne dek 500 bine yakın Suriyeli kardeşimiz güvenli, gönüllü ve onurlu şekilde geri dönüş yapmıştır.”
“Onurlu, güvenli ve gönüllü bir şekilde ülkelerine dönmelerini temin etmeyi çok önemsiyoruz”
İletişim Başkanı Altun, “Yerlerinden, yurtlarından edilmiş mazlum insanların onurlu, güvenli ve gönüllü bir şekilde ülkelerine dönmelerini temin etmeyi çok önemsiyoruz. Bu husus göçmen politikamızın merkezinde yer alan hayati unsurlardan biridir. Bu noktada biz sözde değil özde hareket ediyor, bölgede dönüştürücü bir aktör olarak bölgenin istikrarı ve barışına katkı sunacak adımlar atıyoruz.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2,5 yıl önce BM Genel Kurulu’nda 1 milyon Suriyeli göçmenin evlerine geri dönüşüne imkân sağlayacak “terörden arındırılmış güvenli bölge” teklifini en net ve somut şekilde ortaya koyduğunu anımsatan İletişim Başkanı Altun, bu önerinin Batılı ülkelerde gerekli karşılığı bulamadığını belirtti.
“Dezenformasyon kampanyalarıyla karşı karşıya kalıyoruz”
İletişim Başkanı Altun, bugün Almanya’nın 530 bin, İsveç’in ise 130 bin Suriyeli göçmene ev sahipliği yaptığına, bunun dışında da hiçbir Batı ülkesinde 50 binden fazla Suriyeli göçmenin bulunmadığına dikkati çekti.
Türkiye’nin Almanya’nın 8 katı göçmene ev sahipliği yaptığını aktaran İletişim Başkanı Altun, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Böyle bir büyük nüfusun geldiği ülke için sosyo-ekonomik etkilerinin olmaması düşünülemez. Bu noktada başta siyasetçilerin sığınmacılarla ilgili değerlendirmelerinde ve medyanın mültecilerle ilgili haberlerinde, insani ve mesleki değerler açısından hassasiyet göstermesi çok önemlidir. Objektiflikten uzak, popülist söylemlere dayalı yorum ve haberlerin derin toplumsal sorunlara zemin hazırlama potansiyeli bulunduğu aşikârdır.
Bugün, ne yazık ki başta sosyal medya platformları olmak üzere tüm iletişim mecralarında, Türkiye’de yaşayan Suriyelilere yönelik toplumsal algıyı olumsuz yönde etkilemeye, şekillendirmeye dönük dezenformasyon kampanyaları ile karşı karşıya kalıyoruz.”
“En fazla dezenformasyona maruz bırakılan alan sığınmacılar ve göçmenler”
İletişim Başkanı Altun, “sığınmacılar ve göçmenler” konusunun Türkiye’nin çabalarının en fazla görmezden gelindiği ve dezenformasyona maruz bırakıldığı alanlardan biri olarak öne çıktığını dile getirdi.
Yakın geçmişte “İngiltere’nin Türkiye’de Afganlılar için mülteci merkezleri kuracağı” iddiasının bile ortaya atıldığını, iddianın doğru olmadığına ilişkin yapılan girişimlerle bu yalan haberi yayan medya kurumunun özür dilediğini anımsatan İletişim Başkanı Altun, toplumda göçmenlere yönelik olumsuz bir yaklaşımı hâkim kılmayı amaçlayan dezenformasyon kampanyalarını algı çalışmalarını yakından takip ettiklerini vurguladı.
İletişim Başkanı Altun, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı olarak Türk ve dünya kamuoyundaki Suriyeli sığınmacılara dair bilgi kirliliği ve dezenformasyonla da mücadele ettiklerine işaret etti.
Bu kapsamda Türkiye’nin düzensiz göçle mücadelesini uluslararası kamuoyuna en iyi şekilde anlatmak için uluslararası medya mensuplarının katılımıyla Suriye sınırı, Ege, Akdeniz ve Suriye’de terörden arındırılan bölgelere saha ziyaretleri düzenlediklerini anımsatan İletişim Başkanı Altun, ABD’den Japonya’ya, İsveç’ten İtalya’ya kadar birçok ülkenin önde gelen medya kuruluşu temsilcilerinin yaşananları sahil güvenlik teknelerinden izlediğini anlattı.
İletişim Başkanı Altun, bu medya çalışmalarıyla Türkiye’nin Suriye topraklarında kurulan güvenli bölgelerde yaptığı yatırımlar ve icra ettiği faaliyetlerin, Türkiye toprakları ve Avrupa’ya yönelik düzensiz göçün nasıl kontrol altına alındığı, Suriye’de rejim saldırıları ve PKK/YPG terör örgütünün tehditleri nedeniyle Avrupa’ya düzensiz göç baskısının nasıl arttığının gösterildiğini belirtti.
