Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamada, öğrenim kredilerinin geri ödenmesi hakkında, “Haftalar öncesinden ilgili arkadaşlarıma talimatlarımızı verdik, çalışmaları başlattık. Kabine Toplantımızda kredi geri ödemelerinin, herhangi bir enflasyon farkı veya faiz uygulaması olmaksızın, sadece alınan kredi rakamı üzerinden yapılmasını kararlaştırdık” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından basın açıklaması yaptı.
Toplantıda ele alınan konulara ilişkin açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
“Aziz milletim, değerli basın mensupları; sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum.
Sözlerime başlarken milletimin, İslam âleminin ve tüm insanlığın geride bıraktığımız Kurban Bayramı’nı bir kez daha tebrik ediyorum. Rabbimden hepimizi hayırla, sağlıkla, huzurla, esenlikle nice bayramlara eriştirmesini diliyorum. Kurbanlarını keserek yaptıkları hayır ve hasenatla bayramın bereketini aileleri, komşuları ve dostlarıyla paylaşmak suretiyle bu mübarek günleri ihya eden tüm kardeşlerimizden Allah razı olsun diyorum.
İslam’ın beş şartından biri olan Hac farizasını yerine getirerek ülkemize dönmeye başlayan vatandaşlarımızın ibadetlerinin de mebrur ve makbul olmasını Yüce Mevla’dan niyaz ediyorum.
“15 TEMMUZ İHANETİNİN NESİLLER BOYUNCA HATIRLANMASINI SAĞLAMAK HEPİMİZİN BOYNUNUN BORCUDUR”
Geçtiğimiz hafta idrak ettiğimiz bir diğer önemli gün de, 15 Temmuz alçak darbe girişiminin 6. yıl dönümüydü. Dünya tarihinde eşine az rastlanabilecek bir feraset, cesaret, fedakârlıkla milletimiz tarafından akamete uğratılan 15 Temmuz ihanetinin nesiller boyunca hatırlanmasını sağlamak hepimizin boynunun borcudur. Pek çok yerde başarıyla uygulanan sinsi bir senaryoyu ülkemize de teşmil etmek isteyenlerin heveslerini canları pahasına gün doğmadan kursaklarında bırakan milletimizin her bir ferdine şükranlarımı sunuyorum. Rabbim, ülkemizi bir daha böyle bir ihanetle karşı karşıya bırakmasın diyorum. Şehitlerimizi rahmetle yâd ediyor, gazilerimize sıhhat ve afiyetler diliyorum.
Bayram tatili vesilesiyle sıla-i rahim ve dinlenmek için ülkemizin dört bir yanına seyahat eden vatandaşlarımızın gönüllerince günler geçirdiklerine inanıyorum. Ruhen ve bedenen dinlenmiş olarak evlerine, işlerine, günlük hayatlarına geri dönen her bir insanımızdan kendisi, evlatları ve ülkesi için daha çok çalışmasını, daha çok üretmesini, daha çok gayret göstermesini bekliyorum.
“ÜLKEMİZİ HAK ETTİĞİ SEVİYEYE HEP BİRLİKTE GETİRECEĞİZ”
Dünyadaki siyasi ve ekonomik dengelerin yeniden inşa edildiği şu kritik dönemde birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize sıkı sıkıya sarılarak inşallah ülkemizi hak ettiği seviyeye hep birlikte getireceğiz. Türkiye’nin tökezlemesini, Türk milletinin pes etmesini, kazanımlarımızın heba olmasını, hedeflerimizden vazgeçmemizi bekleyenlere cevabımızı işte bu şekilde vereceğiz.
Aziz milletim; son Kabine Toplantımızdan bu yana yurt içinde ve yurt dışında pek çok programa katıldık, görüşmeler gerçekleştirdik, yürütülen çalışmaları yakından takip ettik. Ülkemize eser kazandırmak, insanımıza hizmet etmek için gece gündüz demeden çalışmayı sürdürdük.
27 Haziran’daki Kabine Toplantımızın ertesi günü NATO Liderler Zirvesi’nde ülkemizi temsil etmek üzere İspanya’ya gittik. Ukrayna-Rusya Savaşı sebebiyle önemli bir dönemde yapılan NATO Madrid Zirvesi’nde ülkemizin küresel ve bölgesel krizler konusundaki yaklaşımlarını en üst düzeyde dile getirdik. NATO’nun genişleme politikasının ülkemizin hassasiyetleri çerçevesinde yürümesi konusunda gayet açık ve kesin bir tavır ortaya koyduk. İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyelikleri sürecinin başlaması için masaya getirdiğimiz şartların kabulü üzerine, şartlı onayımızı üye ülkelerle paylaştık.
Buradan bir defa daha; bu ülkelerin şartlarımızı yerine getirmek için gereken adımları atmamaları hâlinde süreci donduracağımızı buradan bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Ana muhalefetin, yavru muhalefetin öyle veya böyle değişik-değişik bir şeyler söylemesi, biz bu ülkede iktidarda olduğumuz sürece bizi bağlamaz. Özellikle İsveç’in bu konuda iyi bir görüntü vermediğini görüyoruz. Bizim Türkiye olarak bu konuda duruşumuz çok nettir, gerisini kendileri bilir.
İspanya programımız ardından Temmuz’un ilk günü Millî Savunma Üniversitemize bağlı Harp Enstitülerinin diploma törenine katıldık. Türk Silahlı Kuvvetlerimizin personel temin ve eğitim sistemini 15 Temmuz’un ardından modern bir yaklaşımla ve günümüz ihtiyaçlarına göre yeniden yapılandırmıştık. Millî Savunma Üniversitemizin diploma töreninde yeni sistemin gayet verimli bir şekilde çalıştığını, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetlerimize iyi yetişmiş subaylar kazandırdığını görmekten memnuniyet duyduk. Bu tablo karşısında FETÖ’cü alçakların tasfiyesinin hemen ardından en zor döneminde Türkiye’nin en kritik ve başarılı sınır ötesi harekâtlarını gerçekleştiren ordumuza olan güvenimiz bir kat daha artmıştır.
Ertesi gün aslında Bursa’da bir dizi programa katılacaktık, ancak küçük bir rahatsızlık sebebiyle programlarımıza birkaç günlüğüne ara verdik.
İtalya Başbakanı Sayın Draghi’nin ülkemize 5 Temmuz Salı günü yaptığı resmî ziyaretle çalışmalarımıza kaldığımız yerden devam ettik. Ertesi gün Somali Cumhurbaşkanı Sayın Mahmud’u Beştepe’de ağırladık. Malezya Başbakanı Sayın İsmail Yakub’un 7 Temmuz’da yaptığı resmî ziyarette iki ülke ilişkilerini kapsamlı stratejik ortaklık seviyesine yükseltme kararı aldık.
“BAYRAM GÜNLERİNDE DE TELEFON DİPLOMASİMİZ KESİNTİSİZ DEVAM ETTİ”
İsrail Cumhurbaşkanı Sayın Herzog ve Filistin Devlet Başkanı Sayın Abbas’la yaptığımız telefon görüşmelerinde bölgenin barış ve huzuru konusundaki telkinlerimizi kendileriyle ayrı-ayrı paylaştık.
Bayram günlerinde de telefon diplomasimiz kesintisiz devam etti. İsrail Başbakanı Sayın Lapid, Rusya Devlet Başkanı Sayın Putin, Ukrayna Devlet Başkanı Sayın Zelenski, Katar Emiri Şeyh Temim, Ermenistan Başbakanı Sayın Paşinyan, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Sayın Selman ile telefonla görüştüğümüz liderler arasında yer alıyor. Ayrıca tabii Suudi Arabistan Kralı Hâdimul Harameyn Şerîfeyn ile de yine görüşmemizi yaptık.
Ayrıca, Türk cumhuriyetlerinden Afrika’ya, Ortadoğu’dan Balkanlara kadar dost ve kardeş ülkelerin devlet ve hükûmet başkanıyla pek çok telefon görüşmesi gerçekleştirdik.
Bu arada Ege ve Akdeniz bölgelerimizde yaşanan yangınları yakından takip ederek görevlendirdiğimiz bakanlarımızdan her aşamada bilgi aldık, gereken yönlendirmeleri yaptık.
Milletimizin şanlı direnişinin sembol mekanlarından İstanbul Saraçhane’de düzenlenen 15 Temmuz Mitinginde vatandaşlarımızla kucaklaşarak şehitlerimizi yâd ettik, gazilerimize şükranlarımızı sunduk. O gün Cumhur İttifakı’nın diğer kanadı Sayın Devlet Bahçeli’yle beraber Saraçhane Meydanı’nda bulunduk.
Yarın yapılacak Türkiye-Rusya-İran Üçlü Zirvesi ve Türkiye-İran Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi’nin yedinci toplantısı vesilesiyle inşallah biraz sonra Tahran’a hareket ediyoruz.
“İÇERİDE VE DIŞARIDA MİLLETİMİZİN ÇIKARLARINI SAVUNMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
Perşembe günü Millî Güvenlik Kurulu toplantımız var. Cuma günü İstanbul’da çeşitli açılışlara katılacak, Cumartesi günü de Kayseri programlarımızı gerçekleştireceğiz. Durmak yok, yola devam. Aşkla çalışan yorulmaz, inancımız bu diyerek Türkiye’yi büyütmeye, itibarını artırmaya, içeride ve dışarıda milletimizin çıkarlarını savunmaya devam edeceğiz.
Aziz milletim; ülkemizi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına çıkartacak, milletimizi hak ettiği refah seviyesine kavuşturacak projelerimizi planlıyor, inşa ediyor ve kendi vatandaşlarımızla birlikte tüm insanlığın hizmetine sunuyoruz. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat odaklı büyüme stratejimize uygun biçimde hayata geçirdiğimiz eser ve hizmetlerin meyvelerini almanın mutluluğunu şu anda yaşayan ülkelerin başında geliyoruz.
İzmit Körfezi’ni otomobil ile mevcut yolu kullanarak geçmek 1,5-2 saat, feribot ile geçmek ise sadece deniz kısmıyla neredeyse 1 saat sürüyordu. Yoğun günlerde çok uzun saatlerde ancak kat edilebilen İzmit Körfez geçişi artık Osmangazi Köprüsü ile 5 dakikada tamamlanabiliyor. Osmangazi Köprüsü’nden sadece 8 Temmuz günü tam 80 bin 624 araç geçti Bay Kemal; bu öyle herkesin kârı değil, bu inanmış kadroların kârıdır. Şayet bu köprü olmasaydı bu kadar aracın feribotla taşınması mümkün olamayacak, karayolu kilitlenecek, seyahatler kesintiye uğrayacak, ulaşım çileye dönüşecekti.
İzmir-İstanbul Otoyolu -senin milletvekili olduğun yer Bay Kemal- ve Osmangazi Köprüsü Sayesinde bu güzergâhta yapılan yolculuk çile olmaktan çıkmış, artık keyif hâlini almıştır. Nitekim 5 Temmuz ile 16 Temmuz tarihleri arasında Osmangazi Köprüsü’nü günlük ortalama 54 bin araç kullanmıştır, böylece araç başı ortalama 6,5 saat ve toplamda 4,2 milyon saat vakit tasarrufu ile 2,5 milyon litre yakıt tasarrufu elde edilmiştir. Sonuçta, sadece bu tarihlerde İzmir-İstanbul Otoyolu ve Osmangazi Köprüsü sayesinde ülkemiz yakıttan, zamandan ve emisyondan 140 milyon liralık bir kazanç sağlamıştır.
Osmangazi Köprüsü ve İzmir-İstanbul Otoyolu 2016 yılından bugüne garanti karşılama oranları yüzde 36’dan yüzde 116’ya çıkmıştır. Bu durum devlet kasasından tek kuruş harcanmadan inşa edilen projenin devlete üste kazanç da sağlamaya başladığını gösteriyor.
Çanakkale Boğazı’nda tarihte ilk kez kesintisiz kara yolu bağlantısını sağlayan, altını çiziyorum, ‘en’lerin ve ‘ilk’lerin projesi 1915 Çanakkale Köprüsü ile Boğazın bu güzergahındaki geçiş süreci de 6 dakikaya inmiştir. Allah’a hamdolsun, bunlar bize nasip oldu. Ve bunlarla birlikte Türkiye gerçekten çağını farklı bir şekilde, evet, yaşamaya başlamıştır. Devletin kasasından tek kuruş çıkmadan 2 milyar 545 milyon avro maliyetle inşa edilen 1915 Çanakkale Köprüsünü 8 Temmuz günü 14 bin 275 araç kullanmıştır; nereden nereye. Ülkemizin dünya ile olan ticari ve sosyal ilişkilerine büyük katkı sağlayan 1915 Çanakkale Köprümüzdeki trafik akışı da tıpkı Osmangazi Köprüsü gibi bir süre sonra geçiş garantisinin üzerine çıkacaktır.
Tabi bu arada köprüden geçecek araç sayısı tahmini ile araç garanti sayısı arasındaki farkı bilmeyenlere de hakikatleri anlatmaya devam edeceğiz.
İstanbul Boğaz geçiş trafiğine rahat bir nefes aldıran Yavuz Sultan Selim Köprüsü ise 8 Temmuz’daki 132 bin 377 araç ve günlük ortalama 60 binden fazla araç geçişiyle kamu-özel iş birliğinin en güzel örneklerinden biridir. Hayata geçirdiğimiz kamu-özel iş birliği projeleriyle ilgili yalan, iftira, karalama kampanyalarının geresindeki sinsi niyetleri biz gayet iyi biliyoruz. Türkiye’nin büyümesini, gelişmesini, zenginleşmesini istemeyenler, kalkınmanın temel altyapısı olan ulaştırma, enerji, şehirleşme gibi yatırımlarımıza saldırıyorlar. Bu hezeyanların amacı, asla ülkenin çıkarını, milletin menfaatini, çevreyi veya benzeri hayırlı niyetleri savunmak değildir. Doğrudan ülkemize ve milletimize husumetlerini ifade edemedikleri için yatırım düşmanlığıyla ayağımıza çelme takmaya çalışıyorlar.
Esasen ulaştırma yatırımlarımızın ülkemize ve milletimize katkısını ifade etmek için sadece şu rakamlar bile yeterlidir: Son 20 yılda ülkemizdeki araç sayısı, hani diyorlar ya ekonomik durum şöyle, ekonomik durum böyle, 8,5 milyondan, -araç sayısı veriyorum dikkat edin- 26 milyona çıkarak 3 kat artmıştır. Hani ekonomik sıkıntıdan bahsediyordun. Bakın rakam ortada, bu kadar korkunç bir rakama ulaşmış ve şu anda otomobil satış yerlerinde birinci el otomobil dahi bulmakta sıkıntı çekiyorlar ve ikinci elle işi idare etmeye çalışıyorlar.
“İSTANBUL HAVALİMANI, AVRUPA’NIN EN YOĞUN VE EN İYİ HAVALİMANI OLARAK GÖSTERİLMEKTEDİR”
Bütün bunlara rağmen yaptığımız 112 milyar dolarlık altyapı yatırımı sayesinde kara yollarımızdaki ulaşım hızı güvenli, konforlu hâle gelirken, trafik kazası oranları ve can kayıpları da yüzde 82 düzeyinde azalmıştır.
Hava yollarımızda da durum aynıdır, hava yollarımızda da rekor üstüne rekor. İstanbul Havalimanımız bayram boyunca günde ortalama 1400 uçağın iniş-kalkışına ve günde ortalama 230 bin yolcuya hizmet vermiştir. Bu yoğunluğu Yeşilköy’ün kaldıramayacağını akıl ve vicdan sahibi herkes kabul edecektir. Ve ne kadar haklı olduğumuz orada da ortaya çıktı. Dünya çapında birinciliklerine doymayan İstanbul Havalimanı, Avrupa’nın en yoğun ve en iyi havalimanı olarak gösterilmektedir.
Antalya Havalimanı’nın kapasite genişletmesi ihalesine verilen 8,5 milyar avroluk bedelin ilk ödemesi olan 2 milyar 138 milyar avrosu 28 Mart 2022’de Hazine’ye aktarılmıştır. Mevcut kapasiteyle de bu havalimanımız 16 Temmuz’da toplam bin 68 uçak ve 188 bin 504 yolcuyla o da kendi rekorunu kırmıştır.
“ÜLKEMİZE 20 YILDA ASIRLIK KALKINMA ALTYAPISI KAZANDIRMIŞ OLMAKLA GURUR DUYUYORUZ”
Ülkemize 20 yılda asırlık kalkınma altyapısı kazandırmış olmakla gurur duyuyoruz. Hamdolsun bugün veya bugüne kadar neyin sözünü verdiysek yaptık, Allah’a izniyle bundan sonra da milletimize verdiğimiz tüm sözleri yerine getirmeyi sürdüreceğiz.
Aziz milletim; ülkemiz bir süredir istisnai dönemlerden geçiyor, istisnai hadiselere de şahit oluyor. Bu istisna, Gezi olaylarında kimi şehirlerimizin ana meydanlarının yaklaşık bir ay boyunca işgaliyle sosyal bünyemizi çatlatma girişimi olarak tezahür etmiştir. Bu istisna, çukur eylemlerinde PKK’nın kimi ilçelerimizin mahallerindeki eylemleriyle millî birlik ve beraberliğimizi yıkma girişimi olarak tezahür etmiştir. Bu istisna, emniyet ve yargı içindeki hainlerin 17-25 Aralık’taki kumpaslarıyla millî iradeyi gasp girişimi olarak tezahür etmiştir. Bu istisna, 7 Haziran 2015 seçimlerinin ardından oluşan belirsizliği fırsat bilenlerin siyaset kurumunu felce uğratma girişimi olarak tezahür etmiştir. Bu istisna, 15 Temmuz’da ülkenin topyekûn işgali, milletin topyekûn esir alınma girişimi olarak tezahür etmiştir. Bu istisna, Suriye sınırlarımız boyunca oluşturulmak istenen terör koridoruyla vatanımızı bölme girişimi olarak tezahür etmiştir. Bu istisna, 2018’deki ekonomimizi mahvetme tehditleriyle ülkemizi dizleri üstüne çökertme girişimi olarak tezahür etmiştir. Bu istisna, 2020’deki tüm dünyayı etkileyen koronavirüs salgınıyla ülkemizi bu küresel sağlık krizinin altında bırakma girişimi olarak tezahür etmiştir. Bu istisna, 2021 Aralık ayında başlatılan panikle ülkemizi kur dalgasında boğma girişimi olarak tezahür etmiştir. Bu istisna, salgınla başlayıp Rusya-Ukrayna savaşıyla daha da derinleşen küresel çalkantıların faturasını ülkemize kesme girişimi olarak tezahür etmiştir. Bu istisna, hâlen maliyet artışlarıyla açıklanamayacak fiyat hareketlerinin tetiklediği enflasyon ve hayat pahalılığıyla insanlarımızı karamsarlığa sürükleme girişimi olarak tezahür etmeyi sürdürmektedir.