Ayrıca Ege Denizi’nde ve Meriç Nehri’nde mülteci botlarının nasıl batırıldığı, masum insanların nasıl ölüme terk edildiği ve hatta Avrupa Birliği’ne ayak basan ailelerin silahlı kişilerce nasıl botlara bindirilip Türkiye sularına atıldığı konusunda bilgi verildiğini dile getiren İletişim Başkanı Altun, Türkiye’nin küresel kaos çağında nasıl istikrarlaştırıcı bir güç olduğunu gösterdiklerinin altını çizdi.
“Sahada ne oluyorsa onu dünyaya anlatmaya devam edeceğiz”
İletişim Başkanı Altun, bu tür çalışmaların hakikatle mücadelenin bir parçası olduğunu vurgulayarak, “Tüm inkâr politikalarına ve dezenformasyon girişimlerine rağmen sahada ne oluyorsa onu dünyaya anlatmaya devam edeceğiz. Gerçekleştirdiğimiz tüm faaliyetler Türkiye’nin bu husustaki çabalarının uluslararası aktör ve ülkeler tarafından zaman zaman takdir görmesine vesile olmuştur.” ifadesini kullandı.
“Önyargıları yeniden üretmek zulmü kalıcı hâle getirmektir”
İletişim Başkanı Altun, göçmenler ve sığınmacıların sorunun kaynağı değil, sorunun mağdurları olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Bugün medya ve siyaset dünyasındaki popülist eğilimler göçmenlere, sığınmacılara yönelik nefreti körüklemekte, ırkçılığın ve yabancı düşmanlığının yükselmesine maalesef neden olmaktadır. Medyada ve siyaset dünyasında sığınmacılara ve göçmenlere yönelik önyargıları yeniden üretmek zulmü kalıcı hâle getirmektir.
Medyada göçmenlerin temsili noktasında adil bir tutuma, veri temelli haberciliğe, gerçek insan hikâyelerine ve birleştirici, bütünleştirici bir dile ihtiyacımız var. Bunu başarabiliriz ve bunu başarmalıyız. Tarihte örneğini çok defa gördüğümüz üzere, nefret söylemi, geriye sadece ve sadece utanç sayfaları bırakır. Korku iklimi oluşturma çabalarına hiçbir şekilde prim vermemeliyiz. Dileriz ve umut ederiz ki hiçbir millet, hiçbir toplum, doğup büyüdükleri topraklardan ayrılmak zorunda bırakılmasın; hiçbir insan barış ve huzurdan mahrum bırakılmasın. Yüzyıllardır bu tür sorunlara muhatap olan insanlık, bundan sonraki dönemler için hafızasını diri tutmalı, ayrıştırıcı ve ötekileştirici politikaları bir kenara bırakmalıdır.”
İletişim Başkanı Altun, Göçmenler ve Medya Çalıştayında emeği geçen tüm akademisyenlere, gazetecilere, konuşmacılara teşekkürlerini ileterek, Çalıştay sonunda ortaya konulacak sonuç bildirgesinin de son derece stratejik bir işlev üstleneceğine inandığını söyledi.
İletişim Başkanı Altun’a konuşmasının ardından, Uluslararası Medya Enformasyon Derneği Başkanı Aslan Değirmenci, el dokumasıyla yapılan Ayasofya-i Kebir Camisi tablosunu hediye etti.
İletişim Başkanı Altun’un konuşmalarının ardından Çalıştay, Medyada Göçmen Haberleri ve Analizleri, Medyada Göçmenlerin Hedef Gösterilmesi ile Göçmen Algısında Medyanın Etkisi başlıklarının akademisyen ve gazetecilerce ele alındığı oturumla devam etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2024 yılı ihracat rakamlarının açıklanması programında yaptığı konuşmada, “Yılın tamamında ihracat rakamlarında Cumhuriyet tarihinin rekoruna imza attık. 2024 yılı mal ihracatımız, 2023 yılına göre yüzde 2,5 oranında artarak 262 milyar dolara çıktı” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ticaret Bakanlığı ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) iş birliği ile Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen 2024 yılı ihracat rakamlarının açıklanması programına katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, programdaki konuşmasında, katılımcıları selamlarken iş dünyasının, Türk milletinin, dost ve kardeş halkların yeni yılını tebrik etti.
Katılımcıların 1 Ocak itibarıyla başlayan üç aylarını da tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rabb’im bizleri Ramazan-ı Şerif’e de sağlık ve afiyetle kavuştursun diyorum” ifadesini kullandı.