“YÖNETİM SİSTEMİNDE DE KÖKLÜ DEĞİŞİKLİKLER GERÇEKLEŞTİRDİK”
Türkiye, tüm bu imtihanları başarıyla vererek yoluna devam etmiş, bugünlere gelmiş bir ülkedir. Avrupa’sından Amerika ve Asya’sına kadar tüm dünyanın enflasyondan resesyona nice sıkıntılarla boğuştuğu bu küresel fırtınadan Türkiye’yi kurtararak inşallah sahil-i selâmete ulaştırmakta biz kararlıyız. Yaşadığımız her tecrübe bize sonraki adımlarımız için eşsiz dersler vermiştir. Geçmişten bugüne edindiğimiz tecrübeler ışığında ülkemizin sadece altyapısını adeta yeni baştan inşa etmekle kalmadık, yönetim sisteminde de köklü değişiklikler gerçekleştirdik. Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’nin zirvesini oluşturduğu bu değişimlerin her başlığı birer sessiz devrim niteliğindedir. Geçmişte siyasi, sosyal, ekonomik düzenimizi bir anda alt-üst edecek nice sınamayı bu süreçte nispeten küçük bedellerle atlatabilmemizi gerçekleştirdiğimiz tarihî reformlara borçluyuz.
Son dönemde ekonomide bu hakikatle yüzleşiyoruz. Dünyanın gelişmiş diye tabir edilen ülkelerinin bile göğüslemekte zorlandığı küresel krizleri hamdolsun biz başarıyla yönetiyoruz. Önceliği istihdama ve büyümeye, yani insanlarımızın işine, aşına, huzuruna verdiğimiz programımız sayesinde içeride ve dışarıda artık yavaş-yavaş itiraf da edilmeye başlandığı gibi emin adımlarla hedeflerimize ilerliyoruz.
“REFAH KAYBINI TELAFİ EDECEK TEDBİRLER ALIYORUZ”
Kurdaki dalgalanmanın ve yükselen fiyatların insanlarımızın hayatında yol açtığı refah kaybını telafi edecek tedbirler alıyoruz. Asgari ücretten memur ve emekli maaşlarına kadar her kesimden vatandaşımızın gelir seviyesini yükseltecek artışlar yaptık, hâlen de yapıyoruz. Yılbaşında ve Temmuz ayı başında yaptığımız düzenlemelerle insanımızı enflasyona ezdirmeme sözümüzü yerine getirdik.
İnşallah yılsonunda gelişmelere göre sabit gelirlilerin durumlarını yeniden gözden geçireceğiz. Aynı şekilde üretimin ve ihracatın artmayı sürdürmesi sayesinde küresel krizi fırsata çevirecek adımları da atıyoruz. Önümüzdeki Şubat, Mart aylarıyla birlikte uyguladığımız politikanın olumlu neticelerini daha iyi görmeye başlayacağız.
Türkiye’yi 2023 hedeflerine kavuşturduğumuz gibi, 2053 vizyonunu da inşallah biz şekillendireceğiz. Yaptığımız hiçbir fedakârlığın, döktüğümüz her damla alın terinin, verdiğimiz hiçbir emeğin boşa gitmeyeceğinden emin olunuz. Ülkemizi geri kalmışlığın sefaletinden, vesayetin zincirlerinden, terör örgütlerinin pençesinden, darbecilerin saldırılarından, içerideki kifayetsizlerin basiretsizliğinden, dışarıdaki düşmanların tuzaklarından, velhasıl 20 yıldır bunca badireden nasıl kurtardıysak inşallah bugünkü sıkıntıları da yine biz çözüme kavuşturacağız. Yeter ki sabredelim, yeter ki çalışalım, yeter ki üretelim, yeter ki ülkemize sahip çıkalım, yeter ki kardeşliğimize halel getirmeyelim, gerisi kendiliğinden gelecektir.
Türkiye, 2023’ü kazasız-belasız ve hedeflerine uygun şekilde geride bıraktığında önümüzde yepyeni ve aydınlık bir dönemin bizi beklediğini hep beraber göreceğiz.
Kardeşlerim; sporcularımız bu yılın ilk 7 ayında uluslararası müsabakalarda gösterdikleri başarılarla hepimizi gururlandırmaya devam ediyor. Bu yıl ülkemize 38 farklı branşta 2632 madalya kazandıran sporcularımıza şahsım ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum. Sporcularımız, son olarak Cezayir’de düzenlenen 19. Akdeniz Oyunları’nda başarı çıtasını biraz daha yükselttiler. Akdeniz Oyunları’ndan 108 madalyayla ülkemize dönen sporcularımızın her birini şahsım, milletim adına tebrik ediyorum.
Madalyalardaki branş çeşitliliği ülkemizde spor altyapısının nasıl dengeli bir şekilde geliştiğinin de işaretidir. Ülkemizin 81 şehrine inşa ettiğimiz spor tesislerini sporcu yetiştirme çalışmalarıyla, performans takip sistemiyle, modern antrenman teknikleriyle birleştirdik. Gençlerimizin azmi, kararlılığı, çalışkanlığı da üzerine eklendiğinde ortaya işte bu başarılar çıktı.
Şimdi önümüzde 9-18 Ağustos tarihlerinde yapılacak Konya İslami Dayanışma Oyunları ile 29 Eylül-2 Ekim tarihlerinde düzenlenecek İznik Dünya Göçebe Oyunları var. Ardından da Paris 2024 Yaz Olimpiyat Oyunları geliyor. İnşallah, bu müsabakalarda başarı ivmemizi artırarak sürdüreceğiz.
Biliyorsunuz geçtiğimiz haftalarda yaz tatilini seyahatle geçirmek isteyen gençlerimiz için 81 ilimizde belirlenen yurtların 15 Temmuz-1 Eylül tarihleri arasında açık olacağı müjdesini vermiştik. Gençlerimiz, rezervasyon sistemiyle işleyen bu hizmetten yararlanmaya başladı. İlaveten gençlerimizin cennet vatanımızın her köşesindeki tarihî eserleri rahatça görebilmeleri için Müze Kart GNS uygulamasını da hayata geçirdik. Bu sayede 18-25 yaş arasındaki tüm gençlerimiz 300’den fazla müze ve ören yerini ücretsiz olarak ziyaret edebilecekler.
“BU YIL 750 BİNE YAKIN GENCİMİZ YURT İMKÂNINDAN FAYDALANDI”
Türkiye, dünyanın devlet eliyle verilen en kapsamlı yükseköğrenim yurdu, öğrenim kredisi ve öğrenci bursu sistemine sahip ülkesidir. Mesela, bu yıl 750 bine yakın gencimiz yurt imkânından faydalanarak, 520 binden fazla gencimiz burs ve 881 binden fazla gencimiz öğrenim kredisi alarak eğitim-öğrenimine devam etmiştir. Geçtiğimiz 20 yılda kredi ve burs miktarlarını 14 kat artırdık. Hâlen öğrencilerimiz lisansta 850 lira… Dikkat edin; biz göreve geldiğimizde bu 45 liracıktı, şimdi ise 850 lira. Yüksek lisansta bin 700 lira, doktorada 2 bin 550 lira kredi veya burs alıyorlar. Yılbaşında bu rakamları tekrar revize edeceğiz, yükselteceğiz. Burs almak isteyen öğrencilerimizin başvuruları 12 farklı kamu kurumunun veri altyapısında yapılan taramayla gayet adil ve şeffaf bir sistemle değerlendiriliyor. Öğrenim kredisi ise, başvuran her öğrencimize veriliyor. Alınan kredilerin geri ödemeleri mezuniyetten 2 yıl sonra başlıyor. Şayet bu süre içerisinde mezun öğrenci henüz sigorta girişi olan bir işe başlayamamışsa, elektronik devlet sistemi üzerinde ödemeyi erteleyebiliyor.
Bugüne kadar kredi ödemelerinin yıllık güncellemesi belirli bir faiz oranı üzerinden değil, yurt içi üretici fiyat endeksi farkına göre yapılıyordu. Hiçbir zaman bir faiz uygulaması yapmadık, ama Bay Kemal, yalan bol, utanmadan, sıkılmadan faizden bahsediyor, öyle bir şey yok. Eğer sıkıyorsa gel kendin bunu ispatla, kimden faiz almışız bunu ortaya koy. Hiçbir öğrenci faiz uygulamasına tabi tutulmamıştır.
Son dönemde enflasyonun arzu etmediğimiz düzeylere yükselmesi, öğrenim kredisi güncellemelerinde beklenmedik rakamların ortaya çıkmasına yol açtı. Gençlerimizi elbette böyle bir yükün altında bırakamazdık, nitekim haftalar öncesinden ilgili arkadaşlarıma talimatlarımızı verdik, çalışmaları başlattık. Biraz önceki Kabine Toplantımızda kredi geri ödemelerinin herhangi bir enflasyon farkı veya faiz uygulaması olmaksızın sadece alınan kredi rakamı üzerinden yapılmasını kararlaştırdık, yani anapara. Bu uygulamadan hâlen kredi geri ödemesi yapan tüm gençlerimiz yararlanacak.
Aldığımız bu kararla kredi geri ödemelerinde toplamda 26 milyar liranın üzerinde bir yükü gençlerimizin üzerinden kaldırmış oluyoruz. Böylece, mezun olup geri ödemesi başlayacak 1 milyon 49 bin, kredi almış, ancak henüz mezun olmamış 812 bin, geri ödemesi vergi dairelerince takip edilen 1 milyon 295 bin olmak üzere toplam 3 milyon 157 bin gencimizin öğrenim kredisi sorununu kökten çözmüş oluyoruz. Önümüzdeki yıldan itibaren kredi ödemesi başlayacak öğrencilerimiz de artık sadece aldıkları kredi rakamı kadar sorumlu olacaklar. Öğrenim krediyle ilgili aldığımız kararın gençlerimize hayırlı olmasını diliyorum.
EK DERS ÖDEMELERİ
Bir müjde de ücretli çalışan öğretmenlerimize ve usta öğreticilerimize vermek istiyorum. Millî Eğitim Bakanlığına bağlı resmî eğitim kurumlarında ek ders ücreti karşılığı görev yapan öğretmenlere ve usta öğreticiler ile Kur’an kurslarında görevlendirilen öğreticilere her 5 ders için ilave 1 saat ek ders ödemesi yapacağız. Bu düzenlemenin ardından haftada 30 saat derse giren bir öğretmenin, usta öğreticinin ve Kur’an kursu öğreticisinin alacağı ücret 3 bin 400 liradan yüzde 68 artışla 5 bin 740 liraya yükselmektedir. Usta öğreticilerimizin 40 saat üzerinden alacakları ücret de 4 bin 500 liradan yüzde 64 artışla 7 bin 400 liraya çıkmaktadır. Yeni düzenlemenin ücretli çalışan öğretmenlerimize, usta öğreticilerimize ve Kur’an kursu öğreticilerimize hayırlı olmasını diliyorum.
Türkiye’de en büyük reformları gerçekleştirdiğimiz alanların başında sağlık gelmektedir. Öğrencisinden en üst düzey yöneticisine kadar sağlık çalışanlarının tamamının işini huzur ve güven içinde yapması en önemli önceliğimizdir. Bunlar arasında tıp ve diş hekimliği fakültelerimizin son sınıflarında kurum personel gibi mesai yaparak, nöbet tutarak çalışan, bilfiil hastalarla ilgilenen öğrencilerimiz de vardır. Hekim adayı öğrencilerimizin hem emeklerinin karşılığını vermek, hem motivasyonlarını yükseltmek için kendilerine yapılan ve asgari ücretin üçte biri kadar olan ödeme miktarını artırma kararı aldık.
“TIP VE DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTELERİNİN SON SINIF ÖĞRENCİLERİNE ASGARİ ÜCRET TUTARI KADAR ÖDEME YAPILACAK”
Devlete bağlı üniversitelerimizin tıp ve diş hekimliği fakültelerinin son sınıf öğrencilerine asgari ücret tutarı kadar ödeme yapılacak. Bu düzenlemenin her iki fakültemizin de öğrencilerine hayırlı olmasını diliyorum.
Kendini vatandaşlarımızın sağlığına vakfetmiş hekimlerimize ve diğer çalışanlarımıza yönelik hiçbir şiddet eylemi kabul edilemez. Bunun asla affedilir yanı yoktur, bu ihanettir, böyle bir ihaneti biz devlet olarak kabul etmeyeceğimiz gibi, yargımızın tüm kurumları da bunların zaten üzerine-üzerine gitmektedir. Hastanelerde sağlık çalışanlarına yönelik saldırıların önüne geçmek için caydırıcı tedbirler alınması hususunda Sağlık ve İçişleri bakanlıklarımız gereken koordinasyonu sağlayacaktır.
Ülkemiz için çalışmaya, üretmeye, her kesimin meselelerini çözmeye devam edeceğiz. Hepinizi bir kez daha sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Bu müjdeler inşallah aydınlık geleceğimizin ifadesi olsun diyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Trabzon 8. Olağan İl Kongresi’nde yaptığı konuşmada, “Çatışmanın, şiddetin, istikrarsızlığın tamamen tarihe karıştığı, ‘terörsüz Türkiye’ hedefimize el birliği, gönül birliği içinde mutlaka ulaşacağız. Bunun için çok kapsamlı, çok boyutlu, her adımı incelikle düşünülmüş bir politika yürütüyoruz. Bir süredir kararlılıkla uyguladığımız ‘terörü kaynağında yok etme’ stratejisinde önemli başarılar elde ettik” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hayri Gür Kapalı Spor Salonu’nda düzenlenen AK Parti Trabzon 8. Olağan İl Kongresi’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Konuşmasına Trabzon’da olmaktan duyduğu mutluluğu dile getirerek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kongrenin Trabzon’a, Türkiye’ye, millete ve demokrasiye hayırlar getirmesini temenni etti.
“SON NEFESİMİZE KADAR TRABZON’A HİZMET EDECEĞİZ”
Kongrede görevini devredenlere teşekkür eden, bayrağı devralanlara muvaffakiyetler dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Konuşmamın hemen başında Trabzon’a olan şükran borcumuzu ödemek arzusundayım. 31 Mart Mahalli İdareler Seçimlerinden önce 17 Şubat tarihinde şehrimize gelmiş ve Meydan Parkı’nda mitingimizi gerçekleştirmiştik. Mitingde Trabzon’dan Cumhur İttifakı’nın adaylarına destek istemiştim. Trabzon tercihini bir kez daha Cumhur İttifakı’nın gerçek belediyecilik vizyonundan yana kullanarak, bize verdiği sözü tuttu. Ahdinize sadık kaldınız. Size olan güvenimizi boşa çıkarmadınız. Ben de işte bu salonda tekrar söylüyorum, Allah ömür verdikçe, son nefesimize kadar Trabzon’a hizmet edecek, Trabzon için canla başla çalışacağız. Şunu da açıkça ifade etmek isterim, AK Parti kurulduğu günden beri hizmet siyaseti yapan, iktidara geldiği günden beri hizmet üreten, eserleriyle temayüz ve tebarüz eden bir parti olmuştur. Biz hep icraatlarımızla yatırımlarımızla konuştuk. Her zaman şunu söyledim, biz bulunduğumuz görevlere millete efendilik etmeye değil, hizmetkar olmaya geliyoruz. Trabzon için çalışmaya, Trabzon için üretmeye, Trabzon’u Türkiye Yüzyılı’nın yıldızlarından biri hâline getirmeye devam edeceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, refahı, huzuru, umudu çoğaltmak, dayanışmayı ve kardeşliği yüceltmek için yağmur, boran dinlemeden koşturacaklarının altını çizerek, “Trabzonlu kardeşlerim gönüllerini ferah tutsun, Trabzon’un emaneti bizdedir, emin ve ehil ellerdedir. Liyakatli, şehrine sevdalı kadrolar Trabzon’da iş başındadır. Allah’ın izniyle Trabzon’un emanetine leke bulaştırmayacağız. Trabzon’un başını öne eğdirmeyecek, Trabzon’a mahcup olmayacağız” dedi.
Trabzon’u gönülden sevdiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz, sizi karşılıksız seviyoruz, biz Trabzonlu kardeşlerimizi Allah için seviyoruz. Rabb’im aşkımızı, sevgimizi, dayanışmamızı daim eylesin” ifadelerini kullandı.
“TRABZON BİZE UMUT OLDU, YOL GÖSTERDİ”
Trabzon’un sadece bir şehir olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Burası, Yavuz Sultan Selim’i hakanlığa hazırlayan şehirdir. Burası, dünyayı dize getiren Kanuni Sultan Süleyman’ın doğduğu şehirdir. ‘Milletimde tefrika görmek endişesi beni kabrimde bile rahatsız eder.’ diyen Yavuz Sultan Selim’in hassasiyeti neyse, Trabzon’un hassasiyeti de odur. Şehit Eren Bülbül ve bütün şehitlerimizin sevdası neyse, Trabzon’un sevdası odur. Vatanın istiklali için, Türkiye’nin geleceği için bedel ödeyen gazilerimizin cesareti ne ise Trabzon’un cesareti odur. Trabzon, elini taşın altına koyanların şehridir. Trabzon, dostunun arkasında dağ gibi duranların, hasmına karşı cesur ve vakur olanların şehridir. Mertliğiyle, ferasetiyle, dik ve dirayetli duruşuyla Trabzonluların bizim gönül dünyamızda mutena bir yeri var. Milletin umudu olarak, milletimizin duasıyla çıktığımız bu yolu Trabzonlu kardeşlerimizle birlikte yürüyoruz. Bundan da büyük bir gurur duyuyoruz. Bu şehir yalnızca iyi gününde değil, en zor gününde de AK Parti’nin ve milletimizin yanında durmuş bir vefa timsalidir. İktidara geldiğimiz günden beri karşılaştığımız tüm engelleri aşarken, milletçe en keskin virajları dönerken, Trabzonlu kardeşlerimizin desteğini hep yanı başımızda bulduk. En kritik süreçlerden geçerken Trabzon bize umut oldu, yol gösterdi, önümüzde yeni yollar açtı. Bağrından çıkardığı nice isimle bu mümbit şehir, Türkiye’nin hem siyasi hem sosyal hem de iktisadi birikiminde belirleyici roller üstlendi.”
“TERÖRSÜZ TÜRKİYE HEDEFİMİZE EL BİRLİĞİ İÇİNDE MUTLAKA ULAŞACAĞIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, üretimden istihdama, yatırımdan ihracata, turizmden büyüme ve kalkınmaya kadar Trabzon’un Türkiye’ye yeri asla doldurulamayacak katkılar yaptığının altını çizerek, Karadeniz’in şahlanışında, bölgenin ayağa kaldırılmasında Trabzonluların çok önemli görevler aldığını söyledi.
Trabzon’un Türkiye Yüzyılı’nın öncü şehirlerinden biri olacağına inandığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Allah’ın izniyle bu potansiyel, bu dinamizm, bu irade Trabzon’da var” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çatışmanın, şiddetin, istikrarsızlığın tamamen tarihe karıştığı terörsüz Türkiye hedefimize el birliği, gönül birliği içinde mutlaka ulaşacağız. Bunun için çok kapsamlı, çok boyutlu, her adımı incelikle düşünülmüş bir politika yürütüyoruz. Bir süredir kararlılıkla uyguladığımız ‘terörü kaynağında yok etme’ stratejisinde önemli başarılar elde ettik. Suriye’nin kuzeyine düzenlediğimiz operasyonlar neticesinde PKK’nın bu ülkedeki uzantısını sınır hattımızdan uzaklaştırdık.”