“GAZZE MEZALİMİ İÇİMİZDE BÜYÜK BİR YARA OLARAK 2024 SENESİ BOYUNCA DA KANAMAYA DEVAM ETTİ”
Gazze ve Lübnan başta olmak üzere Türkiye’nin yakın çevresinde savaşların, katliamların ve çatışmaların eksik olmadığı zorlu bir yılın geride bırakıldığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Tüm dünyanın gözleri önünde 15 aydır devam eden ve 50 bin masumun hayatına mal olan Gazze mezalimi içimizde büyük bir yara olarak 2024 senesi boyunca da kanamaya devam etti. 2024’ün son haftalarında Suriye’ye doğan özgürlük ve adalet güneşinin 2025 senesinde savaş uçaklarının kararttığı Gazze semalarında da sökün etmesini yürekten temenni ediyoruz. Suriye’de 13 yıl boyunca olduğu gibi 7 Ekim 2023’ten beri maruz kaldıkları zulüm karşısında Filistinli kardeşlerimizi de yalnız bırakmadık. Çeşitli kanallardan gönderdiğimiz 100 bin tonluk insani yardımla Gazzeli mazlumların yükünü bir nebze olsun hafifletmeye çalıştık. Filistin devletinin daha fazla ülke tarafından tanınması için diplomatik alanda yürütülen tüm çabalara hem destek verdik hem de öncülük ettik. İsrail’le ticari işlemleri tamamen durduran tek ülke yine Türkiye olmuştur.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ayrıca Filistin Serbest Ticaret Anlaşması’nı genişletme müzakerelerini tamamlayarak hem Filistin halkının alınan karardan zarar görmemesini temin ettiklerini hem de kendilerine ilave katkılarda bulunduklarını kaydetti.
Kış mevsiminin bastırmasıyla insani felaketin ağırlaştığı Gazze’de tek bir masumun daha hayattan kopartılmasına tahammülleri olmadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Bu anlayışla katliamların bir an önce durması ve kalıcı barışa giden yolun önünün açılması için yoğun gayret sarf ediyoruz. İnşallah önümüzdeki dönemde çok yönlü yürüttüğümüz bu çabalarımızın müspet sonuçlarını görmeyi ümit ediyoruz. Filistin halkıyla dayanışma adına hükûmetimizin aldığı bu karara destek veren iş dünyamızın tüm temsilcilerine bir kez daha şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum. İçeriden ve dışarıdan gelen bütün eleştirilere rağmen nasıl Suriye’de haklı çıkan biz olduysak Gazze krizinde de tarih haklılığımızı teyit edecek, Türkiye’nin adaletten, barıştan ve merhametten yana olan tavrının isabetli olduğunu görecektir. Allah’ın izniyle bundan en küçük bir şüphe duymadık ve duymuyoruz.”
“ENFLASYONLA MÜCADELE DÜNYADA GEÇEN YILA DAMGASINI VURDU”
Her yıl, bir önceki yılın dış ticaret rakamlarını değerlendirmenin iktidarlarının âdeta bir geleneği hâline geldiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Karnemizi önümüze koyduğumuz, başarılarımızın ve eksiklerimizin muhasebesini yaptığımız bu toplantılarımıza büyük önem veriyoruz. Bunu, aynı zamanda halka hesap verme prensibimizin asli bir unsuru olarak görüyoruz. Bu gelenek inşallah bundan sonra da devam edecek” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, her yıl artan dış ticaret rakamlarının bir tarafında hükûmetin, diğer tarafında özel sektörün bulunduğunu belirterek fedakârca çalışarak Türk ürünlerini dünyanın dört bir yanına ulaştıran ihracatçıları ve iş dünyasının elçilerini tebrik etti.
“BÖLGEMİZDE YAŞANAN BÜTÜN ZORLUKLARA RAĞMEN TÜRKİYE HEDEFLERİNE DOĞRU EMİN ADIMLARLA İLERLEMEKTEDİR”
2024 yılında Türkiye’nin dış ticaret alanında yakaladığı ivmeyi tüm yönleriyle inceleyeceklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Dış ticaret rakamlarının objektif değerlendirmesini yaparken şu noktanın gözden ırak tutulmaması gerektiği kanaatindeyim. Türkiye olarak özellikle bölgesel gelişmeler bağlamında belirsizliklerle dolu son derece sancılı ve sarsıntılı bir yıl geçirdik. Karadeniz’den komşularımız olan Rusya-Ukrayna arasındaki savaş, kimi zaman çok tehlikeli boyutlara vararak 2024 yılında da devam etti. Koronavirüs sürecinde geçici denilerek devreye alınan korumacı tedbirler maalesef geçen yıl da küresel ticareti olumsuz etkilemeyi sürdürdü. Tüketim, üretim ve enflasyon gibi temel ekonomik göstergelerde salgınla beraber başlayan bozulmanın üstesinden henüz gelinemedi. Jeopolitik gerilimler, siyasi çalkantılar ve henüz tam istenilen seviyelere gelinemeyen enflasyonla mücadele dünyada geçen yıla damgasını vurdu.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2025 senesinde nispeten daha iyi bir yıl beklenildiğini, 2025’te küresel iktisadi faaliyetin toparlanmakla birlikte salgın öncesi ortalamalarının altında seyredeceğinin anlaşıldığını vurgulayarak, OECD’nin tahminlerine göre dünya ekonomisinin 2024 yılını yüzde 3,2’lik büyümeyle kapatacağının, 2025 yılında ise yüzde 3,3’lük bir büyüme oranına ulaşacağının öngörüldüğüne değindi.