Konuşmasında, “Bölgesel planların aparatı olarak son günlerde tekrar devreye alınmak istenen DEAŞ terör örgütünü kelimenin tam manasıyla bozguna uğrattık” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Irak’ın kuzeyindeki Pençe Kilit Harekâtı ile bölücü terör örgütünü sürekli sıkıştırdıklarını ve kıpırdayamaz hâle getirdiklerini vurguladı.
Teröristlere yönelik nokta operasyonları ve hava harekatlarının kesintisiz devam ettiğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Nerede bir çıban varsa anında başını koparıyoruz. Sadece 2024 yılında sözde üst düzey 40 teröristi etkisiz hâle getirdik. Ülkemiz içinde de terörle mücadelede çok iyi bir noktadayız. İçeride emniyet, jandarma ve istihbarat birimlerimiz koordinasyon içinde çalışarak örgütün şehir uzantılarına nefes aldırmıyor. Suriye’de 8 Aralık’ta gerçekleşen halk devrimiyle birlikte, bölücü örgütün umutları burada da duvara tosladı. Suriye’deki yeni yönetim, ülkenin toprak bütünlüğünün ve üniter yapısının korunması hususunda son derece kararlı bir tavır sergiliyor. Gazze’de 50 bin kardeşimizi şehit eden siyonistler, bunlar haricinde bölücü terör örgütünün destekçisi, hamisi, efendisi neredeyse kalmadı. Yani gelinen aşamada, terör örgütü için yolun sonu görünüyor. Silahları teslim etmek, terörü terk etmek ve örgütü lağvetmek dışında herhangi bir seçenekleri bulunmuyor. Diğer yol, son asrın en kudretli dönemini yaşayan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kadife eldivene sarılı demir yumruğuyla yüzleşmek olacaktır.”
“KANTONCULUK OYNAMANIN DEVRİ ARTIK TAMAMEN SONA ERMİŞTİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye düşmanlarının aklıyla iş yapanların, eninde, sonunda coğrafyanın değişmez gerçekleriyle karşılaşacağını belirterek, “Bir kere şunu herkes bilsin; silahın, şiddetin, terörün sırtını emperyalistlere yaslayarak kantonculuk oynamanın devri artık tamamen sona ermiştir” diye konuştu.
Bölgenin geleceğini terörle karartmaya çalışanlara izin vermeyeceklerine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bin yıldır aynı coğrafyayı paylaştığımız, yan yana yaşadığımız kardeşlerimizle aramıza yeni duvarlar örülmesine müsaade etmeyeceğiz” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türk, Kürt, Arap, Farisi bizler bu coğrafyanın kadim sahipleriyiz. Asırlardır bir aradayız, beraberiz, ortak bir maziyi paylaşıyoruz. İnşallah, mazimiz gibi istikbalimiz de müşterektir. Bunun için ‘böl, parçala, yönet’ taktiğiyle kardeşleri birbirine düşman eden ve kaynaklarını sömüren emperyalistlerin oyunlarına gelmeyeceğiz. Bu topraklarda fitne yeşertmeye çalışanlara aldanmayacağız. Basiretle, ferasetle, stratejik akılla hareket ederek aramıza örülmek istenen husumet duvarlarını yıkıp atacağız. Trabzon’dan tüm Türkiye’ye ve sınırlarımızın ötesindeki kardeşlerimize samimiyetle seslenmek istiyorum; anamızın dili farklı olabilir, kökenimiz farklı olabilir, siyasi görüşümüz farklı olabilir, mezhebimiz, meşrebimiz farklı olabilir ama hepimiz, bu coğrafyanın bin yıllık evlatlarıyız. Sınırlarımız içindeki 85 milyon olarak her birimiz Türkiye Cumhuriyeti’nin eşit vatandaşlarıyız.”
“TÜRKİYE YÜZYILI’NIN ÖNÜNDEKİ SON ENGELLERDEN BİRİ OLAN TERÖR BELASINI DA ORTADAN KALDIRACAĞIZ”
Her karışı şehit kanlarıyla sulanmış 783 bin kilometrekare vatan toprağı üzerinde bir ve beraber olduklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ezelden ebede kadar hepimiz kardeşiz. Bizim aramıza hiç kimse giremeyecek. Hiç kimse bizim bu kadim birlikteliğimizi bozamayacak. Bu kardeşliği dinamitlemeye kimsenin gücü yetmez, yetmeyecektir. Türkiye Yüzyılı’nın önündeki son engellerden biri olan terör belasını da ortadan kaldırarak, inşallah hedefe daha seri bir şekilde ulaşacağız. Cumhur İttifakı’nın bu konudaki kararlılığı tamdır, iradesi ve mutabakatı en üst seviyededir. Milletimizin de desteğiyle ‘Terörsüz Türkiye’ diyerek tarif ettiğimiz menzili maksudumuza varacağımıza yürekten inanıyoruz” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün partisinin 8. Olağan İl Kongreleri sebebiyle Samsun ve Ordu’da bulunduğunu, orada CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e bazı sorular sorduğunu anımsattı.
Özel’in, Marmara ve İç Anadolu Bölgeleri ile Karadeniz’i birbirine bağlayacak olan hızlı demir yolu hattına CHP olarak niçin karşı çıktıklarını, bu projeden niçin rahatsız olduklarını açıklamasını istediğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “CHP’nin hizmet ve yatırım düşmanlığının arkasında hangi sebeplerin yattığını Sayın Özel’in açığa kavuşturması gerektiğini ifade ettim. Hazır elinde hesap makinesiyle kuyumcu kuyumcu dolaşırken, CHP’li belediyelerin Sosyal Güvenlik Kurumu’na borçlarının kaç çeyrek altın tuttuğunun hesabını yapmasını tavsiye ettim. Hatta, bu konuda hesap uzmanı olan bay Kemal’den yardım almasının bizim açımızdan mahsuru olmadığını vurguladım” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Özgür Özel’in henüz bu konuda akla, mantığa uygun bir cevap veremediğini belirterek, şu ifadeleri kullandı: “CHP’li belediyelerin Sosyal Güvenlik Kurumu’na olan birikmiş borçlarını, çeyrek altın cinsinden hesaplamak, anlaşılan Sayın Özel’in baya vaktini alıyor. Fakat, şurası, CHP siyasetini anlamak bakımından çok ilginç; CHP’nin Genel Başkanı, Ankara’da hızlı trene karşı çıkıyor ama Kars’a gittiğinde, millet neyi duymak istiyorsa, otobüsün üzerinde onu söylüyor. Yönettikleri belediyelerde, sudan otoparka kadar her şeye yüzde 1000 ila yüzde 2 bin 500 arasında zam yapıyorlar. Ancak, bakıyorsunuz Kars’ta doğal gaza indirim yapmaktan bahsediyor. Buradan Sayın Özel’e soruyorum, maden milletin indirimli doğal gaz kullanmasını çok istiyordunuz, peki EPDK’nın indirim kararını iptal ettirmek için niçin mahkemeye taşıdınız? Kars’a, Ardahan’a, Iğdır’a verdiği sözleri, İstanbul’da yerine getirmekten seni alıkoyan nedir? Öyle ya indirebiliyorsan, çağır büyükşehir belediye başkanını, talimat ver, doğal gaz fiyatını anında düşürsün. Madem bu işler emredince oluyor, belediye şirketleri dağıtım bedellerinin yarısını vatandaştan almasın. Orta oyunu burada da bitmiyor. Meselenin vahim tarafı, Sayın Özel’in doğal gaz destekleriyle ilgili hiçbir malumatının olmamasıdır. Evinde kullandığı doğal gaza verdiğimiz desteklerden haberi bile yok.”
“SAKARYA GAZ SAHASI’NDA GÜNLÜK ÜRETİMİMİZ 7 MİLYON METREKÜPÜ AŞTI”
Sadece Karadeniz’deki doğal gaz keşiflerinin sevincini milletle paylaşmak için sağladıkları desteğin tutarının 87 milyar lira olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Geçen yıl vatandaşımızın her 100 liralık doğal gaz faturasının 65 lirasını devlet olarak biz üstlendik. Bununla da kalmadık, 100 liralık elektrik faturasının 60 lirasını kamu olarak yine biz yüklendik. Enerji desteği olarak 2025 yılında bütçede, 472 milyar lira kaynak ayırdık” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, enerji başlığında vatandaşlara çok güçlü destekler verdiklerini belirterek, şöyle devam etti: “Sayın Özel, onu bunu bıraksın da ‘ucuzlatacağız’ dedikleri suya niye 5 yılda yüzde 1000’den fazla zam yaptıklarını bir zahmet açıklasın. Bugün CHP’li belediyelerin olduğu birçok şehirde vatandaşlarımız, su faturalarının elektrik ve doğal gaz faturalarını geçtiğinden dert yanıyor. ‘Allah’ın suyundan para alınır mı?’ diyen siz değil miydiniz bay Özel? Ne oldu da 5 senede suyun fiyatına 10 kat zam yaptınız? Dahası, doğru düzgün sunamadığınız en temel hizmetler için vatandaşın ümüğünü sıkmaktan ne zaman vazgeçeceksiniz? Sayın Özel’e şunu da söylemek isterim; ‘gaz maz yok’ dediğiniz Sakarya Gaz Sahası’nda günlük üretimimiz 7 milyon metreküpü aştı. Diğer sahalarımızla birlikte toplam yurt içi üretimimizi günlük 8 milyon metreküpe yükselttik. ‘Her seçim öncesi petrol buluyorlar’ dediğiniz Gabar’da da günlük üretimde 70 bin varilin üzerine çıktık bay Özel. Hedefimiz 100 bin varil. İnşallah yakında bu rakama da ulaşacağız.”
Tüm bu destekleri verirken, diğer taraftan da sismik arama ve sondaj faaliyetlerine devam ettiklerini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hâlen, 4 derin deniz sondaj gemisi, 2 sismik araştırma gemisi ve destek gemilerinden oluşan dünyanın en modern filolarından birine sahibiz. ORUÇREİS gemimiz, Somali denizlerindeki üç sahada çalışmalarına başladı. İnşallah bu çalışmalardan da müjdeli haberler alacağımıza inanıyorum. Enerjide tam bağımsız Türkiye, bu hedefe ulaşıncaya kadar gece gündüz demeden çalışacağız” diye konuştu.
“MUHALEFETİN BU KÖTÜRÜM HÂLİ BİZİM YÜKÜMÜZÜ DAHA DA AĞIRLAŞTIRIYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aslında sayın Özel’e ve CHP’ye bugün yüklenmek istemiyordum. Siz de takip ediyorsunuz, CHP’nin eski ve yeni kadroları arasındaki güç mücadelesi, onları zaten yeteri kadar hırpalıyor” değerlendirmesinde bulundu.
CHP’de parti içi iktidar kavgasının, Bizans’ı çırak çıkartacak ayak oyunlarının hiç ama hiç eksik olmadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: “CHP’nin derdi, Sayın Özel’e yeter de artar bile. Bay Kemal’in gem vuramadığı siyasi ihtirasları kendi başına ayrı bir tez konusu olur. Karşımıza çıktığı tüm seçimleri kaybetti, son olarak biraz şaibeli de olsa kurultayı da kaybetti ama siyasetten emekli olmayı bir türlü içine sindiremedi, partisi tarafından artık istenmediğini bir türlü kabullenemedi. Kendini hatırlatmak için sürekli fırsat kolluyor, bunun için de çok çirkin bir dille devamlı bize sataşıyor. Nereden tutsan elinde kalan, siyasetten tekaüt hâline gelmiş bir rakiple karşı karşıyayız. Ne iç politikaya ne dış politikaya ne de enerji gibi stratejik konulara dair dikkate alınacak hiçbir fikirleri yok. Kendilerince siyaset yapmaya çalışıyorlar ama onu da kotaramıyorlar. Muhalefetin bu kötürüm hâli bizim yükümüzü daha da ağırlaştırıyor.”
“TRABZON’A GÜNCEL RAKAMLARLA 437 MİLYAR LİRA KAMU YATIRIMI YAPTIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’deki diğer iller gibi Trabzon için de koşturduklarını ve buraya son 22 yılda güncel rakamlarla 437 milyar lira kamu yatırımı yaptıklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Trabzon’a birçok alanda yaptıkları yatırımları anlatarak, “Adalette 2,5 milyar lira, eğitimde 21 milyar lira, gençlik ve sporda 8 milyar lira, sosyal yardımlarda 42 milyar lira, sağlıkta 10 milyar lira, çevre ve şehircilikte 68 milyar lira, ulaştırmada 153 milyar lira, tarım ve ormanda tarımsal hibe destekleri dahil 49 milyar lira, sanayi ve teknolojide finansman destekleri dahil 10 milyar lira, enerjide kamu ve özel toplam 64 milyar lira, kültür ve turizmde 3 milyar lira, çalışma ve sosyal güvenlikte teşviklerle birlikte toplam 7 milyar lira yatırım yaptık” bilgisini paylaştı.
Trabzon’da ikinci devlet üniversitesi olarak Trabzon Üniversitesi’ni kurduklarını, 41 bin seyirci kapasiteli stadyum dahil birçok farklı branşta 97 spor tesisini inşa edip hizmete sunduklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplam 1518 yataklı 19 hastane dahil 62 sağlık tesisi inşa ettiklerini, 900 yataklı Trabzon Şehir Hastanesi’ni bu yılın sonuna kadar tamamlayarak hizmete alacaklarını ifade etti.
TOKİ vasıtasıyla 19 bin 765 konutlu projeyi hayata geçirdiklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, proje kapsamında 8 bin 453 konutu tamamlayıp hak sahiplerine teslim ettiklerini, 2 bin 312 konutun yapımına da devam ettiklerini bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Trabzon’da 6 millet bahçesi projemiz bulunuyor. Bunlardan 3 millet bahçemizi tamamlayıp hizmete açtık. Uzungöl ve Çarşıbaşı Millet Bahçemizin yapımına devam ediyoruz. Arsin Millet Bahçemizin yer seçimini yaptık, çalışmalarına başlayacağız. Kara yollarında 73 kilometreden devraldığımız bölünmüş yol uzunluğunu 267 kilometreye çıkardık. Bitümlü sıcak karışım kaplamalı yol ağını 89 kilometreden 519 kilometreye yükselttik. 22 yıl önce sadece 600 metre uzunluğunda 2 tüneli bulunan şehrimizin bugün yaklaşık 64 kilometre uzunluğunda 25 tüneli bulunuyor. Trabzon’u, Karadeniz Sahil Yolu ile Giresun ve Rize’ye, Artvin güzergahında ise Sarp Sınır Kapısı’na kadar bölünmüş yollarla bağladık. Türkiye’nin en uzun çift tüplü kara yolu tüneli olan Zigana Tüneli’ni tamamladık, Kanuni Bulvarı’nda sona yaklaştık. Şu anda Boztepe Kavşağı’ndan başlayıp Çukurçayır Kavşağı’na kadar olan 2 kilometrelik kesimde de çalışmalara devam ediyoruz. Şehrimizde 22 kara yolu projemizin çalışmaları devam ediyor.”
“ŞENOL GÜNEŞ SPOR TESİSİ’NDEKİ TİCARİ ÜNİTE VE BÖLÜMLERİ 10 YILLIĞINA TRABZONSPOR’A TAHSİS EDİYORUZ”
Akyazı Stadyumu’nun yanında inşa edilen şehir hastanesine ulaşımı hızlandırmak için hafif raylı sistem projesini hayata geçireceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Trabzon’a yaklaşık 32 kilometre uzunluğunda kent içi raylı sistemi kazandıracaklarını dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Trabzon ile Samsun arasını 2 saate düşürecek Samsun-Trabzon-Sarp Hızlı Tren Hattı Projesi ile Samsun’dan itibaren Ordu, Giresun, Trabzon, Rize ve Artvin olmak üzere tüm kentlerin birbirine bağlanacağını belirtti.
Sürekli artan yolcu sayısı doğrultusunda Trabzon’a yeni bir havalimanı kazandırmak için çalışmalara başladıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dış hatlar gelen yolcu terminali ve CIP binalarımızın açılışlarını geçtiğimiz ağustos ayında gerçekleştirdik. Şu anda iç hatlar terminalimiz ile dış hatlara giden yolcu terminalimizdeki tadilatları da bitirmek için yoğun çaba içindeyiz. Ayrıca havalimanımızda dış hatlarda 7 noktaya sefer planlıyoruz. İlimiz için yapımı, planı, ihalesi devam eden toplam 30 yatırımımız daha bulunuyor” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün Trabzonspor’a dair bir müjdeyi sizlerle paylaşmak istiyorum” diyerek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Trabzonspor’umuzun altyapısını güçlendirmek için şehrimizde Kamp Eğitim Merkezi Projesi’ni hayata geçiriyoruz. Trabzonspor Kamp Eğitim Merkezimiz toplam 82 bin metrekare alana sahip. Ayrıca merkezde 28 bin 560 metrekare büyüklüğünde 4 antrenman sahası, otopark, idari tesisler, sosyal ve yeşil alanlar da bulunacak. Ayrıca Şenol Güneş Spor Tesisi içinde bulunan ticari ünite ve bölümleri de 10 yıllığına Trabzonspor’a tahsis ediyoruz. Şimdiden hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum.”
Trabzon Büyükşehir Belediyesinin tahsis ettiği alanda bir hayırsever tarafından inşa edilen cami ve külliye inşaatının ramazanda teravih namazı kılınabilecek seviyeye geleceğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, il kongresinin hayırlara vesile olmasını diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2024 yılı ihracat rakamlarının açıklanması programında yaptığı konuşmada, “Yılın tamamında ihracat rakamlarında Cumhuriyet tarihinin rekoruna imza attık. 2024 yılı mal ihracatımız, 2023 yılına göre yüzde 2,5 oranında artarak 262 milyar dolara çıktı” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ticaret Bakanlığı ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) iş birliği ile Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen 2024 yılı ihracat rakamlarının açıklanması programına katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, programdaki konuşmasında, katılımcıları selamlarken iş dünyasının, Türk milletinin, dost ve kardeş halkların yeni yılını tebrik etti.
Katılımcıların 1 Ocak itibarıyla başlayan üç aylarını da tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rabb’im bizleri Ramazan-ı Şerif’e de sağlık ve afiyetle kavuştursun diyorum” ifadesini kullandı.
“GAZZE MEZALİMİ İÇİMİZDE BÜYÜK BİR YARA OLARAK 2024 SENESİ BOYUNCA DA KANAMAYA DEVAM ETTİ”
Gazze ve Lübnan başta olmak üzere Türkiye’nin yakın çevresinde savaşların, katliamların ve çatışmaların eksik olmadığı zorlu bir yılın geride bırakıldığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Tüm dünyanın gözleri önünde 15 aydır devam eden ve 50 bin masumun hayatına mal olan Gazze mezalimi içimizde büyük bir yara olarak 2024 senesi boyunca da kanamaya devam etti. 2024’ün son haftalarında Suriye’ye doğan özgürlük ve adalet güneşinin 2025 senesinde savaş uçaklarının kararttığı Gazze semalarında da sökün etmesini yürekten temenni ediyoruz. Suriye’de 13 yıl boyunca olduğu gibi 7 Ekim 2023’ten beri maruz kaldıkları zulüm karşısında Filistinli kardeşlerimizi de yalnız bırakmadık. Çeşitli kanallardan gönderdiğimiz 100 bin tonluk insani yardımla Gazzeli mazlumların yükünü bir nebze olsun hafifletmeye çalıştık. Filistin devletinin daha fazla ülke tarafından tanınması için diplomatik alanda yürütülen tüm çabalara hem destek verdik hem de öncülük ettik. İsrail’le ticari işlemleri tamamen durduran tek ülke yine Türkiye olmuştur.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ayrıca Filistin Serbest Ticaret Anlaşması’nı genişletme müzakerelerini tamamlayarak hem Filistin halkının alınan karardan zarar görmemesini temin ettiklerini hem de kendilerine ilave katkılarda bulunduklarını kaydetti.