ABD ekonomisinin sırasıyla yüzde 2,8 ve yüzde 2,2 oranında, Avro Bölgesi’nin ise yüzde 0,8 ve yüzde 1,2 oranında büyümesinin beklendiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “En büyük ticaret ortağımız olan Almanya’daki olumsuz görünümün bizim açımızdan Avro Bölgesi için önemli bir risk unsuru teşkil etmektedir. Ama kendimize yeni pazarlar, yeni ticaret ortakları bularak inşallah bu riski de minimize etmeye çalışacağız. Genel tabloya baktığımızda, şunu net bir şekilde görebiliyoruz. Küresel mal ve hizmet ticareti 2025 yılı için olumlu sinyaller vermesine karşın çözüme kavuşturulamayan sıcak çatışmalar ve jeopolitik gerilimler sebebiyle daha tedbirli, temkinli hareket etmemizi elzem kılmaktadır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, küresel ekonomide ve bölgede yaşanan bütün bu zorluklara rağmen Türkiye’nin hedeflerine doğru emin adımlarla ilerlediğini belirtti.
“İSTİHDAM SON BİR YILDA 1 MİLYON 31 BİN KİŞİ ARTTI”
Yatırım, istihdam, üretim ve ihracat odaklı büyüme stratejisiyle yeni başarı hikâyeleri yazmaya devam edeceklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu verileri paylaştı: “2024 yılının üçüncü çeyreğinde yüzde 2,1 oranında büyüme kaydeden ekonomimiz tam 17 çeyrektir, kesintisiz büyüyor. Böylece yılın ilk 9 ayında yüzde 3,2 oranında büyüme oranına ulaştık. 2023 yılında 1 trilyon 130 milyar dolar olan ekonomimiz 2024 yılının üçüncü çeyreğinde yıllıklandırılmış olarak 1 trilyon 260 milyar doları buldu. 2023 yılında 13 bin 243 dolar olan kişi başına gelirimizin 2024 yılında 15 bin doları aşmasını, 2025 yılında ise 17 bin dolar seviyesinin üzerine çıkmasını bekliyoruz; nereden nereye. 2025 yılı için net ihracat ve sabit sermaye yatırımlarının da desteğiyle yüzde 4 büyüme oranına ulaşmayı hedefliyoruz. Üretimin güçlü etkilerinin son açıklanan istihdam verilerine de yansıdığını memnuniyetle ifade etmek isterim. İstihdam son bir yılda 1 milyon 31 bin kişi arttı. İstihdam edilenlerin sayısı 2024 yılı ekim ayında 32 milyon 970 bin kişiye ulaşarak tarihin en yüksek seviyesini gördü. Ocak-Ekim 2024 döneminde, işsizlik oranımız ortalama yüzde 8,8 oranıyla son 23 yılın en düşük düzeyine inmiştir. Erkeklerde yüzde 6,6 ile yine işsizlikte tarihimizin en iyi oranını yakaladık.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2023 yılı haziran ayında başlayan ve enflasyonla mücadelede sağlam bir zemin oluşturmayı amaçlayan geçiş sürecinin 2024 yılı haziran ayı itibarıyla sona erdiğini, ikinci aşama olan dezenflasyon sürecinin başladığını dile getirdi.
“2025 YILINDA DA ENFLASYON ORANIMIZ İLAN EDİLEN SEVİYELERDE GERÇEKLEŞECEK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sabah TÜİK tarafından açıklanan 2024 yılına ait enflasyon verilerinin uyguladıkları politikaların doğruluğunu teyit ettiğini belirterek, “Enflasyon aralıkta aylık bazda yüzde 1,03 olurken yıllık bazda yüzde 44,38’e gerilemiştir. Yıllık enflasyon 2023 sonuna göre 20 puan, 2024 Mayıs ayındaki zirve seviyesine göre 31 puan düşmüştür. 2025 yılında da enflasyon oranımız orta vadeli programla ve enflasyon raporunda ilan edilen seviyelerle uyumlu şekilde gerçekleşecektir. Bu umut verici gelişmelerin arkası inşallah gelecek” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, piyasaların hükûmete, politikalara, ekonomi programına ve tüm bunlarla birlikte Türk ekonomisinin güçlü potansiyeline güvendiğini vurguladı.