Kış mevsiminin bastırmasıyla insani felaketin ağırlaştığı Gazze’de tek bir masumun daha hayattan kopartılmasına tahammülleri olmadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Bu anlayışla katliamların bir an önce durması ve kalıcı barışa giden yolun önünün açılması için yoğun gayret sarf ediyoruz. İnşallah önümüzdeki dönemde çok yönlü yürüttüğümüz bu çabalarımızın müspet sonuçlarını görmeyi ümit ediyoruz. Filistin halkıyla dayanışma adına hükûmetimizin aldığı bu karara destek veren iş dünyamızın tüm temsilcilerine bir kez daha şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum. İçeriden ve dışarıdan gelen bütün eleştirilere rağmen nasıl Suriye’de haklı çıkan biz olduysak Gazze krizinde de tarih haklılığımızı teyit edecek, Türkiye’nin adaletten, barıştan ve merhametten yana olan tavrının isabetli olduğunu görecektir. Allah’ın izniyle bundan en küçük bir şüphe duymadık ve duymuyoruz.”
“ENFLASYONLA MÜCADELE DÜNYADA GEÇEN YILA DAMGASINI VURDU”
Her yıl, bir önceki yılın dış ticaret rakamlarını değerlendirmenin iktidarlarının âdeta bir geleneği hâline geldiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Karnemizi önümüze koyduğumuz, başarılarımızın ve eksiklerimizin muhasebesini yaptığımız bu toplantılarımıza büyük önem veriyoruz. Bunu, aynı zamanda halka hesap verme prensibimizin asli bir unsuru olarak görüyoruz. Bu gelenek inşallah bundan sonra da devam edecek” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, her yıl artan dış ticaret rakamlarının bir tarafında hükûmetin, diğer tarafında özel sektörün bulunduğunu belirterek fedakârca çalışarak Türk ürünlerini dünyanın dört bir yanına ulaştıran ihracatçıları ve iş dünyasının elçilerini tebrik etti.
“BÖLGEMİZDE YAŞANAN BÜTÜN ZORLUKLARA RAĞMEN TÜRKİYE HEDEFLERİNE DOĞRU EMİN ADIMLARLA İLERLEMEKTEDİR”
2024 yılında Türkiye’nin dış ticaret alanında yakaladığı ivmeyi tüm yönleriyle inceleyeceklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Dış ticaret rakamlarının objektif değerlendirmesini yaparken şu noktanın gözden ırak tutulmaması gerektiği kanaatindeyim. Türkiye olarak özellikle bölgesel gelişmeler bağlamında belirsizliklerle dolu son derece sancılı ve sarsıntılı bir yıl geçirdik. Karadeniz’den komşularımız olan Rusya-Ukrayna arasındaki savaş, kimi zaman çok tehlikeli boyutlara vararak 2024 yılında da devam etti. Koronavirüs sürecinde geçici denilerek devreye alınan korumacı tedbirler maalesef geçen yıl da küresel ticareti olumsuz etkilemeyi sürdürdü. Tüketim, üretim ve enflasyon gibi temel ekonomik göstergelerde salgınla beraber başlayan bozulmanın üstesinden henüz gelinemedi. Jeopolitik gerilimler, siyasi çalkantılar ve henüz tam istenilen seviyelere gelinemeyen enflasyonla mücadele dünyada geçen yıla damgasını vurdu.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2025 senesinde nispeten daha iyi bir yıl beklenildiğini, 2025’te küresel iktisadi faaliyetin toparlanmakla birlikte salgın öncesi ortalamalarının altında seyredeceğinin anlaşıldığını vurgulayarak, OECD’nin tahminlerine göre dünya ekonomisinin 2024 yılını yüzde 3,2’lik büyümeyle kapatacağının, 2025 yılında ise yüzde 3,3’lük bir büyüme oranına ulaşacağının öngörüldüğüne değindi.
ABD ekonomisinin sırasıyla yüzde 2,8 ve yüzde 2,2 oranında, Avro Bölgesi’nin ise yüzde 0,8 ve yüzde 1,2 oranında büyümesinin beklendiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “En büyük ticaret ortağımız olan Almanya’daki olumsuz görünümün bizim açımızdan Avro Bölgesi için önemli bir risk unsuru teşkil etmektedir. Ama kendimize yeni pazarlar, yeni ticaret ortakları bularak inşallah bu riski de minimize etmeye çalışacağız. Genel tabloya baktığımızda, şunu net bir şekilde görebiliyoruz. Küresel mal ve hizmet ticareti 2025 yılı için olumlu sinyaller vermesine karşın çözüme kavuşturulamayan sıcak çatışmalar ve jeopolitik gerilimler sebebiyle daha tedbirli, temkinli hareket etmemizi elzem kılmaktadır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, küresel ekonomide ve bölgede yaşanan bütün bu zorluklara rağmen Türkiye’nin hedeflerine doğru emin adımlarla ilerlediğini belirtti.
“İSTİHDAM SON BİR YILDA 1 MİLYON 31 BİN KİŞİ ARTTI”
Yatırım, istihdam, üretim ve ihracat odaklı büyüme stratejisiyle yeni başarı hikâyeleri yazmaya devam edeceklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu verileri paylaştı: “2024 yılının üçüncü çeyreğinde yüzde 2,1 oranında büyüme kaydeden ekonomimiz tam 17 çeyrektir, kesintisiz büyüyor. Böylece yılın ilk 9 ayında yüzde 3,2 oranında büyüme oranına ulaştık. 2023 yılında 1 trilyon 130 milyar dolar olan ekonomimiz 2024 yılının üçüncü çeyreğinde yıllıklandırılmış olarak 1 trilyon 260 milyar doları buldu. 2023 yılında 13 bin 243 dolar olan kişi başına gelirimizin 2024 yılında 15 bin doları aşmasını, 2025 yılında ise 17 bin dolar seviyesinin üzerine çıkmasını bekliyoruz; nereden nereye. 2025 yılı için net ihracat ve sabit sermaye yatırımlarının da desteğiyle yüzde 4 büyüme oranına ulaşmayı hedefliyoruz. Üretimin güçlü etkilerinin son açıklanan istihdam verilerine de yansıdığını memnuniyetle ifade etmek isterim. İstihdam son bir yılda 1 milyon 31 bin kişi arttı. İstihdam edilenlerin sayısı 2024 yılı ekim ayında 32 milyon 970 bin kişiye ulaşarak tarihin en yüksek seviyesini gördü. Ocak-Ekim 2024 döneminde, işsizlik oranımız ortalama yüzde 8,8 oranıyla son 23 yılın en düşük düzeyine inmiştir. Erkeklerde yüzde 6,6 ile yine işsizlikte tarihimizin en iyi oranını yakaladık.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2023 yılı haziran ayında başlayan ve enflasyonla mücadelede sağlam bir zemin oluşturmayı amaçlayan geçiş sürecinin 2024 yılı haziran ayı itibarıyla sona erdiğini, ikinci aşama olan dezenflasyon sürecinin başladığını dile getirdi.
“2025 YILINDA DA ENFLASYON ORANIMIZ İLAN EDİLEN SEVİYELERDE GERÇEKLEŞECEK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sabah TÜİK tarafından açıklanan 2024 yılına ait enflasyon verilerinin uyguladıkları politikaların doğruluğunu teyit ettiğini belirterek, “Enflasyon aralıkta aylık bazda yüzde 1,03 olurken yıllık bazda yüzde 44,38’e gerilemiştir. Yıllık enflasyon 2023 sonuna göre 20 puan, 2024 Mayıs ayındaki zirve seviyesine göre 31 puan düşmüştür. 2025 yılında da enflasyon oranımız orta vadeli programla ve enflasyon raporunda ilan edilen seviyelerle uyumlu şekilde gerçekleşecektir. Bu umut verici gelişmelerin arkası inşallah gelecek” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, piyasaların hükûmete, politikalara, ekonomi programına ve tüm bunlarla birlikte Türk ekonomisinin güçlü potansiyeline güvendiğini vurguladı.
Bu konuda ihracatçıların desteğinin çok kıymetli olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gerek ihracatımızı hedeflerimizle uyumlu bir şekilde artırmaya gerekse enflasyonu tekrar tek haneli rakamlara düşürmeye katkıda bulunmak için iş dünyamızın tüm paydaşlarından samimi destek bekliyoruz” diye konuştu.
“İHRACATÇILARIMIZIN MESELELERİYLE İLGİLENDİK”
Türkiye’yi çok farklı seviyeye taşıdıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ihracatçılar ve iş insanlarıyla yüzlerce seyahate çıkıp dünyayı adeta karış karış dolaştıklarını dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gittikleri her yerde Türkiye’nin potansiyelini, gücünü ve imkânlarını devlet adamlarına ve iş dünyasının temsilcilerine birlikte anlattıklarını kaydederek, “Büyük-küçük ayrımı yapmadan ihracatçılarımızın meseleleriyle ilgilendik. Gümrük işlemlerinden vize sorunlarına, alacak tahsilatından serbest ticaret anlaşmalarına kadar her alanda çözümler ürettik. Zorluklarla karşılaşsak da hep yeni yollar, yöntemler ve pazarlar bulduk” diye konuştu.