Bu konuda ihracatçıların desteğinin çok kıymetli olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gerek ihracatımızı hedeflerimizle uyumlu bir şekilde artırmaya gerekse enflasyonu tekrar tek haneli rakamlara düşürmeye katkıda bulunmak için iş dünyamızın tüm paydaşlarından samimi destek bekliyoruz” diye konuştu.
“İHRACATÇILARIMIZIN MESELELERİYLE İLGİLENDİK”
Türkiye’yi çok farklı seviyeye taşıdıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ihracatçılar ve iş insanlarıyla yüzlerce seyahate çıkıp dünyayı adeta karış karış dolaştıklarını dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gittikleri her yerde Türkiye’nin potansiyelini, gücünü ve imkânlarını devlet adamlarına ve iş dünyasının temsilcilerine birlikte anlattıklarını kaydederek, “Büyük-küçük ayrımı yapmadan ihracatçılarımızın meseleleriyle ilgilendik. Gümrük işlemlerinden vize sorunlarına, alacak tahsilatından serbest ticaret anlaşmalarına kadar her alanda çözümler ürettik. Zorluklarla karşılaşsak da hep yeni yollar, yöntemler ve pazarlar bulduk” diye konuştu.
Afrika ve Latin Amerika açılım politikaları sayesinde Türk iş dünyasının bu coğrafyalarda da engelleri aşarak güçlü varlık göstermeye başladığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün hamdolsun dünyanın her köşesinde ihracattayız. İhracat, Türk ekonomisinin amiral gemisi vasfını hâlen koruyor. Nitekim 2024 yılının ihracat rakamlarına baktığımızda bunu net şekilde görebiliyoruz” ifadesini kullandı.
“2024’TE AVRUPA BİRLİĞİ’NE İHRACATIMIZ YÜZDE 4,2 ARTIŞLA 108,7 MİLYAR DOLARA ULAŞMIŞTIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen yıla ait dış ticaret verilerine değinerek şunları paylaştı: “Öncelikle 2024 yılı aralık ayında ihracatımız yüzde 2,2 artışla 23,5 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Böylece aralık ayı aylık ihracat rekorunu kırdık. İthalatımız ise yüzde 11,1’lik artışla 32,3 milyar dolar oldu. Yılın tamamında ihracat rakamlarında Cumhuriyet tarihinin rekoruna imza attık. Biraz evvel ifade ettiğim olumsuzluklara rağmen 2024 yılı mal ihracatımız, 2023’e göre yüzde 2,5 oranında artışla 262 milyar dolara çıktı. Ayrıca son 19 ayın 12’sinde o ayın ihracat rekorunu kırdık. 2024 yılı ocak-aralık döneminde 31 ilimiz 1 milyar doların üzerinde ihracat yaparken, 54 ilimiz de ihracatını artırmıştır. En fazla ihracat yapan 5 ilimiz sırasıyla 56,8 milyar dolarla İstanbul, 32 milyar dolarla Kocaeli, 23,8 milyar dolarla İzmir, 18,2 milyar dolarla Bursa ve 13,2 milyar dolarla Tekirdağ’dır. 2024 yılı genelinde ise ithalatımız yüzde 4,9 düşüşle 344,1 milyar dolara inmiştir.”
Geçen yıl dış ticaret dengesinde olumlu kazanımlar elde ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “2023’te 106,3 milyar dolar olan dış ticaret açığını, 2024’te 82,2 milyar dolara kadar indirdik. Yani 2024’te dış ticaret açığını tam 24 milyar dolar düşürdük. 2024’te ihracatın ithalatı karşılama oranı ise 5,5 puan artışla yüzde 76,1’e yükseldi. Bu oran, göreve geldiğimiz 2002 yılında sadece yüzde 50 civarındaydı. 2024 yılında ihracatımızda kıymet bazında artışta öne çıkan ilk üç ülke ise yüzde 22,2 artışla Birleşik Krallık, yüzde 9,9 artışla Amerika Birleşik Devletleri ve yüzde 52’lik artışla Suudi Arabistan olmuştur. 2024 yılında Avrupa Birliği’ne ihracatımız yüzde 4,2 artışla 108,7 milyar dolara ulaşmıştır. Avrupa Birliği’nin son 12 ayda ithalatının yüzde 7,5 gerilediği bir ortamda, ülkemizin bu pazara ihracatının artması çok mühimdir. Ayrıca İslam İşbirliği Teşkilatı üyelerine ihracatımız yüzde 6,1 artarak 70,1 milyar dolara, Türk Devletleri Teşkilatı ülkelerine yüzde 12,9 artışla 11,1 milyar dolara yükselmiştir.”