Afrika ve Latin Amerika açılım politikaları sayesinde Türk iş dünyasının bu coğrafyalarda da engelleri aşarak güçlü varlık göstermeye başladığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün hamdolsun dünyanın her köşesinde ihracattayız. İhracat, Türk ekonomisinin amiral gemisi vasfını hâlen koruyor. Nitekim 2024 yılının ihracat rakamlarına baktığımızda bunu net şekilde görebiliyoruz” ifadesini kullandı.
“2024’TE AVRUPA BİRLİĞİ’NE İHRACATIMIZ YÜZDE 4,2 ARTIŞLA 108,7 MİLYAR DOLARA ULAŞMIŞTIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen yıla ait dış ticaret verilerine değinerek şunları paylaştı: “Öncelikle 2024 yılı aralık ayında ihracatımız yüzde 2,2 artışla 23,5 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Böylece aralık ayı aylık ihracat rekorunu kırdık. İthalatımız ise yüzde 11,1’lik artışla 32,3 milyar dolar oldu. Yılın tamamında ihracat rakamlarında Cumhuriyet tarihinin rekoruna imza attık. Biraz evvel ifade ettiğim olumsuzluklara rağmen 2024 yılı mal ihracatımız, 2023’e göre yüzde 2,5 oranında artışla 262 milyar dolara çıktı. Ayrıca son 19 ayın 12’sinde o ayın ihracat rekorunu kırdık. 2024 yılı ocak-aralık döneminde 31 ilimiz 1 milyar doların üzerinde ihracat yaparken, 54 ilimiz de ihracatını artırmıştır. En fazla ihracat yapan 5 ilimiz sırasıyla 56,8 milyar dolarla İstanbul, 32 milyar dolarla Kocaeli, 23,8 milyar dolarla İzmir, 18,2 milyar dolarla Bursa ve 13,2 milyar dolarla Tekirdağ’dır. 2024 yılı genelinde ise ithalatımız yüzde 4,9 düşüşle 344,1 milyar dolara inmiştir.”
Geçen yıl dış ticaret dengesinde olumlu kazanımlar elde ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “2023’te 106,3 milyar dolar olan dış ticaret açığını, 2024’te 82,2 milyar dolara kadar indirdik. Yani 2024’te dış ticaret açığını tam 24 milyar dolar düşürdük. 2024’te ihracatın ithalatı karşılama oranı ise 5,5 puan artışla yüzde 76,1’e yükseldi. Bu oran, göreve geldiğimiz 2002 yılında sadece yüzde 50 civarındaydı. 2024 yılında ihracatımızda kıymet bazında artışta öne çıkan ilk üç ülke ise yüzde 22,2 artışla Birleşik Krallık, yüzde 9,9 artışla Amerika Birleşik Devletleri ve yüzde 52’lik artışla Suudi Arabistan olmuştur. 2024 yılında Avrupa Birliği’ne ihracatımız yüzde 4,2 artışla 108,7 milyar dolara ulaşmıştır. Avrupa Birliği’nin son 12 ayda ithalatının yüzde 7,5 gerilediği bir ortamda, ülkemizin bu pazara ihracatının artması çok mühimdir. Ayrıca İslam İşbirliği Teşkilatı üyelerine ihracatımız yüzde 6,1 artarak 70,1 milyar dolara, Türk Devletleri Teşkilatı ülkelerine yüzde 12,9 artışla 11,1 milyar dolara yükselmiştir.”
“EKONOMİMİZ DAHA DENGELİ BÜYÜME TRENDİNDE İLERLEMEKTEDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İhracatın değer bazında en çok arttığı ilk üç fasılaya şöyle bir baktığımızda motorlu kara taşıtlarında yüzde 5,3 artışla 32,5 milyar doları, demir ve çelikte yüzde 15,1 artışla 10,2 milyar doları, elektrikli makine ve cihazlarda yüzde 6,4 artışla 16,4 milyar doları yakaladığımızı görüyoruz” değerlendirmesini yaptı.
Üretimdeki orta-yüksek ve yüksek teknolojili ürün katkısının altını çizmek istediğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “2024 yılında yüksek teknolojili ürünlerin ihracatı, kıymet bazında tam yüzde 19 oranında artışla 8,8 milyar dolara yükselmiştir. Orta-yüksek teknolojili ürünlerin ihracatı ise yüzde 2,8 artışla 92,4 milyar dolara ulaşmıştır. 2022’de yüzde 36,9 olan orta-yüksek ve yüksek teknolojili ürün ihracatının payı 2023’te yüzde 40,4’e, bu yıl yüzde 41’e çıkmıştır. Bu durum, ürünlerimizdeki nitelik artışının önemli işaretidir. Döviz ihtiyacımız azalırken makroekonomik istikrarımız güçlenmekte, dolayısıyla ekonomimiz daha dengeli büyüme trendinde ilerlemektedir” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ihracat rakamlarının ülke, millet ve ekonomi için hayırlara vesile olmasını temenni ederek, “Bu başarının altında fabrikalarda alın teri döken işçiden ustabaşına, atölyelerde emek veren çıraktan kalfaya, insanımıza istihdam kapısı olan işveren ve yatırımcıdan ürünlerimizi dünyayla buluşturan ihracatçılarımıza kadar herkesin imzası vardır. Tabii bu rekor ihracat rakamlarına, kadınların yüzde 20’nin üzerinde katkı yaptığını memnuniyetle belirtmek isterim. Başta kadınlar olmak üzere bütün ihracatçılarımızı ve emeği geçen herkesi yürekten tebrik ediyorum” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, mal ihracatı gibi hizmet ihracatında da hedeflerini aşmanın bahtiyarlığını yaşadıklarını söyledi.
2024 yılında hizmet ihracatı hedeflerinin 110 milyar dolar olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yılın ilk 10 ayında 97,1 milyar dolar hizmet ihracatına ve 54 milyar dolar hizmet ticareti fazlasına ulaştık. Yıllıklandırılmış olarak bakıldığında, ekim ayı itibarıyla gerçekleştirdiğimiz 112,5 milyar dolar hizmet ihracatı ile hedefimiz olan 110 milyar doların üzerine çıktık” diye konuştu.
Gerek mal ticaretinde gerçekleşen performansın gerekse hizmetlerin güçlü katkısının cari işlemler dengesine olumlu yansıdığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Cari işlemler hesabı 5 yıl sonra ilk kez son 5 aydır aylık bazda fazla vermiştir. 2024 yılı sonunda cari işlemler açığının geçen yılki 40,4 milyar dolardan 10-11 milyar dolar seviyesine kadar gerileyeceği anlaşılıyor. Böylece 2024 yılında cari işlemler açığının millî gelire oranının yüzde 1’in altında kalacağına inanıyoruz. Hep söylediğim gibi bu başarılar yalnızca birer başlangıç noktasıdır. Çok daha büyük başarılara ulaşmak için durmadan, yorulmadan, yandık-bittik diyen felaket tellallarına aldırmadan çalışmaya devam edeceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk ekonomisinin kıvanç kaynağı olan ihracatçıların dün olduğu gibi yarın ve daima yanlarında olacaklarını dile getirerek, “2024 yılında mal ve hizmet ihracatçılarımıza toplam 24,7 milyar lira destek sağladık. İhracat desteklerine tahsis ettiğimiz bütçeyi 2025 yılında 33 milyar liraya çıkartıyoruz” ifadelerini kullandı.
İhracatçıların finansmana erişimini kolaylaştırmak için devletin ilgili tüm kurumlarının ortak çaba harcadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, finansmanda sadece Eximbank’la yetinmediklerini, İhracatı Geliştirme Anonim Şirketiyle önemli bir adım atarken, kefalet sistemiyle de teminat sorununa çözüm getirdiklerini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Merkez Bankamız finansmana erişimi desteklemek amacıyla reeskont kredilerinin günlük limitini 13 kat artışla 4 milyar liraya çıkardı. Merkez Bankası son 1 yılda 573 milyar liralık reeskont kredisi kullandırdı” dedi.
“DESTEK SÜREÇLERİNİ HIZLANDIRMAYI AMAÇLIYORUZ”
Türkiye’yi daha güçlü, rekabetçi ve sürdürülebilir bir ekonomik yapıya kavuşturmak için yoğun çaba içinde olduklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ticaret Bakanlığımızca ‘2025 Yılı İhracat Planı’ çalışmalarını da başlatmış bulunuyoruz. İhracatçılarımızın yurt içi ve yurt dışı fuar katılımlarına yönelik desteklerin kapsamını genişletmeyi, desteklere erişimini kolaylaştırmayı ve destek süreçlerini hızlandırmayı amaçlıyoruz” şeklinde konuştu.
Sadece 2024 yılının değerlendirmesini yapmadıklarını, aynı zamanda 2025’in de hedeflerini belirlediklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Geçtiğimiz sene, 2024 yılı mal ve hizmet ihracatı için sizlere 375 milyar dolar hedefini koymuştum ve hamdolsun size olan güvenimi boşa çıkarmadınız. 2025 yılında mal ve hizmet ihracatı olarak toplamda 390 milyar doları geçeceğimize inanıyorum. Önümüzdeki yıl, hedeflerimizi de aşan bir ihracat rakamına ulaşacağınız konusunda Cumhurbaşkanınız olarak ben sizlere güveniyorum.”
Cumhuriyet tarihinin en yüksek ihracat rakamının ülkeye ve millete hayırlı olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ticaret Bakanlığı, Türkiye İhracatçılar Meclisi, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu ve ticaretin artırılması için özveriyle çalışan herkesi tebrik etti.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.