“EKONOMİMİZ DAHA DENGELİ BÜYÜME TRENDİNDE İLERLEMEKTEDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İhracatın değer bazında en çok arttığı ilk üç fasılaya şöyle bir baktığımızda motorlu kara taşıtlarında yüzde 5,3 artışla 32,5 milyar doları, demir ve çelikte yüzde 15,1 artışla 10,2 milyar doları, elektrikli makine ve cihazlarda yüzde 6,4 artışla 16,4 milyar doları yakaladığımızı görüyoruz” değerlendirmesini yaptı.
Üretimdeki orta-yüksek ve yüksek teknolojili ürün katkısının altını çizmek istediğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “2024 yılında yüksek teknolojili ürünlerin ihracatı, kıymet bazında tam yüzde 19 oranında artışla 8,8 milyar dolara yükselmiştir. Orta-yüksek teknolojili ürünlerin ihracatı ise yüzde 2,8 artışla 92,4 milyar dolara ulaşmıştır. 2022’de yüzde 36,9 olan orta-yüksek ve yüksek teknolojili ürün ihracatının payı 2023’te yüzde 40,4’e, bu yıl yüzde 41’e çıkmıştır. Bu durum, ürünlerimizdeki nitelik artışının önemli işaretidir. Döviz ihtiyacımız azalırken makroekonomik istikrarımız güçlenmekte, dolayısıyla ekonomimiz daha dengeli büyüme trendinde ilerlemektedir” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ihracat rakamlarının ülke, millet ve ekonomi için hayırlara vesile olmasını temenni ederek, “Bu başarının altında fabrikalarda alın teri döken işçiden ustabaşına, atölyelerde emek veren çıraktan kalfaya, insanımıza istihdam kapısı olan işveren ve yatırımcıdan ürünlerimizi dünyayla buluşturan ihracatçılarımıza kadar herkesin imzası vardır. Tabii bu rekor ihracat rakamlarına, kadınların yüzde 20’nin üzerinde katkı yaptığını memnuniyetle belirtmek isterim. Başta kadınlar olmak üzere bütün ihracatçılarımızı ve emeği geçen herkesi yürekten tebrik ediyorum” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, mal ihracatı gibi hizmet ihracatında da hedeflerini aşmanın bahtiyarlığını yaşadıklarını söyledi.
2024 yılında hizmet ihracatı hedeflerinin 110 milyar dolar olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yılın ilk 10 ayında 97,1 milyar dolar hizmet ihracatına ve 54 milyar dolar hizmet ticareti fazlasına ulaştık. Yıllıklandırılmış olarak bakıldığında, ekim ayı itibarıyla gerçekleştirdiğimiz 112,5 milyar dolar hizmet ihracatı ile hedefimiz olan 110 milyar doların üzerine çıktık” diye konuştu.
Gerek mal ticaretinde gerçekleşen performansın gerekse hizmetlerin güçlü katkısının cari işlemler dengesine olumlu yansıdığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Cari işlemler hesabı 5 yıl sonra ilk kez son 5 aydır aylık bazda fazla vermiştir. 2024 yılı sonunda cari işlemler açığının geçen yılki 40,4 milyar dolardan 10-11 milyar dolar seviyesine kadar gerileyeceği anlaşılıyor. Böylece 2024 yılında cari işlemler açığının millî gelire oranının yüzde 1’in altında kalacağına inanıyoruz. Hep söylediğim gibi bu başarılar yalnızca birer başlangıç noktasıdır. Çok daha büyük başarılara ulaşmak için durmadan, yorulmadan, yandık-bittik diyen felaket tellallarına aldırmadan çalışmaya devam edeceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk ekonomisinin kıvanç kaynağı olan ihracatçıların dün olduğu gibi yarın ve daima yanlarında olacaklarını dile getirerek, “2024 yılında mal ve hizmet ihracatçılarımıza toplam 24,7 milyar lira destek sağladık. İhracat desteklerine tahsis ettiğimiz bütçeyi 2025 yılında 33 milyar liraya çıkartıyoruz” ifadelerini kullandı.
İhracatçıların finansmana erişimini kolaylaştırmak için devletin ilgili tüm kurumlarının ortak çaba harcadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, finansmanda sadece Eximbank’la yetinmediklerini, İhracatı Geliştirme Anonim Şirketiyle önemli bir adım atarken, kefalet sistemiyle de teminat sorununa çözüm getirdiklerini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Merkez Bankamız finansmana erişimi desteklemek amacıyla reeskont kredilerinin günlük limitini 13 kat artışla 4 milyar liraya çıkardı. Merkez Bankası son 1 yılda 573 milyar liralık reeskont kredisi kullandırdı” dedi.
“DESTEK SÜREÇLERİNİ HIZLANDIRMAYI AMAÇLIYORUZ”
Türkiye’yi daha güçlü, rekabetçi ve sürdürülebilir bir ekonomik yapıya kavuşturmak için yoğun çaba içinde olduklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ticaret Bakanlığımızca ‘2025 Yılı İhracat Planı’ çalışmalarını da başlatmış bulunuyoruz. İhracatçılarımızın yurt içi ve yurt dışı fuar katılımlarına yönelik desteklerin kapsamını genişletmeyi, desteklere erişimini kolaylaştırmayı ve destek süreçlerini hızlandırmayı amaçlıyoruz” şeklinde konuştu.
Sadece 2024 yılının değerlendirmesini yapmadıklarını, aynı zamanda 2025’in de hedeflerini belirlediklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Geçtiğimiz sene, 2024 yılı mal ve hizmet ihracatı için sizlere 375 milyar dolar hedefini koymuştum ve hamdolsun size olan güvenimi boşa çıkarmadınız. 2025 yılında mal ve hizmet ihracatı olarak toplamda 390 milyar doları geçeceğimize inanıyorum. Önümüzdeki yıl, hedeflerimizi de aşan bir ihracat rakamına ulaşacağınız konusunda Cumhurbaşkanınız olarak ben sizlere güveniyorum.”
Cumhuriyet tarihinin en yüksek ihracat rakamının ülkeye ve millete hayırlı olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ticaret Bakanlığı, Türkiye İhracatçılar Meclisi, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu ve ticaretin artırılması için özveriyle çalışan herkesi tebrik etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni yıl dolayısıyla yayımladığı mesajında, “Önümüzdeki dönemde terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge vizyonumuzu gerçeğe dönüştürmek için kararlı adımlar atacağız. Ülkemizin önünde yeni bir yol açacak bu sürecin suhuletle, karşılıklı iyi niyet ve anlayış içinde yürümesi için her türlü gayreti gösteriyoruz. Ama gerektiğinde, devletimizin kadife eldiven içindeki demir yumruğunu devreye almaktan da çekinmeyeceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni yıl dolayısıyla yayımladığı mesajında şunları kaydetti:
“Aziz milletim, hepinizi en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Bugün 2024’e veda ediyor, yeni umut, beklenti ve hayallerle 2025 senesini karşılıyoruz. Öncelikle yeni miladi yılın ülkemiz, milletimiz, gönül coğrafyamız ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını Rabbimden niyaz ediyorum.
“BİRBİRİMİZE DAHA SIKI KENETLENECEĞİZ”
Geçtiğimiz yıl boyunca istiklal ve istikbalimiz uğrunda toprağa düşen tüm şehitlerimizi rahmetle yâd ediyor, gazilerimize şükranlarımı sunuyorum. Millet olarak 2025 yılında birliğimizi, beraberliğimizi, dayanışmamızı, inşallah, daha da güçlendirecek, birbirimize daha sıkı kenetleneceğiz.
Geride bıraktığımız 2024 senesi, ülkemiz içinde ve bölgemizde pek çok kritik gelişmeye sahne oldu. Mahallî idareler seçimlerini, tam bir demokrasi şöleni havasında, Türk demokrasisinin olgunluğunu tüm dünyaya yeniden gösterdiğimiz bir iklimde, hamdolsun, başarıyla gerçekleştirdik.
Milletimizin iradesi sandıkta özgürce tecelli ederken, kazanan demokrasimizle birlikte yine 85 milyon vatandaşımızın tamamı oldu. Tercihleri ne olursa olsun, seçim sandıklarını birer bayram yerine çeviren vatandaşlarıma bugün bir kez daha teşekkür ediyorum.
Seçimlere ve bölgemizde patlak veren yeni krizlere rağmen, kararlılıkla uyguladığımız ekonomi programımızın meyvelerini toplamaya başladık. İstihdamda, ihracatta, üretimde, turizmde, savunma sanayiinde ve diğer alanlarda çok önemli başarılara imza attık.
Deprem bölgemizi yeniden ayağa kaldırma çalışmalarımızda ciddi mesafe katettik. Yeni yılda bu çalışmalar daha da hızlanacak.
Enflasyondaki düşüşün, özellikle yılın son aylarında, artarak devam etmesi 2025 yılı hedeflerimize ulaşacağımızı teyit ediyor. Vatandaşımızın refah kaybını telafi edecek, alım gücünü artıracak politikalara ağırlık vermek suretiyle, inşallah, daha iyi yerlere geleceğiz.
“HEDEFLERİMİZE ULAŞACAĞIZ”
Konut, kira ve gıda başta olmak üzere fahiş fiyatlarla milletin ekmeğine göz diken fırsatçılarla mücadelemizi, 2025 senesinde de kararlılıkla devam ettireceğiz.
Vatandaşlarımdan, geçmişte Türkiye’ye çok ağır faturalar ödetmiş popülist söylemlere prim vermemelerini özellikle istirham ediyorum.
Son 22 yılda bu ülkenin ve milletin tüm meselelerini nasıl biz çözdüysek, ekonomideki konjonktürel sıkıntıların üstesinden de yine biz geleceğiz. Doğru yoldayız, Allah’ın izniyle hedeflerimize de ulaşacağız. Sizlerden sadece biraz daha sabır, metanet ve anlayış istiyoruz.
“YENİ DÖNEMİN SURİYE’DE KALICI İSTİKRARA KAPI ARALAMASI İÇİN GEREKEN HER TÜRLÜ DESTEĞİ SAĞLAYACAĞIZ”
Aziz milletim, 2024 senesinin son haftaları köklü tarihî, beşerî ve komşuluk ilişkilerimizin bulunduğu Suriye’de yeni bir dönemin kıvılcımı oldu. Yeni dönemin Suriye’de kalıcı barışa, huzura, istikrara ve ekonomik refaha kapı aralaması için gereken her türlü desteği sağlayacağız.
Suriye’de istikrar ortamı kök saldıkça inanıyorum ki, 13 yıldır vatan hasreti çeken Suriyeli muhacirlerin gönüllü geri dönüşü de kolaylaşacaktır. Bu süre boyunca ensar millet olmanın en güzel örneklerini sergileyen tüm vatandaşlarımdan Allah razı olsun” diyorum.
“GAZZE’DEKİ KATLİAMLARA İLK GÜNDEN İTİBAREN EN GÜÇLÜ TEPKİYİ VEREN ÜLKEYİZ”
Gazze’deki katliamlara ilk günden itibaren en güçlü tepkiyi veren, vicdanlı ve adaletli duruşunu her platformda ortaya koyan ülke konumundayız. Gazze’de ve diğer Filistin topraklarında 15 aydır devam eden katliamların son bulması, burada da barışın tesisi için yoğun gayret sarf ediyoruz.
Başkenti Doğu Kudüs olan, 1967 sınırları temelinde özgür, egemen ve toprak bütünlüğüne sahip bir Filistin devletinin kurulması için 2025 yılında da tüm gücümüzle çalışacağız.
“TEMENNİMİZ, 2025 YILINDA KUZEYİMİZDE DE YENİ BİR DÖNEMİN BAŞLAMASIDIR”
Her ikisi de Karadeniz’den komşumuz olan Rusya-Ukrayna arasındaki savaşın adil bir barışla sona erdirilmesi önceliğimiz olmayı sürdürüyor. Temennimiz, 2025 yılında kuzeyimizde de yeni bir dönemin başlamasıdır.
Sınırlarımız ötesinde bütün bu diplomatik hamleleri hayata geçirirken, ülkemiz içinde en önemli gündemimiz iç cephemizin tahkimatı olacaktır.
Türkiye Yüzyılı’nı, kardeşliğin yüzyılı yapmakta kararlıyız. Önümüzdeki dönemde terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge vizyonumuzu gerçeğe dönüştürmek için kararlı adımlar atacağız. Ülkemizin önünde yeni bir yol açacak bu sürecin suhuletle, karşılıklı iyi niyet ve anlayış içinde yürümesi için her türlü gayreti gösteriyoruz. Ama gerektiğinde, devletimizin kadife eldiven içindeki demir yumruğunu devreye almaktan da çekinmeyeceğiz.
Bu çerçevede 2025 yılında milletimize inşallah yeni müjdeler vermeyi ümit ve arzu ediyoruz. Rabbim yar ve yardımcımız olsun.
Rabbim bizleri hizmetkârı olmaktan şeref duyduğumuz aziz milletimize ve umudunu Türkiye’ye bağlamış yüz milyonlarca mazluma mahcup etmesin diyorum. Bu temennilerle yeni takvim yılının ülkemiz, milletimiz ve tüm insanlık için hayırlar getirmesini diliyor, her birinizi saygıyla selamlıyorum.
Yeni miladi yılınız kutlu olsun. Kalın sağlıcakla.”
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.